• Sonuç bulunamadı

2. EKONOMİK KALKINMA, BÜYÜME VE BÜYÜME MODELLERİ

2.2. Ekonomik Büyüme

2.2.1. Ekonomik Büyüme Modelleri

2.2.1.3. İçsel Büyüme Modeli

Schumpeter, Arrow, Kaldor, Mirrlees ve Uzawa gibi iktisatçılardan etkilenerek ortaya çıkan bu büyüme modelinin öncülüğünü P.Romer ve R.Lucas yapmış ve 1980’li yıllarda gelişmeye başlamıştır. Ekonomik model, Neo – Klasik büyüme modeli ile benzerlik göstermektedir. Modelin temelinde sermayenin sadece beşeri sermayeyi konu aldığı kabul edilmektedir. Yani içsel büyüme teorisi bilgiye ve beşeri sermayeye öncelik veren bir modeldir.42

İçsel büyüme modeli, ekonomik büyümeyi sağlamak ve üst gelir grubunda yer alan bir ülke ekonomisine sahip olmak için; sınırsız bilgi, bilginin toplumun her kesimiyle

28

paylaşılması, teknolojik gelişme ve Ar-Ge’nin desteklenmesi gerektiğini savunmaktadır.43

İçsel modelin ana başlıklarını sırasıyla; 1. AK Modeli

2. Ar-Ge Modeli 3. Romer Modeli

4. Grossman ve Helpman Modeli 5. Agion Howitt Modeli

2.2.1.3.1.AK Modeli

Romer gibi bazı iktisatçıların benimsediği, teknolojik gelişmelerin ekonomik büyümeyi geliştireceği yönündeki görüşün aksine, bu teknolojik gelişmeler gerçekleşmeden de, ekonomik büyümenin geliştirilebileceğini varsaymışlardır. Ekonomik büyümenin devamlı hale gelmesi için teknolojik gelişmelere ihtiyaç olmadığını savunmaktadır.

Bu modele göre, tasarruf oranlarının artması ve nüfusun azalması ile büyüme hızının artacağı varsaymaktadır. Ayrıca; fiziki ve beşeri sermaye yatırımları büyümeyi destekleyecektir.44

2.2.1.3.2.Ar-Ge Modeli

Kavram Paul M. Romer tarafından1986 yılında ortaya atılmıştır. İçsel büyüme modelinin temelinde yer alan Ar-Ge faaliyetleri, bu sektörde çalışan işgücün ve üretilen ürünler modelin genelini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir büyüme oranının gerçekleşebilmesi, Ar- Ge sektörüne yapılan yatırımların artmasına bağlıdır.

43 Taban Sami, İçsel Büyüme Modelleri. G. Günsoy ve Z. Erdinç(ed). İktisadi Büyüme içinde. Anadolu

Üniversitesi, Yayın No:2898, 2012, s.135

44 Erinç Yeldan, İktisadi Büyüme ve Bölüşüm Teorileri, Efil Yayınevi, 2. Baskı, Ankara, Ekim 2011,

29

Romer’e göre Ar-Ge modelinin üç temel dayanağı vardır.45

 Ekonomik büyümenin birinci kaynağı teknolojidir.

 Teknolojik gelişmelerin temelinde ise, piyasada yer alan firmaların aldıkları kararlar vardır.

 Üretim faktörü olarak bilgi kullanılması ile, diğer üretim faktörleri arasında fark vardır.

2.2.1.3.3.Romer Modeli

Romer, 1990 yılında yaptığı çalışma ile teknolojinin ekonomik büyüme üzerinde ki olumlu etkilerini ortaya çıkarmıştır. Sürdürülebilir ekonomik büyümenin, Ar-Ge yatırımlarının sadece yatırım yapıldığı dönemde değil, gelecek dönemlerde de ekonomi politikalarını etkileyeceği için ekonomi politikalarında uzun dönemde etkili olacağını belirtilmiştir.

Üretimin temelinde bilgi, verimli bir faktör olarak yer almaktadır. Üretimin önemli faktörünün sermayeden ziyade emek olduğunu varsaymaktadır. Emeğin temelini bilgi oluşturmaktadır. Ayrıca bilgi süreklilik arz ettikçe (kullanılıp yayıldıkça) bilginin verimliliği artmaktadır.46

Kâr amacı taşıyan tüm firmalar, Ar-Ge faaliyetleri yürütmekte ve teknoloji üretimine katkı sağlamaktadırlar. Sonuçta da ortaya çıkan faktörleri içselleştirmektedirler. Ortaya çıkan yeni bilgi ve teknolojiler sayesinde ekonomik büyüme gerçekleşmektedir. Teknoloji ve yeni bilgileri tüm firmalar tarafından kullanılmaya başladığında sürdürülebilir büyüme gerçekleşmiş olacaktır.47

45 Romer, Paul M., Endogenous Technological Change, The Journal Of Political Economy, Vol.98, No.5,

Part 2, The Problem Of Development: A Conference Of The Institute For Free Enterprise System, Oct., 1990,s71-102

46 Özsağır,Arif, Dünden Bugüne Büyümenin Dinamiği, KMU İİBF Dergisi, 2008, s.9

47 Dündar, Onur. Orta Gelir Tuzağı: Türkiye Ekonomisi İçin Riskler Ve Sakınma Stratejiler, İstanbul

30

2.2.1.3.4.Grossman ve Helpman Modeli

1991 yılında G. Grossman ve E. Helpman Global Ekonomide İnovasyon ve Büyüme adlı eserinde bu modeli meydana çıkarmışlardır. Modele göre; yeni ürünler ve farklı tasarımların ticaretin yapısına yön verdiği belirtilmiştir. Yani ülkelerin Ar-Ge yatırımları ve bu yatırımlar sonucu meydana getirdiği ürünler ticaretin yönünü belirlemektedir. Ekonomik büyümenin nedeni Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya çıkan çeşitli ürünlerdir. Ayrıca Ar-Ge faaliyetlerinde beşeri sermayenin de önemli bir yere sahip olduğuna yer verilmektedir.

Söz konusu modelde, teknolojik yeniliklerin dış ticaret ile artacağı düşüncesi benimsenmektedir. Ülkeler arası teknoloji ticareti ile ekonomik büyümenin gerçekleşeceği belirtilmektedir.

Modele, sürdürebilir ekonomik büyümeye sahip ülkeler arasındaki dış ticaret konu edilmiştir. Karşılaştırılan iki ekonomide de yenilikçi ürünler üretmektedirler. Her iki ülkede aynı seviyede teknolojiye sahip ve yeni üretilen malların sadece o ülkede üretileceği varsayılmaktadır. Üretim sürecine niteliksiz işgücü ve beşeri sermaye de eklenmektedir. Bilgilerin ülkeler arası maliyetsiz şekilde paylaşıldığı ve hane halkı sayısının aynı olduğu kabul edilmektedir.

Beşeri sermayenin fazla olduğu ülkede, diğer ülkeye oranla daha fazla Ar-Ge çalışması yapılabilecektir. Fazla beşeri sermaye, daha fazla yenilikçi mal üretimi demektir. Yani beşeri sermayenin fazla olduğu ülkelerde ekonomik büyüme oranı daha fazla olmaktadır. Ancak bu ülkelerin ekonomik büyüme oranlarında farklılık olmasına rağmen, kalkınmışlık seviyeleri aynı düzeyde olabilir. Bunun temel nedeni, dış ticaret ile ülkeler arası yenilikçi ürünlerin paylaşılabilir olmasıdır.48

Sonuç olarak, Ar-Ge yatırımları sonucunda teknolojik yenilikler sermaye verimliliğini artıracaktır. Şirketlerin, uzun vadede kârlarında yükselme meydana gelecektir.

48Türker, Munise Tuba, İçsel Büyüme Teorilerinde İçsel Büyümenin Kaynağı Ve Uluslararası Ticaret

31

2.2.1.3.5.Aghion Howitt Modeli

Aghion ve Howitt (1992; 1998) büyüme modeli, üretim ve araştırma sektörlerini karşılaştırmaktadır. Modele göre, üretim sektörü nihai mal üretimini kapsamaktadır. Araştırma sektörü ise malların üretim sürecinde kullanılan diğer ürünlerin teknoloji ile geliştirilmesini kapsamaktadır.

Söz konusu model; her yenilikçiliğin mevcut ürünler üzerinden yapılabileceğini, ancak her yenilikçi çalışmanın da başarılı olamayacağını belirtir. Yenilikçiliğin başarılı olması durumunda eski ürünlerin tüketimi durur. Yeni ürünler piyasada tüketiciler tarafından satın alınır. Bu durum Schumpeter’in “yaratıcı yıkım” kavramının somutlaşmış halidir.49

Meydana gelen yaratıcı yıkımın iki sonucu olacaktır. Birincisi; gelecek dönemlerde Ar-Ge faaliyetleri arasında meydana gelecek negatif yönlü ilişki, bir diğeri ise Ar-Ge faaliyetlerinin gelecek Ar-Ge faaliyetlerine pozitif dışsallığa neden olabileceğidir.

49 Yıldırım, Selim, Aghion-Howitt Büyüme Modeli Çerçevesinde Ekonomik Özgürlük Ve Ekonomik

Büyüme Arasındaki İlişkinin Panel Veri Analizi, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı.25,2009, s.262-263

32

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.TÜRKİYE’DE AR-GE VE SANAYİ ÜRETİMİNİN, KİŞİ BAŞI

DÜŞEN MİLLİ GELİR ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ GÖSTERİR

EKONOMETRİK ANALİZ

Benzer Belgeler