• Sonuç bulunamadı

2. İLGİLİ ALANYAZIN

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.6. Elektronik Vergi Denetiminde Defter ve Beyan Sistemine İlişkin

2.1.6.2. Elektronik Beyanname

62

daha etkin ve verimli bir şekilde sürdürme imkânı elde edilecektir (Yılmaz, 2018, s.

92).

Klasik denetim yönteminde vergi inceleme elemanları çok sayıdaki defter üzerinde incelemeler yaparak denetimleri gerçekleştirmektedir. Bu durumda defterler üzerindeki incelemeler uzun zaman alabilmekte ve her işlemin kaynağına inilememektedir. E-defter uygulamasıyla vergi inceleme elemanları bilişim teknolojilerinin yardımıyla defterler üzerindeki incelemeleri çok daha kısa süreler içerisinde çok daha fazla veriyi analiz ederek tamamlayabileceklerdir. Dolayısıyla e-defter uygulamasıyla, vergi denetiminde etkinlik ve verimliğin artırılması, mükelleflerin vergisel hatalarının en aza indirilmesiyle, vergi kayıp ve kaçağının azaltılması sağlanmış olacaktır (Akbal, 2020, s. 124-125). Ayrıca e-defterle birlikte standart bir hale gelen defter yapısı, denetimlerin daha etkin ve hızlı yapılmasına yardımcı olabilecek ve verilerin yapılandırılmış standart bir veri olması her türlü analize imkân sağlayabilecektir. Büyük veri denilen çok sayıda veri içerisinden istenilen bilgiye daha hızlı ulaşılabilecektir (Canbolat, 2019, s. 157). Özetle, e-defter uygulaması ile e-denetim için uygun alt yapıyı oluşturmak ve yerleştirmek, uzaktan denetimin kapısını aralamak, kayıt dışı ekonomi oranını azaltmak, etkin bir vergi denetimi yapmak, vergiye gönüllü uyumu arttırmak gibi amaçlara ulaşmak mümkün olabilecektir (Dursun, 2015, s. 101).

63

kapsamında beyannamelerin internet ortamında alınması anlamına gelen elektronik beyanname uygulaması geliştirilmiştir.

VEDOP-2 kapsamında yürürlüğe giren e-beyanname uygulamasının yasal dayanağını VUK oluşturmaktadır. Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesi ile HMB’ye e-beyanname ve bildirimlerin gönderimine ilişkin yetki verilmiştir. HMB söz konusu yetkisine istinaden 340, 346, 357, 367 ve 373 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğler ile uygulamaya ilişkin düzenlemeler getirmiştir (376 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği).

340 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği ile 01.10.2004 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan e-beyanname uygulamasının tanımı 532 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği ile 486 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğine eklenmiştir. Buna göre e-beyanname uygulaması vergi e-beyannamelerinin GİB sistemlerine elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin, 340 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ve ilgili diğer genel tebliğlerle belirlenen usul ve esaslar kapsamındaki yazılım, program veya uygulamaların tamamı şeklinde tanımlanmıştır. Başka bir ifadeyle e-beyanname uygulaması “mükelleflerin tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine elden veya posta ile verdikleri beyanname ve eklerini elektronik ortamda verebilmelerine olanak sağlayan bir düzenleme” olarak tanımlanabilir (GGM, 2004, s. 86). Ancak bugün itibariyle VEDOP-3 uygulaması kapsamında da belirtildiği gibi GİB’de “otomasyon kapsamına alınmayan birim kalmamıştır”. O halde e-beyanname uygulamasını

“mükelleflerin otomasyonlu vergi dairelerine verdikleri beyanname ve eklerini fiziki ortam yerine elektronik ortamda vermelerine olanak sağlayan düzenleme” olarak ifade edilebilir.

E-beyannamenin tanımının ardından amacına da yer vermek gerekmektedir.

E-beyannamenin amacı ilgili tebliğ maddesinde şu şekilde yer almaktadır:

“Mükelleflerin vergilendirmeye ilişkin ödevlerini yerine getirmede, gelişen bilgi işlem teknolojilerinden yararlanmak, vergi beyannameleri ile bildirim ve eklerinin kolay, hızlı, ekonomik ve güvenilir bir şekilde idareye intikalini sağlamak, vergi beyannamelerinin doldurulmasındaki hataları en aza indirerek mükellef mağduriyetini önlemek, vergi dairesinin beyanname kabul, tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemlerini azaltarak iş ve işlemlerini kolaylaştırmak ve diğer alanlarda mükellefe daha iyi hizmet vermesini sağlamaktır” (340 sıra No’lu VUK Genel Tebliği).

64

E-beyanname ile ulaşılmak istenen amaç yalnızca vergi mükelleflerinin beyanname verme yükümlülüğünü kolaylaştırmak değildir. E-beyanname ile aynı zamanda beyanname verilerinin elektronik ortama aktarılarak işlenebilir bir veri bankasına sahip olma amaçlanmaktadır (Doğan, 2015b, s. 30). Böylelikle elektronik vergi denetimine imkân sağlanabilmesi mümkündür. Öyle ki e-beyanname ve bildirimler VDKB tarafından gerçekleştirilen denetim işlemlerinde incelenecek mükelleflerin tespit edilmesine yönelik yapılan risk analizlerinde önemli bir veri oluşturmaktadır (Merter, 2016, s. 71).

E-beyannamenin vergi denetimlerine veri oluşturabilmesi için beyanname düzenleyen tüm vergi mükellefleri tarafından etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması gerekmektedir. Diğer taraftan e-beyanname uygulamasının başlangıçta mükelleflerin uyum sürecini sorunsuz bir şekilde geçirebilmeleri amacıyla isteğe bağlı olarak uygulandığı ve sonrasında 346, 373 ve 376 No’lu VUK Genel Tebliğleri ile e-beyanname alınması veya gönderilmesi uygulamasının yaygınlaştırıldığı ve zorunlu hale getirildiği görülmektedir (GGM, 2004, s. 87; Merter, 2016, s. 55).

Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin bu zorunluluğu getirmeye ve mükellef grupları, faaliyet konuları ile beyanname çeşitleri itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya HMB yetkilidir (340 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğ).

2004 yılında e-beyanname uygulamasına sekiz çeşit beyanname ile başlanılmış olup 2018 yılı itibariyle artık tüm beyannameler29 e-beyanname kapsamında elektronik ortamda alınabilmektedir (GİB, 2012b, s. 44). Elektronik

29 2018 yılı itibariyle Türk vergi sisteminde yer alan tüm gelir üzerinden alınan vergilerin beyannameleri (Yıllık Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Kurum ve Gelir Geçici Vergi Beyannamesi, Basit Usulde Ticari Kazanç Vergisi Beyannamesi, GMSİ Beyannamesi, MSİ Beyannamesi Ücret Gelirlerinin Vergilendirilmesine İlişkin Beyannameler, Diğer Kazanç ve İratlara İlişkin Beyannameler, Muhtasar Beyanname (G.V.K 94. Madde ve K.V.K 24. Madde)) tüm harcamalar üzerinden alınan vergilerin beyannameleri (KDV (1 ve 2 No’lu ), ÖTV (2a Beyannamesi de dahil), BSMV (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi), ÖİV(Özel İletişim Vergisi), ŞOV (Şans Oyunları Vergisi), Damga Vergisi Beyannameleri) ve tüm servet üzerinden alınan vergilerin beyannameleri (VİV (Veraset ve İntikal Vergisi) Beyannamesi (12.11.2018 tarihinden itibaren) elektronik ortamda verilmektedir. Bunların yanında, Noter Harcı Beyannamesi, Form Ba ve Bs, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (01.08.2020 tarihi itibariyle), Dijital Hizmet Vergisi Beyannamesi, Turizm Payı Beyannameleri (01.11.2019 tarihi itibarıyla), Geri Kazanım Katılım Payı Beyannameleri (01.04.2019 tarihi itibarıyla), (GGM, 2004, s. 86-87; GİB, 2011b, s. 40; Çelik, 2018, s. 106; GİB, 2018a, s. 88;

GİB, 2019b, s. 68; GİB, 2020a, 89).

Ayrıca elektronik ortamda ayrıca pişmanlık talepli beyannameler, düzeltme beyannameleri, kıst dönem beyannameleri ile ölüm halindeki kıst dönem beyannameleri, Muhtasar ve Prim Hizmet beyannameleri de verilmektedir (368 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğ; GİB, 2005, s. 102-103; GİB, 2017a, s. 95; GİB, 2018a, s. 88; GİB, 2020c, s.3).

65

ortamda gönderilen beyanname ile kâğıt ortamında gönderilen beyanname arasında hukuki sonuçları itibariyle hiçbir fark bulunmamaktadır (340 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği).

Kâğıt beyanname ile e-beyanname arasında hukuki sonuçları itibariyle bir fark bulunmasa da beyannamenin gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar farklılık göstermektedir. Mükellefler tarafından e-beyanname gönderilmesinde uyulacak usul ve esaslar 340 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde düzenlenmektedir. Buna göre;

elden teslim edilen beyannameden farklı olarak e-beyannamenin gönderilmesi ve onaylanmasın ilişkin tüm süreçler elektronik ortamda gerçekleşmektedir. Elektronik beyannamelerde bir hata tespit edilmesi halinde, sistem üzerinden mükellefe veya meslek mensubuna hatanın kaynağına ilişkin bir bildirim gönderilmektedir.

Böylelikle hatalı beyanname düzeltilerek tekrar sisteme yüklenebilmektedir. Aynı şekilde e-beyannamelerin herhangi bir matematiksel hata içerip içermediği ve geçerlilikleri de sistem tarafından saptanmaktadır. Bu yönde bir hata içermediği sistem tarafından ortaya konulan beyannameler mükellef veya meslek mensubunun onayına sunulmaktadır. Onaylanma işleminin tamamlanmasıyla birlikte sistem üzerinden elektronik tahakkuk fişi tertip edilip mükellef veya meslek mensubuna gönderilmektedir. Eğer ki teknik arızalar nedeniyle beyannamenin elektronik ortamda gönderilmesi mümkün değilse beyanname kanuni sürenin son gününe kadar bağlı bulunulan vergi dairesine posta yoluyla taahhütlü olarak gönderilebilmekte veya elden verilebilmektedir.

Elektronik ortam üzerinden beyannamenin gönderilmesi mükelleflerin vergi uyumunu kolaylaştırıcı bir uygulama olmasının yanında vergi denetimine de işlerlik sağlayacak bir potansiyeli de içinde barındırmaktadır. Vergi sisteminin beyan esasına dayalı olduğu hususu dikkate alındığında e-beyanname uygulamasının elektronik vergi denetimlerine önemli faydasının olacağı düşünülebilir. Bu faydasını destekleyici nitelikte 2020 faaliyet raporundaki “elektronik beyannameler sayesinde denetim, arşivleme ve istatistiksel analiz işlemleri kolaylaşmış bu durum idarenin işleyişini hızlandırmakla birlikte idareye zaman ve mekân tasarrufu da sağlamıştır”

ifadesi örnek gösterilebilir (GİB, 2020a, s. 88). Ayrıca e-beyanname uygulamasıyla oluşturulan beyanname veri tabanı sayesinde vergi mükelleflerinin elektronik

66

ortamda takibe alınması mümkündür. Böylelikle beyanlardaki çarpıklıkların ve riskli mükellef ve sektörlerin belirlenmesi olanağı sağlanmaktadır (Türk, 2010, s. 98).

E-beyanname uygulaması sayesinde elektronik ortamda yapılacak ön incelemelerle mükelleflerin e-beyanname verirlerken yapacakları hata ve hileler daha kolay tespit edilecek ve önlenebilecektir. Dolayısıyla beyannamede yapılan bir hata nedeniyle mükellefe vergi cezası kesilmesi ve bu tür hatalar nedeniyle yapılacak vergi denetimleriyle zaman kaybedilmesi önlenmiş olacaktır. Ayrıca vergi inceleme elemanları çok sayıda beyannameyi manuel olarak incelemek zorunda olmadıklarından beyannameler üzerindeki denetimler daha hızlı ve daha az hatayla tamamlanabilecektir. Ayrıca beyanname vermek üzere vergi dairesine gidilmesi zorunluluğunun ortadan kaldırılması ile mükelleflerin ve vergi dairesinde çalışan personelin zamanını daha etkin bir şekilde değerlendirmesi sağlanabilecektir (Topkan, 2016, s. 163).