• Sonuç bulunamadı

63

değerlerindeki artışlar bulunmaktadır. İncelenen belediyenin en yüksek gelir kalemlerinden biri olan su gelirlerinin zaten son yıllarda yapılan tarife güncelleme çalışmaları, yeni kanal yatırımları ve kayıp-kaçakların azaltılması ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

İncelenen dönemde belediyenin toplam bütçe gelirleri içinde hala vergi ve harç gelirlerinin payının % 12,84 gibi oldukça düşük düzeyde kaldığı, belediye arsa takdir komisyonlarının başarılı çalışma yaparak imar hakkı, kentsel gelişme ve gayrimenkul piyasa fiyatlarındaki artışı dikkate alarak mahalle, cadde, sokak ve özellikli ada bazında rasyonel arsa değerlemesini yapmada başarılı olamadığı ve belediye yönetiminin de konunun siyasi sonuçları nedeni ile bu yönde araştırma ve danışmanlık hizmeti alıp, komisyonlara destek sağlamadığı ve sonuç olarak 2000’li yıllarda gayrimenkul piyasalarındaki yükseliş trendi ve canlanmanın belediye gelirlerine aynı oranda yansıtılamadığı ortaya konulmuştur. Merkez İlçe sınırları içinde mahalle, cadde ve sokaklara göre emlak vergisine esas arsa değerlerinin piyasa değerlerinin çok altında kaldığı ve gerçeği yansıtmayan matrahlar üzerinden hesaplanan vergi ve harç gelirlerinin de yükseltilmesinin mümkün olamayacağı ve bu sorunların azaltılması için belediyenin örgütsel yapısının yeniden organizasyonuna yönelik çalışmaların da olmadığı dikkati çekmektedir.

Günümüzde belediye yöneticileri ile belediyelerin sorunlarına yönelik görüşme yapıldığı zamanda, istisnasız hemen her belediye başkanı ve belediye yetkilisi finansman sıkıntısından söz etmektedir. Belediyelerdeki temel sorunlardan biri finans sorunları olup, bu durum sadece gelir yetersizliğinden ibaret bir sorun niteliğinde görülmemektedir. Asıl sorun yerel düzeyde rasyonel, objektif ve verimli hizmet sunumunun önündeki engellerden biri olarak karşılaşılan ekonomik yapı ile mali ve idari özerklik ile ilgilidir. Konu siyasi bağlamda değerlendirilirse, hem popülist yaklaşımlar, hem de finansın kaynağının merkezi hükümetin kontrolünde olması, belediye başkanı ve meclis üyelerinin aynı zamanda siyasi parti üyesi olmaları gibi nedenlerle belediyelere siyasi müdahalelerin olması kaçınılmazdır.

64

Bazı büyükşehirlerde, büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasında görev ve yetki çatışmaları ile politik çekişmeler, bazı yatırım ve hizmetlerin engellenmesine neden olmakta, önemli yatırım projelerinde dava süreçleri ve finansal engellerle karşılaşabilmektedir. Bunun dışında büyükşehir, il ve ilçe düzeylerinde kentsel çöküntü ve gecekondu alanlarının dönüşüm ve kentsel gelişim politikalarının tespiti ve uygulanmasında TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının önemli aktörler olduğu, Bakanlık, TOKİ ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı gibi kurumların kentte her ölçekte plan yapımı ve tadilatını yaptıkları ve bu durumda kentin makro düzeyde planlama hedefleri ve kent silüetinin olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu dikkati çekmektedir. Esasen ilçe ve il düzeylerinde plan yapımı ve uygulama yetkisinin belediye örgütünde olması ve denetimin ise ilgili Bakanlık ve yargı yoluyla sağlanması beklenirken, çok sayıda kurumun plan yapması ve yerel yönetimin çoğunlukla devre dışı kalması da planlama ve kentsel dönüşüm alanlarında sık rastlanan bir yaklaşım olmuştur.

Özellikle 6360 Sayılı Kanun değişikliği ile büyükşehir belediye yönetimlerinde yapılan düzenlemede, belediyelerin ekonomik güçleri ve yetki alanlarının genişlediği ve ölçek ekonomisi avantajının söz konusu olacağı ileri sürülmektedir.

Ancak bu yetki ve gücün merkeze yöneldiği, yerel idarelerin güçlenmesinin yetersiz olduğu, yerel düzeylerde belediyelerde yetki ve imkanların azaldığı ve büyükşehir ilçe belediyelerinin işlevsiz kılındığı vurgulanmalıdır.

İnceleme sonuçlarına göre belediyelerde özgelir oluşturma politikalarının siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel, demografik ve mekânsal yönleri ve yansımaları söz konusudur. Siyasi açıdan değerlendirme yapıldığında, belediye yöneticileri ve belediyelere ilişkin düzenleme ve uygulama yapan hükümet de seçimle göreve geldiği için siyasi saiklerden tamamen arınmış biçimde işlem yapılmasını beklemek mümkün görülmemektedir. Bu durum belediye hizmetlerinin siyasallaşması, yetki ve imtiyaz konuları ile belediyelerde başta borçlanma ve diğer uzun vadeli yatırım projelerinin finansmanın gerekli izin ve onaylarının alınması sürecini olumsuz etkilemektedir. Ekonomik açıdan belediye gelirleri ele alındığı zaman, ülke ekonomisi ne kadar iyi olursa, herkes vergisini zamanında ödeyeceği için belediyelerin vergi geliri payları da artış gösterecek ve böylece

65

belediyelerin en büyük gelir kalemlerinden olan genel bütçe gelirlerinden aldıkları paylar da artırılabilecektir. Buna ilave olarak belediye sorumluluk alanındaki vatandaşların ve bölgenin ekonomik durumu hem bağış ve yatırımlar, hem de tahsilat oranlarının daha pozitif görülmesine direkt etki edecektir.

Sosyal ve kültürel yapının da belediye gelirleri ve hizmet sunumu ile ilgili olduğu dikkati çekmektedir. Esasen sosyal ve kültürel parametrelerin temel etkisi nasıl ve ne şekilde hizmet sunulması gerektiğini belirlemektedir. Özellikle rüşvet, adam kayırma, adaletsizlik ve hırsızlık gibi ahlaki konular bakımından belediyelerde birçok gelir kalemi olumlu veya olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Demografik yapı da belediye gelirleri açısından özel önem taşımaktadır. Genel bütçe gelirlerinden alınan paylar kent büyüklüğü ve nüfus ile ilişkilidir. Aksaray Belediyesi örneğinde görüldüğü üzere belediye bütçe gelirleri içinde en yüksek payı olan kalemlerin (merkezi idare vergi geliri payı, vergi ve harç geliri ve su gelirleri gibi) doğrudan toplam nüfus ve diğer demografik parametrelerle ilişkili olduğu açıktır. Toplam nüfus ve nüfusun özellikleri de doğrudan il ve ilçelerde yapılması planlanan yatırım kararlarını da etkilemekte ve yer seçiminde pazarın büyüklüğü temel etkenlerden biri olmaktadır. Örneğin, nüfus yoğunluğu yüksek, bina kat sayısı fazla ve kullanım yoğunluğu yüksek olan mahallelerde yapılan altyapı yatırımı ile birim alana (hektar ve m2) düşen kişi sayısının düşük olduğu, binaların 1 veya 2 katlı olan yerlerdeki altyapı giderleri arasındaki çok büyük farkın olduğu bilinmektedir. Bu durum birim insana düşen altyapı yatırımlarında ciddi farkların oluşmasına neden olmaktadır.

Belediyelerin özgelirlerinin artırılmasını etkileyen temel unsurlardan biri de imar uygulamaları, arsa üretimi ve konut politikalarıdır. Ancak bu husus merkezi idarenin kentleşme, imar ve konut politikaları ile doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de başta TOKİ, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere il ve ilçe düzeylerinde her ölçekte plan yapımı ve tadilat yapma yetkisi olan, konut ve ticari gayrimenkul projesi geliştiren ve uygulama yapan birçok kamu otoritesi bulunmaktadır. Önemli bir sektör olan ve büyük yatırım kalemlerinden birini oluşturan inşaat ve gayrimenkul sektörleri, belediyeleri hem

66

yapısal, hem de finansal yönden etkilemektedir. Arsa üretip satan ve gelir elde etme olanağı bulunan belediyelerin aynı zamanda konut üretmesi ve satması da mümkün olmasına rağmen, yukarıda özetlenen yollarla devletin müdahalelerinin olması, belediyelerin 5393 Sayılı Kanundaki bazı yetkilerini kullanması ve özgelirlerini artırma olanaklarını kısıtlamaktadır. Belediyeler bu tür konulara yoğunlaşmış olsalar, aynı zamanda demografik politikaları da tespit etme olanaklarını elde etmiş olabileceklerdir. Daha da önemlisi ülkenin gayrimenkul piyasasında aynı bölgedeki yerleşim yerlerinde bile ciddi fiyat farkı ve istikrarsızlıkların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır.

Yerel düzeylerde konut fiyatlarının belirlenmesi, diğer mal ve hizmetlerde olduğu gibi, arz-talep dengesine bağlıdır. İmar yetkisi elinde olan, sektörü denetleyen bir kurum olan belediyenin hem gelirler, hem de konut fiyatlarını olumlu yönde etkileyebilmesi için konut politikalarının üretim ayağında yer alması gerektiği açıktır. Buna ilave olarak yerel düzeyde imar ve şehirciliğin gelişimine yönelik kültürel katkısının da olacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Bunun yapılamaması nedeni ile başta TOKİ olmak üzere kamu sermayeli şirketlerin birim arsa başına daha yüksek yoğunluk ve bağımsız bölüm üretme girişimleri, kentsel mimari ve estetik kaygıların gündeme gelmesine ve mahalle-komşu ilişkilerini ortadan kaldıran korunaklı sitelerin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.

Belediyelerin özgelirleri ile diğer kaynaklardan elde ettikleri gelirlerin artırılması için belediye taşınmazlarının yönetimi ve özellikle arsa, arazi ve bina vergilerinin yükseltilmesi özel önem taşımaktadır. Genel beyan döneminde takdir edilen arsa ve arazi değerlerinin, yeniden değerleme artış oranlarıyla güncellenmesi yoluyla elde edilen vergi değerlerinin birçok il ve ilçede yerel gayrimenkul piyasa fiyatlarındaki artışın çok gerisinde kaldığı gözlenmektedir. Birçok ilçede arsa takdir komisyonları tarafından belirlenen arsa vergi değerlerinin gerçek piyasa fiyatının altında olmasına ilave olarak yeniden değerleme oranları üzerinden yapılan güncelleme de yeterli görülmemektedir. Zira her ilçe, mahalle, cadde ve sokak düzeyinde gayrimenkul fiyatlarındaki artışların farklılık gösterdiği bilinmektedir. Fakat güncelleme oranı; ülke içinde her bölge, il ve ilçede aynı

67

oranda uygulanmakta olup, bunun taşınmaz piyasasının özellikleri ve yerel dinamiklerle uyumlu olmadığı görülmektedir. İlçe ve il düzeylerinde takdir edilen arsa ve arazi değerlerinin genel olarak gerçekçi olmadığı ve bunun da temel nedeninin takdir komisyonlarının ehil kişilerden oluşmaması ve konuya yerel düzeylerde yeterince önem verilmemesi olduğu ortaya çıkmaktadır.

Emlak vergi gelirlerinin artırılabilmesi için öncelikle vergiye esas arazi ve arsa değerlerinin piyasa değerlerine yaklaştırılması, cins değişikliklerinin izlenmesi, binaların vergiye esas sınıflarının rasyonelleştirilmesi ve tahsilat oranlarının yükseltilmesi zorunludur. Gerek örnek olarak alınan belediyede, gerekse diğer ilçelerde emlak vergisine esas arazi ve arsa değerlerinin düşük düzeyde kaldığı, beyan dönemlerinde takdir edilen birim vergi değerlerinin piyasa gerçekleri ve imar uygulamaları ile uyumlu olmadığı ve önemli ölçüde vergi kayıplarının oluştuğu görülmektedir. Diğer yandan beyan esasına dayalı emlak vergisi tahsilatının vergi kaybına ve gecikmesine neden olduğu saptanmış olup, belediyelerce oluşturulacak bina ve arsa envanteri ile re’sen beyan esasına dayalı emlak vergisi tahakkukunun gelir kaybını önlemeye katkı yapabileceği açıktır (Aliefendioğlu ve Tanrıvermiş 2017). Bu alanda Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü ile Sincan Belediye Başkanlığı arasında yapılan ortak hizmet protokolü ile yapılan çalışmaların adeta bütün belediyeler için model teşkil edebilecek sonuçlarının olduğu görülmektedir (Tanrıvermiş vd. 2013, Tanrıvermiş vd. 2014, Tanrıvermiş vd. 2017).

Mal ve hizmetlerden edinilen ücretlerin ilçe belediye gelirleri içinde önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Belediyeler, meclislerinde belirledikleri ücrete tabi mal ve hizmet satışlarını, ürün türlerini geliştirerek arttırabilirler. Zira yerel yönetimlerin hizmet alanı çeşitliliği göz önüne alındığında ve çeşitliliğin günden güne artışının izlendiği zamanımızda ücrete tabi gelir kaynaklarının da, arttırılma yol ve yöntemlerinin belediyeler tarafından geliştirilmesi gerekmektedir.

Belediyelerin önde gelen giderlerinden biri olan çevre temizlik hizmetlerini, çevre temizlik vergisinden gelen gelirlerin karşılamaktan çok uzakta olduğu görülmektedir. Belediyelerin ayrıştırma işleminden sonra kalan katı atıklarını,

68

yapılacak bertaraf tesisleriyle, ekonomiye kazandırma yoluna gitmeleri gerekmektedir. Bunu da kuracakları katı atık birlikleri eli ile görmesi, hem katı atık tesis projelerini gerçekleştirilebilir kılacak hem de belediye giderlerini düşürecektir.

Kamu harcamalarına katılma payı ise her ne kadar altyapı harcamaları için kısmen finansman sağlayan bir gelir türü olsa da, Aksaray Belediyesi ve ülke genelinde ilçe belediyeleri örneğinde gözüktüğü üzere, gerçekleştirilmesi zor bir gelir türüdür. Sonuç olarak da ilçe belediyelerinde siyasi kaygılar nedeni ile uygulanması fazla yapılamayan bir yöntemdir. Günümüz koşullarında AB mali yardımları belediyeler için önemli bir gelir kaynağı olmuş ve büyük projelerini gerçekleştirilmesine olanak sağlamıştır. İlçe belediyelerinin hibe alabilecek projeler geliştirmeleri için mühendis ve mimar gibi teknik kadrolara ilave olarak gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarını bünyelerinde istihdam etmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede terminal, gar, toptancı hali, çarşı gibi birçok yatırımın hibe programları ve alternatif finansman olanakları ile yapılması ve belediyelere ek mali yükün gelmesinin önlenmesi mümkün görülmektedir.

Belirtilen çalışmaların belediyelerde yapılabilmesi ve özgelir kapasitesinin artırılabilmesi bakımından taşınmaz yönetimi sistemi, mali hizmetleri, emlak ve kamulaştırma, imar ve şehircilik müdürlükleri başta olmak üzere ilgili bütün alanlarda gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdamına özel önem verilmesi ve bu yönde 5393 sayılı Belediye Kanunu başta olmak üzere mevzuatta düzenleme yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Belediyelerde gayrimenkullerin satışları ile kiralama ve işgal bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun bedeller üzerinden yapılması, gelir kapasitesinin artırılması bakımından önemli görülmektedir. Bu kapsamda belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 17’nci maddesi gereği kamulaştırmadan arta kalan ve müstakil inşaata elverişli olmayan arsa parçalarının imar planına uygunluğunu sağlamak için, taşınmaz envanter tespiti yaparak komşu parsel sahiplerine satışlarının yapılması suretiyle gelir elde etme olanakları bulunmaktadır. Belediyelerin bu durumda olan taşınmazların satışlarını 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapmaları

69

gerekmekte olup, bu amaçla oluşturulacak kıymet takdir komisyonunun tespit edeceği bedel üzerinden encümen kararı ile satış işlemlerinin tamamlanmasında önemli sorunların olduğu ortaya konulmuştur.

Belediyeler artan hizmet alanlarına cevap verebilmek için yeni gelir kaynakları oluşturmak zorundadırlar. Bunlardan biri de belediyelerin arsa, konut ve işyeri üretimi, tahsisi, kiralanması ve satışına dair yönetmeliğin verdiği izin ile sosyal ve prestijli konutlar ile işyerleri üretimi olarak görülmektedir. Belediyeler konut üretiminde her ne kadar maliyetler noktasında avantajlı görünse de, avantajlı olmadığı yönleri de gözlenmektedir. Belediyelerin konut üretimindeki dezavantajı, sorumluluğunun taşınmazların satışıyla bitmeyip, müşterilerin ilerleyen zaman içindeki isteklerini yerine getirmek zorunda kalmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum yeterince iş yoğunluğu olan belediyelere ek külfet getirmektedir. Belediyeler ise bu sorunu kurdukları veya hibe yoluyla devraldıkları belediye şirketleri eli ile aşma eğilimine girmektedirler. İlçe belediyeleri asli görevleri içinde kalmak kaydıyla enerji üretimi, kum-çakıl ocakları, beton ve asfalt santralleri, hayvan kesim işleri gibi hizmet türü ücrete tabi işler kalemlerini çoğaltarak ek gelir kaynakları üretme imkanına sahiptir.

Böylece belediyelerin sahip olduğu öz gelirleri arttıkça mali özerkliği sağlanacak ve bu da belediyelerin daha kaliteli hizmet sunmasına imkan verecektir.

Araştırma sonuçlarına dayalı olarak belediyelerde öz gelirler içinde mülkiyet ve taşınmaza dayalı gelirlerinin artırılması olanakları incelenmiş ve bu çerçevede belediyelerde gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının görev ve yetki alanlarının tanımlanmasına olan gereksinim ortaya konulmuştur. Belediyelerde gayrimenkul geliştirme ve gayrimenkul yönetimi uzmanlarının istihdam olanaklarının artırılması ile belediyelerde kaynak geliştirme, proje geliştirme ve uygulama kapasitesinin artırılması yoluyla yerel hizmet sunum hızı ve kabiliyetinin artırılmasının mümkün olabileceği gözlenmektedir. Mevzuatta yapılan yeni düzenlemelerle bu amaçla kurulacak kıymet takdiri komisyonlarında gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının görev almaları gerekli kılınmış

70

olup, belediye mevzuatında da bu yönde düzenleme yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.

İl ve ilçe düzeylerinde iyi işleyen değerleme sisteminin kurulması ve özellikle belediyelerin ilgili bütün birimlerinde gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdam edilmesi yoluyla belediyelerin olası gelir kayıplarının asgari düzeye çekilmesi mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede Türkiye Belediyeler Birliği ile Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü arasında imzalanmış olan lisansüstü eğitim-öğretim ve araştırma işbirliğinin önemli katkılarının olduğu ve bütün yerel yönetim birimleri ile kamu kuruluşları ve hatta özel kuruluşlarda farkındalık olmasına katkı yaptığı gözlenmektedir. Birçok belediyede kıymet takdiri komisyonu, kira komisyonu ve ihale komisyonu üyelerinin gayrimenkul geliştirme ve yönetimi alanında lisansüstü eğitim yapmış uzmanlarından seçilmesi ve bu yolla belediye gelirlerinin artırılması ve şeffaflığın sağlanması ve gayrimenkul konularında uzmanlaşmanın öne çıkarılmasına katkının yapıldığı ve belediye yönetimlerinde kurumsallaşmaya katkı yapıldığı dikkati çekmektedir. Bunun dışında il ve ilçe düzeylerinde bütün şehircilik ve imar, emlak ve kamulaştırma, mali hizmetler, kentsel dönüşüm ve gelişim, kentsel altyapı ve arsa ve konut üretimi konularında mahkemelere ulaşan anlaşmazlıklarda söz konusu uzmanların bilirkişi olarak seçildiği, hakkaniyet uygun mahkeme kararlarının seçilmesinin sağlandığı ve bu yolla kentlerin ekonomisi ve yerel düzeyde adil ve hakkaniyete uygun kararların oluşmasına önemli katkının sağlandığı ve anılan protokol ile önemli ölçüde toplumsal faydanın sağlandığı vurgulanmalıdır.

71 KAYNAKLAR

Aliefendioğlu, Y. ve Tanrıvermiş, H., 2017. Türkiye’de Belediye Gelirlerinin Araştırılması Açısından Taşınmaz Değerleme Sisteminin Geliştirilmesi ve Olası Etkileri, Uluslararası Kentsel Politikalar Konferansı, 18-19 Eylül 2017, Gazimağusa, KKTC, Palmiye Yayıncılık, Ankara, s.409-432.

Altuntaş. A., 2012. Belediyelerde Mali Analiz, Ankara.

Anonim. 2009. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2009 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2010. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2010 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2011. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2011 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2012. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2012 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2013. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2013 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2013. Aksaray Belediyesi Meclis Denetim Raporu, Erişim Tarihi:

2.3.2016.

Anonim. 2014. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2014 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2014. Aksaray Belediyesi Meclis Denetim Raporu, Erişim Tarihi:

12.3.2015.

Anonim. 2015. Aksaray Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Kesin Mizan 2015 Yılı, Aksaray.

Anonim. 2015. Aksaray Belediyesi Meclis Denetim Raporu, Erişim Tarihi:

2.3.2016.

Anonim. 2015. http://www.aksaray.bel.tr/, Erişim Tarihi: 4.1.2016.

Anonim 2016. Aksaray Belediyesi 2016 Yılı Kurumsal Mali Durum ve

Beklentiler Raporu, Mali Hizmetler Müdürlüğü

http://aksaray.bel.tr/dosyalar/mali_durum/2016_m_ali_drm.pdf, Erişim Tarihi: 1.2.2017.

Anonim 2017. Aksaray Belediyesi 2017 Yılı Kurumsal Mali Durum ve

Beklentiler Raporu, Mali Hizmetler Müdürlüğü

72

http://aksaray.bel.tr/dosyalar/mali_durum/2017_malidurum.pdf, Erişim Tarihi: 1.2.2017.

Ayvenli, O. 2008. Yerel Yönetim Vergileri. Türkiye’de Yerel Yönetim Vergi Çeşitleri Üzerine Bir İnceleme, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı, İstanbul.

Bülbül, D., 2006. Yerel Yönetimler Maliyesi, Gazi Kitabevi, Ankara.

Bülbül, D., 2013. Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Kamu Kesimi Bütçesi Üzerine Etkileri, IAAOJ, Social Science, 1(2):48-69.

Çetinkaya, Ö. ve Demirbaş, T., 2010. Belediye Gelirlerinin Analizi ve Mali Özerlik Açısından Değerlendirilmesi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Araştırma Merkezi Konferansları, 53. Seri (Yıl 2010), İstanbul.

Doğan, F.S., 2017. Belediye Gelirlerinin Kaynakları ve Toplam Gelir İçinde Taşınmazlara Dayalı Gelirlerinin Payının Artırılması Olanaklarının İlçe Belediyeleri Kapsamında ve Bulancak Belediyesi Örneğinde Değerlendirilmesi, A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı, Dönem Projesi, Ankara.

Eligül, M. 2008. Türkiye’deki Belediyelerin Mali Yapısı ve Denetimi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya.

Nas, A., 2011. Belediye Gelirleri. Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Ortak. A. 2011. Belediyelerin Borçlanması, Dış Denetim Dergisi (Nisan Mayıs Haziran 2011), 173-181.

Pehlivan, O., 2005. Kamu Maliyesi, Derya Kitabevi, Trabzon.

Pehlivan. O. 2010. Vergi Hukuku Genel İlkeleri ve Türk Vergi Sistemi, Derya Kitabevi, Trabzon.

Tanrıvermiş, H. ve Aliefendioğlu, Y., 2008. Yapı Değerlemesinin Teorik Esasları ve Uygulamaları: Türkiye’de Kamulaştırma, Emlak Vergisi ve İmar Düzenlemeleri Yönünden Bir İnceleme, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Üçüncü Sektör Kooperatifçilik (Yeni ismiyle Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi), 43(4):30-60, Ankara.

Tanrıvermiş, H, Arslan, M., Erpul, G., Aliefendioğlu, Y., Böke, V. ve Çiçekli, A., 2014. Emlak Vergisi Değeri Yönünden Özellik Gösteren Konular ve Uygulama Sorunları, Ankara Üniversitesi – Sincan Belediye Başkanlığı Emlak Vergisi Sorunları ve Çözümleri Sempozyumu, Ankara.

Tanrıvermiş, H. ve Aliefendioğlu, Y., 2014. Emlak Vergi Değerinin Tespiti ve Uygulanmasına İlişkin Yaklaşımlar ve Sorunların Analizi ve

73

Tartışma, Ankara Üniversitesi – Sincan Belediye Başkanlığı Emlak Vergisi Sorunları ve Çözümleri Sempozyumu, 11 Şubat 2014, Sincan – Ankara.

Tanrıvermiş, H., Aliefendioğlu, Y., Erpul, G., Özcan, A.U., Arslan, M., İşlek, B.G., Erdoğan, M.K., Atasoy, T. ve Öndağ, M.O., 2013. Ankara İli Sincan İlçesi’nde 2014 Yılı ve İzleyen Yıllar İçin Arsa ve Arazilerin Emlak Vergisi Değerlerinin Araştırılması, ANKÜR Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi, Haziran Ankara.

Tanrıvermiş, H., Aliefendioğlu, Y., Arslan, M., İşlek, B.G., Demirkaya, S., Atasoy, T. ve Öndağ, M.O., 2017. Ankara İli Sincan İlçesi’nde 2018 Yılı ve İzleyen Yıllar İçin Arsa ve Arazilerin Emlak Vergisi Değerlerinin Araştırılması, ANKÜR Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi, Haziran Ankara.

Tortop, N., 1984. Mahalli İdareler, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları No: 211, Ankara.

Türkyener, C.M., 2011. Kamu Yönetiminde Dönüşüm ve Sayıştay Mali Denetimi, Ankara Yayınevi, Ankara.

Yılmaz, N.. 2008. Bir Otokontrol Sistemi Olarak Belediyelerde Harcamalara Katılma Payı, Sayıştay Dergisi, 71:75-91.

Benzer Belgeler