• Sonuç bulunamadı

Hem Osmanlı ilim ve kültür hayatı, hem de yaşadığı bölge ve dönem bakımından oldukça önemli bir yere sahip olan Saçaklızâde’nin hayatı hakkındaki bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Temel kaynaklarda, onunla ilgili verilen bilgiler oldukça sathi ve sınırlıdır. Müellifin kendi yazmış olduğu onca eserde de, bu yöndeki zorluğu aşma konusunda kayda değer bir bilgi mevcut değildir. Buna karşılık daha çok halk arasında dolaşan rivâyetlere dayanan ve efsânevî bir portre oluşturan geniş bir literatürün oluştuğu da görülmektedir. Meydana gelen bu birikimin pek çoğu, sahih kaynaklarla teyidi mümkün gözükmeyen ve kimi zaman da kesin tarihî kaynaklarla çelişen mâlumat türü ifâdelerdir.1

Saçaklızâde lakabıyla bilinen müellifimizin tam adı, Muhammed b. Ebî Bekr el-Maraşî’dir.2 Müellifin “Maraşî” olarak nitelenmesi, doğduğu yer olan Maraş vilâyetine; Saçaklızâde namı ise âilesine nisbetledir.3

Saçaklızâde ifadesi, “gölgelik, şemsiye” anlamına gelen “saçak” kelimesi ile, köken olarak Farsça olan ve Türkçede “oğul” anlamına gelen “zâde” kelimesinin birleşmesinden meydana gelmiş olup, literal olarak “âlimlerin gölgesinin oğlu”

anlamına gelmektedir. Terkîb olarak bu ismi, “büyük âlim, üstad, otorite” şeklinde ifade etmek mümkündür. Bu anlamıyla Saçaklızâde’nin, geniş bir ilme sahip olduğu anlatılmak istenmektedir.4

1 Saçaklızâde ile ilgili bu tür rivâyetler için bkz., Besim Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, Đstanbul 1973, s. 131; Tahsin Özcan, Maraşlı Bir Osmanlı Alimi: Saçaklızâde Mehmed Efendi ve Eserleri, I.

Kamramanmaraş Sempozyumu, Kahramanmaraş 2004, s. 53; Yalçın Özalp, Evliyâ Menkıbeleri ve Saçaklı Merhum, Saçaklızâde Vakfı Arşivi; Necmettin Gevri, “Saçaklızâde Muhammed Đbn Ebû Bekr El Maraşî Ve Bir Kadiri Đcâzetnamesi”, Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş, Kahramanmaraş 2001, s. 58, 59 vd.

2 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, Ankara 2000, I, s. 325; Đsmâil Paşa el-Bağdâdî, Hediyyetü’l-Ârifîn Esmâu’l-Müellifîn ve Âsâru’l-Musannifîn, Đstanbul 1955, II, s. 322; Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî, Đstanbul 1308, IV, 233.

3 Özcan, a.g.e., s. 53.

4 Saçaklızâde, a.g.e., s. s. 51, 52; Cemal Ağırman, “Maraşlı Şaçaklızâde’nin Đlme Verdiği Değer Ve Eğitimde Verimliliği Artırmak Đçin Öngördüğü Pedagojik Kurallar”, I. Kahramanmaraş Sempozyumu, Kahramanmaraş 2004, s. 943.

Saçaklızâde’nin doğum tarihi hakkında kaynaklarda, üzerinde ittifak edilmiş kesin ve net bir kayıt yoktur. Ancak eserlerinde geçen bazı ifadeler onun, hicrî 11.

asrın 3. çeyreğinin sonları veya 4. çeyreğinin başlarında (H. 1070-1080/1650 civarlarında) doğduğu tahmin edilmektedir.5

Saçklızâde’nin babası Ebû Bekir Efendi’nin Maraşlı olduğu, burada ikâmet ettiği ve şehirdeki câmilerden birinde imamlık yaptığı ifade edilmektedir. Ebû Bekir Efendi’nin XVII. yüzyılın sonu ile XVIII. yüzyılın başlarında yaşadığı kaydedilmekle birlikte kaynaklarda nerede ve ne zaman vefât ettiğine dair yine üzerinde ittifak edilmiş kesin bir bilgi verilmemektedir.6

Maraşî’nin diğer aile fertleri hakkında da fazla bilgi yoktur. Kendisinin kaleme aldığı Velediye7 isimli risâleden, bu şahsın kendi oğlu olduğu rivâyet edilse de, bu konuda da tam bir kesinlik yoktur. Kaynaklarda, Saçaklızâde âilesine mensup Osman Efendi isimli bir zattan daha bahsedilmektedir. Osman Efendi’nin, Maraş’ta bir süre ilim tahsîli yaptıktan sonra irşat ve eğitim faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürdüğü ve ömrünün son yıllarında Of’un ve özellikle Çaykara’nın Paçan köyüne giderek buradaki halkın müslüman olmasını sağladığı ve burada vefât ettiği, kabrinin de bu köyde bulunduğu rivayet edilmektedir. Bu nedenle Paçan köyüne “Maraşlı”

adının verildiği de ifade edilmektedir.8

Đlim ve irfâna karşı derin bir muhabbet içerisinde olan Saçaklızâde, ilk ilim

tahsîlini de doğduğu yer olan Maraş’ta9 bulunan ulemâdan almıştır.10 Daha sonra sırasıyla Tibyân Tefsîri mütercimi Tefsîrî Mehmed Efendi (ö.1698) ve Dârendevî Hamza Efendi’den dersler almıştır. Bazı kaynaklarda Tibyân Tefsîri mütercimi ile Şeyhülislâm Debbağzâde Mehmed Efendi karıştırılarak, Saçaklızâde’nin ilim tahsili

5 Saçaklızâde, Cühdi’l-Mukıl, Dirâse ve Tahkîk, Sâlim Kuddûrî el-Hamd, Umman (Ürdün), 1422/2001, s. 14-15.

6 Özcan, a.g.e., s. 53.

7 Saçaklızâde, Velediye, Đstanbul 1274 h, s. 20.

8 Mehmet Günaydın, Saçaklızâde Şeyh Osman Efendi, Dört Mevsim Maraşder, Đstanbul 2004, sayı:2, s. 62-63.

9 Maraş bu dönemde oldukça canlı bir ilim ve kültür merkezi konumundadır. Beldede pek çok medrese vardır ve buralarda ünlü âlimler ders vermektedir. Daha fazla bilgi için bkz., Cühdi’l-Mukıl, s. 12,13 vd.

10 Osmanlı Müellifleri, I, s. 325.

için Đstanbul’a ve hatta Kayseri’ye gittiği rivâyet edilmektedir. Ancak bu her iki bilgi de doğrulanamamıştır.11 Onun, Darendevî Hamza Efendi’den ders almak için Malatya’ya gitmiş olduğu ise kesindir.12

Malatya’dan döndükten sonra, memleketi Maraş’ta bir müddet kalan Şaçaklızâde, daha sonra Şam’a gider ve ilim tahsîlini burada sürdürür. Burada

bulunan, zamanın büyük âlimi Abdülgânî Nablûsî (1640-1731)’den tefsîr, hadis ve tasavvuf alanında dersler almıştır.13 Yine kaynaklarda Abdulgânî Nablûsî’den icâzet ve hilâfet aldığı, Tarîk-ı Kadiriyye ve Nakşîbendiyye erkânı üzere yetiştiği, zahirî ve batınî ilimleri ikmal ettikten sonra Maraş’a döndüğü kaydedilir.14

Maraş’a döndükten sonra Saçaklızâde’nin ilk girişimi ders vermek olur.

Ancak o, burada, bir yandan ders verirken diğer yandan dîni ilimlerin pek çok alanıyla ilgili eserler telif etmiştir. Kendisine yüzün üzerinde eser atfedilmektedir.

Bunların umûmi bir listesini aşağıda vereceğiz.

Bazı kaynaklardaki çelişkili ifadelere rağmen Saçaklızâde’nin ölüm tarihi ile ilgili olarak 1150/1732 yılı, daha kesin bir tarih izlenimi vermektedir.15 Az önce ifade ettiğimiz gibi, bu tarihe uymayanlar da vardır. Örneğin Corci Zeydan, Saçaklızâde’nin ölüm tarihi olarak 1154/1741 yılını işâret ederken16, Sicill-i Osmanî’de bu tarih 1155/1742 olarak verilmekte17 ve hatta kayıtlarda, 1256/1809 tarihinden sonrasına bile işâret edilmektedir.18 Kaynaklarda mezarının Maraş

11 Özcan, a.g.e., s. 54.

12 Osmanlı Müellifleri, I, s. 325.

13 A.g.e., s. 325.

14 Özcan, a.g.e., s. 54.

15 Osmanlı Müellifleri,I, s. 326

16 Corci Zeydan, Târîhu Âdâbi’l-Lügati’l-Arabiyye, Beyrut 1983, II, s. 344.

17 Sicill-i Osmanî, IV, s. 233.

18 Necmettin Gevri, Saçaklızâde ile ilgili olarak bir kadiri icâzetnamesi yayınlamıştır. Bu icazetnamede müellifin tarîkat ve tasavvuf yönüyle ilgili olarak birtakım bilgiler verilmekte ve Saçaklızâde’nin ölüm tarihi kısmına gelindiği zaman, “tarîkat icâzetnâmesinin veriliş tarihi ise 1256/1809 yılını göstermektedir. Buna göre Saçaklızâde’nin bu tarihten sonra vefat etmiş olması gerekir” diyerek ilginç bir tarih ortaya atılmaktadır. Bu tarih, Saçaklızâde’nin vefat tarihi ile ilgili olarak verilen kayıtların en uçlarında bir tanesidir. Biz burada verilen tarih ve bu arada ilgili icâzetnâmenin, bizim üzerinde çalıştığımız Saçaklızâde ile bir ilgisinin olmadığını düşünmekteyiz.

Çünkü bu tarih, bizim zikrettiğimiz temel başvuru kaynaklarının verdiği tarihlere hayli uzaktır. Ayrıca Gevherî, Saçaklızâde’nin ölüm tarihini verirken, sadece ilgili icâzetnameye atıfta bulunmaktadır. (Bu

şehrinin kıble tarafında olduğu ifade edilmektedir ki, bu mezarlığın adı “Şeyh Âdil

Mezarlığı” olarak bilinir. Sicill-i Osmânî’de mezarının Üsküdar’da olduğu kaydedilmektedir; ancak Maraş’ı işâret eden rivâyet gibi, bu rivâyette doğru değildir.

Yapılan araştırmalar, Saçaklızâde’nin mezarının Gaziantep’te bulunduğu fikrinin daha doğru olduğu anlaşılmaktadır.19

Saçaklızâde’nin ders aldığı hocaları olarak Hasan el-Maraşî, Darendevî Hamza Efendi, Abdülganî en-Nablûsî ve Tefsîrî Mehmed Efendi el-Ayıntâbî gibi âlimlerin isimlerini sayabiliriz.20 Müellif, bu âlimlerin her birinden tefsirden hadise, fıkıhtan tasavvufa ve kelâmdan mantık ilmine kadar çok geniş ve muhtelif alanlarda ilim tahsili görmüş ve bu ilim dallarının çoğunda eserler telif etmiştir.

Saçaklızâde zahirî ilimlerde olduğu kadar, bâtınî ilimlerde ve özellikle de tasavvuf ilminde oldukça maharet kazandığı rivâyet edilmektedir. Onun tasavvuf konusundaki baş hocası Abdulgânî en-Nablûsî’dir. Ondan bu konuda icâzet ve halîfelik aldığı ve tasavvuf erbâbı arasında yüksek mertebelere yükseldiği ifade edilir. Tasavvuf konusunda eleştirel yaklaşanlara karşı, “kısa akıl sahipleri, ekâbire dil uzatmaktan sakınsınlar”21 diyerek karşı duruşunu ortaya koymaktadır. Osmanlı ulemâsı arasında önemli bir tartışma konusu olan, zikr esnasında raks ile ilgili kaleme aldığı eserde konuyla ilgili olarak şöyle demektedir: “Zikr esnasında raks haram değildir; çünkü bunun haramlığına medhal yoktur, ancak zikirde edep sekînedir.”22

Saçaklızâde, medreselerin dar zihniyetinden şikâyet ederek lüzumsuz hâşiye ve ta’likler yerine, öğrenci için faydalı olan klasik kitapların vücûda getirilmesi

konuda daha fazla bilgi içn bkz. Necmettin Gevri, a.g.e., s. 58-63.) Bu konu bile, Saçaklızâde ile ilgili şifâhî olarak zikredilen görüşlerin sıhhati konusunda yeterli bilgi verir niteliktedir.

19 Gaziantep’te, Saçaklı Mahallesinde türbesi bulunduğu belirtilmektedir. Of’taki türbenin ise, Osman Efendi’ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Kahramanmaraş’ta Saçaklızâde Mehmet ve Osman Efendi’lerin isimlerini yaşatmak amacıyla 1993’te “Saçaklızâde Kültür, Eğitim ve Dayanışma Vakfı” adıyla bir vakıf kurulmuştur. Bu vakfın WEB sitesinde Saçaklızâde’nin Kilis’e yaptığı bir gezi sırasında Antep civarında vefat ettiği ve mezarının Antep’te bulunduğu belirtilmektedir. Ayrıca bkz. Özcan, a.g.e., s.

54-55.

20 Cühdü’l-Mukıl, s. 17-18; Özcan, a.g.e., s. 55.

21 Osmanlı Müellifleri, I, s. 325.

22 Özcan, a.g.e., s. 55.

gerektiğine inanmaktadır.23 Ayrıca medreselerde okutulan dersleri ve kitapları eleştirerek yeni bir usûl ve proğram önermektedir. Tertibu’l-Ulûm’u da, kaleme alış maksatlarından birisi budur.24

Benzer Belgeler