• Sonuç bulunamadı

Değer: Haramlardan Sakınma

Tanım: “Din kurallarına aykırı olduğu için yasaklanmış olan, yenilmesi, içilmesi, yapılması, söylenmesi vb. uygun olmayan, dince yasak olan.” (BTS) anlamlarına gelen haram, aynı zamanda Allah’ın, Kur'ân-ı Kerîmde, "yapmayınız" diye açıkça yasak ettiği şeylerdir. Haramdan sakınma ise yasaklanmış bu davranışları bırakmak, bu işe yönelmemektir.

Ahmed Mürşidî Efendi eserinde “Fi Beyan-ı Mebhas-ı Ahval-ı Haram” başlığıyla bu konuyu işlemiştir. Haramın ne olduğunu ve haramlardan sakınmanın niçin önemli olduğunu tasavvufi bir üslup ile anlatmıştır. Mürşidî Efendi’ye göre haram, kalbin temiz ve parlak camını kıran kirli bir taştır. Bu taş, insana isabet ettiği vakit hem dünyada hem de ahirette gam ve keder ondan eksik olmaz.

Ahmedi söyle haram işi bize Şişe-i kalbi kıran taşı bize

Ne bela işdir haram iş âdeme Her dü âlem düşürür derd ü gama

Hazer eyle haram işden eyâ cân Budur sana iki ‘âlemde dermân

Ahmed Mürşidî Efendi, haramdan sakınma konusunu özellikle iki değer üzerinden anlatmıştır. Bunlardan birincisi, yemek ve içmek olan haram lokmadan sakınmadır. İkincisi ise başkasının hakkını ihlal eden kul hakkıdır. Haram lokma üzerinde önemle duran Mürşidî Efendi, haram lokma yemenin kır günlük ibadetin kabulüne engel olacağı hadisini de eserinde dile getirmiştir. Dolayısıyla Allah katında ibadetlerimizin makbul olması için yediklerimizin helal olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.

Didi bir kimse bir lokma haramı Yise bulmaz duasında merâmı Kabûl olmaz anun duâsı kırk gün Ne denlü kılsa taatlar gice gün

75

İncelediğimiz bu eserde Hz. Peygamberin dilinden mü‘min kişide bulunması gereken özellikler sıralanmıştır. Bunlardan birinin haram lokmayla ilgili olması önemlidir. Ayrıca ifade edilen bu özellikler bir mü’minde bulunduğu takdirde o kişi dinine kuvvet verir ve çeşitli müjdelere ulaşır.

Mü’minin dörttür nişanı dir Resul Can kulağın vir bana dinle oğul Bir nişanı oldır hasud olmaya Bir nişanı dahi yalan dimeye Bir dahi olmaz tekebbür yâ kirâm Bir dahi koymaz boğazına haram Bu nişanlardır beşâret11

mü’mine Bunlar ile irüşür kuvvet dine

Eserde üzerinde durulan diğer haram konu ise kul hakkıdır. Kul hakkının Allah tarafından haram kılındığını hatırlatan Mürşidî Efendi, gafletimizden dolayı bu hatayı işlediğimizi ve insanların hakkına girdiğimizi ifade eder. Allah, mazlumun hakkını koruyacağını vadettiği için kul hakkı ile huzura varmamak gerekir.

Hakk-ı ‘abdi ol Kerîm itdi harâm Hem didi benem ‘Azîz ü Zü’ntikam Biz niçün gâfil bulunmuşuz ‘acep Hakk-ı ‘abdi eyleriz dâim talep ‘Adl idince kulunun cürmin arar Zerre olsa hakk-ı mahlûku sorar

Bölümün sonunda haramlardan sakınmak için dua edilmiş ve fani dünyada harama girmeden yaşamak gerektiği vurgulanmıştır.

Bu fenâ içre kanâ’at vir bize Nefret-i tahrîmi sal kalbimize Ol Habib’in hürmetine yâ Kerîm Her harâm işden bizi eyle selîm

Öngörülen kazanım/lar:

Haram ve kul hakkı kavramlarını açıklar.

Kötü alışkanlık ve davranışlardan kaçınmaya yönelik çözüm önerilerinde bulunur. Başkalarına zarar vermenin kul hakkını ihlal anlamına geleceği bilinciyle kul hakkı konusunda duyarlı olur.

76

Bu değerin günümüz toplum hayatındaki yeri ve önemi:

Toplumsal hayatta, haramdan sakınmak ve kul hakkına saygı göstermek insanın en büyük görevidir. Dolayısıyla insanoğlu, fıtratı gereği helal ve temiz olandan yemeli ve kul hakkına dikkat etmelidir. Özellikle başkasına ait bir malı izinsiz kullanmak veya yasaklanmış olandan yemek ve içmek inanan bir insanda olmaması gereken davranışlardır. Çünkü inançlı insan hem manevi yaşantısına hem de manevi değerlerine dikkat etmelidir. Nitekim Kur’an-ı Kerimde de helal ve haram konusu pek çok ayette dile getirilmiş ve insanlar bu konuda uyarılmıştır. "Allah’ın size tayyib (temiz) ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’dan korkun, helallerden kendinizi men etmeyin, yasaklarından da sakının." (Maide, 88) “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara, 168)

Helal yiyecek konusunda Hz. Peygamber de önemli uyarılarda bulunmuş ve bireyin maddi ve manevi huzuru için bunun gerekli olduğunu ifade etmiştir. "Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez." diyen Hz. Peygamber, manevi dünyamızın huzuru için yediklerimizin helal olması konusunda bizleri uyarmıştır.

Mürşidî Efendi bu bölümde, dikkat edilmesi gereken bir diğer konuyu ise kul hakkına uymak olarak ifade eder. Kul hakkına uymamak da yukarda ifade edildiği üzere haksız kazanç olarak ifade edilmiş ve haram kılınmıştır. Kul hakkına giren bir kişi hak sahibinden helallik talep etmelidir. Ancak bu şekilde insanlar arasında bir güven temin edilebilir. Haksız kazanç ile servet sahibi olmak, başkasının emeğine saygı göstermemek hak ihlali olduğu için bu konularda daha duyarlı davranmalıyız.

Din eğitimi açısından kul hakkı ele alındığında, insanların eşit yaratıldığı ve eşit haklara sahip olduğu da Yüce Allah tarafından ifade edilmektedir. Dolayısıyla kul hakkı konusunda insanlar arasında adaletle davranmak toplumsal bir değer olan adaletin yayılmasına vesile olacaktır.

Sonuç olarak; akıl ve irade sahibi her insan, vücudunun ve duygularının Allah tarafından kendisine emanet verildiğini düşünerek yaşamalı, yediklerinin helal ve temiz olmasına, helal yollarla kazanılmış olmasına itina göstermelidir. Helal ve temiz gıda almak, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmak bütün müminler için, özellikle de ehli ilim ve ehli maneviyat için önemli bir değerdir. Kul hakkına riayet etmek ise bize hem dünya

77

hem de ahiret saadeti kazandıracak önemli bir davranıştır. Bu konuda da duyarlı davranmalı ve haksız bir kazancın veya davranışın peşinden gitmemeliyiz.

78