2. FIKIH ve BİYOLOJİK BİLİMLER
2.1. Fıkıh ve Biyoloji
2.1.3. Fıkıh ve Genetik Bilimi
64 bulunduğu vurgulanmaktadır.227
Günümüz çevre sorunlarının önlenmesine yönelik olarak İslam hukukunda yer alan bazı temel hükümlerden hareketle çevre problemlerini önleyebilecek çağdaş bir çevre hukuku düzenlemesi yapılabileceği belirtilmektedir.228
65
transgenik fare üretilmesi, 1986’da ilk rekombinant aşının üretilmesi önemli tarihler olarak zikredilmektedir. 1994’te biyoteknolojik domates üretilmesiyle ilk genetiği değiştirilmiş gıdalar karşımıza çıkmaktadır.233
Günümüzde Biyoteknolojinin uygulama alanları çok geniştir. Bu bağlamda yeni aşı maddeleri üretilmesi, verimli ve dayanıklı bitki türleri, kozmetik maddeleri, ucuz kimyasal madde, tıbbi tanı için monoklonal antikorlar, yan etkisi olmayan ilaçlar, mikropsuz aşılar, hormon ve enzimler, çevre dostu, sağlıklı yiyecek katkı maddelerinin üretilmesi, katı ve sıvı atıkların zararsızlaştırılması, arıtılması, tehlikeli toksik atıkların zehirsizleştirilmesi, DNA parmak izi, bitki ve hayvan klonlama, kalıtsal hastalıkların önlenmesi, biyolojik savaş araçları üretilmesi, insan ömrünün uzatılması, genetik açıdan iyileştirilmiş yeni ırkların üretilmesi biyoteknolojinin kullanıldığı yerler olarak sıralanmaktadır.234
Görüldüğü üzere hayatın birçok alanına giren bu biyoteknoloji uygulamaları İslam Hukukçuları tarafından da değerlendirmelere tabi tutulmuştur. Özellikle bitki, hayvan ve insanlar üzerinde biyoteknoloji çalışmalarının yapılmasının fıkhi hükmünün ne olduğu tartışılmış, Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) gıda veya tedavi amaçlı olarak kullanılmasının câiz olup olmadığı âlimlerce incelenmiş ve bu konu hakkındaki gelişmeler devam ettikçe tartışma ve incelemeler de devam etmektedir. Dünya genelinde Biyoteknoloji konusundaki en büyük tartışmaların canlıların, özellikle de insanın, kopyalanması merkezinde ele alındığı görülmektedir. Bu noktada hem bilimsel çevrelerde etik tartışmaları, hem de dini çerçevede İslam ve diğer dinlerde çeşitli tartışmaların bulunduğu görülmektedir.235
İslam hukukçularının bu konuyu değerlendirirken insanı diğer canlılardan ayrı tutarak değerlendirdikleri görülmektedir. Örneğin İslami Fıkıh Konseyi’nin kararlarında insan çoğalmasını sağlayacak herhangi bir yolla kopyalanmasının haram olduğunu belirtilirken böcekler, küçük canlılar, bitki ve hayvanlar üzerinde yapılacak gen mühendisliği çalışmaları menfaatlerin celbi ve zararların def’ini sağlayan şer’i kurallar
233 Munis Dündar, “Biyoteknolojiye Genel Bakış ve Tarihi Süreç”, Modern Biyoteknoloji ve Uygulamaları, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 2010, 7-14.
234 web.hitit.edu.tr/dersnotlari/gokcemerey_09.04.2018_7U4F.docx , (30.04.2019).
235 Hidayet Aydar ve Mehmet Arslan, İnsan Kopyalama ve İslam, Fakülteler Matbaası, İstanbul 2005, 197.
66 çerçevesinde câiz görülmektedir.236
Benzer şekilde Ürdün’de düzenlenen ve üç aydan fazla süren bir seminer sonucunda, tam bir mutabakat sağlanmamakla beraber bazı şartlarla bitki ve hayvan kopyalamanın câiz olacağı ifade edilmektedir. Bu şartlar özet olarak; şeriata uygun ve geçerli bir yararın gerçekleşmesi, canlıları oyuncak haline getirip Allah’ın yarattığını değiştirme kapsamına girmemesi, sonuçta beklenen yarardan fazla bir zarara yol açmaması, hayvanlara eziyete sebep olmaması şeklinde ifade edilmektedir. Ancak bu seminere katılan ilim adamlarının çoğunluğunun aseksüel somatik yöntemle yani herhangi bir vücut hücresinin çekirdeği alınarak daha önceden çekirdeği çıkartılmış olan yumurta hücresine aktarılması şeklinde gerçekleşen insan kopyalanmasının câiz olmadığı konusunda -farklı gerekçelere dayansalar da- hemfikir olduğu görülmektedir.237
Yukarıdaki ifadelerden anlaşılacağı üzere kopyalama şekline göre de farklı hükümler verenler bulunmaktadır. Nitekim ceninsel kopyalama yöntemi olarak tanımlanan ve sperm tarafından döllenmiş olan yumurta hücresinin bölünerek çoğalması sırasında bu hücrelerden bazılarını ayırarak daha sonra bu hücrelerden yeni canlı gelişimi sağlanması esasına dayanan yöntemin kısmen tüp bebek konusuna benzemesinden dolayı bazı şartlar dâhilinde câiz olacağını ifade edenler bulunmaktadır. Ancak önemli sayıda İslam âliminin bu şekli de câiz görmediği belirtilmektedir. 238
Biyoteknolojinin tedavi alanında kullanımı da İslam hukukçuları tarafından ayrıntılarıyla tartışılmaktadır. Bu konuda ilaç hammaddeleri üretmek için bakterilere gen aktarımının câiz olduğu ifade edilmektedir. Bu hammaddeleri içeren süt üretmek amacıyla döllenmiş hayvan yumurtalarına gen aktarımı tekniklerinin kullanılabileceği ancak bu maddelerin sütten ayrıştırılarak kullanılması durumunda câiz olacağı belirtilmektedir. Bu bilimsel tekniklerin çarpıtmalar meydana getirme amacıyla kullanılmasının câiz olmayacağı vurgulanmaktadır239.
Genetik hastalıkların teşhisi için yumurta ve sperm hücreleri üzerinde yapılacak
236 Ürdün Tabipler Derneği, İslam ve Tıp Açısından İnsan Kopyalamak Caiz mi?, Salih Uçan ( Çev.), Bilge Yayınları, İstanbul 2003, 102.
237 Ürdün Tabipler Derneği, İslam ve Tıp Açısından İnsan Kopyalamak Caiz mi?,179-180.
238 Hidayet Aydar ve Mehmet Arslan, İnsan Kopyalama ve İslam, 209.
239 Ürdün Tabipler Derneği, İslam ve Tıp Açısından İnsan Kopyalamak Caiz mi?, 292-296.
67
deneylerin de bazı şartlara bağlı olarak câiz olacağına hükmedilmektedir. Geçerli bir zorunluluk olması şartıyla döllenmiş yumurta hücreleri üzerinde de bilimsel araştırma yapmanın mümkün olduğu belirtilmektedir. Genetik hastalığı bulunan kişilerin gen aktarımı ile tedavi olması câiz görülmektedir. Cenine sağlıklı gen aktarılmasının câiz olması da ortaya çıkacak bir genetik hastalığı tedavi amacı taşıması ve hastalıkla ilgisi olmayan diğer genlere müdahale etmemek şartlarına bağlanmaktadır. Somatik hücrelerin ve genlerin kopyalanarak tedavi için kullanılması ise genlerle tedavi kapsamında değerlendirilerek câiz görülmektedir.
Hastalıkla ilgili olmayan genel niteliklerle ilgili genlerin değiştirilmesi amacıyla gen mühendisliği yöntemlerinin kullanılması ise câiz görülmemektedir. Organ naklinde kullanılmak üzere hayvanın vücudunda organ üretilmesini sağlamak amacıyla insana ait genlerin hayvan üreme hücrelerine aktarılması câiz görülmektedir. Yine organ naklinde kullanılmak amacıyla somatik hücrelerin/vücut hücrelerinin laboratuvar ortamında organ üretmek amacıyla kullanımı câiz görülmektedir. Ölü olduğuna hükmedilen ceninlerden ve ameliyat ile insandan alınan organlardan sağlanan hücreler sayesinde organ üretmenin câiz olduğu belirtilirken rahim içinde veya rahim dışında döllenme ile başlayan süreci takiben elde edilecek embriyoların organ üretimi amacıyla kullanılmasının câiz olmayacağı belirtilmektedir.240
Ceninin cinsiyetinin öğrenilmesi için rahim dışında döllenmiş yumurta hücreleri üzerinde testler uygulamak câiz görülürken âlimlerin çoğu ceninin cinsiyetini seçmeyi toplumda kadın erkek arasındaki dengenin bozulmasına sebep olacağı gerekçesiyle haram kabul etmektedirler. Bunun yanında ihtiyaç halinde câiz görenler de bulunmaktadır. Rahim dışında gerçekleşen döllenmeden sonra anne rahmine yerleştirilmeden önce ceninin cinsiyetinin seçilmesini bazı âlimler ihtiyaç halinde bazıları ise zaruret durumunda câiz görmektedirler. Bu noktada Ceninin belli bir cinsiyette olması durumunda anormal olarak veya genetik hastalıklara sahip olarak dünyaya gelecek olması zaruret durumları olarak ifade edilmektedir.241
Genetik özellikleri değiştirilmiş, birkaç canlının genlerinin karıştırılmasıyla oluşturulmuş chimera olarak bilinen yeni türlerin üretilmesi türlerin bozulmasına ve Allah’ın
240 Ürdün Tabipler Derneği, İslam ve Tıp Açısından İnsan Kopyalamak Caiz mi?, 292-296.
241 Ürdün Tabipler Derneği, İslam ve Tıp Açısından İnsan Kopyalamak Caiz mi?, 343.
68
koyduğu dengenin bozulmasına sebep olacağı sebebiyle uygun görülmemektedir. 242
İnsanın genetik yapısı üzerine yapılacak müdahaleler çoğunlukla ahlak dışı olarak değerlendirilmektedir. İslam; İnsanın fıtratını bozma ihtimali olan değişikliklere karşı hassas davranmıştır. Böyle bir uygulamanın faydalı, insanların menfaatlerini sağlayıp zararlarını gideren bir bilim olması, insanın saygınlığını, yaratılış hedefini koruması, onu kobay haline indirgememesi, bireyin şahsiyet ve özelliklerine müdahale etmemesi, sosyal bünyeyi, akrabalık, nesep ve aile bağlarını tahrip etmemesi gerekir. Genetik ilmi ve gen mühendisliği çalışmalarının, insanın yaratılış yapısını bozması, insanı kobay haline getirmesi, türlerin karışmasına sebep olması durumunda onaylanmasının mümkün olmadığı vurgulanmaktadır.
243