• Sonuç bulunamadı

2.1 DEĞERLER 11 

2.1.6. Değerlerin İşlevleri 31 

önem verme, demokrasi bilinci, dürüstlük, alçak gönüllülük, bağımsızlık, bağışlama, barış, bilimsellik, cesaret, cömertlik, çalışkanlık, dayanışma, doğa sevgisi, doğal çevreye duyarlılık, doğruluk… vb. şeklindedir. Biz de taradığımız mesnevilerde bu ahlakî değerleri temel alarak, ahlaki değer ile ilgili başlıklarımızı oluşturduk.

2.1.6. Değerlerin İşlevleri  

Değerler halkın kendi bünyesinden ortaya çıkmaktadır ve halkın sahip olduğu maddi manevi unsurların tümünü teşkil etmektedir. Buradan hareketle, değerlerin halkın kültürüyle ve ortaya çıkardığı eserlerle bir bütün oluşturduğunu, yani değerlerin kültürle yakın bir ilişki içerisinde olduğunu söylemek mümkündür.

Kültür ve insan kişiliği iç içedir. Toplum, ortak kültürel değerlere sahip olan insanların oluşturduğu bir organizasyon olduğuna göre, insan ürünü olan kültür, toplumu karakterize etmekte aynı zamanda yaratıcısının kişiliğini de şekillendirmektedir (Silah,2000: 319).

“Kültür, tarih bakımından mevcudiyeti kesin olarak bilinen bir toplumun, sosyal etkileşme yoluyla nesilden nesle aktardığı manevi ve maddi yaşayış tarzlarının temsil ve tecelli bakımından yüksek seviyedeki bir bileşiği olan, sebebi ve sonucu açısından ise, ferde ve topluma benlik, kimlik ve kişilik ile mensubiyet şuuru kazandırma, bütünleşmiş kılma, yaşanan çevreyi ve şartları kendi hedefleri istikametinde değiştirme arzu ve iradesi veren, değer, norm ve sosyal kontrol unsurlarının belirlediği bir sistemdir” (Tural, 1992: 109).

Kültürün tarih bakımından mevcudiyeti belli bir toplumun, benlik, kimlik ve kişilik bakımından mensubiyet şuuru kazandırması gibi bir görevinin olması, onun milli olduğunu göstermektedir. Kültür milletin özünün, kendine ait olan davranışlarının bütünüdür.

Kültür hayatı çok zengin ve çok boyutlu ilişkilerden oluşur. Bunların bir kısmı geleneği, bir kısmı da yeniliği temsil ederek sağlıklı bir sosyal dinamizm sergiler. Toplumun değişerek devam etmek, devam ederek değişmek şeklinde ifade edilecek tabii görüntüsünde, kültürel unsurların çok önemli bir yeri vardır (Miyasoğlu, 1999:3)

 

Sosyal değerler belli sosyal sonuçlara yol açar. Bu sosyal sonuçlar literatürde sosyal değerlerin işlevleri olarak adlandırılmaktadır. Bu işlevleri Fichter de (1990) şu şekilde ifade etmektedir:

“1. Değerler, kişilerin ve birlikteliklerin sosyal değerinin yargılanmasında hazır birer araç olarak kullanılır. Tabakalaşma sistemini mümkün kılar. Bireyin, çevresindekilerin gözünde nerede durduğunu bilmesine yardım eder.

2. Değerler, kişilerin dikkatini istenilir, yararlı ve önemli olarak görülen maddî kültür nesneleri üzerinde odaklar. Bu değerli nesne, her zaman birey veya grup içinde en iyi olmayabilir. Fakat o nesne için çaba gösterilmesine yol açtığı da bir gerçektir.

3. Her toplumdaki ideal düşünme ve davranma yollarına, değerler tarafından işaret edilir. Sosyal olarak kabul edilebilir davranışın âdeta şemasını çizerler. Böylece kişiler de hareket ve düşüncelerini en iyi hangi yolda gösterebileceklerini kavrayabilirler.

4. Değerler, kişilerin sosyal rollerini seçmesinde ve gerçekleştirmesinde rehberlik ederler, ilgi yaratırlar, cesaret verirler. Böylelikle de kişilerde çeşitli rollerin gerekliliklerinin ve beklentilerinin bir takım değerli hedefler doğrultusunda işlemekte olduğunu kavramış olurlar.

5. Değerler, sosyal kontrol ve baskının araçlarıdır. Kişileri törelere uymaya yöneltir, doğru şeyleri yapmaya yüreklendirir. Değerler, ayrıca onaylanmayan davranışları engeller, yasaklanmış örüntülerin neler olduğuna işaret eder ve sosyal ihlâllerden kaynaklanan utanma ve suçluluk duygularının kolayca anlaşılabilmesini sağlar.

6. Değerler, dayanışma araçları olarak da işlevde bulunurlar. Sosyal bilimlerin aksiyonlarından biri de, grupların yüksek düzeyde bazı değerlerin paylaşılması amacıyla buluşulmasıdır. Kişiler aynı değeri güden kişilere doğru çekimlenirler. Ortak değerler sosyal dayanışmayı yaratan ve sürekli kılan en önemli faktörlerden biridir.” (Özensel, 2003: 231).

Toplumda var olan görünmez yasaları, insanların birbirlerine olan davranışları, tutumları birbirleriyle olan ilgi ve alakaları genel manada değerler sistemi olarak

 

karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar birbiriyle görülen veya görülmeyen, belirli kurallarla iletişime geçmektedir. Değerler bu görülen ve görülmeyen kuralların bütününü oluştururlar. Her milletin bir değerler sistemi vardır, ve her milletin değerler sistemi kendine has, millî bir özellik göstermektedir. Türk milletinin sahip olduğu değerler ise Türk milletinin anlayışını, inançlarını, hayata bakış açısını yansıtır.

Değerlerin toplumsal yaşam içinde önemli özellikleri ve bu özelliklere bağlı olarak yerine getirdiği çeşitli işlevleri vardır. Değerlerin genel özelliklerini Gökçe (1994), şu şekilde sistematize etmiştir:

1. Sosyal değer, temel seçici oryantasyonun standardıdır. Yani, değer(ler) bilinçli ve amaçlı davranışın genel ölçütüdür. Bu bakımdan değer, sosyal eylemde bulunan bir kişinin sosyal olarak kabullenebilen olgu ve istekleri için temel atıf noktası görevini görmektedir.

2. Değer(ler), kültürel olarak şekillendirilmiştir ve aynı zamanda kültür üzerinde de yönlendirici olarak etki etmektedir. Bu bakımdan değerler, belli bir kültürün gelişme süreci içinde şekil almaktadır. Bu da genel olarak sembol, moral ve estetik normlar, davranış şekilleri olarak belirginleşir. Bu açıdan değerler kültürün esasını oluşturmaktadır.

3. Değerler, insanlarla özdeşleşmiştir. Yani sosyalleşme sürecinde değerler kişiler tarafından öğrenilmekte ve üstlenilmektedir. Kısacası, kişinin şahsiyet yapısına entegre olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak değerler kişinin şahsiyetinin bir parçası olarak görülmektedir.

4. Değerler, sosyal bir boyuta sahiptirler. Yani değerler hem zihinsel (arzu ve eylem boyutunu belirten) hem de hissî-duygusal yönü belirten ifadelerdir (Özensel, 2003: 231).

Hızla değişen dünya sisteminde, değerler de baş döndürücü bir şekilde değişebilmektedir. Eskiden iyi olarak adlandırılan kavramlar daha sonradan kötü olarak değerlendirilebilmekte ya da unutulup gitmektedir. Dünyada medyana gelen değişime paralel olarak değerler dünyasının değişmesi ve bu değişimin toplumsal ölçekte değer

 

bunalımı oluşturması kaçınılmaz bir sonuçtur. Değişen koşulların beraberinde getirdiği yaşam koşullarına uyarlanırken bazı değerler de işlevlerini yitirmektedir. Yeni değerler sisteminin oluşturulmasıyla bu değer bunalımının üstesinden gelinebilir. Böylece meydana gelen değişim, kendi değer yargılarını da oluşturarak gelişime dönüşecektir. Aksi halde, meydana gelen değişim dönemlerinde, yeni olaylar ve olgular karşısında yeni değerler oluşturmayan veya var olan değerlerini değişen dünyaya göre düzenlemeyen toplumların yıkılışı kaçınılmazdır (akt. Dilmaç 2007: 21). Burada değerlerin “moda” tabirinden ayrılması için değerlere belirli bir anlayış standardı getirilmesi ve değerlerin sınırlarının çizilmesi gerekliliği kaçınılmaz görünmektedir.

Değerler davranışlarımıza yön veren standartlardır. Hayatımızın her döneminde her zaman zihnimizdeki ve vicdanımıza yerleştirilen bazı değerlerle harekete geçeriz. Bu nedenle değerler tutum ve davranışlarımızla yakından ilişkilidir, onlara yön verir. Saygı, sevgi, mutluluk, insanlık onuru, doğru davranış, dürüstlük, şiddetten kaçınma, hoşgörü vb. temel insani değerler insanın en iyi tarafını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Kısacası; değerler sosyal yaşamımızı belirler, düzenler ve kolaylaştırır.

   

2.2 DEĞER EĞİTİMİ  

2.2.1 Milli Eğitim Müfredatında Değer Eğitimi

Türk milli eğitim öğretim faaliyetleri, 1739 sayılı temel kanun’a uygun olarak yürütülmektedir. Türk Millî Eğitiminin genel amaçlarına bakıldığında, temel değerlerin kazandırılması amacı açıkça görülür.

Genel amaçlarda,

Türk milletinin millî, ahlâki, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek,

2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek,

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak,

Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

Yukarıda sıralanan amaçlarda, Türk milletinin genel olarak ahlaki, manevi ve kültürel değerlerinin benimsenmesi hedeflenmiştir. Türk milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; insan haklarına