• Sonuç bulunamadı

B) DOĞU-BATI ÇATIġMASININ TARĠHSEL TEMELLERĠ VE GÜNÜMÜZE

6. Sosyokültürel YaĢam KoĢulları

2.4. Dini ÇatıĢmalar

2.4.2. Hilal-Haç

Müslümanlarda zaman kavramını temsil eden ay, birçok mitolojik temelli motiflerin de temelinde yer almıĢtır. Ġslam coğrafyasında hilalin temsiliyeti zamanla bağdaĢık bir biçimde yeni bir hayatın baĢlangıcı ve Doğum gibi imgeleri çağrıĢtırdığından oldukça kıymetli bir noktada yer almaktadır. Buradan mülhem olarak geliĢim gösteren bu imge zaman içerisinde Müslümanların dini bir argümanı hâline gelerek öncelikle bayraklarda ve çeĢitli tekstil ürünlerinde bezeme unsuru olarak kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Bozkurt, 1998: 13).

Haç ise Hristiyanların simgesi haline gelmiĢ bir unsurdur. Doğu coğrafyasında genellikle “istavroz” olarak nitelendirilir. Haç, Hristiyanlık inancına göre Hz. Ġsa‟nın gerildiği çarmığı Ģekil itibariyle temsil eden dini bir argüman haline gelmiĢtir. Zaman içerisinde hilalde olduğu gibi bayraklardan baĢlayarak hayatın her evresinde kullanılır hale gelmiĢtir (ġakiroğlu, 1996: 522).

Tarih boyunca Doğu ve Batı çatıĢması daima bu semboller üzerinden ifade edilmiĢtir. Hilal ve haçın yüklendiği misyon tamamen bir dini zeminde yer alır. Bu sebepledir ki bu sembollerin kutsallığı ait oldukları toplumlarca tartıĢılmaz bir hale gelmiĢtir. Batı ile Doğunun birbiriyle olan mücadelesi tarihsel olaylardan günümüze kadar daima bu iki sembol üzerinden aktarılmıĢtır (Halil Halid Bey, 2017: 35).

Ma‟luf, bu iki sembolü eserlerinde kullanırken bu kutsiyetin hassasiyetiyle tek taraflı yansıtmamaya özen göstermiĢtir. Hiçbir zaman seçici davranmayan yazar, bu sembolleri genellikle beraber kullanmayı tercih etmiĢ bunu yaparken de olağan çatıĢma çerçevesini baĢarılı bir Ģekilde yansıtmayı baĢarmıĢtır. Haçlı seferleri sırasındaki bir mücadeleden hareketle bu iki sembolün çatıĢması Komutan Richard ve Komutan el-Adil arasında geçen diyalogda aktarır. 1191 yılında Yafa‟nın kuzeyini ele geçiren Richard‟ın anlaĢma için el-Adil‟e Ģart koĢtuğu Ģu üç temel üzerinde hilal- haç çatıĢması aktarılır:

“Bizimkiler ve sizinkiler öldüler, ülke harap oldu ve olay hepimizin denetiminden tamamen çıktı. Bunların yeterli olduğunu düşünmüyor musun? Bize ilişkin olarak, yalnızca üç uyuşmazlık

98

konusu var: Kudüs, hakiki haç ve ülke. Kudüs‟e ilişkin olarak, orası bizim tapınma yerimiz ve oradan vazgeçmeyi asla kabul etmeyiz, sonuncu askerimize kadar çarpışmak zorunda kalsak bile. Ülke konusunda, Ürdün nehrinin Batısının bize bırakılmasını isteriz. Haça gelince, o sizin için bir tahta parçasıdır, ama bizim için ölçülemez bir değere sahiptir. Sultan onu bize versin ve bu tüketici mücadeleye son verilsin.” (Maalouf, 2017d: 275).

Richard‟ın koĢtuğu bu Ģartlar üzerinden el-Adil ise hilal-haç çatıĢmasının tam olarak yansıtacak bir Ģekilde cevap verir:

“Kutsal kent size ait olduğu kadar bize de aittir; hatta bizim için daha önemlidir, çünkü peygamberimiz mucizevî gece yolculuğunu ona doğru yaptı ve cemaatimiz kıyamet günü burada toplanacak. Demek ki burayı terk etmemiz söz konusu olamaz. Müslümanlar bunu asla kabul etmezler. Ülkeye gelince, burası her zaman bizimdir ve sizin işgaliniz geçicidir. Buralara, o sıralarda orada oturan Müslümanların zayıflığı sayesinde yerleşebildiniz, ama savaş olduğu sürece elinizde tuttuğunuz topraklardan yararlanmanıza izin vermeyeceğiz. Haça gelince, bizim için büyük bir kozdur ve ancak karşılığında İslam lehine büyük bir taviz alırsak ondan ayrılırız”

99

SONUÇ

Doğu- Batı çatıĢması orta çağa kadar uzanan bir olgu halinde sürekli olarak iĢlenegelmiĢtir. Bu çatıĢma ortamı orta çağ döneminden baĢlayıp günümüze kadar ulaĢan sosyal, siyasal ve ekonomik dinamiklerin tamamına yön veren temel bir belirleyici vasfı halini almıĢtır. Bir disiplin olarak tarihte, edebiyatta, sanatta imgesel bir yapıda ele alınırken siyaset, diplomasi, savaĢ, göç ve iktisadi iliĢkiler gibi bağlamlarda somut olarak hissedilmiĢtir. Günümüze bakan yanıyla bu çatıĢmayı Batıda yükselerek tırmanan Ġslamofobi ile ortaya çıkan nefret algısında görmek mümkündür.

Doğu- Batı çatıĢmasının geliĢim gösterdiği idea, ilk olarak kutsal topraklardaki hâkimiyet mücadelesi üzerine inĢa edilmiĢtir. Bu sebepledir ki baĢta Ortadoğu coğrafyası olmak üzere bütün Müslüman Doğu topluluklarıyla Batı haçlı birliği arasında bu çatıĢma güncellenerek devam etmektedir. ÇatıĢmanın Doğurduğu mağduriyetler genellikle Doğunun aleyhine geliĢmiĢ ve sanayileĢme ile teknolojik geliĢmelere kapalı duran veya takip edemeyen Doğu toplumlarında daima güncellenerek devam etmiĢtir. Bu süreçte büyük bir imtihan veren Doğu bloğu sosyolojik bir yıkıma da maruz kalarak dil, din, kültür ve petrol merkezli iktisadi zeminler çerçevesinde kaybettiği değerler Batı karĢısında ayrılıkçılığa, kabileciliğe, ve kendi özüne yabancılaĢmaya dönüĢmüĢtür.

Batılı emperyalist devletlerin iĢgalci tavırları ile Doğu toplumunda yaĢatılan mağduriyetler yaĢam hakkının olmayıĢı ve insan ölümlerinin sıradanlığı sorunsalına varana kadar menfi bağlamda yükselmeye devam etmektedir. Özellikle yakın dönemde Ġsrail ve ABD aktörlüğündeki Ortadoğu coğrafyasında “demokrasi söylemli” yaĢanan savaĢlar, Doğu-Batı çatıĢmasının temel sembolü haline gelmiĢtir.

Tüm bunlarla birlikte Doğu‟nun Batı karĢısında vermiĢ olduğu mücadelede kimi zaman asıl hedefini kaçırmıĢ ve kendi insanlarına da “maymun iĢtahlı bir edayla zararı dokunmaya baĢlamıĢtır. Batı iĢgali ile Doğu bloğunu temsil eden kabileci Arap idarecilerinin kendi halkına adaletsiz tavrı ve yaptırımları arasında ezilen Doğu insanı, Doğu-Batı çatıĢmasında bir çıkar yolu olarak göç olgusunu tercih etmiĢlerdir.

100

Artık Doğu insanı Batı topraklarında temel yaĢam gereksinimlerini sağlama mücadelesi vermiĢ ve artık Batı içinde var olan bir Doğu gurbetçisi Ģekillenmeye baĢlamıĢtır.

Batı için Doğu kimliğinin kendi bünyesine göç etmesi, olumsuz bir tabloyu ortaya çıkacağından bu hareket engellenmeye çalıĢılmıĢtır. Keza kendi içinde Batıyı temsil eden bir Doğu kimliğinin oluĢmasını hiçbir zaman istememiĢtir. Böylelikle Doğu-Batı çatıĢmasının ortadan kalkma riskini önüne geçilir. Ki günümüz Batı algısında bu çatıĢmanın varlığı Doğu kaynaklarının sömürülmesi için geçerli bir sebep niteliği taĢıdığından Batı adeta bu çatıĢmadan beslenmektedir.

Doğu-Batı çatıĢmasında Batının göç olgusuna neden yanaĢmadığı Ma‟luf, misyonerlik üzerinden aktarır. Onun düĢüncesine göre Doğulu bir kiĢinin Batıda bakkal dükkânı açması Batının iĢine gelmez; Batı, Doğuda kendine sadakat gösterecek ve sömürgeci tavırlarında kendi toplumu ile iletiĢime geçebilecek Doğu kimliğini yetiĢtirmeyi hedefler.

Ma‟luf, eserlerinde kendi yaĢamından kesitlere benzer olay örgüleri oluĢturmaktan kaçınmamıĢtır. Daima Doğu Batı çatıĢmasını değerlendiren Ma‟luf, bir Arap Hristiyan olarak tarihsel olayları objektif bir Ģekilde yansıtmayı baĢarmıĢ ve yine Hristiyan bir gözle haçlı seferlerini “istila, mezalim ve zorbalık” bağlamında değerlendirmesi de oldukça önemli bir noktada yer alır.

Ma‟luf, esasen Doğu- Batı çatıĢmasında her iki tarafın da iyi ve kötü yönlerini yansıtmaktan vazgeçmez. Tek taraflı olarak bir Doğu- Batı çatıĢması üzerinde durmayan Ma‟luf, ideal bir kimlik olma emelinde bir insanlık tasavvuru çizmeyi hedefler. Onun için din, dil, kültür, ırk gibi unsurlar küresel renkliliğin bir göstergesidir. Bunların birbiriyle olan baskınlığı veya mücadelesi ise kimlik çatıĢması olarak değerlendirilir ve bu durum insanı “kan döken canavarlara” dönüĢtürür. Ma‟luf, eserlerinde Doğu ve Batıyı aktarırken her Ģeyden önce bir insan kimliğini görür ve bunu Adam ile Ramiz kahramanları üzerinden Ģu Ģekilde aktarır:

“Müslümanlar arasında en iyi arkadaşım Ramiz‟di; Yahudiler arasında en iyi arkadaşım Naim‟di ve Hıristiyanlar

101

arasında en iyi arkadaşım da Adam‟dı. Haliyle ne Hıristiyanların hepsi Adam, ne Müslümanların hepsi Ramiz, ne de Yahudilerin hepsi Naim gibiydi. Ama ben önce kendi arkadaşlarımı görüyordum. Onlar benim at gözlüklerimdi, başka bir deyişle, ormanı görmemi engelleyen ağaçlardı” (Maalouf, 2017b: 441).

Doğu- Batı bağlamında sosyal ve kültürel çatıĢmaları kadın ve erkek kimlikleri üzerinden aile, ahlak, dil ve kültür üzerinden aktarmayı hedeflemiĢtir. Bu çatıĢmaların Doğurduğu mağduriyetlerin ne olduğunu oraya koymuĢtur. Ona göre en büyük mağduriyetin Batı‟nın Doğu‟yu öteki bir kimlik olarak algılamasından kaynaklandığını yansıtır. Bununla birlikte sosyal çatıĢmalarda Doğunun kendi ile olan çatıĢmalarına yer veren Ma‟luf, Doğu kimliğinin tarihsel süreçteki medeniyet algısını ilerletemediğine değinmiĢtir. Bu doğrultuda eğitimde ve sanayileĢmede geri kalan Doğu kimliğinin tüketim mağduru olduğuna da dikkat çekmektedir. Ayrıca sosyal çatıĢma bağlamında Batı‟nın takındığı Ġslam nefretliğinin de çatıĢmayı tetikleyen diğer bir unsur olduğu söyler. Doğu- Batı çatıĢmasında sosyal ve kültürel bağlamlı temel ayrım ögesi olarak Ma‟luf, Doğudaki “mukaddes mahremiyet algısı” ve Batıdaki “mahremiyetin ifĢası” üzerine inĢa ettiğini görmek mümkündür.

Siyasi ve ekonomik çatıĢmalar bağlamında Ma‟luf, Batının takındığı tavrın tamamen iĢgalci ve sömürgeci bir çerçevede yer aldığı üzerine dikkat çekmektedir. Özellikle Doğu ve Batı çatıĢması içerisinde Batı‟nın bölgedeki birinci aktörü Ġsrail üzerinden hareket kabiliyetinin geliĢtiği üzerine tespitlerde bulunur. Ekonomik çatıĢmalarda Doğuyu mağlup eden temel sebepler arasında petrol sarhoĢluğu ve israfçılığın etkili olduğu üzerine tespitlerini ifade eder. Bu sarhoĢluğun genelde Doğu idarecilerinin kabile devletine döndürdükleri yönetimleri Doğu kimliğini kasıp kavurduğuna ve bu yönüyle de Doğunun da kendiyle; “Ġslam medeniyetiyle” çatıĢtığına dair derinlemesine analizlerini aktarmıĢtır. Tüm bunların esasen Batı merkezli iktisadi olarak sömürge politikalarının devamlılığını garanti altına alan asıl dinamikler olduğunu ifade etmiĢtir.

Ma‟luf, Doğu- Batı çatıĢmasında Doğunun mağlubiyetinin suçlamasını biraz da Doğu kimliğine yükler. Bu noktada Batı karĢısında yenik düĢen Doğu kimliğinin

102

mağduriyet psikolojisi altında yatan sebepleri, “petrol laneti”, “kabilecilik”, “israf”, “yenilgiye alıĢma”, ve “mücadele hissizliği” üzerinden dile getirmiĢtir. Batı‟nın siyasi ve ekonomik Doğu- Batı çatıĢmadaki rolünü ise, “Yahudi masumiyeti”, “özgürlükçü söylem” ve “demokrasi” olgusu üzerinden değerlendirmiĢtir.

Ma‟luf, Doğu- Batı çatıĢmasını eserlerinde ele alırken duygusal bağlamda oldukça önem vermiĢtir. Çünkü ona göre insanın asıl kimliği duyguları ve düĢünceleridir. Doğu- Batı çatıĢmasında Doğu kimliğinin yaĢamıĢ olduğu psikolojik çatıĢmalar göç olgusunun getirdiği yalnızlık ve özlem duygusu ile aktarılmaya çalıĢılmıĢtır. Özellikle kendi ülkelerini terk eden ve yabancı bölgelerde dil ve kültür diktesine maruz kalan gurbetteki Doğu kimliği değerlendirilmiĢtir.

Ma‟luf‟un dikkat çektiği psikolojik çatıĢmalarda Doğu kimliği üzerine farklı bir çıkarımı ele almıĢtır. Yazar, Batı karĢısında daima yenilen Doğu kimliğinin mukavemet duygusunu kaybettiği ve görmüĢ olduğu zulüm karĢısında da farklı savunma mekanizmaları geliĢtirdiğine dair tespitlerini iletir. Sürekli olarak yenilen ve mazlum rolünde yer alan Doğu kimliğinin Batı karĢısında geliĢtirdiği psikolojik savunma refleksi “Doğu medeniyetinin güçlü olduğu dönemlere; tarihe sığınma” ile bir teselli çerçevesinde yer almıĢtır. Kısacası yenilgiye alıĢan Doğu kimliği kendi tarihinin ihtiĢamlı günlerine sığınarak bu yeniklik duygusunu atmaya çalıĢmaktadır. Bu bağlılığın yanlıĢ bir refleks olduğunu ve çağdaĢ bir güncellenmeye gidilip Doğu kimliğini net bir Ģekilde ortaya koyma düĢüncesini Marc Bloch‟un, "İnsanlar

babalarından çok, zamanlarının çocuklarıdır" sözüyle aktarmaktadır” (Maalouf,

2017c: 86).

Tüm bu psikolojik çıkarımlara Ma‟luf, Doğulu bir kimlik olan Arap gözüyle öz eleĢtiri yapar ve çözüm önerisi sunar. Kısacası Doğunun Batı karĢısında hem kendi ile hem de Batı ile çatıĢtığı bir ortama öz eleĢtiri getirir.

Doğu- Batı çatıĢmasının asıl temelinde yer alan din olgusu, her iki tarafta yer alan dini öğretiler, mekânlar ve imgeler üzerinden çatıĢma aktarılmıĢtır. Ma‟luf, Batılıların Hristiyanlığı daima güncelleyerek tahrip ettiğini ifade ederken Ġslamiyet‟in hoĢgörü ikliminde geliĢen bir din olduğuna dair tespitlerini Hristiyan bir

103

Arap olarak ortaya koyar. Ma‟luf, iki din açısından Doğu- Batı çatıĢmasını değerlendirirken pratiğe dayalı çatıĢmaları, “cihad” ve “misyonerlik” üzerinden; bağlam merkezli çatıĢmaları “cami” ve “kilise” üzerinden; simgesel çatıĢmaları ise “haç” ile “hilal” üzerinden değerlendirmiĢtir.

104

KAYNAKÇA

Adalar, Derya (2007). “Apollo Grubu: Bir Modern Arap ġiiri Ekolü”. Ankara

Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi c. 47, S. 2, s. 61-81.

Arslan, Adnan (2016). “Modern Arap Edebiyatı‟nda Cezaevi Romanı”.

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 25, S. 2, s. 31 – 57.

Arslan, Adnan (2018). “Modern Arap Romanı ve Siyaset ĠliĢkisi Bağlamında “ġakkatu‟l-Hurriye” Romanı”. Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 7, S. 13, s.140 – 162.

Baloğlu, Mine (2016), Avrupa‟da Yükselen Yabancı DüĢmanlığı ve Ġslamofobi Sorununda Türkiye‟nin Tutumu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bilecik ġeyh Edebali Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bilecik.

Bozkurt, N. (1998). “Hilal”, Ġslâm Ansiklopedisi, TDV, Ġstanbul, c.18, s.13 Börekci, Ü. ve Oğuzhan Börekci, Ü. (2010). Bir Oryantalizm Ürünü Olarak Ġstanbul‟un Frenk ve Levanten Mahalleleri Seyahatnamesinde “Doğu” ve “Batı” imgeleri, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(2): 1-26.

Canatan, Kadir (2007) “Ġslamofobi ve Anti- Ġslamizm: Kavramsal ve Tarihsel YaklaĢım”. Batı Dünyasında Ġslamofobi ve Anti-Ġslamizm, Eskiyeni Yayınları: 1, Ankara, s. 22.

Civelek, Yakup (2000). “Modern Arap Edebiyatında Ġslâmî Edebiyatın Yeri ve Öncüleri”. Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 3, S. 3, s. 85 – 99.

Çetinkaya, Bayram A. (2012). Batı‟da Hz. Muhammed Üzerinden Ġslamofobi‟nin Yansımaları, Ġslamofobi Kollektif Bir Korkunun Anatomisi, (Sempozyum Tebliğleri 18-19 Kasım 2011), ss. 117-152.

105

Çetinkaya, Bayram A. (2009). “Batı'daki "Sürgün" Doğulu/Yabancı Edward Said'in Gözüyle Oryantalizm-"Öteki"nin Tanımlanması”. Şarkiyat İlmi Araştırmalar

Dergisi, (1), 3-23.

Çulha Zabçı, Filiz (2014). Sömürge Tipi "Demokrasi" ve GeniĢletilmiĢ Ortadoğu Projesi”. Mülkiye Dergisi, 29 (246), 227-248.

DAYF, ġevkî. (1992). el-Edebu‟l-„Arabiyyu‟l-Mu„âsır fî Mısr. Kahire. Demirkent, IĢın (1997). Haçlı Seferleri, Ġstanbul: Dünya Yayıncılık.

Demirkent, IĢın (1996). “Haçlılar”, DİA, Ġstanbul, TDV Yayınları, c. 14, s. 525.

Deniz, Yıldırım (2016). Ortadoğu‟daki ÇatıĢmalara Devletlerin ve Devlet DıĢı Aktörlerin Etkileri, TESAM Akademi, 3(1), 129- 140.

Dursun, Onur (2014). Batı‟nın Egemen „Kötü-Öteki-Doğu‟ DüĢüncesinin PekiĢtirildiği Bir Alan: Dünya Basın Fotoğrafları KuruluĢu, Yılın Fotoğrafı Kategorisi Üzerine Bir Analiz, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2(47): 19-50.

Düzgün, ġaban A. (2004). “Bir ġiddetin Anatomisi: Latin Batı‟nın Haçlı Terörü”. Dini Araştırmalar Dergisi, C. 7, S. 20, s. 75.

Er, Rahmi (1997) Modern Mısır Romanı, Ankara: Star Ajans el-Hakim, Tevfik Usfûrun Mine‟ş-Şark, Mısır: Mektebetu Mısr el-Hakim, Tevfik „Avdetu‟r-Rûh cilt 1-2, Mısır: Mektebetu Mısr

el-Hâtır, Abdullah (2016). Müslümanlardaki Yenilgi Psikolojisi, Ġstanbul: Beka Yayınları

106

Esed, Muhammed (1997). Kur‟an Mesajı, (Çev. Cahit Koytak-Ahmet Ertürk), Ġstanbul: ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul.

Göregen, Mustafa (2017). “Oryantalist Ġslam Yorumlarının Psiko-Sosyal Temelleri”. Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi, c. 1, S. 1, s. 32-42.

Heykel, Muhammed H. (1983). Zeyneb, Kahire: Dâru‟l-Maarif

Halil Halid Bey, Hilal ve Haç Kavgası, (haz. Gazanfer ġahin), Babıali Kültür Yayınevi, 2017.

Ġmanquliyeva, Aida (2007). Modern Arap Edebiyatının Usta Kalemleri,

Cibran Halil Cibran- Emin er-Reyhani- Mihail Nuayme. (Ed. Afag Esedova)

Ġstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık.

Kırpık, Güray. (2009). Doğunun ve Batının Gözünden Haçlılar. Ġstanbul: Selenge Yayınları.

Kızıl, Fatma, (2007). Oryantalizm Sempozyumu, Edward W. Said ve DüĢündürdükleri, Hadis Tetkikleri Dergisi, 5 (1), 142-156.

Köse, Meryem, Küçük, Meryem (2015). “Oryantalizm ve Öteki Algısı”.

Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, 1(1): 107-127.

Landau, Jacob M. (1994). Modern Arap Edebiyat Tarihi (20.yüzyıl), (Çev. Bedrettin Aytaç) Ġstanbul: Gündoğan Yayınları.

Maalouf, Amin (2003). Afrikalı Leo. (Çev. Sevim RaĢa), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2017a). Doğudan Uzakta. (Çev. Ali Berktay), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2017b). Çivisi Çıkmış Dünya. (Çev. Orçun Türkay), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

107

, (2017c). Ölümcül Kimlikler. (Çev. Aysel Bora), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2017d). Arapların Gözünden Haçlı Seferleri. (Çev. Ali Berktay), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2017e). Fransız Akademisi‟ne Kabul Konuşması ve Jean-

Christophe Rufin‟in Yanıtı (Çev. Orçun Türkay), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018a). Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl. (Çev. Orçun Türay), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018b). Işık Bahçeleri. (Çev. Sevim RaĢa), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018c). Tanios Kayası. (Çev. IĢık Ergüden), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018d). Adriana Mater. (Çev. Sevim RaĢa), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018e). Yoların Başlangıcı. (Çev. Samih Rifat, Aykut Derman), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

, (2018f). Doğunun Limanları. (Çev. Saadet Özen), Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Martı, Huriye (2018). “Ġslamofobi ve Avrupa‟da Müslüman Kadın Ġmajı”.

Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7 (13), 36-46.,

Özcan, Hıdır (2007). "Silahsız Haçlı SavaĢı Oryantalizm". Eskiyeni, 4: 57-68. Özdemir, Gürbüz (2017). “DemokratikleĢme Kavramı Bağlamında Arap DemokratikleĢmesine ĠliĢkin Bir Değerlendirme.” Tesam Akademi Dergisi, 4 (1), 9- 54.

108

Sakal, Fahri (2016). Doğu- Batı Ne Demektir, Ne Yana DüĢerler? Studies of

The Ottoman Domain (Osmanlı Hâkimiyet Sahası Çalışmaları), 6 (10): 1-24.

Samuel Huntington, Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden

Kurulması (1927-2008). çev. Mehmet Turhan, Y. Z. Cem Soydemir, Okuyan Us

Yayınları, Ġstanbul 2004.

Smith, J. (2004). Haçlılar Kimlerdi? çev. Berna Kılınçer. Ankara: BileĢim Yayınları.

Süphandağı, Ġsmail (2004). Batı ve Ġslam Arasında Oryantalizm, ed. E. Kadir Süphandağı, Gelenek Yayıncılık, Ġstanbul, s. 15-17.

ġakiroğlu, Mahmut H. (1996) “Haç”, Ġslâm Ansiklopedisi, TDV, Ġstanbul, c. 14, s. 522-524.

ġeref, Ebru (2010). Ġslamofobi Kavramsal ve Sosyolojik YaklaĢım,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara 2010.

Uzunoğlu, Meryem (2018). “Batı Resminde “Doğu” Ġmgesinin OluĢmasına Aracılık Eden Kadın Temsilleri”. Sanat ve Tasarım Dergisi, (21), 223-242.

Ürkmen, Sabri (2018). “Oryantalizmin Doğu Algısı”. İnönü Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, 9 (2), 151-170.

Ürün, Ahmet K. (2015). Modern Arap Edebiyatı. Konya: Çizgi Yayınları. Ürün, Ahmet K. (2016). “Modern Arap Edebiyatında Öne Çıkan Bazı Temalar”. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, S.35, s. 131-144.

Yılmaz, Nurullah (2017). “Modern Arap ġiirinde DüĢünsel Boyut”. Doğu