• Sonuç bulunamadı

2.3 Felsefi Sorgulama Topluluğu (FST) Yöntemi

2.3.2 FST Prosedürü

Başkanın yapması gerekenler bilindikten sonra FST uygulamasına geçilebilir. FST başkanının uygulama sırasında izleyeceği yolları McCall “FST Prosedürü” başlığıyla 18 adımda açıklamıştır (2017: 89-92). Fakat McCall FST’nin bir sanat olarak nitelendirildiğini söylemesinden dolayı sadece bilmek değil iyi bir şekilde uyguluyor olmak gerekir.

İlk olarak, oturuma başlayan grubun düzeni dairesel veya at nalı olacak şekilde düzenlenmelidir. Bu sayede herkes eşit sayılacaktır ve birbirlerini rahat biçimde görüp duyabileceklerdir. FST başkanı, katılımcılara akıl yürütmeyi nasıl yapacakları hakkında bilgi vermelidir. İnsanların argüman sunma ve fikir paylaşma konusunda başkaları tarafından yanlış anlaşılma korkusu içerisinde olduğu açıklanır fakat diyalog boyunca tekrar açıklama yapılmak üzere geriye sarma durumu olamaz. Bu sayede daha açık bir şekilde katkıda bulunabilir, dinleme becerileri gelişir, daha az yanlış anlaşılma yaşanır. Topluluğa resim, video, müzik, metin14 gibi farklı materyaller sunularak düşünme süreci başlatılır. Başkan gruba ‘ilginç’ veya

14 Topluluk okuma- yazma bilmeyen bir yaştaysa, metin onlara başkan aracılığıyla sesli bir şekilde okunur.

‘kafa karıştırıcı’ bir şey olup olmadığını sorar. Katılımcıların verdikleri cevaplara göre, cevaplar soru soran kişinin de ismiyle tahtaya ya da kâğıda yazılır. Sorulardan birisi diyalog için başlangıç noktası olarak alınır. Burada başkan gerekli olan ölçütlere15 göre seçim yapmalıdır. Bu noktada Felsefi düşünceyi uyaran argümanların seçilmesi “bağımsız” ve

“provokatif” düşünceler seçilebilir. FST başkanı, seçmiş olduğu soru üzerinden, soruyu soran katılımcıya neden kafasının karıştığıyla ilgili cevabı ister. Bu cevaptan sonra diğer katılımcılardan eklemek istedikleri bir şey varsa el kaldırıp sunmalarını ister. Başkan konuşmasını istediği kişiyi seçer. McCall bu noktayı harekete geçirirken Hegelci bir düşünme yapısı öne sürmüştür; “ilk konuşmacı bir tez öne sürecekti; ikincisi, buna bir antitez üretecekti;

üçüncü, bu tez ve antitezin bir sentezini sunacaktı; dördüncü, sentezi yeni bir tez kabul edecekti;

beşinci ise yeni bir antitez ileri sürecekti ve bu düzen böyle devam edecekti” (2017: 5). Aynı şekilde katılımcılar cevaplarına göre:

“(söz verilen kişinin fikrine katıldığı kişinin adı) ---- katılıyorum çünkü … (bir neden sunun). Veya (Söz verilen kişinin fikrine katıldığı kişinin adı) ---- katılmıyorum çünkü … (bir neden sunun)” (McCall, 2017: 13) şeklinde bir yapıyla diyaloğu devam ettirmelidir.

“Katılıyorum/ katılmıyorum çünkü …” söylemleri, katılımcıların argümanlarını daha güçlü bir şekilde temellendirmelerini, mantıksal düzlemde ilişkilendirmeleri ve kendilerini ifade edebilmeleri için ve “FST başkanının karmaşık, serpiştirilmiş mantıksal yapıdaki argümanlar kümesini inşa ederek bir diyaloğun hareketini sağlaması amacıyla oluşturulmuştur” (McCall, 2017: 129-130). Bu sayede katılımcılar, diğer konuşan herkesi dikkatlice dinleyerek, üzerinde düşünerek kendisine daha yakın olan fikri benimseyip onun üzerinde bağlantı kurarak kendi argümanını geliştirecektir. Katılımcıların diyalog içerisinde fikir sunarak daha fazla katılım elde edebilecekleri bir olanak oluşturmaktadır. Katılımcıların bu türden bir akıl yürütmeyi kullandıklarında topluluğu dikkatle dinlediği ve “X kişisine katılıyorum, Y kişisine bu yönden katılıyorum fakat Z kişisine şu yönden katılmıyorum” gibi anlaştıkları veya anlaşamadıkları ifadelerin de kullanıldığı fark edilmektedir (Cassidy ve Christie, 2013: 1079). Bu noktada Lipman’ın da üzerinde durduğu özenli düşünme becerisi ile karşılaşılmaktadır. Başkalarının fikrine saygı göstermek ve kendinden başka insanların da birey oldukları düşüncesini benimsemiş olurlar. “Çünkü” ile başlayan her ifadeyi sunmadan önce geçirilen bir düşünme aşaması vardır. Bu aşamada Lipman’ın metoduna göre özenli, eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme iş birliği ile kullanılabilmektedir.

15 Akıl yürütmeyi sağlayan, uyarıcı, felsefi bir şekilde sorgulanabilecek sorular seçilmelidir. Grup içerisinde çok sessiz kalan birisi varsa eğer, onun sorusundan başlanılması onu da diyaloğa dâhil eder.

Başkan, FST akıl yürütme seansını sadece felsefi bir diyalog olması koşuluyla rehberlik eder. FST Başkanı diyaloğu aktif bir şekilde izlemeli ve dinlemelidir. Katılımcıların söyledikleri her şeyi hatırlamalıdır. Bu sayede gelen her cevabı analiz ederek felsefi alt yapısına dikkat çekecektir. Bunu yaparak cümleleri analiz edebilme yeteneği ile karşıt görüşleri ortaya çıkartmak diyalektiği sağlayacaktır. McCall bu koşulları sağlayacak diğer teknikleri ise şu şekilde vermiştir:

“FST başkanı çelişik ve karşıt olacak argümanları tahminde bulunup sıralayarak, diyaloğun sürdürülebilmesi için gerekli felsefi gerilimi oluşturacak koşulları yaratacaktır. Bu koşulları yaratmanın diğer bir yolu da çocuklar için kilit felsefi sorgulama bağlantılarını analiz etmek ve daha sonra bunların üzerinden tekrardan geçmek olacaktır” (McCall, 2017: 32).

Başkanın bunları dikkatli ve özenli bir şekilde yapması gerekir. Katılımcıları dikkatli bir şekilde dinlemek bu noktada önemlidir. Gelen yorumları tekrar topluluğa aynı şekilde soru sorarak yöneltmek felsefi gerilimi ortaya çıkartacaktır (McCall, 2017: 32). Örneğin, “Bizi mutlu eden şeylerin sonucu bazen kötü olabiliyor.” yorumuna karşılık “Bizi mutlu eden şeylerin sonucu kötü oluyorsa, mutlu hissettiğimiz zamanları yok sayar mı?” sorusu sorulduğunda, söylenilen bir cümleden düşünme yaratacak yeni bir soru yaratılmış olur. Felsefi Sorgulama Topluluğunda dikkat edilecek dört önemli detay daha vardır; katılımcıların kendi fikirlerini vermelerine gerek yoktur, teknik dile veya jargona izin verilmez, sadece günlük dil kullanılır;

katılımcılar, katıldıkları veya katılmadıkları görüşlerin nedeni olarak televizyon programları, kitaplar, aile üyelerinden yetkililere atıfta bulunamaz ve fikir birliği veya ortak bir sonuç aranmaz (Cassidy ve McCall’dan akt. Cassidy ve Christie, 2013: 1074). Teknik dil kullanıldığında veya topluluğun anlamadığı bir cevap geldiğinde başkan, söylenilen cümlenin açıklanmasını veya üzerine bir örnek verilmesini isteyebilir. Sunulan bir varsayımın diyalektik şekilde devam ettirilmesi veya örneklendirilmesi başkanın takibine bağlıdır. Katılımcılara söz hakkı verirken geride kalmamalıdır. Katılımcıların yorulduğunu fark ettiği ve onlar için doğru olduğunu düşündüğü bir anda araya girip mola verdirilmesi gerekmektedir. Bu mola diyaloğa bitirmeye yönelik olabilir. Fakat diyaloğun biteceğine dair bir konuşma yapılmaz çünkü diyalog saatler, günler, haftalar hatta aylar sürebilir.

C. McCall, Lipman’dan farklı olarak kullandığı materyalleri resim, video, müzik vb.

çeşitlendirirken, FST’de kullanmak üzere yazdığı hikayelerde vardır. Hikayelerini birleştirdiği Laura and Paul (McCall, 2006) kitaplarından bir tanesidir. McCall’da Lipman’ın kitaplarında görüldüğü gibi günlük hayattan anlatılarla çocukların durumlar üzerinde düşünmelerini sağlar.

Kitabının ikinci bölümünde, Laura ailesiyle konuşurken “Nerede olduğunu hiç bilmediğin oldu

mu?” sorusunu yöneltir. Annesi, geçen hafta yanlış otobüse bindiğini ve nereye gittiğini bilmediği için kaybolduğundan bahsettiğinde Laura sinirlenerek yetişkinlerin sorduğu soruları anlamadığından yakınır. Demek istediği kaybolmak değildi, hiçbir yerde olmamaktı. Okula gittiğinde okulda, evdeyken evde, dükkanlara gitmek istediğinde dükkanlarda olursun fakat hiçbir yerde olmamanın nasıl mümkün olamayacağını sorgular (McCall, 2006: 5-6). McCall yazdığı hikayelerle aile içinde felsefi soruları tartışan Laura ve Paul ile çocukların sordukları sorularla yetişkinlerin sorulara olan tavrına dikkat çeker. Çocuklar sürekli sorarken, yetişkinler soruları ya net olarak algılamıyor ya da dalga geçecek bir şey olduklarını düşünüyorlar. Kitabın beşinci bölümde Laura ve Paul, hayvanların hiçbir suç işlemediği halde kafeslere kapanmasını, hayvanat bahçelerinin neden var olduğunu sorgular. Bunun adil bir davranış olup olmaması konusunda tartışırlar (McCall, 2006: 13-15). Hikâye, oturumlarda kullanıldığında adil olanın, adaletli olanın veya eşit olanın ne olduğu soruları üzerinde konuşmaya yol açacaktır.

Felsefi Sorgulama Topluluğu yöntemi, öncesinde gelen Matthew Lipman ve G.

Matthews yöntemlerinin yolundan giderek teorik açıdan daha gelişmiş bir yöntem olmaktadır.

G. Matthews’un düşüncelerini uygulamaya geçirerek, teorik alt yapısını da güçlendirmiştir.

McCall felsefi düşünmenin 5 yaşındaki çocuklarla da uygulanabilir olmasını yaptığı oturumların sonunda elde ettiği analiz sonuçları sayesinde kabul görmektedir. Aynı şekilde yetişkinlerin de felsefi düşünme topluluklarında bulunmasını uygulayarak hayata geçirmiştir.

Her iki teoriyi de güçlendirerek Çocuklar için Felsefe alanına büyük katkılar sağlamaktadır.

FST yöntemini Hegelci bir yapı ile dışsal gerçekçi felsefenin büyük etkisi şekillendirmektedir. FST’de görülen durum alanın felsefeyle iç içe oluşunu göstermektedir.

Diyalogların da bitimine dair bir bilgi verilmemektedir. Topluluk tekrar toplanana dek üzerinde düşünülebilir ve toplandıklarında kaldığı yerden devam edebilir. McCall, alana felsefenin ağırlığıyla ve felsefe yapabilmenin olanaklarını sunmasıyla katkı sağlamıştır.