• Sonuç bulunamadı

İstikrar ve Büyüme Paktı ve Üye Ülkelerin Maliye Politikalarına

B. İstikrar ve Büyüme Paktı ve Üye Ülkelerin Maliye Politikalarına

etkilenmektedir. Talep azalışı devletin tüketim ve yatırım harcamalarını azaltması yoluyla doğrudan olabileceği gibi, vergi artışı veya transfer harcamalarının kısıtlanması nedeniyle harcanabilir gelirleri düşen hane halkının tüketiminin azalması şeklinde, dolaylı da olabilir.44

Üye ülkelerin bütçe kriterlerini sağlayabilecek şekilde bir mali politika uygulaması, Topluluk ekonomileri üzerinde daraltıcı etkiler yaratabilir. Özellikle kamu açığı yönünden bu baskı çok daha önemli olabilecektir. Bunun yanı sıra bütçe normlarına sıkı sıkıya bağlı kalınması, hem makro ekonomik istikrar işlevlerinde hem de yapısal faaliyet aracı olarak maliye politikalarının rolünü önemli ölçüde sınırlandırmak riski taşımaktadır.

Örneğin 2005 yılında; parasal birliğin öncü ülkesi Almanya’da ekonominin durumuna ilişkin tahminlerde bulunanlar, büyüme tahminlerini aşağı çekmiş, raporlar, yoksulluğun artmakta olduğu yorumunu yapmıştır. Bunların da ötesinde savaş sonrası dönemin en yüksek düzeyine ulaşan işsizliğin artması beklenmekte, işgücü maliyetlerindeki düşüşün bir unsuru olarak özellikle maaş harici yardımlardaki kesinti ve belirsizlik ile işsizlik endişesinin artmasının, iç talebi gerilettiği belirtilmektedir. Büyüme hızı, işsizliği azaltmak bir yana artmasını engelleyemeyecek kadar zayıf kalmıştır. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak giderek talebi daha fazla artırmaya yönelik politikalar üretilmeye çalışılmaktadır.

Hükümetin yapısal reformlarını eleştiren, parasal ve mali politikaların gevşetilmesini öngören görüşler öne çıkmıştır. Yeni iş olanakları yaratılması için girişimde bulunulması gerektiği ifade edilmiştir. Hükümet içinde de uygulanan politikaların değiştirilmesi tartışılmış, bütçe açığını GSYİH’nın yüzde 3’ü ile sınırlayan İBP kurallarının esnetilmesini istemiştir. Aynı şekilde gündeme gelen diğer konu, büyümeyi desteklemek için firmalara yönelik vergi indirimleri ve daha fazla kamu yatırımı yapılması olmuştur.45

44 Zeliha Göker, “Kamu Borç Stokunun Azaltılmasında Maliye Politikalarının Rolü”

Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi Sayı:10, Antalya, 2005, s.165. http://www.akdeniz.edu.tr/iibf /yeni/genel/dergi/Sayi10/11Goker.pdf (11.12.2006)

Topluluk ülkelerinde kısıtlayıcı mali düzenlemeler, kamu harcamalarını kısacak bu da daha düşük bir büyümeye neden olabilecektir. Zira bütçe disiplini kuralları, özellikle, ekonomik büyüme üzerinde uzun dönemde önemli etkileri olduğu bilinen kamu yatırımlarını ciddi şekilde kısmaktadır. Bu kuralların tüm üye ülkelerce uygulanması yaratılabilecek ekonomik büyümelerin ve artabilecek istihdamın bir bakıma önüne geçmekte bu da bütünleşen ekonomik yapıda farklı ülkelerde yaşanan sorunların diğer ülkeleri de etkilemesi sonucunu doğurmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde kamu yatırımlarının düşüş trendinin altında çeşitli sebepler yatmaktadır. İlk sebep olarak ülkelerin ekonomik yapısı dikkat çekmektedir. Kamu harcamaları, özellikle kamu altyapı harcamaları düzeyi ülkelerin göreceli olarak ulaştıkları gelişme aşamasına bağlıdır. İkinci sebep son on yılda kurumsal yapılardaki değişimle ilgilidir. Finansman araçlarının riskinden korunmada sağlanan gelişmelerle özel sektör, artan oranlarda kamunun yerini almıştır. Kamuya ait varlıkların özel sektöre satışı kamu yatırımlarını azaltmıştır.

Son sebep olarak kamu sektörü ve kamu finansman ölçeğinin küçültülmesi sayılmaktadır. 46

Bütçe kriterleri ile bütçe dengesinin sağlanması için oluşturulan baskı, farklı kategorilerdeki kamu harcamalarının çok önemli düzenleyici ve düzeltici rolünü sınırlandırmaktadır. Geçici cari harcamaların ve kamu yatırımlarının borçlanma ile, sürekli cari kamu harcamalarının vergiyle finanse edilmesi durumunda maliye politikasının etkinliği daha da artabilecektir47.

Kamu harcamalarının azaltılması yönündeki baskı, kamu kaynakları tahsis sürecinin sınırlandırılmasına neden olup, ekonomideki iktisadi aktörler arasında kamu kesimi, özel sektör, hane halkı, farklı gelir grupları, farklı yaş ve cinsiyet grupları arasında eşitsizlik yaratabilmektedir. Yasal düzenlemelerle desteklenen mali

46 Alessandro Turrını, “Public Investment and the EU Fiscal Framework” European Commission Directorate-General For Economic And Financial Affairs, May 2004, No:202, s.8. http://

ec.europa.eu/economy_finance/publications/economic_papers/economicpapers202_en.m (18.02.2007)

47 Tokatlıoğlu, op.cit. s.82

kriterlerin yarattığı baskı özellikle sosyal güvenlik ve savunma harcamalarında kendini hissettirmektedir.48 Yaşanan işsizlik oranları ortalama % 9’lar seviyesindeyken ve yaşlı nüfus artarken sosyal güvenlik sisteminin ihtiyaç duyduğu primler üretilememekte bu da hükümetleri ciddi şekilde zora sokmaktadır

Büyüme ve İstikrar Paktı’nın özünde Borç/GSYİH oranlarının ve faiz oranlarının düşük tutulması yatmaktadır. Özellikle, Güney Avrupa ülkelerinde bütçe açıklarının yaratacağı yüksek faiz oranlarından korunarak yatırım ortamının bozulmasının engellenmesi için çözüm üretme konusunda henüz yeterli mesafe kat edilememiştir. Halen birçok ülkede borçlanma miktarı çok yüksektir.

Günümüzde, Avrupa Birliği’nde yapısal sorunlar yaşanmaktadır. Yüksek seviyede yapısal işsizlik, düşük verimlilik, dünya ekonomisinde rekabetçi üretim alanlarında yetersiz kalınması gibi. sorunlara çözüm getirmekle mali disiplin politikalarını yürütmek arasında sıkışan bir Avrupa söz konusudur. Bu sıkışıklığın aşılması için bir takım yapısal tedbirler alınması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. AB ekonomi politikalarının, özellikle ABD ve Japonya ile karşılaştırılarak değerlendirilmesi, 2000 yılındaki gerçekleştirilen Lizbon zirvesinde yapılmıştır.

Lizbon zirvesinde sunulan raporda AB ekonomisi için şu tespitler yapılmıştır:

a) AB’nin ekonomik büyüme hızı genellikle ABD’nin gerisindedir, b) AB’de işsizlik kabul edilemeyecek ölçüde yüksektir ve bu durum yarattığı ekonomik kayıpların yanı sıra, çok sayıda kişinin kendisini toplumdan dışlanmış hissetmesine yol açan bir sosyal sorun da yaratmaktadır, c) AB ekonomisi, başlıca rakipleri –özellikle ABD- kadar dinamik ve istihdam yaratma yeteneğine sahip bir ekonomi değildir.

Lizbon raporu bu üç tespiti yaptıktan sonra, AB ekonomisinin temel zaaflarını; AB ekonomisinin bilgi-temelli bir ekonomiye dönüşememiş olması, girişimci ihtiyacını yeterince karşılayamaması, yeterince istihdam yaratamaması, yetersiz istihdam nedeniyle sosyal güvenlik sistemine yeterli pirim üretilememesi, zayıf ar-ge faaliyetleri olarak sıralamaktadır. Bu çerçevede AB’nin bilgi temelli bir

48 Tokatlıoğlu, İbid.83., Paul Masson, “Fiscal Dimensions of EMU”, The Economic Journal, Vol.106 N.437, 1996, ss. 999-1000’den alıntı.

ekonomiye dönüştürülmesi, özellikle eğitim alanında insana yatırım yapılması ifade edilmiştir49.

Bu değerlendirmeler ve ulaşılan sorunlar AB’de maliye politikasının önemini bir kez daha ortaya koymuştur. AB ekonomisinin daha rekabetçi ve bilgi temelli bir ekonomiye dönüşümü için üye ülkelerin bu konuda altyapı oluşturmaları ve bunu geliştirmeleri gerekmektedir. Bu da harcama kalemlerinin artışı anlamına gelecektir.

Ancak bütçe kriterlerini ihlal etmeyecek bu tür düzenlemeler için maliye politikalarına esneklik tanınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

Artan kaynak ihtiyacının vergilerle finansmanı vergi uyumlaştırma çabaları ile kısmen sınırlandırılırken, vergi oranlarında artışa gidilmesi, özellikle dolaylı vergilerin arttırılması, Avrupa iç pazarındaki talebi daraltarak, tüketim ve yatırım üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecektir. Bütçe kriterlerinin esnetilmeden uygulanması kamu kesiminin hareket alanını daraltmakta büyüme ve istihdam gibi makroekonomik hedeflerden uzaklaşılmaktadır. Bu çerçevede ortaya çıkan olumsuz etkiler, Topluluk bünyesinde ülkeler arasındaki uyumu da etkileyebilir. Bir siyasi birlik hedefi açısından yapısal ekonomik farklılıklardan kaynaklanacak hoşnutsuzlukların giderilmesi hayati önem taşımaktadır.

C. İstikrar ve Büyüme Paktında Değişiklik Yapılması ve Pakta

Benzer Belgeler