• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM : KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2.2. Evlilik ve Evlilik Uyumu

sağlamaktır. Bu sayede Ekici’nin de belirmiş olduğu gibi kültüre uygun ancak bilimsel yöntemden sapmadan çalışma yapılmış olur.

Tablo 2: Türkiye’de Evlenme sayısı, kaba evlenme hızı, boşanma sayısı ve kaba boşanma hızı (Kaynak: Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verileri,

2015,2016,2017)

Evlenme sayısı, kaba evlenme hızı, boşanma sayısı ve kaba boşanma hızı

Yıl Evlenme Kaba

Evlenme Boşanma Kaba

Boşanma

Sayısı Hızı Sayısı Hızı(%)

2001 544 322 8.36 91 994 1.41

2002 510 155 7.73 95 323 1.44

2003 565 468 8.46 92 637 1.39

2004 615 357 9.09 91 022 1.34

2005 641 241 9.35 95 895 1.40

2006 636 121 9.17 93 489 1.35

2007 638 311 9.09 94 219 1.34

2008 641 973 9.03 99 663 1.40

2009 591 742 8.21 114 162 1.58

2010 582 715 7.98 118 568 1.62

2011 592 775 8.02 120 117 1.62

2012 603 751 8.03 123 325 1.64

2013 600 138 7.89 125 305 1.65

2014 2015

599 704 602.982

7.80 7.71

130 913 131 830

1.70 1.69

2016 594.493 7.50 126.164 1.59

Evlilik; “Karşı cinsten iki kişinin birlikte yasamak, yaşantıları paylaşmak, çocuk yapmak ve yetiştirmek gibi amaçlarla yaptıkları bir sözleşmedir” (Özgüven, 2000).

Yani “dar anlamda aile” ile “evlilik birliği” kavramı özdeştir. Binder, Türkiye’de Medeni Kanun evliliği ile ilgili tanımlarda en dar anlamında aileden bahsederken

“evlilik birliği” tanımlamasını kullanır. Evlilik kanunlar önünde ya da toplum önünde yapılan (imam nikâhı gibi) bir uygulama olduğu için, bir sözleşme niteliğindedir ve maddi yükümlülük yönü de vardır denilebilir.

“Evliliğin psikolojik yönü açısından ise şu örnek oldukça çarpıcıdır: Journal of Personality and Social Psychology (2003) de yer alan çalışmada; 1984-1995 yılları içine 24 bin bireyle yapılmış, evliliğin bireyin mutluluğuna davetiye çıkarmadığı, ancak düğünden sonra bireylerin kısa bir iyilik dönemleri geçirdikleri ve nihayetinde evlenmeden önceki durumlarına dönecekleri, evlenmeden önceki yaşamlarından memnun olanların evliliklerini sürdürebilmelerinin olası olduğu açıklanmaktadır”(Demiray,2006). Yani kişilerin evlilik öncesindeki durumları evliliğin devamı açısından belirleyici olabilir.

Birleşmiş Milletler ’in insani gelişme raporlarına göre; Türkiye yüksek insani gelişmişlik sınıfında ama Amerika, Fransa gibi ülkelerin yer aldığı çok yüksek insani gelişmişlik sınıfında değildir. İller arasında bakıldığında ülkenin doğu kısmı (illeri) orta insani gelişmişlik düzeyindedir. (Özpınar, 2016)

Türkiye’de evliliğin geldiği aşamada, köy kökenli, okuma-yazma oranı düşük ve geleneksel bir toplumdan, eğitim oranı eskiye oranla yüksek, şehirde yaşayan bir topluma dönüşmesi, bu kültürel değişimin sancılı olmasına yol açıyor. Geçiş sürecinde bir yanı ile modernleşen halk bir yanı ile geri kalıyor. Türk halkı doğu-ile batı arasında bir köprü ve ticaret yolu olmasının avantajlarını, dezavantajları ile birlikte yaşıyor. Doğu ve batının tüm zenginliği ile beraber, iki kültür arasında kalan bir ülke konumunda ve bazı bocalamanın en yoğun yaşandığı kültürlerden bir tanesidir. Evlilikler de bundan etkilenmiş durumdadır.

Tablo 3: 2016, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre oluşturulmuş evlenme sayıları.

(Evlenme sayılarında düşüş görülmektedir, nüfus artışına rağmen evlilikler düz bir çizgide seyretmekte ya da düşmektedir.)

0 100000 200000 300000 400000 500000 600000 700000

2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 2016 2018

Evlenme Sayısı

Tablo 4: Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre hazırlanmış boşanma sayıları.

Tablo 3 ve 4’e bakıldığında evlenme sayılarının (artan nüfusa rağmen) artmadığı ve düz bir çizgi halinde ilerlediği, boşanmaların ise açıkça arttığı görülmektedir. Bunlar toplumdaki evlilik kurumunda bir soruna işarettir.

Türk halkı günde ortalama 4,81 saat7 televizyon izleyen, (merketingturkey, SBT, 2013), Unesco verilerine göre neredeyse hiç kitap okumayan bir toplum. Ülkedeki kütüphane sayısı ibadethane sayısının ellide birinden az. Dıştan bakınca modern gözüken toplum, bir yandan geleneksel yapısını ve muhafazakârlığını sürdürüyor.

7 Bu veri 2016 yılında 5,5 saate çıkarak dünya liderliğine (araştırma yapılan ülkeler arasında) ulaşmıştır 0

20000 40000 60000 80000 100000 120000 140000

2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 2016 2018

Boşanma Sayıları

Evlilik uyumu, evlilikteki doyumu ve evliliğin bütününü öznel anlamda ifade eden bir kavramdır. Ya da basitçe, devam eden evlilikteki doyum diyebiliriz. Bu çalışmada sadece evli akademisyenler üzerine bir uygulama yapılmıştır.

Çalışmada, süren evliliklerin durumunu tespit etmek için daha önce de bahsettiğimiz ‘Evlilik Uyum Ölçeği’ kullanılmıştır. Bu ölçeğin geçerlilik güvenilirlik çalışması Kışlak-Tutarel (1999) tarafından yapılarak Türkçe ‘ye adapte edilmiştir.

“Ölçek genel evlilik uyumu ile birlikte aile bütçesi, duyguların ifadesi, arkadaşlar, cinsellik ve yaşam felsefesi gibi konularda anlaşma ya da anlaşamama durumunu ve güven, çatışma çözme, boş zaman ve ev dışı etkinliklerde ilişki tarzını ölçmektedir.” (Kışlak-Tutarel, 1999). Evlilik araştırmaları sosyal bilimciler tarafından sıklıkla tercih edilen bir alan olup, evliliğin çeşitli sebeplerle bitmesinin yanı sıra süren evliliklerdeki durumu tespit etmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Örneğin bir psikiyatrist olan Dr. Gilbert V. Hamilton’ın 1929 yılında evli çiftlerin problemleri üzerine yaptığı araştırma belki de bir ilk olarak kabul edilebilir. Literatürde o zamandan bu yana geliştirilen çeşitli ölçeklerle evliliklerin durumu tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu araştırmada kullanılan ölçek de 1938’de ilklerden olan Terman’ın

‘evlilik mutluluğu ölçeği’ nin gelişmiş bir varyasyonudur. Evliliklerin durumunu tespit eden çalışmalarda zaman zaman, ‘evlilik kalitesi’, ‘evlilik uyumu’, ‘evlilik doyumu’ şeklinde isimler almıştır. Evlilik uyumu iki uyumlu kişinin evlenmesi ya da birbirine uygun iki kişinin eşleşmesi değildir; evlilik uyumu daha çok çiftlerin birbirlerine entegre olurken gösterdikleri başarı seviyesidir. Birlikte hareket edebilme başarılarıdır. Ortak hedeflerin olması, kişilerin hayatı daha iyi kavramış olmaları, kendilerini bilmeleri gibi durumlar, bu uyumun sağlanmasını daha kolay hale getirir. Yani uyumlu çiftler değil uyum sağlayabilen çiftler gerçeği söz konusudur. Çiftlerin her ikisinin de uyum göstermeleri şart. Aksi durumda evlilik sürse bile bu, çocuklar veya alışkanlık gibi sebeplerden dolayı sürüyor ancak kişiler yıpranıyor.

Tarihteki evlilik uyumunu ölçmeye yönelik tüm çalışmalar aşağıdaki tabloda verilmiştir (Spanier, 1976). Daha sonra geliştirilen ölçekler genellikle buradan

esinlenilmiştir. Ancak Locke ve Walalce’ın 1959’da geliştirdiği ölçek en geçerli olanlardan bir tanesidir.

Tablo 5: Spanier (1976)’nın evlilik uyumu ile ilgili ölçekleri içeren tablosundan kısaltılarak aktarılmıştır.

ÖLÇEK GELİŞTİREN ÖLÇEK İSMİ YAYINLANMA

Adams Evlilik Uyumu Tahmini Göstergesi 1960

Bernard Evlilikte Başarı Boyutu 1933

Bowerman Bowerman Evlilik Uyum Ölçeği 1957

Buerkle & Badgley Yale Evlilik Etkileşim Durumu 1959 Burgess & Cottrell Burgess-Cottrell Evlilik Uyum Formu 1939

Hamilton Evlilik Uyum Testi 1929

Inselberg Evlilik Doyumu Cümle Tamamlama 1961

Katz Anlamsal Farkların Evlilik Uyumuna

Uygulanması

1965

Locke Evlilik Uyumu Ölçeği 1951

Locke & Willamson Evlilik Uyumu Testi 1958

Locke & Wallace Evlilik Uyum Ölçeği(Kısa) 1959

Manson & Lerner Evlilik Uyum Ölçeği 1962

Most Evlilik Uyum ve Çatışması Puantajı 1960

Nye & MacDougall Evlilik Uyum Ölçeği 1959

Orden & Bradburn Evlilik Mutluluğunun Ölçülmesi 1968

Terman Evlilik Mutluluğu Ölçeği 1938

Yukarıdaki ölçekler dışında yine birbirleri ile popüler olan ve çeşitli yönlerden birbirleri ile benzerlikler gösteren, genelde birbirlerinden türetilmiş şu ölçekler bulunur;

• Kansa Evlilik Uyumu Ölçeği ( Kansan Marital Satisfaction Scale, 1983, Schumm),

• Evlilik Kalitesi Ölçeği ( Quality of Marriage İndeq, Norton,R. 1983),

• Çift Uyum Ölçeği ( The Couple Satisfaction İndeq, Funk J.L. 2007)

Henüz Türkçe ‘ye uyarlaması yapılmamış olan bu ölçeklerin daha fazla çalışmaya uygulanması zaman alacaktır.