IV. Türk Edebiyatında Şehr-engîz
1.1. XVI. Yüzyıl Şehr-engîzleri
1.1.58. Hâdî, Şehr-engîz-i Saray
XVI. yüzyılda yazılan Saray şehrengizinin Edirneli Ahmed Hâdî’ye ait olabileceğini düşünülmektedir (Aydemir, 2001a: 33, 35). Doğum tarihi bilinmeyen Edirneli Ahmed Hâdî’nin ölüm tarihi 1609 olup hiciv ustası olmasının yanında Farsça şiirler söyleyebilecek kadar bu dile vakıf bir şair olduğu bilinmektedir (Kavruk, 2003:
103).
Eser, vezin ve nazım şekli itibariyle şehrengiz geleneğine uyularak aruzun Mefâ‘îlün/ Mefâ‘îlün /Fe‘ûlün kalıbıyla mesnevi nazım şekli ile kaleme alınmıştır. 484
104 beyitten oluşan eserin 479 beyti mesnevi, son beş beyti ise gazel nazım şekliyle yazılmıştır. Eserin başlığı Topkapı Sarayı Müzesi nüshasında “Şehr-engîz-i Şehr-i Serây-ı Hûr-âbâd ki Safâ-yı Âb u Hevâsı der-Dil-i Mısr-ı Bağdâd Dâğ-ı Hasret ve Arzûmendî-nihâd ez-ân Hâdî-nâme…” olarak geçmektedir (Aydemir, 2001a: 31). Eser,
“münacat-tevhid, hakiki aşkın sırrının tarifi ve sebeb-i telif, Saray övgüsü, güzeller tasviri ve dua (gazel)” bölümlerinden oluşmaktadır.
Aşkla ilgili düşüncelerini belirttikten sonra Hâdî, eserini yazma sebebini açıkladığı sebeb-i telif bölümüne geçer. Birçok şehrengizde olduğu gibi Hâdî de eserini bir arkadaşının isteği üzerine yazmıştır. Bir gün şair aşk dersini tekrar ettiği anda yanına bir arkadaşı oturur ve şairin aşk yüzünden çektiklerini dinler. Saray şehri gibi bir gül bahçesini seyrederken başka bir gül bahçesine ihtiyacı olmadığını, Saray’ın içinin güllerle dolu olduğunu, şairin de bülbül olduğunu söyleyen arkadaşı şairden Saray’ın güzellerini anlatıp bir şehrengiz yazmasını ve âşıkları mutlu etmesini ister. Arkadaşının bu isteği üzerine şair, Mesîhî’nin bu kapıyı kapattığını, sonsuza kadar bu dünyada başka bir fasihin onu açamayacağını, onun şehrengizinin üstüne çıkan olmadığı gibi kimsenin el de uzatmadığını, kendisinin ondan söz açmaya bile cesaretinin olmadığını, doğru olanın bu meydanı bırakıp kaçmak olduğunu söyler. Şairin bu cevabına karşılık arkadaşı, Mesîhî’nin Edirne, kendisinin ise Saray şehrengizi yazacağını, Mesîhî’den sonra Selâmî’nin bu meydana girip atını sürdüğünü, Selâmî’nin Saray’ın o zamanki güzellerini anlattığını fakat Saray’ın güzellerinin çok olduğunu, bu denli güzelin başka bir yerde bulunmadığını, kendisinin de bunları vasfetmesini, Selâmî’nin yolundan giderek bu güzellerin adının unutulmaması için her güzeli olmasa da en azından içlerinden en güzellerini vasfetmesini böylece hem insanların eseriyle eğleneceklerini hem de bu dünyaya kendisinden bir güzellik kalacağını ve her okunuşunda anılacağını söyler:
Arkadaşının bu sözlerini doğru bulmakla birlikte şair, Saray’ın güzellerinin cefakâr olduğunu, zalimleri övmenin hata olacağını, böylesine cefakâr olanı övmeye ve rakiplerine kötü söz söylemeye dilinin varmayacağını, insanlık nedir bilmeyen bu güzellerin bilgiye önem vermedikleri gibi âşıkların selamına dahi baş eğmediklerini, övüp göklere çıkarsa bile onların gözünde hiçbir kıymetinin olmayacağını dile getirir.
Arkadaşı da şaire hak verdiğin fakat yazacağı eserinde iyi olanları anarak aşk ehlini
105 mutlu edeceğini; kendisini üzen, gönlünü talan edenleri de ikişer beyitle vasfederek kötüleri ortaya çıkarıp aldıkları başka gönüllerin de onları tanımasını sağlayacağını söyler. Arkadaşının bu sözlerinden sonra şair, Saray’ın bütün güzellerini anacağını söyleyerek şehrengiz yazmaya karar verdiğini belirtir ve bildiği, duyduğu tüm güzelleri vasfedeceğini, şehrin başından sonuna kadar bütün güzellerini hatta en kötülerini bile güneşten üstün tutacağını söyler ve Allah’tan bunun için yardım ister.
Şair, güzellik, âşık ve mâşukla ilgili düşünceleri söyledikten sonra Saray şehrini övmeye başlar. Saray’ın bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzelliğe sahip olduğu, baharı, sonbaharı, mesire yerleri ve güzelleri söz konusu edilir.
Asıl konunun işlendiği bölüm olan güzeller tasvirinin yapıldığı 247 beyitlik bölümde ise 123 güzel tanıtılır. Eserin sebeb-i telif bölümünde her güzelin ikişer beyitle anılacağı belirtilmesine rağmen son güzel üç, diğerleri ikişer beyitle tasvir edilir. Fakat eserde aynı iki beyit içerisinde birden fazla güzelin tanıtıldığı da görülmektedir. Bunlar şehrin dellakları Ömer, Osman ve Ali; Süleymanzadeler Hüseyin ve Hasan; sipahi iki kardeş Muhammed ve Mustafa; takyacı iki kardeş Sefer ve Ömer’dir. Bu güzellerle birlikte eserdeki güzel sayısı 128 olmaktadır.
Mesleğiyle Anılanlar
Baba Adı/Mesleği/
Lakabı/Soyuyla Anılanlar
Sadece İsmiyle Anılanlar
Lakabıyla Anılanlar Hafız Ömer
Bali
Şeyhzade Mehemmed İbrahim Suhte Ömer Bali
Velizade Tacir Ahmed
Hacı Süleyman oğlu Osman Hacı Mehemmed
Kurd Ali Sipahi Ali Bâli Hacı Hasanzade Derviş Yakub Bali Bende
Derviş Sipahi Derviş
Bali
Emirzade Yusuf Mustafa
Çizmeci Salih Kadızade Mehemmed Ahmed Derzi İbrahim İsa Efendi oğlu Ahmed Hasan Tacir Mustafa
(Abacı)
Rıdvan Halifezade Selman Hacı Hasan Çizmeci
Mustafa
Pehlevanzade Ali Ahmed Başmakçı
Şaban
Mehemmed ibn-i Mahmud Osman Hurdefüruş
Hasan
Abdüsselam oğlu Mehemmed
Musli Mestçi Osman Mehemmedzade Hasen Mustafa Derzi Mustafa Ali Bali ibn-i Zerger Hüseyin
106 Mahkeme
Kâtibi Hurrem Otlukcuzade Ahmed Mahmud Öniçi Ferhad
Bali
Abdi Halifezade Ahmed İbrahim Bali Mücellid
Şakirdi
Aziz oğlu Derviş Bali Abdi Şah Mücellid Yusuf Mehemmed Bali ibn-i Avni Yusuf Mücellid Memi
Şah
İbrahim bin Attar Mahmud Tacir Abdi Ömer ibn-i Tacir Hacı Mustafa Derzi Malkoc
Ali Bali
Oruçzade Eyyüb Bali Hasan Çizmeci Sefer
Bali
Velizade Hasan Mehemmed
Bali Kahveci
Muharrem
Murad ibn-i Mehemmed Hasan Hayyat Fağfuri
Hasan Bali
Likzade Mahmud Derviş Bali Santrancbaz
Hasan
Mustafa ibn-i Ahmed Yusuf Dellak Ömer,
Osman ve Ali
Hasanzade Mehemmed Zerger Hüseyn Hasanzade Ahmed Müzellef
Kazzaz Derviş
Ali Şah oğlu Mehemmed Kazzaz Şaban Hasan ibn-i Mustafa Sipahi
Muhammed ve Mustafa
Hacı Ali oğlu Hüseyn
Tacir ve Kazzaz Hüseyin
Salih ibn-i Süleyman
Takyacı Sefer
ve Ömer Hüseyn oğlu Mahmud Tacir Salih Hacı Sinan oğlu
Mehemmed
Halvacı İslam Halvacızade Derviş Mücellid Sipahizade İbrahim Halvacı Memi Nevlezade Mustafa Halvacı
Mahmud
Mehemmed Bali ibn-i Tursun
Mehemmedzade Ali Salih ibn-i Memi Delüzade Osman Yeniçerizade Yakub Hüseyn ibn-i Mehemmed Puhtezade Mehemmed Bali Derzinin oğlu Ali
Abdi’nün oğlu Ali Şâh Çizmecinün oğlu Osman Hacı Mahmud oğlu Şaban
107 Memizade Osman
Kebuterzade Süleyman Memizade Mustafa Mehemmedzade Hasan Pervizzade Salih Kalaycızade Hasan Hurrem oğlu Mustafa Hüseyin ibn-i Kebuter Süleymanzade Hüseyin ve Hasan
Ali Bali oğlu Ahmed Ferhadzade Mustafa Gülruh İdris Kaynı Mehemmed Bali
Kuyrukzadeler Ahmed ve Abdi
Şahne karındaşı Mehemmed
Tablo 41: Hâdî’nin Saray Şehrengizindeki Güzeller
Gazel formundaki son beş beyit ise eserin dua bölümü olup şair, Saray şehrinin güzelleri ve âşıkları için Allah’a dua ederek eserini tamamlar.
Eser, Yaşar Aydemir tarafından “Hâdî’nin Saray Şehrengizi” (2001a: 31-56) başlığıyla yayımlanmıştır.
1.2. XVII. Yüzyıl Şehr-engîzleri