• Sonuç bulunamadı

132

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AB-GÜNEY KORE STA’SI

133

1980’li yılların sonunda iki tarafın ilişkisinin yüksek bir seviyeye taşındığı görülmektedir. 1989 yılının Ekim ayında iki taraf ilk defa yüksek seviye hükümetlerarası diyaloğu başlatmışlardır. 1990 yılının Ocak ayında ise Güney Kore’nin başkenti Seul’de AB temsilciliği ofisi açılmıştır. Maastricht Anlaşması sonrasında küresel siyaset alanında daha özgüvenli bir siyaset izlemeye başlayan AB ile Güney Kore arasındaki ilişkilerin ağırlığı, Güney Kore ile AB üyesi ülkeler arasındaki ikili ilişkiyi geride bırakmıştır. Hem Güney Kore hem de AB tarafı, AB’nin üye devlet düzeyinden daha çok AB düzeyinde kurumsal bir ilişki kurulmasını tercih etmeye başlamıştır. Bunun sebebi, AB’nin kurumsal yapısı ve ilişkilerin yetki devri ve entegrasyonun daha yoğun olduğu ekonomi gibi konularda yoğunlaşmasıyla açıklanabilir.

1990’lı yıllarda Güney Kore ve AB daha geniş bir diyalog fırsatı elde etmiştir. Asya-Avrupa Toplantısı (The Asia- Europe Meeting – ASEM)177 ve OECD gibi uluslararası kuruluşlar altında gerçekleşen faaliyetler buna örnek olarak gösterilebilir. Güney Kore 1996 yılında başlayan ASEM sürecinde en aktif üye ülkelerden birisi olagelmiştir. 1996 yılında OECD üyesi de olan Güney Kore, çeşitli OECD toplantılarında AB ve üye ülkelerle irtibat alanlarını artırmıştır. İki tarafın ilişkisi bakımından 90’lı yıllarda alınan en önemli sonuç ikili ilişkilerin güçlü hukuksal ve kurumsal temelinin oluşturulmasıdır. İki taraf 1996 yılında Ticaret ve İşbirliği Çerçevesi Anlaşmasını imzalamış ve Siyasi Diyalog Hakkında Ortaklık Bildirgesi’ni onaylamıştır. Bu ikili ilişki 2009 yılında sonuçlanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA)

1771996’da kurulan ASEM (The Asia-Europe Meeting), Asya ve Avrupa arasındaki işbirliğini sağlamaya yönelik kurulmuş hükümetlerarası bir oluşumdur. ASEM, ilk kurulduğunda 15 AB üyesi ve 7 ASEAN ülkesinin yanında Çin, Kore, Japonya ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşmuştur. Daha sonra genişleyen ASEM’in mevcut durumda 30 Avrupalı, 21 Asyalı ülkenin yanında Avrupa Birliği ve ASEM Sekreteryası dahil olmak üzere 53 partneri bulunmaktadır. ASEM’in kendisi hakkındaki açıklamasında siyasi, ekonomik, finansal, sosyal kültürel ve eğitim gibi ortak çıkarların bulunduğu konularda tarafların karşılıklı saygı ve eşit partnerlik anlayışıyla hareket ettiği belirtilmektedir.

Ayrıntılı bilgi için bkz: https://www.aseminfoboard.org

134

ve 2010 yılında imzalanan yeni Çerçeve Anlaşması ile 2014 yılında imzalanan Kriz Yönetim Faaliyet Katılım Anlaşmasına kadar uzanmıştır. Mevcut durumda iki taraf arasında zirve toplantısı dahil 30 adet çeşitli düzeylerde görüşme ve toplantı yapılmıştır.178

Güney Kore genellikle STA yapmaya diğer Asya ülkelerine kıyasla daha yavaş başlasa da STA yapma gayreti hızlı sonuçlar vermiştir. Güney Kore, 2000’li yılların ortasına kadar daha ihtiyatla yaklaşsa da giderek artan düzeyde müzakereler yapmış ve Şili, Singapur, ETFA ve ASEAN ile STA’larını tamamlamıştır. Güney Kore’ye göre STA’nın anlamı sadece pazar açılışı veya yeni pazar elde etmek değildir. Güney Kore Hükümeti bu yeni ekonomi politikasında Güney Kore ekonomisinin yeni standartlarını ortaya koyarak ulusal sanayisinin verimliliğini artırmak ve Güney Kore iç pazarında rekabeti sağlayarak ekonomisini geliştirmeye çalışmaktadır. Güney Kore’nin yeni ekonomik politikasında STA’lar bu açıdan çok önemli bir işlev gören hukuki araçlar olarak belirlenmiştir. Bu manada AB, Güney Kore’nin ideal partneri olmuştur.

Güney Kore’nin daha önce edindiği STA tecrübelerinden ilkinde kolay bir süreç yaşanmıştır. Güney Kore ilk olarak Şili ile STA imzalamıştır. Şili ile imzalamasının sebebi, sanayi ürünleri ihraç edip hammadde ithal ederek birbirini tamamlar nitelikte bir dış ticaret ilişkisi olmasıdır; bu sebepten yerel sanayiye de etkisi azdır. Diğer hassas konu olan tarımda ise Şili’nin hem Güney Kore’ye mesafesinin uzak olması hem de farklı yarımkürelerde yer alması nedeniyle mevsimlerin ters olması ve dolayısıyla tarım ürünlerinin toplanma zamanları farklı olması ile yine etkisi kısıtlı kalmıştır. Dolayısıyla Şili ile STA müzakeresinde zorlayıcı başlıklar yer almamış ve

178Güney Kore- AB İlişkilerinin Özeti, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı Resmi Web Sitesi,외교부홈페이지(www.mofa.go.kr). 한-EU 관계개요

135

STA hakkında daha tecrübeli olan ülkeden bilgi alışverişi sağlanmıştır.179 Yine de Güney Kore’nin yaptığı ilk STA olması sebebiyle müzakere süre ve meclis onayının alınması uzun (3 yıl) sürmüş ve yapılan itirazlar (özellikle tarım alanında) daha sonraki STA’ların hazırlanmasına gerekli olabilecek önlemlerin alınmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca, sürecin kurumsallaşmasına da katkı sağlamış ve STA ile ilgili kişi ve grupların görüşlerini toplamak ve düzenlemek için Haziran 2004’te Müzakere Prosedür Tüzüğü oluşturulmuştur. ABD ile STA yapılırken ise Aralık 2011’de meclisin yetki alanlarını güçlendiren gözetim gibi faaliyetlerin eklendiği Dış Ticaret Müzakere Yasası oluşturulmuştur.180 AB ile STA yapılırken de bu yasal zeminler dayanak olarak kullanılmıştır.

Bu yasaların uygulamada nasıl ele alınacağı ile ilgili olarak cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle STA Müzakere Prosedürü Tüzüğü yayınlanmıştır. Buna göre, STA müzakereleri yapılırken, devletin karar alma prosedürü STA Çalışma Düzeyi Komitesi (Working Level Committee), STA Komitesi ve ekonomi ile ilgili bakanlar toplantısı şeklinde oluşturulmuştur. STA Komitesi altında STA sivil danışma komitesi oluşturulup özel sektörden kişilerin görüşleri alınmaya çalışılmıştır. Bu komiteye müzakerelere başlanmadan önce ise halka açık bir oturum yapıp sonucunu ekonomi ile ilgili bakanlar toplantısına verme zorunluluğu getirilmiştir.181

STA müzakere sürecinde özel sektör ile hükümet arasında iletişim, hükümetin inisiyatifiyle görüş toplama yönteminden özel sektör ile yapılan istişarelerin düzenli olmasına ve isteğe bağlı katılıma; ardında özel-kamu ortak kurumu oluşturularak bu

179한국무역협회국제무역연구원,한국 FTA 추진 10 년의발자취(Güney Kore STA’sının 10 Yılına Bakış,Korea International Trade Association, Institute for International Trade, Trade Focus, Vol.13 No.18. Nisan 2014, s.3).

180Ibid., s. 5.

181 Ibid., s. 14.

136

iletişimin devamlı hale gelmesine evrilmiştir.182 Bu sebeple, ilk olarak Şili ile müzakere yapılırken STA komitesinde yalnızca bir kısım ekonomik kuruluşların temsilcileri katıldığından özel sektörle hükümet arasındaki iletişim sınırlı olmuştur.

Ancak daha sonraki STA’larda özel sektörle hükümet arasındaki iletişim düzenli olarak gerçekleşmiş ve STA Sivil Danışma Komitesi ile beraber sivil toplumun kendi oluşturduğu STA Özel Tedbir Komitesi ve yurtiçinde özel sektör ve hükümetin birlikte yer aldığı STA Yurtiçi Tedbir Komitesi gibi mekanizmalar devreye girmiştir.

Bu mekanizmalardan, özel sektörün oluşturduğu STA Özel Tedbir Komitesi’ne Güney Kore’nin en büyük 5 özel ekonomik kuruluşu ortaklaşa başkanlık etmiştir. Bu komiteye sanayi kuruluşları, araştırma kurumları da dahil olmak üzere 42 kuruluş katılmıştır.183 Güney Kore-ABD STA’sından beri imalat sektörü, tarım, hizmet sektörü ve tüketici grubuna kadar geniş bir katılım sağlanmıştır. Herbir sektör ya da grup, STA’da müzakere edilen konularda, kendi aleyhlerine olabilecek durumları ve çeşitli konulardaki görüşlerini hükümetin müzakere delegasyonuna iletmiş ve bu şekilde sektörler arasında ortak bir anlayışın geliştirilmesine katkı sağlanabilmiştir.

Bu sayede Güney Kore -ABD ve Güney Kore -AB STA’ları tamamlandıktan sonra özel sektörün güçlü desteği halka iletilmiş ve STA’nın meclis onayından geçmesi için çaba gösterilmiştir. Bununla birlikte bu komite, STA imzalanan ülkelerin meclis üyelerine yönelik de ikna faaliyetleri düzenleyerek STA’nın gerçekleşmesinde önemli bir rol üstlenmiştir.184

İkili ilişkilerin bu kadar gelişmesinin sebepleri genel hatlarıyla Güney Kore’nin pazarının büyümesi ve dünya ekonomisinde önemli yer tutması, AB’nin Güney

182 Ibid., s. 16.

183 Ibid., s. 17.

184 Ibid. idem.

137

Kore’nin en önemli ekonomik ortağı olması, AB’nin normatif güç olarak uluslararası etkisinin artması ve uluslararası siyasi, ekonomik çevrenin değişimi ile iki tarafın işbirliğinin ihtiyacının artması olarak da özetlenebilir. Ancak ilişkilerin gelişmesinde yalnızca iki tarafın yaşadığı süreçler belirleyici değildir, dünyada ve bölgede yaşanan gelişmeler de ikili ilişkilerin üst düzeye çıkmasında önemli bir rol oynamıştır.