• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELİŞİN

3. ÇEVRESEL NEDENLER

3.2. Enerjinin Çevre ve İnsan Sağlığına Etkileri

3.2.1. Enerjinin Çevre Sağlığına Etkileri

3.2.1.4. Diğer Çevresel Etkiler

21. yüzyılda da küresel sıcaklık değişimlerinin ve buna bağlı deniz seviyesi yükselmelerinin (örneğin, Kuzey Buz Denizi yok olma tehlikesi altında kalacaktır.) devam edeceğini vurgulayan Raporun verilerine göre, 1850’den bu yana yaşanan en sıcak 12 yılın 11’i 1995 yılından sonra yaşanmıştır.74

Şimdi de, ağırlıklı fosil yakıt kaynaklı enerji kullanımın yol açtığı iklim değişikliği dışındaki çevresel etkilere göz atalım.

Havaküredeki kirleticiler, ağaçları öldürüp, büyük ormanlık alanlara zarar vermektedir. Ayrıca bu kirleticiler yaprakların üzerinde bulunan ve fotosentez (bitkilerin besinlerini üretme yöntemi) olayının gerçekleşmesine ya da soluk almalarına yarayan küçük delikleri tıkayarak (bitkilerin besinleri parçalayarak enerjiye dönüştürme yöntemi), onların canlı kalmalarını engellemektedir.78

Kirli havakürenin diğer bir etkisi ise asit yağmurlarıdır. Kükürtdioksit ve azotoksit gibi zararlı gazların ortaklaşa neden olduğu asit yağmurları (Petrol ve kömür kullanımından kaynaklanan kükürtün, kükürtoksit şeklinde havaya karışımı ile oksitlenme işi devam eder ve kükürt başka bir bileşim olan kükürt-trioksite (SO3) dönüşür. Sonunda, yağmur suları ile birleşerek sülfirikasiti oluşturur. Yağmurun asit içermesi bu yüzdendir.79) ve asitleşme olgusu son yıllarda dünyanın gündemindeki en önemli çevre sorunlarından biridir. Yok olan bu ormanların çoğu düşük kaliteli tarım toprağına dönüşmekte, onu işleyen çiftçileri besleyememektedir. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika’da asit yağmurları gölleri öldürmekte, ulusların sanat ve mimari mirasına zarar vermektedir.80

Asit yağmurları, bitki ve ağaç yapraklarını yakmakta, topraktaki minerallerin erimesine yol açmaktadır. Bitkiler ise eriyen bu minerallerden kendilerine zararlı olanlarını süzüp, eleme yapamazlar. İşin en kötü yanı ise, toprağın kendisinin çok asit barındırıp, değişik ürün ve büyük miktarlarda üretim yapmaya elverişsiz hale gelmesidir.81 Özellikle kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan havaya atılan

78 O’M John Bockris, T. Nejat Veziroğlu, Debbi Smith, a.g.k., s. 18-19.

79 a.g.k., s. 17.

80 DPT, Enerji Üretiminde Çevre Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, a.g.k., s. 22.

kükürtdioksit, azotoksitler ve karbon gazları, yağmur damlaları ile birleştirilerek sırayla sülfürikasit, nitrikasit ve karbonikasit oluşturur. Fosil yakıt kullanımındaki artış, asit yoğunluğunu da artırır. Asit yağmurlarının zararları, ormanlarla sınırlı olmayıp, canlı varlıkların yanısıra, demiryolları, binalar, köprüler ve tarihsel kalıntılar gibi cansız varlıklar üzerinde de etkili olmaktadır.82 Bu etki sonucu doğan zararların telafi edilmesi için ise çok yüksek maliyetler ödenmesi gerekmektedir.

Asit içeren yağmurun değdiği, göl, nehir, orman, tarla, bina vb. yerler asitin aşındırıcı etkisi ile karşı karşıyadır. Asit yağmurları sonucu özellikle sudaki yaşam (flora ve fauna) bundan çok etkilenir. Çürüyen organik maddeler sudaki oksijen ile birleşir, böylece sudaki oksijen düzeyi düşer. Bu da sonuçta suları canlılar için yaşanmaz kılar. Örneğin, İsveç’te asit yağmuru nedeniyle 14 bin gölden 4 bininde balık türünden canlılar yok olmuştur.83 İyi korunan ormanlara sahip Avrupa’nın bütün ormanları kükürt birikiminden kaynaklanan asit yağmurları yıkımının etkisi altındadır. Bu nedenle, ormanların verimlilikleri %16 oranında azalmıştır.84

Asit yağmurları sadece ormandaki bitkileri öldürmekle kalmaz, aynı zamanda çiftlik ürünlerini de hem nicelik hem de nitelik açısından etkiler. Sebze ve meyveler daha küçük, çoğu zaman biçimsiz ve daha az besleyici olurlar. Asit, bitkilerin hastalıklara karşı da direncini azaltır ve bunun sonucu üretim azlığı ve daha kötü ürüne daha çok para ödenmesi durumu ortaya çıkar. Yapılan hesaplara göre, 1984

82 Halil Kumbur, Zafer Özer, Duygu Özsoy, Deniz Avcı, “Türkiye’de Geleneksel ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Potansiyeli ve Çevresel Etkilerinin Karşılaştırılması”, III. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi, Bildiriler Kitabı, 19-21 Ekim 2005, TMMOB, TÜBİTAK, Mersin Üniversitesi, Mersin, 2005, s. 33.

83 O’M John Bockris, T. Nejat Veziroğlu, Debbi Smith, a.g.k., s. 28-29.

84 Umur Gürsoy, a.g.k., s. 67.

yılında asit yağmurlarına bağlı olarak ABD’deki çiftlik ürünlerinde görülen zarar 8,2 milyar ABD doları olmuştur.85 ABD, Çin ve Rusya Federasyonu dünyada asit yağmurlarına en çok katkıda bulunan ülkelerin başında gelmektedir.86

Küresel iklim değişikliklerine ek olarak deniz kirliliği, tarım ve yerleşime ayrılan alanların kullanılması ve kirliliğin artması, radyasyon ve radyoaktivite, katı atık depolama sorunları, ozon tabakasında incelme87, toprak kirliliği, toprak kalitesinin düşmesi, orman fakirleşmesi, toz ve manzara değişmeleri, su kirliliği, emisyon yoluyla havanın kirlenmesi, gerek enerji akışı, gerekse enerji üretimi, dönüşümü ve tüketiminin çevre üzerindeki olumsuz etkilerindendir.88 Endüstriyel etkinlikler sonucunda, her yıl atmosfere yaklaşık 20 milyar ton karbondioksit, 100 milyon ton kükürt bileşikleri, 2 milyon ton kurşun ve diğer zehirli kimyasal bileşikler salınmaktadır. Tüm bu faaliyetlerin insan ve çevre için büyük bir tehlike oluşturması nedeniyle enerji politikalarının belirlenmesinde enerji ve çevre faktörünün birlikte ele alınması gerekmektedir.89 Tüm dünyada karbondioksit emisyonu artışının sınırlandırılması sorun olup, çözüm yollarından biri yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının geliştirilmesidir.

Bir başka kirlilik de petrolün denizlere çeşitli nedenlerle (savaş, kaza, yükleme ve boşaltım vb.) dökülmesi ile ortaya çıkmaktadır. Petrole dayalı ulaşım

85 O’M John Bockris, T. Nejat Veziroğlu, Debbi Smith, a.g.k., s. 31.

86 Tülay Selici, Zafer Utlu, Nadir İlten, “Enerji Kullanımının Çevresel Etkileri ve Sürdürülebilir Gelişme Açısından Değerlendirilmesi”, a.g.k., s. 49.

87 Altan Bayram, Senem Bulut Bayar, “Türkiye İçin Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Enerji Politikaları”, III. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu Bildiri Kitabı Cilt II, İTÜ, Temiz Enerji Vakfı, İGDAŞ, İstanbul, 2000, s. 770.

88 Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, Türkiye’nin Çevre Sorunları, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, Ankara, 1983, s. 208-210.

modelleri sürdükçe de denizlerdeki kazasal ya da kullanımsal petrol kirliliği devam edecek ve ekosistemi tehdit etmeyi sürdürecektir.90 Petrol dökülmesi ve fosil yakıtların yanmaması sonucu çevreye atılan yaygın organik kirleticiler (polisiklik aromatik hidrokarbonlar) çevrede uzun süre kalmaları ve birikimleri sonucu denizleri, akarsuları, içme suyu kaynaklarını ve sahilleri kirleterek çevrenin zarar görmesine neden olurlar ve biyolojik dengeyi önemli ölçüde etkilerler. (ışığın geçişini azaltma, deniz kuşlarına zarar verme, zehirlenme, kanserojen etki gibi)91

Kömür, kirlenme açısından petrolden çok daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Kömür, karbondioksit sorununu gündeme getirmesinin yanısıra sülfirikasit oluşmasına da neden olmaktadır. Ayrıca, ortaya çıkacak olan uçuşan kül sorunu ve giderek artan oranlarda havaya karışan maddeler hava kirliliğinin oluşumuna neden olmaktadır.92

Doğal gazın yanması sırasında NOx’ler açığa çıkmaktadır. NOx’in canlılara ve ekosisteme etkileri kömür ve petrolden kaynaklanan NOx’lerle aynıdır. Doğal gazın bir diğer önemli tehlikesi ise, diğer gaz yakıtlarda da olduğu gibi belirli oranlarda hava ile karışması halinde patlayıcı olmasıdır.93

Öte yandan, 1986 Çernobil faciasına kadar sorunsuz olduğu, kaza riskinin sıfır olduğu, atık sorunu olmadığı kabul edilen nükleer teknolojisinin, güvenli olmadığı, geçmişte çok sayıda ölümlü kazaya yol açtığı; nükleer santral çevresinde

90 O’M John Bockris, T. Nejat Veziroğlu, Debbi Smith, a.g.k., s. 19.

91 Örgen Uğurlu, a.g.k., s. 149.

92 O’M John Bockris, T. Nejat Veziroğlu, Debbi Smith, a.g.k., s. 17.

93 Örgen Uğurlu, a.g.k., s. 141.

ve çalışanlarında kanser riskinin yüksek olduğu artık bilinmektedir. Nükleer santrallerden çıkan radyoaktif atıkların güvenli bir biçimde depolanması bugün teknolojik olarak mümkün değildir.94

Sonuç olarak, fosil yakıtların toplam maliyeti hesaplanırken, göz önünde bulundurulması gereken en önemli parametrelerden biri de bu yakıtların çevre üzerindeki etkileri ve zararlarıdır.95 Bu sorunlar dikkate alındığında daha ekonomik olduğu söylenen fosil yakıtlara göre karbonsuz olan yenilenebilir yakıtların daha ekonomik olduğu görülecektir.