• Sonuç bulunamadı

İş Yaşamına İlişkin Bulgular

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 98-116)

6. BULGULAR VE TARTIŞMA

6.1 İş Yaşamına İlişkin Bulgular

89

90

kuramıyorum, önceden dışardan toplu öderiz diyordum. Köydesin ya bir tarla satarsın ödersin diye düşünüyordum. 32 yaşına kadar en güzel, en verimli zamanlarımı boşa geçirmişim. G32 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Çalışma hayatına erken atılan katılımcılar gerekçe olarak çalışan ağabeye ya da ablaya özenmeyi ve ekonomik ihtiyacı göstermişlerdir.

Ben 13 yaşındaydım çalışmaya başladığımda. Okul döneminde ablam ağabeyim çalışıyordu.

Ben de çok özendim. Babama yalan söyledim. Dedim ki dönem ödevi istiyorlar çalışma hayatı ile ilgili. Yaz dönemlerinde gittim. Hem okul masraflarımı çıkardım hem harçlık yaptım hem de ablama ağabeyime yardımcı oldum. İlk çalıştığım yer emaye fabrikasıydı. İşçi alımı çoktu. O yaştaki bir çocuğa göre ağır bir işti. Tencereleri öyle bir elimize alıyorduk ki, gerçi ablam benim elime yerleştiriyordu. Parmaklarımıza tencerenin kulplarını geçirip fırınlatmaya gidiyorduk. O gün bugündür okul tatillerinde, yaz tatillerinde ben çalıştım. Mutlu da oldum. 1994 yılında sigortam başladı. Lise sona gidiyordum. G9 ( 34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Görüşmecinin yukarıda yer alan ifadesi, büyüklere özenme ile başlayan çalışma arzusunun hala aynı şekilde devam ettiğini ve çalışmanın katılımcı için bir mutluluk kaynağı olduğunu göstermektedir.

Yukarıdaki alıntıdan farklı olarak aşağıda alıntısı bulunan bir diğer görüşmeci ise çalışma hayatına çok geç atıldığını söylemiştir. Ancak görüşmeci ile yapılan görüşmenin ilerleyen kısımlarında görüşmecinin sigortalı olarak çalışmaya başlamasından önce yaklaşık 10 yıl boyunca evde fason üretim yaptığı ortaya çıkmıştır.

Görüşmeci, ev içinde yapmış olduğu piyasa üretimini değersizleştirerek çalışmadan saymamaktadır.

Ben hiç çalışmadım. Çalışmaya 33 yaşında başladım. Şuan 34 yaşındayım, 1 yıldır çalışıyorum. Ondan önce İstanbul’da evde kemer, boncuk yapıyordum. G17 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Çalışma hayatına geç atıldığını söyleyen başka bir kişi ise ekonomik durumunun iyi olduğu dönemde yapmış olduğu çalışmayı oyalanma olarak nitelendirmiştir.

Okul bitti ben çalışmaya başladım diyemem. Aslında derim benim öğretmenlik geçmişim var. 3-4 sınıflara sosyal bilgiler öğretmenliği yaptım, ücretli öğretmenlik yaptım. Evlenmeden önce 2, evlendikten sonra da 3 yıl yaptım, sigortalı değildi. Daha doğrusu çocuklar olana kadar oyalandım. G32 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Araştırma kapsamında görüşülen katılımcılar, tekstil işçiliğinden önce çeşitli işlerde çalışmışlardır. Bunlar resepsiyonistlik, terzilik, akaryakıt satış elemanlığı (pompacı),

91

temizlik işçiliği, kuaförlük, canlı mankenlik, masözlük, fidan dikme, çay ve fındık toplama, halk eğitimde usta öğreticilik, pazarcılık, ücretli öğretmenliktir.

Benzin istasyonunda pompacıydım. Sanayiye çok yakın bir bölgedeydi. Gelen herkes yadırgıyordu. Taciz de vardı. Para alırken elini tutmalar ya da iltifatlar falan ama biz de kendimiz bozmadık. G10 (32 yaşında, 2 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıda görüşmeci, muhafazakâr yapının baskın olarak görüldüğü bir ilde benzin istasyonunda pompacılık yapmıştır. Pompacılık işi cinsiyete dayalı işbölümü gereği erkek işi olarak anılmaktadır. Bu sebeple kadın, işini yerine getirirken herkes tarafından yadırganmış ve sözlü, fiziksel tacize uğramıştır.

Görüşmeciler son işyerlerinde 4 ay ila 29 yıldır çalışmakta olup 19 kişi 1,5 ila 29 yıldır son işyerlerinde çalışmaktadır. Bu işyerleri köklü ve kurumsal işyerleridir.

Çalışanlar deneme süresi sonrası hemen sendikalı oldukları için sendikalılık süreleri de uzundur. Dolayısıyla bu işyerleri sendikaların uzun zamandır örgütlendiği yerlerdir.

Tekstil sektöründe faaliyet gösteren sendikalardan en çok üyeyesahip olan sendikanın uzun yıllardır faaliyet gösterdiği İstanbul ilindeki örgütlenmesinin son derece güçlü olduğu görülmüştür.

Benim yerime insan kaynaklarına gitme durumu ben burada iken olamaz. Bizim erkek temsilci arkadaşımız çok pasif. Çok dürüst, çok efendi. Ama ufacık bir olayda hemen tırsıyor, artı korkaktır biraz. G16 (55 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıdaki görüşmeci son derece mücadeleci ve istediği sonucu almadan vazgeçmeyen birisidir. Sendikanın o dönemdeki yönetimi de bütün desteğini görüşmeciye vermiştir.

Sendikacı çok tatlı bir bayan vardı. Ona gittik siz ön ayak olun dedik ama sakın ha burada olmaz öyle şeyler dedi. Sendika temsilcisi 3 erkek 1 bayan baş temsilci vardı. O dördü de işyerinde hiç çalışmazlardı. Sonradan anladım ki işverenle çok samimilermiş. G16 (55 yaşında, 1 çocuğu var.)

Bu alıntıdaki görüşmeci ile bir önceki alıntıdaki görüşmeci ve sendika aynıdır.

Ancak dönemler ve sendika temsilcisi olan kişiler farklıdır. Bu da bize göstermiştir ki sendikanın desteği ve gücü kişiye ve işyerine göre değişmektedir.

92

(Bazı durumlarda sendikanın işyeri yönetimiyle iyi geçinmesi ile, işyerinde uzun süre örgütlü olması arasında bağlantı olabilir).Tekstil sektöründe faaliyet gösteren sendikalardan en çok üyeye sahip ikinci sendikada bu durum yaşanmıştır.

Baş temsilci odasında olmuyor, zaten sorsak da bilmiyorum diyor. Zamanında buraya başka bir sendika gelmeye çalışmış, ama o sendika için mücadele edenler işten çıkarılmış onun için burada sendikanın aktif çalışması çok mümkün değil. G22 (25 yaşında, 1 çocuğu var.)

Bursa’daki görüşmecilerin hepsi, Kayseri’deki görüşmecilerin ’ü, Sakarya’daki görüşmecilerin 3’üolmak üzere toplam 13 görüşmeci son çalıştıkları işyerlerinde henüz 1 yılı tamamlamamıştır. Bursa ilindeki işyerinde kadın işçi alımı yeni yapılmıştır ve görüşmeciler son çalıştıkları işyerinde 1 yılı tamamlamamışlardır. Söz konusu görüşmeciler tekstil sektöründe faaliyet gösteren sendikalardan en çok üyeye sahip olan sendikaya üyelerdir. Kadın işçilere yönelik örgütlenme yeni olduğundan bu işyerinde henüz kadın sendika temsilcisi yoktur. Bu durum kadınların eksik temsil edilme sorununu doğurmuştur. Çalışanlar sorunlarını çözmek için insan kaynakları bölümüne gitmektedirler ve bu işyerleri kurumsal değildir.

Bizde 7 aylık hamile arkadaş doktordan rapor aldı. Gece çalışamaz diye ama hakkını vermediler. Kanaması oldu ve sendikayı devreye soktu, 1 hafta tamam dediler ama sonra tekrar zorla çalıştırdılar. G7 (22 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıda görüşmeci tekstil sektöründe en çok üyeye sahip sendikaya üyedir. Aynı sendikaya üye mesai arkadaşının yaşadığı olayda sendikanın mevcut işyerinde etkin olmadığı görülmüştür. Sendikanın etkinliği işverenin izni ile sınırlı iken, bu sınır kanuna aykırı uygulamalara kadar gidebilmektedir.

Hepsi korkuyor ama bu arada ben bu gücü sendika başkanında aldım. …….Bu desteği bana sendika veriyor yine. G16 (55 yaşında, 1 çocuğu var.)

Bu alıntıyı aktaran görüşmeci de bir önceki alıntıdaki görüşmeci gibi tekstil sektöründe en çok üyeye sahip sendikaya üyedir. İleriki bölümlerde detaylı olarak incelenecek olan ve kreş mücadelesini içeren süreçte sendikanın görüşmeciye verdiği destek sayesinde işyeri kreş ile anlaşmak durumunda kalmıştır. İki örnek incelendiğinde

93

tekstil sektöründe en çok üyeye sahip sendikanın gücü, başarısı ve çalışana olan desteği işyerinden işyerine belki de yönetimden yönetime değişmektedir.

Ataerkil sistem içinde kadınlar ancak belli denetimler altında kamusal alanda yer alırlar (Yaman Öztürk, Dedeoğlu, 2010: 10). Bu durum kadınların işgücü piyasası içinde var olmalarında da görülür. Erkeklerin, kadınların işgücü üzerindeki bu denetimini Hartmann (1979), ataerkinin dayandığı maddi temel olarak ifade eder.

Erkeklerin, kadınların işgücü üzerindeki denetimi araştırma kapsamında görüşülen katılımcıların da tecrübe ettikleri bir durumdur. Katılımcıların birçoğunun işgücü piyasasına girişi eşlerinin izinleri doğrultusunda gerçekleşmiştir. 7 Katılımcı eşlerinin çalışma konusunda net karşı çıkışı ile karşılaşmıştır. 3 katılımcının ailesi aynı tavrı göstermiş iken diğer katılımcılar tartışma sırasında imalar ile karşılaşmışlardır.

Eşlerinden karşı çıkışı net gören görüşmecilerden 4’ünün, eşlerinin engellemesi sonucu istihdama katılımı geç olmuştur. Bu katılımcıların sigortalı çalışma süresi 4 ay ila 2 yıl arasındadır Diğer katılımcılardan1’i ek iş olarak masözlük yapmaktadır ve çıraklıktan yetişmiştir. 1 kişi çalışma karşıtı tavır gösteren eşine net bir şekilde karşı çıkmıştır.

Diğeri ise ağır bir baskı görmemiştir ve 10 yıldır istihdamdadır.

Kadınların çalışma hakkına bakış açısını yaşadıkları toplumun hâkim yaklaşımı ile katılımcılardan biri şöyle ifade etmiştir; “Bizim orda derler ki bir erkek bakamayacağı kadını almamalı”. Katılımcının aktardığı ve ataerkil toplumlarda rastlanan bu yaklaşıma göre kadın ve erkek toplumsal statü açısından eşit görülmemekle birlikte kadına meta olarak değer atfedilmekte, ekonomik açıdan erkeğin bakımına muhtaç olduğu vurgulanmaktadır.

Benim eşim de başlarda baya köstek oldu arkadaşın tabiriyle. İstemiyordu çalışmamı, cahilce düşünüyordu. Çalışan bayan için dedikodu olur diyordu. Ama ben inat ettim çalıştım.

Maddi açıdan standartlarımız yükselince o da çalışmama destek oldu. Maddi olarak rahatlamakla beraber ev alma düşüncemiz olmaya başladı. Ondan sonra ses çıkartmadı ama en ufak bir kavgada sen para kazanıyorsun onun için böyle konuşuyorsun, çık işten diyor. G7 (22 yaşında, 1 çocuğu var.)

94

Çalışma hakkı tıpkı yaşam hakkı gibi en temel insan haklarındandır. Yukarıdaki alıntıda erkek, kadının çalışma hakkını kullanmasına izin vermemektedir. Bu durumu katılımcı cahilce diye nitelendirerek kadının çalışma hakkı konusundaki görüşünü ifade etmiştir. Kadının çalışmasının dedikodu konusu edileceği kaygısı ise toplumda var olan ve kadının çalışmasını bir ahlak sorunu olarak gören bakış açısının bir yansımasıdır.

Eşlerin ikna olmasındaki en büyük etken ekonomik kazanç olmakla birlikte aile içindeki tartışmalarda kadınların ses çıkarmaları eşlerinin görüşlerine karşı çıkmaları ya da söz sahibi olmaları para kazanmalarına bağlanmaktadır. Bunun sebebi toplumsal cinsiyetçi bakış açısıdır. Para kazanma, erkeğe özgü olarak görülür ve gücü simgeler.

Araştırma kapsamında görüşülen birçok katılımcı eşlerinin çalışma karşıtı tavrı ile karşılaşıp ciddi mücadele vermiştir. Bu mücadele genelde pasif direniş niteliğindedir.

Bu durumu katılımcılar kendi aralarında tartışmaktalardır.

Aslında şöyle bir gerçek var, Kayseri’nin erkekleri eşlerinin çalışmasını çok istemezler.

Eğer çalışıyorlarsa bu, kadınların zorlaması sonucudur. G11 (36 yaşında, 3 çocuğu var.) Ama artık değişti. G9 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Ekonomi zorladığı için değişiyor ve değişmek zorunda. G10 (32 yaşında, 2 çocuğu var.) Katılımcıların kendi yaşamlarında tecrübe ettikleri gibi erkeklerin kadınların çalışmasına izin vermelerinin altında yatan gerekçe ekonomiktir. Bu yaklaşımın temelinde insanların çalışma kavramına bakışı yatar. Çalışma, hayatı maddi yönden idame ettirme aracı olarak görülür.

Benim eşim de ilk başlarda ne gereği var otur çalışma dedi. İyi kötü geçiniyoruz dedi. Ben çalışmaya başladıktan sonra maddi yönden rahatladık. Sonra ses çıkarmadı. G10 (32 yaşında, 2 çocuğu var.)

Başka bir katılımcı, eşinin ev dışında bir yerde piyasa üretimi yapmasına karşı çıkarken aynı faaliyeti ev içinde yapmasına karşı çıkmamaktadır. Cinsiyete dayalı işbölümü gereği erkeğin ev dışı bir mekânda çalışması doğal iken kadınların ev dışı bir

95

mekânda çalışması istisnaidir. Ancak katılımcılar genel olarak erkeklerin bu tavrını eleştirmemektedir.

Eşim çalışmama karşıydı. Evde olunca sorun yoktu. Dışarıda olmama karşıydı. G17 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Ancak bazı kadınlar, erkeklerin kadının ev dışında çalışmasını istememesini kıskançlığa bağlamakta ve kıskanılmayı bir sevgi göstergesi olarak görmektedirler.

Bir yönden de güzel oluyor insanlar için. Eşi kıskanıyor, göndermiyor diye, ama evde olunca işte. G15 (35 yaşında, 1 çocuğu var.)

İşe girme sürecinde kadının çalışma hakkı üzerindeki erkek denetimi devam etmektedir. Kadın, erkek aracılığıyla işe yerleştirildiğinde de bu denetim partiarkanın piyasa ile işbirliği içinde sürmesi anlamına gelir (Hartmann, 1979).

Erkeklerin genel tavrı eşlerinin çalışmamasına yöneliktir ancak eşlerinin çalışmasına tepki göstermeyenler de vardır.

Benim eşim öyle değildir. Anlayışlıdır, desteklerdi, güveni sonsuzdur. Kıskanır ama yerine göre kıskanır. İş ortamını da biliyor. Küçüksün sana teklif eden falan olabilir, bana yalan söyleme yeter ki bir şey olmaz der hep. G25 (28 yaşında, 1çocuğu var.)

Eşitlik temelinde ortak bir yaşam sürmesi gereken kadın ve erkeğin ilişkisi yukarıdaki alıntıda ast-üst ilişkisine dönüşmüştür. Erkek eş olmaktan çok kadını koruyup kollayan ve fark ettirmeden de kadını tehdit eden adeta bir ağabey rolüne (Ağabey rolü olarak adlandırmaktan emin olamadım. Ağabeyin koruyup kollama rolü kabul edilir bir şey gibi anlaşılıyor) bürünmüştür. Bu tavır karşısında katılımcı, eşinin çalışma hakkı üzerindeki denetimini normal karşılamanın yanı sıra gizli bir hayranlık beslemekte ve eşiyle gurur duymaktadır52.

Araştırma kapsamında görüşülen katılımcılardan biri illerdeki anlayış ve kadının çalışmasına olan bakış farkını şöyle ifade etmiştir:

Çanakkale’de evde oturan kadına sen neden eşine yardım etmiyorsun, eşinin parasını yiyorsun diyorlar. Hatta seninle konuşmuyorlar. Ama burası çok farklı. Orda kocana haber veriyorsun, burada ise izin alıyorsun. G11 (36 yaşında, 3 çocuğu var.)

52 Araştırma esnasında eşleri ile ilgili olumsuz deneyimlerini paylaşırken diğerlerine nazaran olumlu deneyime sahip olanların, eşleri ile gurur duymaya başladıkları ve yaşadıklarını bir lütuf olarak gördükleri araştırmacı tarafından gözlemlenmiştir.

96

18 görüşmeci sigortalı olarak çalışmaya çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bakımı, hamilelik, işyerinin ulaşım kaynaklarını sağlamaması, işin koşullarının sağlığını tehdit etmesi, evlenmek için kaçma, ekonomik kriz sonucunda işine son verilme, evlilik durumunda kıdem tazminatı hakkını elde etme, işyerinde kreş ve gündüz bakımevi açtırma çabası sebepleri ile ara vermişlerdir.

Eşim bana eski işyerinden neden çıktın servis yüzünden buna da gitme dedi. Oysa ben çalışmak istiyorum.4 ay buraya emek verdim, işi öğrenmeye çalıştım. İşimden memnunum, ortamımdan ve çalışma arkadaşlarımdan memnunum ama uzaklaştırmak için resmen uğraşıyorlar. G5 ( 33 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıda işveren, ekonomik tedbir amacıyla ulaşım araçlarının güzergâhında sınırlamaya gitmiştir. Yeni servis güzergâhı katılımcıya uymadığı için katılımcı istifa etmiştir. Kadınların çalışmasına karşı olan eşi de bu durumu kadının aleyhine kullanmıştır.

İş Kanunu’nda yer alan kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde evlilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı hükmü, kadınların ara verme sebeplerindendir. Bu sebeple evlilik sebebiyle kıdem tazminatı hakkı, kadınların işgücü piyasasından uzaklaşmasına sebep olmaktadır.

Ben evlilik tazminatı almak için evlendikten sonra 1 yıllık süre içinde işten ayrıldım.

Hamilelik öncesi ve sonrası bir süre çalışmadım. Çocuğum doğdu 3 yaşından sonra çalışmaya başladım. G19 (32 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yapılan bir araştırmaya göre evlilik ve doğum kadınların çalışmaya ara verme sebeplerinin % 70’ini oluştururken, işverenin işten çıkarması % 20’sini oluşturmaktadır (Karakoyun, 2007: 37).

Kadınların çalışma yaşamlarına ara verme sebeplerinden biri de yaşlı, engelli ve hasta bakımıdır.

Sonra annem hastalandı. Annem hastalanınca ben de işten çıkmak zorunda kaldım.

Bakacak kimse yoktu, ben baktım. O zamanki patronumdan rica ettim. Annem hasta bakanımız yok dedim, çıkışımı istedim. O da vermedi, ben de 6 yılımı içerde bıraktım ve işten çıktım. Ağabeyim, ben ve annem beraber yaşıyorduk. Ağabeyim öğretmen, sabah gidiyor akşam geliyor. Yani bir erkek bir kadının bakımı ile ne kadar ilgilenebilir

97

ki? Altı temizlenecek mesela sen yapıyorsun, bunu erkek yapamaz. Yani bu evlatlık görevi, bir kız evlat varsa o bakar. G13 (43 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıya göre yaşlı, hasta bakımında yetişkin kardeşler arasında sorumluluk cinsiyete dayalı işbölümüne göre paylaşılmıştır. Erkek kardeş masrafları karşılamak için işgücü piyasasında ücretli çalışmaya devam ederken, kadın kardeş ev içinde ücretsiz bakım işini üstlenmiştir (Yaman Öztürk, 2010: 55-56). Öyle ki bakım işi sebebiyle kadın çalışma yaşamına ara vermek durumunda kalmıştır.

Çalışma yaşamına ara vermek zorunda kalan başka bir katılımcı kreş ve gündüz bakımevi bulunmayan küresel bir markanın fabrikasında kreş ve gündüz bakımevi açılması için mücadeleye girişmiştir. Bu mücadelenin sonunda fabrika ile ilişiği kesildiği için katılımcı, çalışma yaşamına ara vermiştir.

Orda da yaklaşık 250-300 kadın işçi vardı. Çoğunluk bayandı, erkekler azdı. İki bayan arkadaş vardı, benim de çocuğum vardı okula gitmiyordu ve evdeydi. Ben de kitapları falan karıştırdım. Sonra sendikacı kadınlara gittim neden kreş açılmıyor dedim.

Biz imza toplayacağız dedim. Onlar da sakın imza falan toplama, bizim patronlar yanaşmaz dedi. Biz iki arkadaş kafa kafaya verdik ve başladık imza toplamaya. 280’e yakın imza topladık. Sendikacı çok tatlı bir bayan vardı. Ona gittik siz ön ayak olun dedik ama sakın ha burada olmaz öyle şeyler dedi. Sendika temsilcisi 3 erkek 1 bayan baş temsilci vardı. O dördü de işyerinde hiç çalışmazlardı. Sonradan anladım ki işverenle çok samimilermiş. Bir Cuma günü personelden çağırılıyorsun dediler. Gittim, güle güle dediler. İkinci Cuma da arkadaşıma güle güle dediler. G16 (55 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıdaki alıntıda kadın işçinin işten atılma riskine karşı verdiği mücadelenin yanı sıra sendikanın işveren yanlısı ve mücadeleden kaçınan kabullenmiş tavrı dikkat çekmektedir. Diğer yandan çalışanların sosyal haklarına yönelik sendikanın umursamaz tavrı, hizmet sendikacılığı yerine klasik ücret sendikacılığının tipik örneği olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Kadınların çalışma yaşamına ara veriş sebepleri arasında en çok görülenlerden biri ekonomik kriz sonucunda işten çıkarılmadır. Koray bu durumu kadın işgücünün, işgücü piyasasında yedek işgücü ordusu olması ile açıklar. Bu sayede kadın işgücü, ekonomik

98

büyüme dönemlerinde istihdamda yer alırken, ekonomik kriz dönemlerinde öncelikli olarak istihdamdan dışlanarak işgücü piyasasına esneklik kazandırmaktadır (1992: 96).

Kadınların ev dışında ücretli olarak çalışmasının önündeki en büyük engel, toplumsal cinsiyet gereği kadından beklenen ücretsiz bakım işleridir (Yaman Öztürk, 2010: 28).

Kadınların ev içindeki yeniden üretim faaliyetleri cinsiyete dayalı işbölümü gereği asli görev iken ev dışında yapılan üretim ise tali görevdir. Bu durum ücretli işlerin erkek işi, hane içi bakım ve yeniden üretim işlerinin ise kadın işi olarak nitelendirilmesine neden olur (Yaman Öztürk, Dedeoğlu, 2010).

Kadının asli görevinin yeniden üretim faaliyeti olması kadınlar tarafından da kabul görmektedir. Ev dışında çalışmayı ben istedim, o halde şikâyet edemem ön kabulü birçok katılımcıda bulunmaktadır. Buna ek olarak görüşmeye katılan kadınların neredeyse tamamının yoğun iş temposundan şikâyet etmeleri durumunda eşleri tali görevi bırakmalarını istemektedir.

Ev işi yaparken kesinlikle bir of bile diyemem. Çünkü öyle dersem ilk lafı çık işten olacak.

O sebeple kendimi paralıyorum. G18 (33 yaşında, 2 çocuğu var.)

Eşlerin kadınların çalışma hakkı üzerindeki denetimi kadınlar için bir başka mücadele alanı olarak yerini koruyor. Ancak bu denetim ısrarlı bir hale geldiğinde kadınlar çaresiz kalıp çalışma hakkından vazgeçebiliyorlar. Bu durumda erkeklerin kadının çalışmasına izin vermemesi kabul edilebilir bir durum halini alıyor.

Ben az ya da çok kendimi kurtarmışım. Ama çocuğumun geleceğini düşünerek çalışmak istiyorum ama eşim daha ne kadar çalıştırır ben elimden geldiği kadar mücadele edeceğim. G30 (34 yaşında, 1 çocuğu var.)

Araştırma kapsamında görüşülen kadınların çalışmalarına engel olmayan eşleri, bu tavırla birlikte kadınlara çalışma konusunda kendilerini mecbur hissetmemelerini söylemişlerdir. Böylece cinsiyete dayalı işbölümü gereği kadınların asli görevinin yeniden üretim faaliyeti olduğunun altı çizilmiştir.

99

Diğer yandan erkeklerin kadınların çalışma hakkı üzerindeki denetimi değişmemekte, sadece bu denetimi yapan aktörler değişmektedir. Kadınlar evlenmeden önce babalarının denetiminde iken evlendikten sonra denetim el değiştirmekte ve eşlere geçmektedir (Kümbetoğlu, User, Akpınar, 2012: 345). Hatta bazı durumlarda hem babanın hem de eşin denetimi eş zamanlı devam etmektedir. Toplumsal cinsiyete göre kadınlar üzerindeki erkek denetimi hak olarak görülürken, hiçbir katılımcı tarafından da bu denetim sorgulanmamıştır.

Ben 18 yaşında evlendiğim zaman eşimi ikna ettim ve çalışmaya başladım.

Çalışmamı istemiyorlardı bu nedenle eşimi ikna etmek zorunda kaldım. Sonra İstanbul’a gelince de babamın karşısına geçtim ve direkt söyledim ben çalışacağım diye.

Hayır, çalışamazsın maddi yönden ben senin arkandayım dedi. Sonra ben ağlayarak hayır baba ben çalışmak istiyorum dedim ısrarla. G16 (55 yaşında, 1 çocuğu var.)

Eşleri ile aynı yerde çalışan bazı kadınlar işe girerken eşlerinin bağlantıları ile işe girmişlerdir. Ancak bu durum eşleri tarafından kullanılmakta ve aile içi tartışma esnasında seni işten aldırırım, çıkartırım seni işten gibi tehditler kadınlara yöneltilmektedir. Erkeğin ileri sürdüğü tehditlere tepki olarak kadın, ev içi huzuru bozmaya yönelik karşı tehditlerde bulunarak çalışma hakkına sahip çıkmaya çalışmaktadır.

Ben senin için işe girmedim, ben çocuklarım için işe girdim, kendi rahatlığım için işe girdim. Sorarım sen beni hangi gerekçe ile işten çıkaracaksın, ben eğer istersem işten çıkmayı çıkarım. En azından 3600 gün primimi tamamlayım. Ha beni işten çıkarırsan benim primimi ödeyeceksin ama işyerimin ödediği kadar ödeyeceksin en ucuz da değil.

Ben o hakkı kazanmak zorundayım. Benim annem köyde tarlada çalışıyor, hayvanları otlatıyor, aldığı ürünleri satıyor, para kazanıyor ya da başkasının tarlasına gidip çalışıyor. Annemin aldığı para helal oluyor da benim sosyal haklarımın olması ve para kazanmam neden haram olsun? Annem babamdan para istediğinde, babam kendi yatırdı primlerini emekli oldu, sana 20 yeter, 30 yeter diyor. Annemin kışın parası olmuyor, yazın cebinde hep para oluyor. Babam kışın parayı verince de ne yaptın parayı, nerede harcadın annem sayıyor sayıyor, annem biz işe girince çok sevindi. Benim gibi olmayın, emekliliğinizi kazanın. Eşime de böyle söylüyorum, annem gibi olmak istemiyorum diyorum. Çünkü annem de, kayınvalidem de parayı düzgünce bilmiyorlar, unutmuştu bile parayı. Hiç kusura bakma dedim, ben alnımın teriyle helalinden para kazanıyorsam, sen bana hiç karışmazsın dedim. Ben işten çıktıktan sonra sen mutlu olacak mısın?

Evimizin huzuru olacak mı? Çünkü ben sana huzur vermeyeceğim. Bazen de iyi ki sen de çalışıyorsun, bak standardımız yükseldi diyor. Ama ben çok mutluyum, iyi ki işe girmişim, iyi ki bir şeyler benim kafamı kurcalamış, gittiği yere kadar da çalışacağım.

İpliği öğrendim, öğrenmek için çok ama çok uğraştım, ustaların peşinden koştum, radar

100

gibiydim, eşim ile aynı yerde çalışıyoruz o usta ama bana hiçbir şey öğretmiyor. Yarın öbür gün başıma bela olursun diyor. G17 (34 yaşında, 2 çocuğu var.)

Araştırma kapsamında görüşülen katılımcıların hemen hemen hepsi emeklilik hakkının son derece önemli olduğunun ve bu hakka sahip çıkmaları gerektiğinin farkındadır. Emeklilik hakkına sahip çıkmalarının temel nedeni ise üst kuşak kadın akrabalarının yaşadıklarına yakından tanıklık etmiş olmalarıdır. Yukarıdaki alıntının yapıldığı katılımcı da emeklilik hakkının önemini annesinin tecrübeleri üzerinden kavramıştır. Kadınların yaşadıkları bu ve benzeri deneyimler olmadığı takdirde çalışmanın ve çalışmaya bağlı haklara yönelik farkındalığı düşük olabilmektedir.

Bir katılımcı üst kuşak kadınlardan çalışmasına yönelik tepki görmüştür. Üst kuşak kadınlardan gelen tepkinin altında yatan temel sebep, kadının yeniden üretimi sağlama vazifesine ilişkin anlayıştır.

Eşim sorun çıkarmadı ama annem ve kayınvalidem sorun çıkardı. Oğlum vardı.

Çocuğu heder edeceksin, çocuk kreşte nasıl büyür dediler. Sonuç olarak ben kreşi olan bir yerde çalışmaya başlayacaktım. Çocuğuma da 3 yıl baktım. Çok kızdılar bana o zaman ama şimdi diyorum ki iyi ki yapmışım, çok mutluyum. Kayınvalidem ve kayınpederim benimle konuşmadılar ve çok kızdılar. O zaman eltim de işe girecekti, onu durdurdular ama beni durduramadılar. G15 (35 yaşında, 1 çocuğu var.)

Yukarıda yer alan ifadeye göre katılımcı işgücü piyasasına dâhil olabilmek için adeta engelli koşucusu gibi çocuk, anne, kayınvalide ve kayınpeder engellerini aşmak durumunda kalmıştır. Aynı dirayeti gösteremeyen başka bir kadın (elti) ise çalışma hakkından mahrum bırakılmıştır.

Araştırma kapsamında görüşülen bir katılımcı ise çalışmama tercihinin kendisine ait olduğunu söylemiştir.

Makedonya’dan göç ettim. Gezmeye diye geldim. Burada evlenince çalışmayı düşünmüyordum. Hamileyken eşim hastalandı. O hastalanınca geçici olarak işe girdim.

Dil bilmiyorum, konuşulanı anlamıyorum, memleketi bilmiyorum. Tekstil sektöründe işe başladım. İyileşir diye bekledim ama 18 yıl oldu hala iyileşmedi ben de çalışıyorum.

Eşim 20 yıldır hasta şizofreni teşhisi kondu. G6 (42 yaşında, 2 çocuğu var.)

Kendi rızası ile çalışmamayı tercih eden başka bir katılımcı ise çalışmama kararının hatalı olduğunu yaşadığı kötü olaylar sonucunda tecrübe ettiğini ifade etmiştir.

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 98-116)