• Sonuç bulunamadı

2.2.1. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu (Birinci Grup)

Mustafa Kemal Paşa Meclis Başkanlığı ile ilişkilerini düzenli hale getirmelerini sağlamak amacıyla Müdafaa-i Hukuk örgütlerine bir genelge göndermiş, mebuslar ile çeşitli görüşmeler yapmış, bu girişimler sonucunda kendi fikirlerine yakın mebuslar221 ile birlikte Mecliste Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurmuştur. (10 Mayıs 1921) Grup tutanaklarının (Faik Reşit Unat tarafından) yayınlandığı bir kaynaktan alıntı yapan Mete Tunçay, “Grubun kuruluş sebepleri” bölümünü sadeleştirerek vermiştir:

“Bugünkü vaziyetimizin doğurucusu olan A-RMH derneklerinin düzeltimiyle örgütün pekiştirilmesi ve şimdiki duruma göre çalışma biçimlerinin saptanması ve düzenlenmesi ve sonuç olarak BMM’nde A-RMHG adı altında bir grup oluşturulmasının ilkeleri hakkında BMM başkanı ile grup defterinde adları kayıtlı kişiler arasında çeşitli zamanlarda fikir alışverişi yapılmıştı. Bu konuda çeşitli kişiler tarafından ileri sürülen fikir ve görüşler üstünde ayrıntılı tartışmalardan sonra grubun oluşturulması ve kurulması kararlaştırıldı.”222:

133 mebusun katılımı ile yapılan ilk grup toplantısında Grup İç Tüzüğü kabul edilmiş ve Grup Başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçilmiştir.223 Grubun İçtüzüğünde kuruluş nedenleri olarak, parçalanma tehdidi altında olan ülkede Meclisin tam olarak işlevini yerine getiremediği, gereksiz tartışmalar ile vakit geçirildiği, buna engel olmak

221 Enver Benhan Şapolyo, gruba dâhil olan mebusları radikaller olarak tanımlamış, Birinci Grup’a karşı kurulacak olan İkinci Grup’un da muhafazakâr bir çizgide olduğunu ifade etmiştir. Enver Benhan Şapolyo, Kemâl Atatürk ve Millî Mücadele Tarihi, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Öğrenci Derneği Yayını, s.416. Bu klasik görüş başkaca kaynaklarda da dile getirilmiş, İkinci Grup’un muhafazakâr ve mukaddesatçı mebuslardan teşekkül ettiği ifade edilmiştir. Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, 1982, s.283. Şevket Süreyya Aydemir de “Tek Adam” isimli Atatürk biyografisinde, TBMM’de yer alan Birinci ve İkinci Grup’tan bahsederken, bunları radikaller ve muhafazakarlar olarak nitelendirmiştir. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, 2.Cilt, Remzi Kitabevi, 11. Baskı, 1990, s.341. Yılmaz Altuğ’un Birinci Meclis’te muhalefeti anlattığı bölüme verdiği başlık “Meclis İçinde Saltanatçı ve Hilafetçiler” dir. Ayrıca o da iktidar ile muhalefet atasındaki mücadeleyi “devrimciler ile muhafazakârlar arasındaki çekişme” olarak nitelendirmiştir. Yılmaz Altuğ, Türk İnkılâp Tarihi (1919-1938), Çağlayan Kitabevi, 1992, s. 145-147. Esat Öz, Birinci Grup’un genelde iktidarı ve reformculuğu, İkinci Grup’un ise muhafazakârlığı ve muhalefeti temsil ettiğini belirtmiştir. Esat Öz, Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılım (1923-1945), Gündoğan Yayınları, 1.Baskı, 1992, s. 85.

222 “TBMM’nin I. Devresinde A-RMH Grubunun Kuruluşuna ve Çalışmalarına ait bazı vesikalar,” Tarih Vesikaları, Cilt III, Sayı 13 (Ağustos 1944), s.1-15’den akt. Mete Tunçay, T.C.’nde Tek-Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931), Cem Yayınevi, 3.Baskı, 1992, s.42.

223 İhsan Güneş, Birinci Türkiye…, s.172; Tarih IV, s. 87.

51 isteyen mebusların, Meclisin kurulma amacına, düzenli bir grup kurularak ulaşılabileceğini, bu gruba dâhil mebusların ne aşırı muhafazakâr, ne de taklitçi olduğu, ulusal değerlerin dışında bir gereksinimin olmadığı bildirilmiştir.224 İçtüzükte saltanat ve hilafetten hiç bahsedilmemiş, memleketin birliği ve milletin bağımsızlığını sağlayacak bir barışın yapılması hedeflenmiştir.225

Birinci Grup’un kurulup, bazı mebusların bu grubun dışında bırakılması tepkilere neden olmuştur. Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey, 12 Mayıs 1921’de Meclise sunduğu önergede, Mecliste yer alan bütün mebusların, bu grubun programında yazan ilke ve hedefler doğrultusunda mücadele ettiklerini, bu grubun kurulmasının Mecliste bu ilke ve hedeflere muhalif kimseler olduğu izlenimi yarattığını belirtmiş, buna engel olmak için Birinci Grup programının “maddei esasiye” içeriğinin Meclisçe bir daha kabul olunarak, zaptın gazetelerde neşredilmesi gerektiğini belirtmiştir.226 Mecliste Hüseyin Avni Bey’in bu tepkisini teskin edecek bir takım sözler söylenmiş, gruba herkesin üye olabileceği, bazı mebusların gruba çağrılmamalarının yanlışlıktan ileri geldiği dile getirilmiş olsa da, Mahmut Goloğlu’nun belirttiği gibi bu grup tüm mebusları kapsamak için değil, istenmeyen mebusları dışarıda bırakmak için kurulmuştu.227

Birinci Grup’a üye mebusların listeleri Veysel Genya tarafından yayınlanan 15 Mayıs 1921 tarihli grup esas defteri ve 14 Nisan 1923 tarihli yoklama defterinde verilmektedir.228 Ahmet Demirel, Veysel Genya’nın yayınladığı bu listeleri Damar Arıkoğlu ve Hüseyin Avni Ulaş’ın beyan ettikleri İkinci Grup listeleri ile karşılaştırarak Birinci Grup üyelerini tespit etmiştir. Buna göre Birinci Grup üye sayısı Birinci TBMM Dönemi boyunca 202’ye kadar ulaşmıştır.229

224 İhsan Güneş, Birinci Türkiye…, s. 171 vd.

225 Mete Tunçay, Tek Parti Yönetimi’nin…, s.43.

226 Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi: Milli Mücadele ve TBMM I. Dönem 1919-1923, I. Cilt, TBMM Vakfı Yayınları, s.200-201, 293-294.

227 Mahmut Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, s.178. Damar Arıkoğlu da anılarında Mustafa Kemal Paşa’nın bu grubu, kendi “arzu ettiği” mebuslar ile istişarede bulunarak kurduğunu belirtir. Yani arzu edilmeyen mebuslar dışlanmıştır. Dışlananlar arasında Yunus Nadi Bey de vardır. İlginç olan Yunus Nadi Bey’in İstiklal Grubuna mensup olmasına rağmen Birinci Gruba çağrılmamış olmasıdır. Arıkoğlu, Yunus Nadi Bey’in dışarıda bırakılmasını üzüntü ile karşıladıklarını belirtir ve devam eder: “Bilahare anlaşıldı ki Yunus Nadi beyin koyu bir İttihat ve Terakki fırkası taraftarı tanınması sebebiyle şimdilik Müdafaai Hukuk Gurubuna girmesi muvafık görülmemiştir. Bir müddet sonra Yunus Nadi Gurupta lâyık olduğu yerini alarak kıymetli yazılariyle hizmette bulunmaya başladı.” Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, s.225-226.

228 Veysel Genya (Yay.), Türkiye Büyük Millet Meclisinin 25 nci Yıl Dönümünü Anış, 1945, s. 245-248.

229 Birinci Grup listesi için bkz. Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te…, s. 119-125. İşbu çalışmamızda Ahmet Demirel’in yayınladığı grup listeleri esas alınacaktır.

52 2.2.2. İkinci Grup

Birinci Grup’un kurulmasından sonra Mecliste çalışmalar (Mustafa Kemal Paşa’ya yakın olan mebuslar açısından) daha düzenli ve disiplinli şekilde yürütülmüştür. Yasaların çıkarılması ve karar alınması daha kolaylaşmıştır. Ancak yukarıda bahsedildiği gibi, Meclis oldukça farklı kültürel ve sosyal grupların temsil edildiği, çok sesli bir Meclisti. Bu sebeple, grup kurulduktan sonra sağlanan disiplin, bir yıl sonra bozulmaya başladı.

Disiplini tekrar tesis etmek üzere Birinci Grup’un kendi içerisinde bir çekirdek yapı oluşturuldu. Mustafa Kemal Paşa’nın en yakınındaki 35 mebusun yer aldığı bu komiteye, muhaliflerce “Selamet-i Umumiye Komitesi” adı verildi.230 Mecliste ve Birinci Grup’ta çoğunluğu denetlemek ve kanun tasarılarının öncelikle görüşülüp Mecliste istenilen yönde karar alınmasını sağlamak işlevini yürüten231 komiteye, Mustafa Kemal Paşa da bir konuşmasında değinmektedir232:

“(…) bir süre sonra Mecliste sonunda ortaya çıkan durum yani ufak parçalar grubun içerisinde de ortaya çıktı. Hatta o zaman grubun içinde bazı arkadaşlar daha sıkı, daha kaynaşmış bir hizip olmak için özel girişimlere başladılar. (…) Ancak bu oluşum bile birtakım yanlış anlamalara yol açtı ve bir özel önlem olmak üzere vazgeçildi.”

Birinci Grup içerisinde böyle bir komitenin oluşturulmasına, muhalefetin karşı hamlesi İkinci Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurmak olmuştur.233 Kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte İhsan Güneş, bu grubun 1921 sonları 1922

230 İhsan Güneş, Birinci Türkiye…, s.178-180; Kazım Özalp, Milli Mücadele…, s. 226.227; Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi…, s.216-217. Muhaliflerce bu ismin verilmesi tesadüf değildir. Muhalifler bu ismi verirken İhtilal Fransa’sında, 5-6 Nisan 1792’te kurulan Kamu Selameti Komitesi’nden esinlendiler. Kısaca değinmek gerekir ise Fransa’da kurulan bu komitenin görevi, Yürütme Kurulu’nun idari işlemlerini gözlemlemek ve bu işlemleri hızlandırmak idi. Komite ayrıca genel savunma konularında acil karar alınmasını sağlayacaktı. Yürütme Kurulu, komitenin verdiği kararları ivedilikle yerine getirmek zorundaydı.

Muhalifler bunu diktatörlük olarak nitelendirmişti. Marat, bu eleştirilere “kralın istibdadını yıkmak için hürriyetin istibdadını uygulamak gerek” şeklinde yanıt vermişti. Albert Soboul, 1789 Fransız İnkılabı Tarihi, Çev: Şerif Hulusi, Cem Yayınevi, 1969, s. 327; Emrah Gülsunar, Fransa’daki Kamu Selameti Komitesi ile Selamet-i Umumiye Komitesi’nin kuruluş amaçları itibariyle farklı nitelikte olduklarını, Kamu Selamet-i Komitesi’nin legal bir meclis alt komisyonu olarak doğduğunu belirtmekte ancak iktidarı ele geçiren Jakobenlerin bu komitenin yetkilerini genişleterek onu fiili bir yürütme organı haline getirdiklerine işaret etmektedir. Yani kuruluş amaçları açısından farklı, sonuçları açısından benzer nitelikle iki organ söz konusudur. Gülsunar’a göre Jakobenlerin, muhalefete söz hakkı tanımamak, devrimci süreçlerdeki problemleri kolayca aşmak üzere kullandığı Kamu Selameti Komiyesi’nin bu işlevi Selamet-i Umumiye Komitesi tarafından da sahiplenilmiştir. Emrah Gülsunar, Jakobenizm ve Kemalizm: Eleştirel Bir Karşılaştırma, Yordam Kitap, 1.Baskı, 2015, s.206-210.

231 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te…, s. 385-386.

232 Mustafa Kemal Atatürk, Eskişehir-İzmit Konuşmaları (1923), Kaynak Yayınları, 1.Baskı, 1993, s.121-123.

233 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te…, s. 388-389.

53 başlarında kurulduğunu ifade ederken234, Ahmet Demirel de Temmuz 1922 tarihini vermektedir.235

Bu grubun Ali Şükrü Bey tarafından yayınlanan bir gazetesi vardı: “Tan Gazetesi”.

Kuruluş tarihi 10 Ocak 1923 olan gazetenin imzasız başyazıları İkinci Grup’un keskin dilli üyelerinden Ali Şükrü Bey tarafından yazılıyordu. Ayrıca İkinci Grup’un önde gelen üyeleri de bu gazeteye yazdıkları yazılar ile katkıda bulunuyorlardı. Gazetede Meclis zabıtları çok önemli bir yer tutmakta ayrıca fikir özgürlüğü, Lozan görüşmeleri, iktisat kongresi, kürt ve ermeni meselesi konuları işlenmekteydi. Gazete Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sonra 68. sayıda yayın hayatına son vermiştir.236

Mustafa Kemal Paşa’nın belirttiği üzere Misak-ı Milli’nin savunulması ve tesis edilmesi konusunda Birinci Grup ile her hangi bir görüş ayrılığı yaşamayan237 İkinci Grup, Misak-ı Milli dışındaki konularda (ve hatta Lozan’da tavizler verildiği iddiası ile bu konuda dahi) hükümeti sert şekilde tenkit edecekti. İkinci Grup, yayınlanan ilk programında “Misak-ı Milli”, “Milli Hâkimiyet” ve “Temel Hak ve Hürriyetler” konularını öne çıkarmıştır. Daha sonra yayınlanan yedi maddelik programda da, Birinci Grup ile Mecliste karşı karşıya gelinmesine sebep olacak olan temel ayrışma konularına değinilmiştir. Bu konular, İstiklal Mahkemeleri, Başkumandanlık Kanunu ve İcra Vekillerin seçimi meselesi idi. 9 Kasım 1922’de kabul edilen 27 maddelik programında ise, “Hukuk-u Umumiye”, “Devlet Teşkilatı”, “Millet Meclisi”, “Maarif”, “Adliye”,

“Maliye”, “İktisat”, “Sıhhiye” başlıkları altında, temel görüşler ayrıntılı şekilde beyan edilmiştir.238 Programın ilk üç maddesinde millet egemenliğine atıfta bulunulmakta, milli sınırlar içerisinde hür ve bağımsız bir devlet esası ortaya konmaktadır.239 Temel haklar ve hürriyetler bahsinin, programın en geniş bölümünü oluşturması, İkinci Grup’un bu konudaki hassasiyetini ortaya koymaktadır. Bu programda olduğu gibi daha önce yayınlanan programlarda da saltanat-hilafet mevzuuna hiç değinilmemiştir. Bu husus, İkinci Grup’un saltanatçı-gerici ithamlarına haksız şekilde maruz bırakıldığını göstermektedir.

Meclis görüşmelerinde Erzurum mebusu Hüseyin Avni (Ulaş) Bey, Mersin mebusu Selahattin (Köseoğlu) Bey, Karahisarısahip mebusu Mehmet Şükrü (Koç) ile Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey’in ön plana çıktığı bu grubun bir lideri bulunmamakla birlikte

234 İhsan Güneş, Birinci Türkiye…, s.182.

235 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te…, s. 379.

236 Ahmet Demirel, Ali Şükrü Bey’in Tan Gazetesi, İletişim Yayınları, 1.Baskı, 1996, s.11-13, 33 vd.

237 Mustafa Kemal Atatürk, Eskişehir-İzmit Konuşmaları (1923), s.121.

238 İhsan Güneş, Birinci Türkiye…, s.190-192.

239 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te…, s. 401.

54 Hüseyin Avni Bey’in eşitler arasında birinci olduğu düşünülmektedir. Bağımsız mebuslardan Abdülkadir Kemali Bey de Meclisteki grupları sayarken İkinci Grup için

“Hüseyin Avni Bey vesairenin İkinci Grup’u” demekte ve Hüseyin Avni Bey ismini ön plana çıkarmaktadır.240 İkinci Grup, en güçlü döneminde 118 kişiye ulaşmış, bu gücünü Hüseyin Avni Bey’in TBMM Birinci Reis Vekili seçilmesini sağlayarak göstermiştir.241 Özellikle Lozan Anlaşmasının görüşüldüğü celselerde hükümeti ve Lozan heyetini

“Misak-ı Milli” ekseninde topa tutan İkinci Grup, Ali Şükrü Bey’in suikasta uğraması242 ile etkinliğini yitirmiş, dönem sonunda da tarihe karışmıştır.

“Temel Ayrışma Konuları ve Bağımsız Mebuslar” bölümünde İkinci Grup muhalefetine de kısmen değinilecektir.