• Sonuç bulunamadı

Coğrafi Alan Esasına Göre Sivil Toplum Kuruluşları

2. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TANIMI, ORTAYA ÇIKIŞI,

2.4. Sivil Toplum Kuruluşlarının Faaliyet Alanları

2.5.1. Coğrafi Alan Esasına Göre Sivil Toplum Kuruluşları

Toplumdaki ayrım ve dışlama olgularının yaygınlaşması siyasi düşünürlerin çoğu tarafından küreselleşme sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir.

Kapitalist ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde alt gelir grubunun, sınıf ayrışmasının bir sonucu olarak kendisini dışlanmış hissetmesi, ulus devletlerde azınlıkların ve etnik kimliğe sahip grupların baskı altında tutulmaya çalışılması vb. ekonomik, siyasal ve sosyal nedenler merkezi yönetim tarafından dışlanmış kişi ve grupların istek ve taleplerini ifade etmeyi amaçlayan sivil örgütlenmelerin sayısının artmasına neden olmuştur. Bu tür sivil örgütlenmeler yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası alanda faaliyetlerini sürdürmektedir. Özellikle ulus devletlerin zayıflaması ve katı merkeziyetçilikten uzaklaşması alan esasına göre yapılan örgütlenmelerin sayı ve etkinliğini arttırıcı bir etki yapmaktadır.

Yerel sahiplenme kültürü, eleştirel ve katılımcı yurttaşlık kültürünün oluşmasının ilk basamağı olarak kabul edilmektedir (Tosun, 2001: 331). Bireylerin toplumsallaşma ve siyasallaşma sürecinde gösterdikleri başarıda, yetiştikleri çevrenin büyük bir katkısı olduğu genel kabul gören bir düşüncedir. Toplumsallaşma ve siyasallaşma sürecine katılımda bireyler çevresel durumlara göre farklı özellikler göstermektedir. Özellikle ülkelerin gelişim ve ilerleme sürecinde ortaya çıkan göç, kentleşme ve kentlileşme olguları yeni örgütlenmelerin ortaya çıkmasına veya var olan örgütlenmelerin nitelik ve niceliklerinin değişmesine neden olmaktadır.

Sivil örgütlenmeler amaçlarının gerçekleştirilmesi amacıyla belli bir coğrafi alan içerisinde faaliyetlerini yerine getirilir. Sivil toplum kuruluşlarının coğrafi alan esasına göre; yerel ve bölgesel düzeyde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, ulusal düzeyde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları olarak sınıflandırılması mümkündür.

2.5.1.1. Yerel ve Bölgesel Ölçekte Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Örgütleri Yerel alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, faaliyet alanları belli bir yerleşim birimini ya da bölgeyi kapsayan kuruluşlardır. Köy, kasaba, ilçe veya kent ölçeğinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları bu tür kuruluşlar içinde yer almaktadır. Bu tür sivil toplum kuruluşları tek bir amaç için kurulabileceği gibi genel amaçlı kuruluşlar da olabilirler.

Türkiye’de kentleşme sürecinde kırdan kente göçen insanlarda kentliliğin gerektirdiği özellikler tam olarak görülmemiştir. Bu durum kente göçen insanların köyle bağlantılarını bir anda kesmelerini engellemiştir. Bunun bir sonucu olarak bu insanlar,

hem geldikleri yerleşim birimlerinde hem de yaşadıkları kentlerde yerel nitelikli ve çok amaçlı sivil toplum örgütleri kurmaya başlamıştır. Bu tip örgütlenmeler gelişmiş ülkelerde belli yerleşim yerlerinin tanıtımını veya kültürünü yaşatma amacıyla kurulmaktadır. Türkiye’de büyük kentlerde kurulan hemşehri dernekleri bu tür örgütlenmelerdendir. Bu derneklerin, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatı ilgilendiren birçok konuda çok değişik işlevler gördüğü bilinmektedir. Bu tür örgütlenmeler belli bir coğrafyada yaşayan insanlara veya bu coğrafyada var olan değerlere yönelik çalışmalar yapmaktadır. Bu örgütlerin faaliyetleri belli bir coğrafi alanla sınırlandırılmaktadır.

2.5.1.2. Ulusal Ölçekte Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Örgütleri

İnsanların eğitim ve kültür düzeylerindeki gelişme, içinde yaşadıkları toplumda kendilerini etkileyen kişi, kurum ve kuruluşlara olan ilgilerini artırmıştır. Bu ilgi modern demokratik toplumlarda farklı alanlarda sivil örgütlenmelerin doğmasına neden olmuştur. Farklı amaçları gerçekleştirmek için kurulan bu tür örgütlerin birçoğu ulusal ölçekte faaliyet gösterme eğilimindedir.

Kitle iletişim araçlarının gelişmesi örgütlerin yerel ve bölgesel düzeyden ulusal düzeye doğru genişleme içerisine girmelerini beraberinde getirmiştir. Merkezi yönetimlerin politikaları üzerinde etkin olunabilmesi bu tür örgütlenmelerin büyüklüğü ile yakından ilgili olması birçok konuda sivil toplum örgütlerinin ulusal boyutta örgütlenmelerini gerekli kılmıştır. Bu tür örgütlenmeler ulusal boyutta bir merkez öncülüğünde şubeler şeklinde örgütlenmektedir. Bu tür örgütlenmeler çeşitli iletişim kanallarını kullanarak birçok konuda etkin faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Türkiye’de, çevresel amaçlar için kurulmuş olan TEMA, Türkiye Çevre Vakfı, siyasal ve sosyal amaçlı İnsan Hakları Derneği, ekonomik amaçlı TÜSİAD, MÜSİAD vb. örgütlenmeler bu türden sivil toplum kuruluşlarına örnek olarak verilebilir.

2.5.1.3. Uluslararası Ölçekte Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Örgütleri Küreselleşme kavramının sadece ekonomik faaliyetleri içeren bir kavram kabul edilmemelidir. Bu kavramın kültürel, sayısal, sosyal ve yönetsel alanda, toplumla ilgili karar odaklarının ulusal sınırlar dışına çıkmasını anlatmakta olduğu da görülmelidir. Şüphesiz, ulus-devlet üstü kuruluşlar (BM, NATO, Dünya Bankası ve IMF gibi) öteden

beri faaliyet göstermektedir ve ulus devletleri bağlayıcı kararlar almaktadır. Ancak küreselleşme ile birlikte, ulusal sınırlar dışında verilen kararların miktarı ve etkinliği ciddi bir biçimde artmıştır (Şaylan, 1999: 258). Bugün dünyada insan hakları, demokrasi, çevre, nükleer güç ve barış hareketi gibi uluslar ötesi sivil toplum kuruluşları ortaya çıkmıştır. Bu kuruluşlar devletlerin politikalarını etkiledikleri gibi, devletlerin ve uluslararası kamuoyunun ve kuruluşların yönlendirilmesini de sağlamaktadır. Uluslararası sivil toplum kuruluşları devletlerin vatandaşları üzerinde egemenlik hakkını istedikleri gibi kullanmalarına önemli kısıtlamalar getirmektedir (Yılmaz, 2001: 324).

Gelişmiş ülkelerdeki sivil toplum kuruluşlarının gelişim süreçlerindeki aşamalara bakıldığında, bu kuruluşların ulaştığı en son aşamanın uluslararası alan olduğu görülmektedir. Ulaşım ve iletişim alanındaki gelişmeler uluslararası sistemde var olan öğelerin sayısını ve etkisini artırmıştır. Sivil toplum kuruluşları uluslararası sistemde sayıları ve etkinlikleri artan en önemli ögelerden birisi olarak kabul edilebilir. Bu kuruluşlar faaliyetlerini kendi başlarına yapabildikleri gibi çoğu zaman uluslararası diğer kurum ve kuruluşları kullanarak yerine getirme eğilimi içerisine girmektedir. Uluslararası kurumların dünya üzerindeki etkinliklerini artırması sivil toplum kuruluşlarının farklı alanlardaki etkinliklerini de artırmıştır.

Bu örgütlenmeler daha çok sosyal yaşamı, insan haklarını ve dinsel amaçları faaliyet alanları olarak seçerek uluslararası ölçekte faaliyet göstermektedir. Bu tür örgütlenmelerin daha çok uluslararası sistemde etkin bir rol almak isteyen ulus devletler tarafından desteklendiği de belirtilmektedir. Green Peace, Sınır Tanımayan Gazeteciler, İHH ve dini amaçlı bazı örgütlenmeler bu türden sivil toplum örgütü olarak sayılabilirler.