• Sonuç bulunamadı

Hiyerarşi Yaklaşımı ve Meydan Okuma: Dört Düzeyli Sınırlılık

BÖLÜM I: TEORİK ÇERÇEVE: HİYERARŞİK DÜZENDE MUKTEDİ

1.2. Hiyerarşi Yaklaşımı ve Meydan Okuma: Dört Düzeyli Sınırlılık

Hiyerarşiye dair yazılmış erken metinlerde hiyerarşik düzenlerin nasıl kuruldukları, devletlerin bu düzene neden dâhil oldukları ve otoritesine tabi oldukları büyük güce egemenliklerini neden devrettikleri, hiyerarşinin devletlere getirdiği fayda ve maliyetler, hiyerarşik düzenlerin geçirdikleri meşruiyet krizleri ve neden son buldukları analize dâhil edilirken meydan okuma konusu ihmal edilmiştir (Örneğin; Lake, 2009a:

Ikenberry, 2001). Öte taraftan, 2010 sonrası dönemde hiyerarşi yaklaşımına dair yazılmış olan çalışmaların hiyerarşik bir düzenin (bölgesel ya da uluslararası) norm,35 kural, kurum,36 kurucusu/hegemonyası veya sosyal sözleşmelerine yönelik yönelik aktif meydan okumaların nedenlerini analiz ettiği dikkat çekmektedir.37

34 Meydan okumanın “otonomi arttırmak” ile eş anlamlı tanımlandığı diğer çalışma örnekleri için ayrıca bkz. (Morrow, 1991: 908; Lake, 1999: 32; 2017: 371; Brooks ve Wohlforth, 2005: 76; Jesse vd. 2012: 11;

Ebert ve Flemes, 2018: 18; Nieman, 2016: 667; Nexon, 2007: 112; 2009: 342; Blaauw, 2014: 1-23).

Cooley ve Nexon (2020: 70), meydan okumayı tabi devletin otonomisini arttırma isteği (patronla arasındaki sosyal sözleşmeyi kendi çıkarlarına daha fazla şekilde revize etme talebi anlamında) Ikenberry (2003: 2-3 ) ise meydan okumayı tabi devletin patron ile arasındaki mevcut hiyerarşik ilişkilerin yoğunluğunu düşürmesi ya da tamamen kesmesi olarak tanımlamaktadır.

35 Zayıf devletlerin uluslararası normlara meydan okumalarının nedenini irdeleyen Archarya (2012: 202, 203-206), bu devletlerin normlara meydan okumasının arkasındaki nedeni bu normların oluşum sürecinden marjinalleştirilmelerine ve dışlanmalarına bağlamaktadır. Örneğin; Latin Amerika ülkeleri

“bir devletin içişlerine karışılmayacağını” belirten normları insani yardım ve kolektif güvenlik şeklindeki küresel normlara karşı öne sürmektedir. Acharya (2014: 9), bu bağlamda Batı-dışı dünyanın norm yapım sürecinden marjinalleştirilmesine tepki olarak kendi değer, inanç ve isteklerini yansıtan normlar oluşturduğunu belirtmektedir. Batı-dışı dünya özellikle büyük güçler tarafından tehdit edilen normları savunmaktadır. Benzer şekilde Hurrell (2006: 2), ikincil devletlerin normlara bu normların kurucu devletlerinin çıkar ve değerlerini yansıttıkları için meydan okuduklarını belirtmektedir. Bu nedenle bu devletler mevcut düzendeki baskın normların revize edilmesini talep etmektedirler. Benzer çalışmalar için ayrıca bkz. (Zarakol, 2014: 311-332; Reus-Smit, 2005: 2009; Towns, 2012; Suzuki, 2017).

36 Zürn vd. (2012: 69-106), hiyerarşik düzenlerin üzerine inşa edildiği uluslararası kurumların siyasallaşmasının (kamuoyu, çıkar grupları vd. bu kurumları tartışma imkânı elde etmesi) meydan okumalara nasıl yol açtığını ele almaktadır. Örneğin; uluslararsı kurumlardaki Batı-merkeziyetçiliğine yönelik meydan okumalar söz konusudur (80).

37 Bkz. (Adler-Nissen, 2017: 198-218; Larson ve Shevchenko, 2010; Ebert vd. 2014; Jabri, 2014: 372-390; Rigmar, 2012; Zürn vd. 2012: 69-106; Lake, 2013b: 17; 2012; 2017; 2018; Wohlforth, 2009; Goh,

26

Fakat bu metinlerden bir kısmında dört temel sınır dikkat çekmektedir. Birincisi, bu metinlerden bir kısmı bu stratejilerin türlerini açıklarken neden tercih edildikleri konusu üzerinde durmayı ihmal etmektedir. Bu çalışmalara göre herhangi bir devlet katılmama stratejisi (balking strategy),38 tasma kayması (leash slipping),39 dış dengeleme (örneğin;

patron devletin izin vermediği ülkeler ile ekonomik ve askeri ilişkiler kurmak ve ya onlardan silah satın almak), iç dengeleme (yerli savunma ya da ithal ikameci sanayiye geçmek gibi), askeri dengeleme (patron devlete karşı kurulmuş ortak bir askeri ittifaka katılmak gibi), yumuşak dengeleme (ekonomik ve diplomatik yöntemler) stratejilerinden birini takip ediyor ya da uluslararası platformlarda (örneğin; BM) oylamaya sunulan meselelerde oy davranışını patron devletten farklılaştırmış ise40 hegemonik güce meydan okuyordur. İkincisi, bu metinlerden bir kısmı patron devletleri veya meydan okuyan tarafları belirli bir coğrafya ile sınırlamışlardır. Örneğin; meydan okunan tarafa Amerika, Çin ve Rusya yerleştirilirken son dönemlerde Brezilya, Hindistan, Türkiye ve Venezuela gibi yükselen yeni bölgesel güçler ihmal edilmiştir.

Benzer şekilde meydan okuyan taraf genellikle Batı ve Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya ve Çin ile sınırlandırılmış ve sistemin orta ve küçük/zayıf devletleri ihmal edilmiştir. Bu 2013; 2019; Onea, 2014; Larson ve Shevcehnko, 2010; Mastanduno, 2009; 2019; Zarakol, 2014: 311-332; Cooley, Nexon ve Ward, 2019; Cooley ve Nexon, 2020; Cooley, 2019; Jesse vd. 2012; Barnathann, 2012; Ikenberry ve Nexon, 2019; Walt, 1998/1999; 2005; Kupchan, 2014; Drezner, 2019; Ikenberry, 2003: 1-15; 2018a; Karatzogianni ve A Robinson, 2009; Cooley ve Spruyt, 2009: 216; Wendt ve Barnett, 1993; Macdonald, 2017: 148; Lanoszka, 2013: 388; Hinnebush, 2016: 216; Zhang, 2014: 1-22; Destradi, 2010: 903-930; Brooks ve Wohlforth, 2008; Wholforth, 1999; 2009). Lake’in 2010 öncesinde hiyerarşiye dair yazmış olduğu çalışmaları genellikle hiyerarşinin nasıl, neden kurulduğuna ve devlet davranışları üzerine yaptığı etkilere dair olmasına karşın şu çalışmalarında meydan okuma konusuna ağırlık verdiği dikkat çekmektedir. Bkz. (Lake, 1999: 52-54; 2006a: 29-30; 2009a: 36, 113-182; 2017; 2018: 6-21).

38 Katılmama stratejisi, hegemonun talep ve isteklerini geri çevirmektir (Williams, 2012: 45; Scholvin, 2017: 7). Örneğin; 2003’te Türkiye’nin, Amerikan’ın Irak’a müdahalesi sırasında üs kullanma talebini reddetmesi ve yine aynı müdahale sırasında Almanya ve Avrupalı devletlerden bir kısmının Amerika’nın askeri yardım isteğini geri çevirmeleri gibi (Walt, 2009: 106-111; Pape, 2005: 39).

39 Hegemon devlet tarafından saldırılma endişesi taşımayan tabi devletlerin benimsediği stratejidir (Scholvin, 2017: 7). Düzenden çıkma niyeti taşımayan devletlerin bu stratejiyi benimsemeleri hegemon devlete olan ekonomik, askeri ve güvenlik bağımlılığını dengeleme isteğinden kaynaklanır. Örneğin; AB ülkeleri NATO ve Amerika’ya olan güvenlik bağımlıklarını dengelemek için AB ordusunu kurmuş ancak bu ülkeler NATO üyeliklerini sonlandırmamışlardır (Lake, 2013a: 107; Barnathann 2012: 112-127).

40 Lake, otonomi arayışını ast devletlerin hegemonun izin vermediği askeri ve ekonomik ittifaklara ve/ya ilişkilere yönelme hamleleri olarak da tanımlamaktadır (Lake, 2017: 366-367). Meydan okuma stratejilerini ele alan bazı örnek kaynaklar için bkz. (Mattern, 2005; He, 2012: 154-191; Paul, 2005: 58-59; Jervis, 2009: 211-212; Lake, 2009b: 341; 2011: 21; 2013a: 76, 84; 2017: 366-367; Jesse vd. 2012: 13;

Barnathann, 2006; 2012: 112-127; Walt, 2005; 2009; 106-111, 115-116; Scholvin, 2017: 3, 6-8; Ebert vd.

2014: 222; Ikenberry, 2003: 3, 14; Lobell vd. 2015: 148-152; Nexon, 2009: 330-359; Kibbe, 2012: 51-60;

Jesse, 2012: 65-80; Lobell, 2012: 81-90; Sampanis, 2012: 97; Cooley ve Nexon, 2020: 66; Ebert ve Flemes, 2018). Hegemonik güce meydan okumanın sadece askeri yöntemler üzerinden yapılmayacağını belirten örnek çalışmalar için ayrıca bkz. (Bkz. He, 2012: 159-160; Paul, 2005: 7-45; Nexon, 2009: 344;

Whitaker, 2010; Blaauw, 2014: 1-23).

27

metinlerdeki bir diğer sınır ise zamandır. Örneğin; 1990’lar ve 2000’li yıllarda Amerikan hiyerarşisine yönelik meydan okumalar yoğun şekilde ele alınırken Soğuk Savaş dönemi ve öncesinde ortaya çıkan meydan okumalar by-pass edilmiştir. Son olarak, bu metinlerden bir kısmı aktör düzeyini sınırlamıştır. Söz konusu metinler meydan okuyan ve ya okunan tarafa devletleri yerleştirilirken devlet dışı aktörleri, kural, kurum ve normları ihmal etmişlerdir.

Dört düzeyli bu sınırın (hiyerarşi yaklaşımı ve ikincil devletler-büyük güçler arası ilişkileri ele alan) son dönemlerde hiyerarşiye dair yazılmış olan metinlerce aşıldığını görmek mümkündür (Örneğin; Acharya, 2014: 7).41 Bu metinlerin altı nedenden dolayı yenilikçidir. Birincisi, bu çalışmalar meydan okunan tarafa Amerika’nın yanı sıra Hindistan, Venezuela ve Brezilya gibi potansiyel bölgesel patronları meydan okuyan tarafa ise büyük güçlerin yanı sıra orta ve küçük/zayıf devletleri de yerleştirilmişlerdir.

Örneğin; bu metinler “kendi tercihlerini politikaya çevirme ehline sahip olmayan küçük devletler için otonominin değerinin az olacağı bu nedenle patron devlete meydan okumayı tercih etmeyecekleri (Lake, 2013a: 87; 2017: 371) yönündeki argümana karşı antitez geliştiren örnek olayları analiz etmektedir. Bu çalışmalar zayıf ve küçük devletlerin sahip oldukları zayıf materyal kapasitenin42 onları patron devlete muhalefet etmekten alıkoymayacağını sadece rakip/alternatif bir düzen kurmak gibi riskli ve

41 Ayrıca bkz. (Ikenberry ve Mo, 2013; Hurrell, 2006; Larson ve Shevchenko, 2014; Whitaker, 2010;

Blaauw, 2014Hurrel, 2006; Ikenberry ve Mo, 2013: Jesse vd. 2012; Ebert ve Flemes, 2018; Kang, 2010;

Kang vd. 2018; Barnathann, 2012; Miller, 2006; Cooley ve Nexon, 2020; Mastanduno, 2009; Cooley, Nexon ve Ward, 2019; Lobell, Jesse ve Williams, 2015; Merke, 2015; Lake, 2013a; Kibbe, 2012; Lobell 2012; 2015; Smith, 2018; Burges, 2018; Flemes ve Castro, 2018; Ba, 2018; Flemes ve Lobell, 2015;

Lobell vd. 2015; Ebert ve Blarel, 2018; Ganguly, 2018; MacFarlane, 2018; Scholvin, 2018; Donnely, 2009; Scharman, 2012; Whitaker, 2010; Larson ve Shevchenko, 2015; Crasnic, 2017). Cooley (2019:

588-613), 1945-90 döneminde Sovyet hiyerarşisinde yer alan ikincil devletlerden bir kısmının 2005 sonrası dönemde Amerika’ya neden meydan okuduklarına odaklanmaktadır. Cooley ve Nexon (2020), sistemin küçük devletlerinin son dönemde Amerikan hiyerarşine meydan okumasının arkasındaki nedenleri Batı kurumlarını rejimlerine yönelik tehdit olarak algılamaları ve rejimlerinin bekasını korumak aşamasında Sovyetler ve Çin’i alternatif siyasi destek sağlayacısı olarak değerlendirmeye yöneldiklerini belirtmektedir. Kibbe (2012), Angola ve Küba’nın, Soğuk Savaş döneminde Sovyetlere neden meydan okuduğuna odaklanmaktadır. Barnathann (2006; 2012), Soğuk Savaş dönemi sonrası AB ülkelerinin ABD’ye katılmama stratejisini neden benimsediğini teorik açıdan ele almaktadır.

42 Büyük güçler konumlandıkları düzende kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını hissettiğinde düzene meydan okumaya yönelir. Bu bağlamda, örneğin; I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa Sistemi’ne dâhil olan Japonya (Milletler Cemiyeti’nin (MC) daimi üyesi olmuştur.) Avrupa ülkeleri tarafından kendisine ırk farklılığı nedeniyle ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını düşündüğü için 1930’lar boyunca bu düzene yaklaşımı revizyonist olmuştur. Bu nedenle Japonya meydan okumasını yeni bir düzen isteği ve toprak genişletmek isteği üzerinden gerçekleştirmiştir (Cooley ve Nexon, 2020: 66).

28

büyük meydan okumalara yönelmelerini engelleyeceğini belirtmektedir.43 İkincisi, bu çalışmalar meydan okuyan ve okunan tarafı devlet düzeyinden çıkarak devlet-altı, devlet-dışı ve transnasyonel aktörlere (bu aktörler meydan okumayı tetikleyen tarafta olabilir) kadar taşımıştır. Üçüncüsü, bu metinler meydan okumaları eski çağlardan günümüze kadar uzanan geniş bir zaman diliminde ele almaktadırlar. Dördüncüsü, hegemon devletin (Amerika) de bizzat kendi düzenine meydan okuyan tarafta yer alabileceğine ve bu durumun olası dirençleri nasıl tetikleyebileceğine dikkat çekmektedirler. Beşincisi, bu çalışmalar patron devlete yönelik meydan okumaların nedenini neo-realizmin üçüncü imgesi sistem düzeyinin yanı sıra devlet ve birey düzeyi üzerinden ele almaktadırlar.44

Son olarak, aralarındaki söz konusu farklıklara karşın hiyerarşi metinleri blok içi ya da blok dışından patron devlete karşı yönelmesi muhtemel olan meydan okumaların otonomi arttırma, statü yükseltme, düzenden çıkma, alternatif bir düzene geçme, statükoyu, norm ve kuralları değiştirme veya alternatif bir düzen kurmak gibi çeşitli gerekçelerden kaynaklanabileceği konusunda hemfikirdirler. Bu çalışma meydan okumayı “otonomi arttırma isteği” bağlamında ele alacağı için hiyerarşi yaklaşımının bu yönüyle ele alacaktır. Bu bağlamda, bu bölümün son kısmı “tabi devletler patrona neden ve ne zaman meydan okur” sorusunun yanıtına ayrıldı.

43 (Bkz. Cooley ve Nexon, 2020: 70, 136; Ebert ve Flemes, 2018: 14; Whitaker, 2010: 1110, 1115;

Nieman, 2016: 667; Bussmann ve Oneal, 2007: 91; Blaauw, 2014: 1-23). Cooley ve Nexon, (2020: 57, 70), küçük ve zayıf devletlerin büyük güçlere kıyasla alternatif bir blok kurabilecek düzeyde meydan okumayacaklarını yeni bir düzenin kurulmasını talep eden tarafta yer alabileceklerini belirtmektedir. Bu devletlerin konumlandıkları düzenden çıkmak şeklinde niyetleri yoktur. Bu devletlerin otonomi arttırma isteği ya da yeni ekonomik, askeri, kültürel kaynak ihtiyacı (yeni düzen ihtiyacı anlamında) şu sebeplerden kaynaklanabilir: Daha çok gelişmek için askeri teçhizat yardımı isteyebilirler. Mevcut sosyal sözleşmeyi revize etmek isteyebilirler (daha iyi bir sözleşme isteği) ve yeni alternatiflerin bu isteklerine cevap verebileceğini düşünebilirler, isteklerini patron devlete kabul ettirmek için yeni güçleri düzenden çıkış tehdidi olarak patron devlete karşı bir koz olarak kullanabilirler ya da sosyal sözleşmenin revize edilmesinde araç olarak kullanabilirler. Kısacası, bu devletler yeni tedarikçileri gelecekteki değişimler için önlem olarak görürler.

44 Devlet ve birey düzeyini de ele alan örnek kaynaklar için bkz. (Bymen ve Pollack, 2001: Blaauw, 2014:

Lake, 2013a; Wendt ve Friedheim, 1995; Cooley, 2015; 2019; Ebert ve Flemes, 2018; Jesse vd. 2012;

Whitaker, 2010; Scholvin, 2018; Cooley ve Nexon, 2020; Cooley, Nexon ve Ward, 2019; Ikenberry, 2008; Goh, 2013; 2019; Meister, 2018; MacFarlane, 2018; Lobell ve Jesse, 2015: 139-146; Lobell vd.

2015: 140-155).

29