• Sonuç bulunamadı

D. Liberal Hükümetlerarasıcılık ve Ortaklık Anlaşmaları

1. Güney Doğu Asya Krizinin 1997 Krizi Üzerine Etkisi

1997 yılında meydana gelen Güney Doğu Asya döviz krizi önce Tayland’da başlamıştır. 2 Temmuz 1997 Tayland sabit döviz kuru sisteminden vazgeçtiği için hızlı bir sermaye çıkışı yaşanmış ve Tayland para birimi olan Baht yüzde 20 değer kaybetmiştir. Ardından Filipinler’in para birimi olan Peso ve Malezya’nın para birimi olan Ringgit’in değeri düşmüştür. Endonezya’nın para birimi olan Rupiah’ın değerini korumak için Endonezya Hükümeti çok çaba göstermiş ancak olumlu bir sonuç elde edememiştir. Bu ülkelerde para değerinin hızlı düşüşü, faizlerin yükselişi, borsa fiyatlarının düşüşü gibi gelişmeler yaşanmış ve sonunda Kasım ayında Güney Kore de krize dahil olmuştur. 1990’lı yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve dünyadaki finansal serbestleşmenin ve denetimin azalmasının bir sonucu olarak uluslararası finansal piyasalar ile entegre olan ülkeler arasında sermaye aktarım miktarı ve değişkenliği artmıştır. Böylesi bir dönemde Güney Doğu Asya ülkelerine büyük miktarda yurtdışı sermayenin giriş yapmasının sebepleri şu şekilde özetlenebilir: İlk olarak devam eden yüksek ekonomik gelişme ile yurtdışı yatırımcılara güven verilmiştir. İkincisi ise finansal serbestleşme ve sermaye serbestleşmesi gibi finansal reformlar ile o ülkenin finansal kurumları ve firmaları yurtdışı sermayesine kolay erişim sağlayabilmiştir. Üçüncü olarak, finansal serbestleşme ile yurtdışı borç alımının önündeki çeşitli riskleri engelleyecek finansal denetim zayıflamıştır. Dördüncü olarak, para birimlerinin değeri Amerikan Doları’na bağlı olarak değiştiğinden yabancı yatırımcıların döviz kuru riski azalmıştır. Son olarak ise o ülkelerin hükümetleri dış borcu teşvik etmiştir.

1997 yılının başına kadar devam eden uluslararası finansal pazarın yükselen piyasa patlaması (emerging market boom) Güney Doğu Asya döviz krizinin yıkıcı gücünü

89

birkaç kat büyüten en önemli sebeplerden biridir. Bu patlamayı başlatan olay 1995 yılının başında meydana gelen Meksika’ya verilen IMF ve ABD'nin kurtarma kredisidir. O zaman Meksika için yurtdışı borcunun geri ödemesi imkansız durumdadır. Ama borcu veren finansal kurumlar bu kurtarma kredisi sayesinde borcunu geri alabilmiştir. Bunu daha önce yaşamış olan gelişmiş ülkelerin finansal kurumları, Güney Kore ve Güney Doğu Asya ülkelerine borç verme riskini uygun bir şekilde değerlendirememiştir. IMF ve ABD uluslararası finansal kurumlar için ahlaki zararı teşvik etmiş ve bu nedenle yükselen piyasa patlaması (emerging market boom) gerçekleşmiş ve böylelikle giriş yapan yurtdışı sermaye 1997 yılının yazından itibaren bir anda çıkış yaptığından Güney Doğu Asya döviz krizi kontrol edilememiştir. Uluslararası finansal pazarın istikrarsızlığını yaratan kısa spekülasyon sermayesinin boyutu, bir ülke hükümetinin denetlemesi zor olacak kadar büyüktür.

Yükselen piyasaya giriş yapan uluslararası sermaye 1990 yılında 50 milyar Dolardan 1996 yılında 305 milyar 900 milyon Dolara hızla yükselmiştir. Böylesine büyük miktarda bir para küreselleşme ile dünyanın her yerine hızlı şekilde hareket edebilmiştir. Özellikle bir kısıtlama ve denetim olmaksızın ülke sınırını serbestçe geçebilen ve koruma fonu gibi fonlarla garanti altına alınan uluslararası spekülasyon sermayesi 1990’lı yıllarda en hızlı gelişmekte olan uluslararası özel sermayelerden biridir. Güney Kore'de 1997 yılının Kasım ve Aralık aylarında ortaya çıkan 'yurtdışı sermayesinin büyük çıkışı' uluslararası finansal pazarda faaliyet gösteren özel sermayenin özelliği gereği her zaman ortaya çıkabilir. Bunun sebebi en büyük getiri oranını sağlamak ve olası riskten kaçmak için ülkeleri dolaşabilen kısa vadeli yurtdışı sermayenin, bir yatırımcının kaçışı ile hep beraber çıkış yapabilen bir grup psikolojisine sahip olmasıdır. 125

125Ayrıntılı bilgi için bkz: 박정태, 아시아경제위기, 1997~1998. 도서출판부키(Park Jung-Tea, Asya

90

Ülkelerin finansal pazarlarının birbirine entegre olması hızla ilerleyerek çeşitli ülkelerde faaliyet yapan uluslararası yatırımcıların etkisini artırmıştır. Bu yüzden bir ülkenin finansal pazarında ortaya çıkan krizin uluslararası yatırımcılar aracılığıyla başka ülkelerin finansal pazarına yayılması ihtimali yüksektir. Bu sebeple, 1997 yılının Temmuz ayında Tayland’da ortaya çıkan döviz krizi, zarar gören uluslararası yatırımcılara kısa vadeli borç oranı yüksek olan ve cari işlem açığı devamlı artan Tayland ile benzer ekonomik yapıya sahip olan diğer Asya ülkelerin yatırım riskini tekrar değerlendirmek gerektiğini hatırlatan bir sinyal olmuştur. Sonunda yatırımcılar o ülkelerin de ekonomisine güvenmediğinden yatırdıkları paralarını bir anda geri almaya çalışmış ve bu da para birimin değerinde bir çöküşe sebep olmuştur.126Bu durum Lee’ye göre özellikle gelişmekte olan ülkelerde kreditörlerin paniğe kapılmaması için alınacak önlemlerin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.127

Asya krizini ve bu krizin Güney Kore’ye olan etkisini anlayabilmek için diğer Asya ülkelerinin durumuyla Güney Kore’nin durumu kıyaslanabilir. Bu bakımdan döviz kuru ve gayrisafi milli hasıla üzerinden yapılabilecek olan bir değerlendirme fikir verecektir.

Krizin başlamasından önce 1 Temmuz 1997 ile kriz sonrası 1 Temmuz 1998 tarihlerindeki Dolar kurunun değişimi oldukça dikkat çekicidir. Ülkeler bazında, Ekonomik Krizi, 1997~1998, Booki Yayıncılık, 13.11.1998, s. 10).

126 1997 yılın Temmuz ayında Tayland Hükümeti 13 yıl devam eden baht’ı Amerikan Dolarına endeksleme sisteminden vazgeçince baht 'serbest düşüş (free drop)' durumu yaşamıştır. Tayland Hükümeti bir yere kadar baht değerin düşüşünü tahmin etse de o kadar kısa bir dönemde o kadar fazla düşeceğini hiç düşünememiştir. Ayrıca Baht'ın değerinin düşmesi ile Tayland’ın finansal kurumlarıyla firmalarının dış borcunu geri ödeme imkansızlığına gireceğini de hiç tahmin edememiştir. Kontrollü dalgalı kur sisteminin uygulanmaya başlandığı ilk günde baht’ın değeri yüzde 17 düşmüştür. Baht gibi Amerikan Dolarının değeri ile bağlantılı olan diğer ülkelerin para birimlerinin de aynı seviyede kalması mümkün olmamıştır. Asya ülkelerin para birimlerinin değeri düşmüş ve bununla beraber dış borç krizi başlamıştır. Yabancı kredi veren bankalar borcunu geri almayı hızlandırmıştır. Sonunda kısa vadeli borç oranı yüksek olan Tayland, Endonezya ve Güney Kore sırayla IMF’den kurtarma kredisi almak zorunda kalmıştır. A.g.e, s. 27-29

127Jong-WhaLee, “Lessons from the Korean Financial Crisis” in the Korean Economy: Post-Crisis Policies, Issues and Prospects (eds. Charles Harvie, Hyun Hoon Lee and Junggun Oh) Edward Elgar Publishing, 2004, s.19.

91

Tayland’da 24,8 Baht’tan 42,1 Baht’a çıkan Dolar, Endonezya’da 2433 Rupiah’tan 14750 Rupiah’a çıkmıştır. Filipinler’de 26, 4 Peso’dan 41,7 Peso’ya çıkarken Malezya’da 2,52 Ringgit’ten 4,13 Ringgit’e çıkmıştır. Güney Kore’de bu oran 850 Won’dan 1368 Won şeklinde kendini göstermiştir.128 (Bkz: Tablo 4)

Gayrisafi milli hasıla rakamlarının Haziran 1997 ile Temmuz 1998 tarihleri kıyaslandığında da önemli değişimler gözlemlenmektedir. Buna göre, milyar Dolar cinsinden Tayland’daki değişim 170’ten 102’ye; Endonezya’daki değişim 205’ten 34’e; Filipinler’deki değişim 75’ten 47’ye; Malezya’daki değişim 90’dan 55’e ve Güney Kore’deki değişim 430’dan 283’e düşecek şekilde kendini göstermiştir.129 (Bkz: Tablo 4). Buradan anlaşılacağı üzere, Asya krizi, Güney Kore ile birlikte diğer Asya ülkelerinin derinden etkilendiği bir kriz olmuştur.

Güney Kore ekonomik krizinin üçüncü dönüm noktası Güney Doğu Asya döviz krizini Hongkong’a taşıyan 1997 yılının Ekim ayında yaşanmıştır. Güney Doğu Asya döviz krizi kötüleşince krizin etkisi o bölge ekonomisi ile yakın ilişki içinde olan Hongkong ve Tayvan ekonomisine kadar uzanmıştır. Hongkong ve Tayvan’ın hisse senedi fiyatları hızla düşmüş ve uluslararası finansal pazarın Asya finansal pazarı hakkında duyduğu güvensizlik hızla yayılmıştır. Bu nedenle de uluslararası sermayenin Asya ülkelerine verdiği krediler azalmış ve verilen kredilerin de geri alınma süreci aktif olarak başlamıştır. Bu durum, Güney Kore’de de yabancı yatırımcıların paralarını geri çekmelerini hızlandırmıştır. 1997 yılının Ekim ayında Güney Kore borsasında yabancılar 1 trilyon Won (yaklaşık 882 milyon Dolar)

128Yoon Il-Hyun, Kang Cheol-Gu, Financial Crisis Theories and the 1997 Financial Crisis in Southesat Asia,아태연구제 13 권제 2 호(Asya Pasifik Araştırmaları 13-2), s. 144, 30.11.2006.

129 Ibid., idem.

92

değerindeki hisseyi satmışlardır. Moody’s gibi kredi derecelendirme kuruluşları Güney Kore’nin kredi derecelendirmesini düşürmeye başlamış ve Güney Kore finansal kurumları için yurtdışı borcun vadesini uzatmak fiilen imkansız hale gelmiştir. Kasım ayında yurtdışı kısa dönem borcunu ödeme yeteneği tamamen yok olan Güney Kore, IMF’den yardım talep etmek zorunda kalmıştır.130

Güney Kore’de döviz krizinin ortaya çıktığı 1997 yılının ilk üç ayında cari işlem açığı devamlı olarak artmıştır. Bunun birinci sebebi Güney Kore para birimi Won’un değerinin yüksek değerlendirilmeye devam etmesidir. Cari işlem açığının devamlı artmasına rağmen yurtdışından büyük miktar sermayenin girişi ile Won’un değeri düşmemiş ancak Çin ve Japonya’nın para biriminin değeri oldukça düşmüştür. İkinci sebep ise ticaret hadlerinin kötüleşmesidir. Bu 1990’lı yılların ortasında Doğu Asya ülkelerinde ortaya çıkan yatırım yarışı ile ilgilidir. Bu durum Doğu Asya bölgesinde gerçekleşen aşırı yatırım ve aşırı üretim, Çin ekonomisinin yükselişi ve Japon ekonomisinin uzun süren durgunluğu şeklinde açıklanabilir. Çin 1990’lı yılların ortalarında aktif bir şekilde yurtdışından sermaye almaya çalışmış ve para birimi olan Yuan’ın değerini düşürerek ihracat artış politikası izlemiş ve böylelikle ekonomik gelişmeyi hedeflemiştir. Bu durum Tayland ve Endonezya gibi Güney Doğu Asya ülkelerinin ihracat yapması için çok baskı oluşturmuş ve Güney Kore’yi de etkilemiştir. Güney Doğu Asya ülkeleri Çin’in yükselişini takip etmek ve bağımsız sanayileşmeyi gerçekleştirmek için araba, kimya ve demir-çelik gibi sanayi alanlarında aşırı yatırım yapmıştır. Japonya ise ekonomisinin uzun durgunluğu içinde Asya’daki bu ülkelerle yoğun rekabetini devam ettirmiştir. Bu durumda ürün

130삼성경제연구소, 한국경제 20 년의재조명 – 1987 년체제와외환위기를중심으로(1987 Yılı Sistemi ve Döviz Krizi Odaklı olarak Güney Kore Ekonomisinin 20 Yılının Tekrar

Aydınlatılması,a.g.e., s. 145-146).

93

fiyatlarının düşmesi sebebiyle ticaret haddi kötüleşmiş ve firmaların karlılığı azalmıştır. Özellikle kredi alarak büyük yatırımlar yapan büyük firmaların kar-zarar durumu kötüye giderek firmalar iflas durumuna düşmüştür.131