• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.4. İlgili Araştırmalar

2.3.3. Vefatı ve Mezarı

Kaynaklar İncili’nin ölüm tarihi olarak çoğunlukla 1632/33’ü göstermektedir (Tokmakçıoğlu, 1983: 8). İncili, IV. Murad’ın Hükümdarlığının son yıllarında 1632 yılında vefat etmiştir. İncili Çavuş’un Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığının son dönemlerinde (1560- 1566) musahiplik görevine başladığını kabul edecek olursak vefat ettiği 1632 yılına kadar yetmiş iki yıllık bir görev süresi karşımıza çıkmaktadır. Fıkra-larda da I. Ahmet’ e musahiplik görevinin İncili’nin yaşlılık dönemine rastladığı belir-tilmektedir (Turan, 2008: 11).

Boratav’a (2014: 97) göre İncili Çavuş’un mezarı İstanbul Edirnekapı Mezarlı-ğı’ndadır. Mezar taşında ise hicri 1042 ( M. 1632/33) tarihi bulunur.

Mehmed Süreyya “Tezkire- i Meşahir-i Osmaniyye” eserinde İncili’nin IV.

Murad (saltanatı: 1623- 1640) zamanında yaşadığını ve aynı padişah zamanında öldü-ğünü, İstanbul’da Sultanahmed’ de Firuz Ağa Camii’nin yakınında gömüldüğünü bil-dirmiştir (Türk Ansiklopedisi, 1972: 125).Ancak daha sonra bu görüşün yanlışlığı Abdülbaki Gölpınarlı, Erdoğan Tokmakçıoğlu gibi bazı araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur. İncili Çavuş’un mezarının Edirnekapı Mezarlığı’nda olduğu yaygın olarak kabul edilen görüştür.

Abdülbaki Gölpınarlı Türk Ansiklopedisi’nin “İncili Çavuş” maddesi için yazdı-ğı yazıda şöyle demiştir: İncili Çavuş’un mezarının Edirnekapı Mezarlıyazdı-ğı’nda olduğu söylenir. İncili Çavuş İstanbul’da Edirnekapı Mezarlığı’nda, La’li Çeşmesi biraz geçi-lince, Defterdar’a inen yola varılmadan sağ tarafta, biraz içerde medfundur. Üstüvani mezar taşında dört satır olarak sülüs yazıyla şu kitabe mahkûktur: “ Merhum İncili- Mustafa Çavuş- ruhıyçün- Fatiha- Sene 1042 (M. 1632/33)” (Türk Ansiklopedisi, 1972:

125).

şek-lindeki kitaplar mevcut olsa da yaşamı ve fıkralarının incelenmesi üzerine çalışmalar çok sınırlı kalmıştır.

Akçar (2010), “İki Osmanlı Nüktedanının (Bekri Mustafa- İncili Çavuş) Fıkrala-rı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma” başlıklı doktora tezinde hem Bekri Mustafa ve İncili Çavuş’un yaşamlarına değinmiş hem de fıkra özelliklerini karşılaştırmalı olarak ele almıştır. Seksen yedi tane İncili Çavuş fıkrası, yüz on bir tane de Bekri Mustafa fık-rası konu, kişiler, zaman ve mekân bakımından incelenmiştir. Sonuç olarak ise; karşılaş-tırmalı olarak incelenen Bekri Mustafa ve İncili Çavuş’un toplumun sadece bir kesimini değil bütününü temsil ettiği ve fıkralarıyla hemen her konuya değinerek bir bütünlük arz ettikleri kanaatine varılmıştır.

Fıkra türü özellikle üniversitelerin Türkçe Eğitimi ve Türk Dili ve Edebiyatı bö-lümlerinde çalışılmış, fakat çoğunlukla Nasreddin Hoca ile ilişkilendirilerek ele alınmış-tır.

Çiçekler (2006), Türkçe öğretiminde fıkra metinlerinin kullanımını araştırmıştır.

Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde dil, ana dili, Türkçe öğretimi kav-ramlarına değinilmiştir. İkinci bölümde çocuk edebiyatı ve ülkemizdeki gelişimi üze-rinde durulmuştur. Üçüncü bölümde fıkranın tanımı, Türk fıkralarının tasnifi, teşekkülü ve tarihçesi açıklanarak fıkraların eğitim fonksiyonu üzerinde yoğun olarak durulmuş-tur. Sonuç olarak ise fıkraların ana dili eğitiminde etkin olarak kullanılabilecek yeterlik-te olduğu ifade edilmiştir.

Dedebağı (2007), “Nasreddin Hoca fıkralarından genç neslin öz benindeki doğal yetileri uyandırma noktasında nasıl yararlanılabilir?” sorusuna cevap aradığı yüksek lisans tezinde kaynak tarama ve içerik çözümleme yöntemlerini kullanmıştır. Nasreddin Hoca fıkraları eğitim açısından bir tasnife tabi tutulmuş, fıkralarda verilen eğitsel mesaj-lar tek tek değerlendirilmiş ve fıkramesaj-ların dil duyarlılığına katkısı incelenmiştir.

Nasreddin Hoca fıkralarının Türkçe sevgisi ve dil duyarlılığı kazanımına olumlu yönde katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.

Demirtaş (2012), “Değerler Eğitiminde Edebi Ürünlerden Yararlanma:

Nasreddin Hoca Fıkraları” adlı yüksek lisans tezini Saim Sakaoğlu ve Ali Berat Alpte-kin tarafından kaleme alınan Nasreddin Hoca kitabında bulunan 124adet fıkra üzerin-den yürütmüştür. Değer analizi yapılırken ise Shalom H. Schwartz’ın on boyuttan olu-şan değer listesi esas alınmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizi için doküman

analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda fıkralarda en fazlaözyönelim, uya-rılım, hazcılık boyutlarından oluşan yeniliğe açıklık değer tipinin yer aldığı tesbit edil-miştir. Tüm bunların neticesinde; Nasreddin Hoca fıkralarının barındırdığı zengin kültür ögeleriyle ulusal ve evrensel değerleri yansıttığı kanısına varılmış. Bu fıkraların başta Türkçe öğretiminde değeraktarımı olmak üzere, diğer derslerde de okul içi ve okul dışı etkinliklerde kullanılabilecek, ders kitaplarında yer alabilecek metinler olduğuna ula-şılmıştır.

Gevenç (2014), sosyal bilgiler öğretiminde fıkra kullanımının öğrencilerin aka-demik başarısına etkisini belirlemeye çalışmıştır. Veri toplamak amacıyla bir başarı testi geliştirmiştir. Bu test önceden belirlenen deney ve kontrol grubuna hem araştırma önce-sinde hem de araştırma bitiminde uygulanmıştır. Sonuçta; fıkra kullanılarak yapılan sosyal bilgiler öğretiminde başarı düzeyinin daha yüksek olduğu kanısına varılmıştır.

Eğitici değerlerle ilgili olarak yapılan çalışmalar her geçen gün artmaktadır.

Üniversitelerin farklı bilim dallarında bu konuda yürütülmüş birçok araştırma mevcut-tur.

Akbaş (2004), doktora tezinde 8. sınıf öğrencilerinin ilköğretim okulları genel hedeflerine ulaşma düzeyini belirlemeyi amaçlamıştır. Bunun için öğretmen ölçeği, ge-leneksel değerler ölçeği, çalışma-iş değerleri ölçeği, bilimsel değerler ölçeği ve temel değerler ölçeği kullanmıştır. 360 öğrenci ve 44 öğretmenle yürüttüğü çalışmada öğren-cilerin değerlere ulaşma düzeyinin cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey, aile ve öğretmen tutumlarına bağlı olarak değiştiğini tespit etmiştir.

Yazıcı (2006), “Değerler Eğitimine Genel Bir Bakış” adlı makalesinde değer kavramına, değer sınıflandırmalarına, değerler eğitiminde kullanılan yaklaşımlara ve değerler eğitiminde karşılaşılan sorunlara değinmiştir.

Şen (2007), Millî Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim okulları için hazırladığı 100 Temel Eser’de eğitici değerleri tespit etmek amacıyla hazırladığı yüksek lisans tezinde değerlerin Türkçe dersi öğretim programındaki yerine de değinmiştir. Şen, araştırma sonunda incelediği 29’u yerli, 29’u yabancı eserin değer aktarımı içinyeterli olmadığını tespit etmiştir.

Topcu (2007), beş bölümden oluşan yüksek lisans tezinde 15. yüzyılda Ebu’l Hayr-ı Rumi tarafından kaleme alınan Saltukname’yi değerler eğitimi açısından

incele-miştir. Değer kavramı, değerlerin sınıflandırılması ve işlevi, değer eğitiminde okul, aile ve edebiyat eserlerinin rolü incelenmiştir. Araştırma sonucunda Saltukname’nin edebi eserler vasıtasıyla işlevsel bir değerler eğitimi yapılabileceğini kanıtladığı tespit edil-miştir.

Emek (2010), eğitici değerleri yenileşme dönemi Türk hikayelerinden öğretmen konulu olanlar örneklemi çerçevesinde araştırmıştır.Üç yüz otuz tane öğretmen konulu hikayede otuz bir tane eğitici değere yönelik bulguya rastlanmıştır. Tesbit edilen bulgu-lar analiz edilerek tablo ve grafikler yardımıyla sıklıkbulgu-ları ve yüzde oranbulgu-ları verilmiştir.

Kumbasar (2011), “Muzaffer İzgü’nün Romanlarının Değerler Eğitimi Açısın-dan İncelenmesi” adlı yüksek lisans tezinde yazarın 12 romanını değer eğitimi bakımın-dan araştırmıştır. Romanlar Sosyal Bilgiler ile Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretim Programı’ndaki değerler ölçüsünde 25 değerden oluşan bir listeye göre taranmıştır.

Araştırma sonunda romanlarda en çok sevgi değerine rastlanmıştır. Sevgi değerini sıra-sıyla saygı, yardımlaşma, çalışkanlık ve temizlik izlemiştir.

Özlek (2014), yüksek lisans tezi olarak hazırladığı çalışmasında 15. yüzyılda mensur hikâye tarzında yazılmış olan Kırk Vezir Hikâyeleri’ni özetlemiş, epizotlarına ayırmış, eğitici değerler bakımından ele almış ve söz varlığı yönünden inceleyerek Türkçe öğretimine katkılarını ortaya koymuştur. Nitel/ betimsel araştırma yöntemine göre hazırlanan çalışmada bulgular metne bağlı kalınmak suretiyle yorumlanmıştır.

Emirhan (2016), araştırmasında değerler eğitimi bağlamında Yavuz Bahadıroğlu’nun 15 çocuk romanını incelemiştir. Değerleri doğrudan dini değerler ve sosyal değerler olarak iki ana başlık altında ele almış ve alt başlıklarla konuyu detaylan-dırarak toplam 40 eğitici değere ait bulguya ulaşmıştır. Araştırmanın sonucunda ise Yavuz Bahadıroğlu’nun çocuk romanlarının 9- 12 yaş aralığı için uygun olduğunu, de-ğer aktarımı konusunda çok zengin olduklarını vurgulamıştır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Benzer Belgeler