• Sonuç bulunamadı

II. DİL VE ÜSLÛP ÖZELL II. DİL VE ÜSLÛP ÖZELL

II. DİL VE ÜSLÛP ÖZELLİİİİKLERİKLERİKLERİKLERİ

Râz-nâme dil bakımından 15. yüzyılın dil hususiyetlerini barındıran bir eser-dir. Eserde bol miktarda Arapça ve Farsça kelime ve terkip kullanılmıştır. Özellikle kasidelerde dilin daha da ağırlaştığı görülmektedir.

Sālār-ı dín ü şāh-ı rüsül hādí-i sebíl Leşker-keş-i velāyet-i cān ŝāģib-i livā (33)

İy burāķ-ı berķ-seyrüñ cilve-gāhı lā-mekān Ģāşe kim ola ĥar-ı cÌsí anuñla hem-cinān (70)

Ger itse tír-i ġamze-i ġılmāndan iltimās Gísū-yı ģūr-ı ĥuld olur idi zihí kemān (118)

Eser boyunca aşağıda aktardığımız beyitler gibi bazen Türkçe kelimelerin ağırlık kazandığı beyitler bulunmakla beraber ekseriyetle beyitlerin kuruluşunda Arapça ve Farsça kelimelerin üstünlüğü söz konusudur. Hatta Türkçe kelimelerin Arapça ve Farsça kelimeler arasında sıkıştığı söylenebilir. Bunda şairin İran asıllı oluşunun etkisi olduğu kadar XV. yüzyılda edebiyat dilinde meydana gelen değişik-liklerin de etkisi düşünülebilir.

Ol ķapuya yüz šutan olmadı red

Ol ķapudan irişür her dem meded (325)

Ķırķ birinci gün olıncaķ meger Gördi anı Mūsí-i peyġāmber (334)

Düşmen öldügine olmañ şād-mān Kim size daĥı ecel virmez amān (807)

Eser bir mesnevî olmasına ve özünde mesaj verme kaygısı taşımasına rağmen dil açısından yalın değildir. Hikemî bir üslûpla yazılan Raz-nâme’de bu üslûbun ağır-lığı bütün metne yayılmıştır. Birçok yerde hikâyelerin içinde bile ayrı başlıklarda verilen nasihatlere paralel olarak birtakım öğütler verilmiş, ayrıca “Makâlât” başlığı altında nasihatler için müstakil bölümler oluşturulmuştur. Bu bölümlerde muhatabın dikkatini çekmek amacıyla çokça hitaplara başvurulmuştur.

İy giriftār-ı hevā vü ģırŝ u āz

c

c

Ādet eyle eylügi iy pāk-dín

Ger işitdüñse yuģibbü’l-muģsinín (298)

Serverācucb āfetinden zínhār

Ģāżır ol kim olmayasın ĥvār u zār (380)

İy muģabbet meclisinde lāf-zen

Kāli ķo kim ehl-i ģālüñdür bu fen (539)

Doğrudan hitapların olmadığı yerlerde ise sanki okuyucu ile konuşuyormuş, söyleşiyormuş havası hissedilmektedir.

Ġāfil olma imtiģānından añun Pāymāl it yolına cān u tenüñ (553)

Ģāżır ol zehr-i helāhildür günāh Tevbe tiryākin irür olma tebāh (779)

Eserin dilinde her ne kadar Arapça ve Farsçanın ağırlığı hissedilse de eser di-daktik mahiyette olduğu için üslûp olarak kapalı değildir. Hikemî tarzın da etkisiyle bolca hikmetli ve uyarıcı sözle karşılaşılan eserde şair söylediklerinin tesirini arttır-mak için zaman zaman benzetmelere başvurarttır-makta ve bu benzetmeler vasıtasıyla da karşılaştırmalar yapmaktadır. Bazen de kıyaslamaları örneklemeler vasıtasıyla dile getirmektedir.

Didi cālem kim görirsin āşikār

Naĥle beñzer mūmdan iy iĥtiyār (197)

Ŝūret-i ĥoş-reng ü naķşı dil-firíb Şekl-i nāzük hey’eti ĥūb u ġaríb (198)

Senden öñdin şāhlardan gāh gāh Fikr it kim dutdular taĥt u sipāh (359)

Ķanı Efrídūn ķanı Nūşín-revān Níş oldı cāķıbet nūş-ı revān (360)

c

Ucb iblísi iletdi lacnete

Lāyıķ olmaz cucb ehli raģmete (379)

Eserde çok sık olmamakla birlikte bazı arkaik kelimeler de yer yer kullanıl-maktadır. Bunlardan tespit edilebilenler şunlardır:

düzet- (113) iñen (151

debret- (153) öri šur- (209)

ayruķ (233) ŝuvar- (317) etmek (336) peyice (373) šolın- (513) uyar- (555) ır- (591) dinil- (653) irür- (769) terre (869) irgür- (925) tekyelen- (975)

Gülşenî, eserine canlılık katmak ve sözlerinin tesirini arttırmak maksadıyla birçoğu bugün de kullanılmakta olan deyimleri eserinde yer yer kullanmıştır. Eserde tespit edilebilen deyimler şunlardır:

Eşiğine yüz sür- (19/367) akıl ver- (32)

elinden tut- (43/136) ömrü yele ver- (159)

yele ver- (179) dil bağla- (205)

ateşe (oda) yan- (243) gözleri uykuya hasret kal- (260)

yüz sür- (291/677) âlemi tut- (349)

âbâd ol- (350) cānına ateş düş- (393)

yolunda feda ol- (421) sır sakla- (491)

yoldan ilet- (670) aman verme- (699)

el uzat- (800) dil uzat- (840)

elini yu- (916) dünyadan sefer et- (945)

Şair kimi yerlerde atasözlerinden istifade ettiği gibi, pek çok yerde ise kelâm-ı kibar kabilinden sözleri çağrkelâm-ıştkelâm-ıracak sözler kullandkelâm-ığkelâm-ı da görülmektedir. Özellikle nasihat içeren bölümlerde bu tür sözlere daha sık rastlanmaktadır.

Šāmic andan bí-ĥaber durur meger

Niçe az aŝŝıdan irer çoķ żarar (488)

Şöyle naķl itdi sözi ŝāģib-ĥaber

Nefc itmez cilm olmasa camel

Aġzı datlu eylemez nām-ı casel (546)

Budur āyín-i cihān-ı bí-śebāt

Her ģayātuñ āĥiri olur memāt (705)

Ģālet-i dünyā caceb ģālet durur

K’āĥiri her vuŝlatuñ firķat durur (736)

III. MUHTEVA III. MUHTEVA III. MUHTEVA III. MUHTEVA

Râz-nâme muhteva itibariyle dinî, ahlâki ve tasavvufî yapıda didaktik bir eserdir. Şair eser boyunca ölüm, dünya ve dünyanın geçiciliği, tevazu, kibir, sadakat ve doğruluk, fakr gibi hususlardaki duygu ve düşüncelerini dile getirmektedir. Eserin kuruluşunda takip edilen yola göre Gülşenî önce bir veya birkaç hikâye anlatmakta, sonrasında bu hikâyelerde işlenen konulara bağlı olarak değişik fikirler öne sürüp nasihatlerde bulunmaktadır.

Eser boyunca üzerinde çok yoğun bir şekilde durulan asıl konu dünyanın ge-çiciliği ve aldatıcılığıdır. Şair bu konuda değişik misallerle okuyucuya mesajını ilet-meye çalışmıştır.

Nicelerden girü ķalmışdur cihān

Sen ŝanursın kim seni gördi hemān (164)

Reng ü būy u naķş-ı cālemdür mecāz Ŝanma kim taģķíķdür iy ser-firāz (201)

Uyĥudan uyandı çünkim pír-i kār Cümle eşġālini itdi tār u mār (233)

Kibir ve kendini beğenme de şairin sıklıkla üzerinde durduğu konulardandır.

c

Ucbı terk it kim getürür şūr u şer Ehlin eyler şāh-ı maġribden beter (377)

Ādemíseñ naĥveti ķo iy fetā

c

Ādet-i iblís durur kibr ü ibā (409)

Buna mukabil pek çok yerde alçakgönüllük üzerine vurgu yapılmaktadır. Meskenetden ādeme irdi meded

Kibrden dív oldı merdūd-ı ebed (408)

Baģrdür cālem vücūduñ ķašredür

Meskenet göster kim ola ķašre dür (435)

Gūş šut her ķanda k’ola dürr-i pend

Meskenetden dem ur olma ĥōd-pesend (963)

Aşağıdaki beyitlerde adaletin önemi ve zulmün fenalığı konuları işlenmektedir.

Ĥāne-i cadli idin cāna ģiŝār

Žulm bünyādın ĥarāb it zínhār (347)

c

Adl ü dād it kim şeh-i bā-cadl ü dād İki cālemde bulur kām u murād (348)

c

Adl-ile šutdı šutanlar cālemi

c

Adl eyler şāha bende ādemi (349)

c

Adl-ile šurdı zemín ü āsumān

c

Adl-ile ābād olur mülk-i cihān (350)

Hırsın ve açgözlü olmanın kötülüğü, insanı ne hallere soktuğu ve terk edilme-siyle ilgili de eser boyunca pek çok yerde şair duygu ve düşüncelerini aktarmaktadır.

İy giriftār-ı hevā vü ģırŝ u āz

c

Ömr kūtāh u emel dūr u dırāz (236)

Ģırŝ olursa díde-i caķla ģicāb

Şaĥŝ eger símurġ ola eyler źübāb (473)

Şöyle ŝanmaġıl bu nefs-i šāmici Kim ola bir ĥışt-ı zerrín ķānici (672)

Şair sırrı aşikâr etmemek ve susmak bahislerini de eser boyunca yer yer işlemektedir. Ŝaķlayan rāzın peşímān olmadı

Didügi sözden períşān olmadı (491)

Gevher-i nā-süftedür rāz-ı derūn

Ĥvār olur ĥar-mühreden düşse bírūn (505)

Ĥāmuş ol kim ŝamt iy ŝadr-ı kibār Ehl-i heybet cāhile olur vaķār (525)

Bí-te’emmül urmaġıl güftār u dem

Çekmeyesin tā kim ol demden nedem (527)

Şair, eserin son nasihat bölümü olan “Der Mevciža Gūyed” başlıklı 955 ile 979. beyitler arasında yer alan bölümünde, Allah yolunda çalışmak ve gayret etmenin önemi, gönül ehli insanlarla beraber olma, nefsin isteklerine uymama, ilim ehline danışarak iş yapma ve ilim ehliyle hemhal olma, sözünde durma ve doğruluğun fazi-leti, nasihatlara kulak verme, alça gönüllü olup kibirli davranmama, Allah’tan gelen belâlara sabır gösterme, şükretme, insanların ayıplarını örtme, yalan söylemeyi ve kötü sözler etmeyi terk etme, kin ve hasetten uzak durma, mal, makam ve dünyanın gelip geçiciliği, farz ve sünnetlere sarılma, tövbenin önemi, kişinin sonundan endişe etmesi, amellere güvenmeme ve her işte Allah’ın rızasını gözetme gibi eser boyunca işlenmiş birçok konuya birer ikişer beyitle temas ederek eserin âdeta bir özetini yap-maktadır.

Benzer Belgeler