• Sonuç bulunamadı

1.1.2. Ergenlik Dönemi Gelişimsel Özellikleri

1.1.2.5. Ergenlik Döneminde Dini Gelişim

Ergenlik dönemi, soyut düşünmenin gelişmesine paralel olarak dini şuurun da geliştiği bir dönemdir (Armaner, 1980; Bahadır, 2006; Hökelekli, 1993; Kula, 2001;

Vergote, 1978). Bu dönemde genç için din, temel bir ilgi alanı haline gelmiştir.

Zihni gelişmeyle birlikte dini duygu, ilgi ve düşünceler boyut değiştirerek şuur seviyesine yükselir ve ergenin tüm kişiliğini etkileyecek duruma gelir (Bahadır, 2006).

Ergenlik dönemi dini gelişim süreci genel olarak üç aşamadan oluşmaktadır (Hökelekli, 1993).

1. Dini Şuurun Uyanışı (12-14 yaş) 2. Dini Şüphe ve Çatışmalar (14-18 yaş)

3. Dini İnanç ve Tutumların Belirginleşmesi (18-21 yaş)

1.1.2.5.1. Dini Şuurun Uyanışı (12-14 yaş)

Ergenlik döneminin başlamasıyla gelişen soyut düşünme yeteneği sayesinde ergen dini anlamda yeni bir sürece girmiştir. Çocukluk döneminden farklı olarak, her şeyin gerçek nedenini öğrenme isteği başlar. Bunu da gelişen muhakeme, tenkit ve tahlil gücü sayesinde başarılı bir şekilde yapar (Bahadır, 2006). Ergende dini

şuurunun uyanmasında zihni gelişimin yanında duygusal gelişim sürecinde yaşanan değişikliklerin de büyük etkisi vardır (Kula, 2001).

Bu dönemde ergen içinde bulunduğu çatışmalı ortamda içgüdüsel olarak Allah’a yönelir. Dini kavramlar üzerinde yoğunlaşır. Dini inanç ve değerlere önem verir. Çocukluk döneminde yaşadığı dini iman ve duygularla şuurlu bir dini uyanışa doğru yönelir (Hökelekli, 1993). Dini şuurun uyanmasıyla birlikte Allah’a ve dini değerlere bağlılık gelişir ve farklı boyutlara ulaşır. 12-13 yaşlarından itibaren artık yetişkinler düzeyinde bir din anlayışı oluşmaya başlar. Dini pratikleri severek ve büyük bir coşkuyla yerine getirir (Hökelekli, 1993; Öcal, 1991).

Bu dönemin sonlarına doğru ergen, yetişkinlerin aşıladığı ve benimsediği din anlayışından kişisel bir din anlayışına doğru yol alır (Hökelekli, 1993).

1.1.2.5.2. Dini Şüphe ve Çatışmalar (14-18 yaş)

Ergenlik döneminin ikinci aşamasında genç kendini dini şüphe ve çatışmaların ortasında bulur. Biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel açıdan yaşadığı önemli gelişme ve değişiklikler buna zemin hazırlamıştır.

Dini şüphe ve çatışmaların oluşmasında en önemli etken zihinsel anlamda meydana gelen gelişmelerdir (Bahadır, 2006). Ergende zihin gelişimi sonucu artan düşünce faaliyeti bağımsızlık ve güç duygusunun ortaya çıkmasını sağlar. Bunun neticesinde otoriteyi reddetme eğilimi artar. Arkadaşlık ilişkileri ve çevrenin etkisiyle kendi inançlarını sorgulaması otoriteyi reddetmesini kolaylaştırır (Hökelekli, 1993; Vergote, 1978).

Genel olarak yetişkinlerle özel olarak ise anne ve babasıyla çatışma içine girer. Bu durumun dini inanç ve gelenekler tarafından hoş karşılanmayışı onu sıkıntıya sokar (Hökelekli, 1993). Ergen içine girdiği bu çatışma ortamının neticesinde dini sorgulamaya başlar. Bağımsızlığa yöneldiği için din ona bağımlılığın temeli olarak görünebilir (Vergote, 1981). Dini sorumlulukları yüklenmek ağır gelir ve dine karşı şüpheci bir yaklaşım içine girer. Her şeyi tenkit süzgecinden geçirir ve tecrübe etmeksizin kabul etmez (Bahadır, 2006; Hökelekli, 1993).

Ergenlik döneminde cinsel güdülerin uyanışı suçluluk ve günahkârlık duygularının ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Vergote, 1981). Cinsel duyguların tatmini noktasında önünde sosyal ve ekonomik pek çok engelin bulunması ve bunun

çoğu zaman dini kabulle desteklenmesi genci büyük bir sorunla karşı karşıya getirir.

Dini inanç ve değerleri ile cinsel arzularının arasında kalarak yoğun bir çatışmanın içine girer. Bu durum genci dini ve ahlâki değerlere karşı koymaya teşvik eder ve dini şüphe ve bunalımın içine girerek kendisini yalnızlığa iter. Oluşan suçluluk ve günahkârlık duygusu genci çok rahatsız eder (Vergote, 1981; Hökelekli, 1993). Kitle iletişim araçlarında ortaya konulan ahlâk dışı ve cinsellik duygusunu uyaran yayınlar da suçluluk ve günahkârlık duygusuna yol açan diğer bir etkendir (Bahadır, 2006).

Ergenlik döneminde ortaya çıkan dini şüphe ve çatışmaların bir sebebi de gencin, çevresi tarafından kendine karşı beslenen sevgiden şüphe ederek hayatın anlamsızlığı üzerine güçlü hislere sahip olmasıdır (Vergote, 1981).

Ergenlere yeterli dini eğitimin verilmemesi, dini konulardaki bilgi eksikliği ve rehbersizlik dini şüphelerin oluşmasına neden olmaktadır. Bunun neticesinde başarısız bir dini sosyalleşme görülmektedir (Hökelekli, 1993). Dini konularda doğru bilgilendirilen ergenlerde dini şüphe oranı azalmaktadır (Bahadır, 2006).

Dini şüphe ve çatışmaya günlük hayatta meydana gelen bazı olaylar da neden olur. Özellikle kaza, deprem, sel gibi doğal afetler, sevilen bir yakının ölmesi, masum insanların öldürülmesi, zulüm ve haksızlık gibi yaşanan acı tecrübeler ergeni

Allah’ın varlığı ve adaleti konusunda şüpheye düşürmektedir (Bahadır, 2006; Hökelekli, 1993).

Ergenlik dönemindeki şüphe ve çatışmalara bilim ve dinin karşı karşıya getirilmesi de neden olmaktadır. Özellikle eğitim sürecindeki gençler bilimsel verilerle dini kabullerin uyuşmadığını gördüklerinde büyük bir bocalama içine

girmektedir ( Bahadır, 2006).

Son olarak dindarların ve din görevlilerin bazı tutum ve davranışları ergenleri şüphe ve çatışmaya sürüklemektedir. Dindarlar ve din görevlilerinin kişilikleri ile din arasında özdeşlik kuran ergenler onların hatalarını ve eksikliklerini dine mal etmektedir. Din ve dindar insanı birbirinden ayırmadıkları için kişilerin hatalarının dinden kaynaklandığını zannederler. Dindar insanlarda dinin mükemmelliğini bulmak istemekte, bulamadıklarında ise dine şüphe ile yaklaşmaktadırlar (Bahadır, 2006).

Dini şüphe ve çatışmalar gencin dini gelişim süreci üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu süreçte yaşanan bunalımlar, gerginlik, kararsızlık, yetersizlik gibi

duygusal çalkantılar genci dini konularda daha fazla araştırma yapmaya sevk eder.

Bu durum da dini inanç ve tutumların netleşmesini sağlamaktadır (Bahadır, 2006;

Hökelekli, 1993; Kula, 2001).

1.1.2.5.3. Dini İnanç ve Tutumların Netleşmesi (18-21 yaş)

Ergenlik döneminin sonuna doğru gencin biyolojik, psikolojik ve zihinsel gelişme ve olgunlaşmasına paralel olarak dini inanç ve tutumları netlik kazanır. 16-17 yaşlarından itibaren şüphelerin yatışmaya başlamasıyla bu dönemde genel olarak dini arayışlar, şüphe ve çatışmalar azalır (Hökelekli, 1993; Vergote, 1981). 19-20.

yaşlar da ise zihinsel gelişim en üst düzeye ulaşır ve bununla beraber dini şüphelerde belirgin bir durulma görülür (Bahadır, 2006).

Dini şüphe ve çatışmaların sona ermesiyle gencin din ile ilgili inanç ve tutumlarını netleşir. Gençlerin bir kısmı aileden öğrendikleri inanç ve değerleri geleneksel şekliyle sürdürürken diğer bir kısmı da bu inanç ve değerlerini sorgulayarak yeniden yapılandırır. Bunun dışında gençlerde az da olsa dini bütünüyle reddetme eğilimi de görülmektedir (Hökelekli, 1993).