• Sonuç bulunamadı

1.3. YOLSUZLUĞA ZEMİN HAZIRLAYAN FAKTÖRLER

1.3.1. Ekonomik Faktörler

1.3.1.3. Ekonomik Büyüme ve Yatırımlar

Ekonomik büyüme ve yolsuzluk arasındaki ilişkiye yönelik genel kanı, bu iki değişken arasındaki ilişkinin negatif yönlü olduğudur. Bazı çalışmalara göre negatif yönlü bu ilişkide yolsuzluklar ekonomik büyümeyi azaltırken, bazı çalışmalara göre ise ekonomik büyüme yolsuzluklara zemin hazırlayan faktörlerden bir tanesidir. Bardhan (1997)’a göre sürdürülebilir ekonomik büyümenin yakalandığı ülkelerde, üreticiler ve kamu zenginleşir. Zenginleşen kamu, istihdam ettiği kamu görevlilerine tatmin edici maaş artışı yapma imkânını bulur. Böylece kamu görevlisinin yolsuzluk yapma isteği ve motivasyonu azalmaya başlar. Sonuç olarak yolsuzluk düzeyi azalma eğilimine girer.

Düşük ücretli kamu çalışanlarının yolsuzluğa daha yatkın olacağını belirten yazar, Şekil 1.5 yardımıyla, ekonomilerde yolsuzluk düzeyinin, rüşvet alan kamu çalışanı sayısı ve rüşvet alınıp alınmadığının bilinmesine bağlı olarak, nasıl farklılaşacağını göstermektedir.

Şekil 1.5: Yolsuzluk ve Çoklu Denge

Marjinal Fayda

M Eğrisi A B

N Eğrisi

C

0 n

Kaynak: Bardhan, 1997:1331

Şekilde orijin ile yatay eksen üzerindeki herhangi bir nokta arasındaki mesafe, rüşvet aldığı bilinen toplam kamu görevlisi oranını göstermektedir. Orijinde, hiçbir görevli rüşvet almamaktadır. Yatay eksendeki n noktasında ise tüm görevliler rüşvet almaktadır. M ve N eğrileri, sırasıyla, rüşvet alan ve almayan kamu görevlisinin

marjinal faydasını ifade etmektedir. M ve N eğrisinin orijinden başlandığı noktalar için, N eğrisi, rüşvet almayan memurların faydasının, rüşvet alan memurlara oranla daha fazla olacağını göstermektedir. N eğrisini üzerinde sağa doğru hareket ettikçe yozlaşan kamu çalışanı sayısı artmakta, rüşvet alan her bir kamu görevlisinin marjinal faydası azalmaktadır. Tüm kamu memurlarının rüşvet aldığı durumda ise, N eğrisi negatif değer almakta, yani rüşvetçi kamu çalışanlarının marjinal faydası negatif olmaktadır.

M eğrisinde rüşvet alan kamu çalışanı sayısı arttıkça, eğri ilk önce artmaktadır.

Çünkü rüşvet almanın ortaya çıkarılma olasılığının azalması, ortaya çıkarıldığında itibar kaybının düşük olması gibi faktörler gösterilebilir. Rüşvet alan kamu çalışanı sayısı belli bir sayıyı aştıktan sonra, M eğrisi artarak azalan bir eğri konumuna gelir. Çünkü M eğrisinin en yüksek noktasında rüşvet alımından elde edilen fayda maksimum olur. Bu noktadan sonra ilave rüşvet alımı pozitif olsa bile elde edilen toplam fayda azalmaya başlar. Bunun sebebi, rüşvet alan kamu çalışanı sayısı arttıkça, rüşvet alan her bir kamu çalışanının elde edeceği rüşvet miktarı ve bundan elde edeceği fayda düzeyinin azalmasıdır.

Grafikte üç denge noktası gösterilmektedir. Bunlardan A ve C noktaları durağandır. A noktasında hiçbir kamu memuru rüşvet almamakta ve bu nedenle de hiç kimse herhangi bir kamu memuruna rüşvet vermemektedir. A noktasının aksine C noktasında, bütün kamu çalışanları rüşvet almakta ve rüşvetçi olmayan hiçbir kamu memuruna ödeme yapılmamaktadır. B noktasında ise kamu çalışanı rüşvet alma ile almama arasında kayıtsız kalmaktadır. Eğer ilave bir kamu çalışanı daha rüşvet alırsa, B noktasındaki memur rüşvet alacak; ilave bir daha memur rüşvet almazsa, B noktasındaki memur da rüşvet almayacaktır. Bu koşullara göre ülke ekonomisi yüksek yolsuzluk düzeyinde ise C noktasına doğru, yani yüksek yolsuzluk durağan düzeyine doğru hareket edecektir. Ülke ekonomisi düşük yolsuzluk düzeyine sahipse, A noktasına doğru hareket edecektir. Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme oranını yakalayarak kamu çalışanlarına ödenen ücretin yükseltilmesi, ülkenin A noktasında dengeye gelebilmesinde önemli rol oynamaktadır.

Ekonomik büyüme ile yolsuzluk ilişkisini inceleyen Husted(1999), kişi başına GSYİH’daki artışın ülkelerdeki yolsuzluk düzeyini önemli ölçüde azalttığını tespit etmiştir. Çalışmaya göre gelir artışı ile sağlanan refah artışı yolsuzluk düzeyi ile

mücadelede çok önemli bir araçtır. Benzer bir sonuca yolsuzluğun temel belirleyicilerini ortaya koymaya çalışan Park (2003)’da ulaşmıştır. Bir diğer çalışmada, Treisman (2000)’ın aynı yöndeki bulgularını destekleyen Montinola ve Jackman (2002), var olan sosyo-ekonomik farklılıkların, ülkelerdeki yolsuzluk düzeyini farklılaştıracağını ortaya koymaktadır. Çalışmaya göre ekonomik büyüme yolsuzluk düzeyini azaltırken, düşük kişi başına gelire sahip ülkelerdeki yolsuzluk düzeyi, yüksek kişi başına gelire sahip ülkelere kıyasla daha yaygındır.

Yukarıda özetlenen çalışmalardan farklı olarak, ekonomik büyüme ile yolsuzluk arasındaki ilişkiyi inceleyen Paldam (2002)’a göre, bu iki değişken arasındaki ilişki karşılıklıdır. Şekil 1.6 iki değişken arasındaki bu ilişkiyi göstermektedir.

Şekil 1.6: Ekonomik Büyüme ve Yolsuzluk

Kaynak: Paldam, 2002:218

Şekil yolsuzluğun nasıl bir nedensel desene sahip olduğunu ifade etmektedir.

Buna göre, yolsuzluk olgusu üstünde etkili olan milli gelir (GSYİH), içerisinde yatırımları ve ekonomik büyümeyi barındırır. Bu değişkenler ise yolsuzluk üzerinde etkisi olan enflasyon, ekonomik regülâsyonlar, demokrasi ve kültür değişkenlerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Dolayısıyla ekonomik büyüme aslında yolsuzluklar

Demokrasi GSYİH

kompleks

Kültür Regülâsyon Enflasyon

Yolsuzluk

Büyüme Göz ardı edilen

değişkenler:

fiziksel ve beşeri sermayeye

yatırım

üzerinde hem etki eden, hem de yolsuzluklardan etkilenen değişkendir. İçerisinde ekonomik büyüme ile birlikte tüm değişkenleri içeren kompleks yapıdaki GSYİH ise yolsuzluk üzerinde etkisi en fazla olan en büyük değişkendir. Bu en önemli değişkendeki artış ise ekonomik büyüme olarak tanımlanabilmektedir.

Şekil 1.6 ekonomik büyümenin yanı sıra yatırımların da yolsuzluk düzeyi üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Şekilde fiziksel ve beşeri sermayeye yatırım şeklinde tanımlanan yatırımların kompleks yapıdaki GSYİH’yı, GSYİH’nında yolsuzlukları etkilediği görülmektedir. Gerçekten de sermaye yoğun özellik taşıyan altyapı ve sağlık yatırımları yolsuzluk için önemli fırsatlar doğurur (Mauro, 1997).

Goel ve Nelson (2010), yolsuzlukların tarihi coğrafik nedenlerini belirlemeyi amaçladığı çalışmada, özellikle kamu kaynaklı yatırımların yolsuzluk düzeyini arttırdığını tespit etmiştir. Buna göre kamu kaynaklı yatırımlar ve kamunun yabancı yatırımlar için uyguladığı regülâsyonlar yolsuzluklar için fırsat yaratmaktadır.