• Sonuç bulunamadı

Chaîne Opératoire Analiz Yöntemleri

7. İŞLEM ZİNCİRİ MODELLERİ

7.1. CHAÎNE OPÉRATOİRE

7.1.1. Chaîne Opératoire Analiz Yöntemleri

Teknoloji araştırmaları sadece aletin üretim sürecini değil, üretim sürecindeki eylemleri de içerir. Arkeolojik malzemeden yola çıkarak eylemlerin yeniden canlandırılması için belli başlı bir metodolojik çerçeve gerekmektedir. Mauss bu metodolojik çerçeveyi bedensel jestlerin sosyal yönüne ağırlık vererek değerlendirirken, Leroi-Gourhan biyolojik ve doğa tarihi (natural history) açıdan yorumlamaktadır.124

121 Oba, 2015: 102

122 Bleed, 2001:108

123 Bleed, 2001: 114

124 Schlanger, 1994: 144-145

Mauss’un ortaya koyduğu bedensel teknik kavramına göre, farklı toplumların geleneksel olarak bedenlerinden yararlanma biçimleri aynı değildir125. Buna örnek olarak yüzme, yürüme ve oturma gibi bilinçsiz olarak yapılan teknik eylemlerin zaman ve kültürlere göre farklılık gösterdiğini vurgulamıştır. Toplumsal yapıya bağlı olarak habitus (alışkanlıklar), ‘sadece kişilere ve onların taklitlerine göre değişmezler;

özellikle toplumlara, eğitim biçimlerine, zevke, modaya ve prestij değerlerine göre değişirler’. Yani, sosyolojik, psikolojik, biyolojik ve fiziksel etmenler insanın bedensel tekniğini yapılandırmaktadır. Bunun yanı sıra cinsiyet ve yaşa göre de beden tekniklerinin değişiminden söz etmektedir.126

Mauss, tekniği ‘efektif ve geleneksel olan eylem’ şeklinde tanımlamaktadır.

Burada bahsedilen ‘eylem’, bir amaca yönelik uygulanan bedensel hareket,

‘geleneksel’ ise bu hareketlerin geçmişten miras olarak kalması ve çeşitli şekillerde öğrenilebilmesini ifade etmektedir. ‘Efektif’ ise fiziksel eylemin sonucunda oluşan fiziksel durumdur. Buradan tekniklerin sosyal bir fenomen olduğu ve her kültüre göre farklılık gösterdiği anlaşılmaktadır. 127 Diğer taraftan Leroi-Gourhan, insan hareketlerini üç farklı boyutta değerlendirmektedir. Bunlar yemek ve cinsellik ile ilişkilendirilen biyolojik, ‘otomatik hareket’128, bilinçli bir şekilde düşünmeden yapılan süreklilik gösteren makinesel hareket ve tam olarak bilinçli bir şekilde yapılan bilinçli harekettir.129

Chaîne opératoire’ın kavramsal düzlemine inmeden önce bu kavramın veya

125 Mauss,2006:467

126 Mauss,2006 :471

127 Lemonnier, 1992: 5-6

128 Otomatik hareket; yüz yıkama, yazı yazma ve yemek adabı gibi eğitim ve deneyim ile edinilen hareket türüdür. Bu hareketlerin zinciri bir etnik grubun üyelerinin birey olarak uyguladığı hareketlerin temelini oluştumaktadır. Bu hareket zincirini yerine getirirken aktiviteyi yönlendiren veya rastlantısal olarak karşılaşılan olaylara karşı bilinçli bir müdahale ile bu zincir düzenlenmektedir. Nishiaki 2005: 13

129 Nishiaki, 2005:13

yöntemin isim babası olan Andre Leroi-Gourhan’nın çalışmalarından bahsetmek gerekir. Leroi-Gourhan temel olarak, teknik faaliyetlerin aynı zamanda sosyal faaliyetler olduğunu düşünmüştür. Marcel Mauss ile ilişkilendirilmiş Fransız antropoloji geleneğinden bahsederek, insan bedeninin bir anlam, güç, simge ve elbette eylem kaynağı olarak sahip olduğu önemi vurgulamıştır.130

Leroi-Gourhan, chaîne opératoire kavramını 1950’li yıllarda ortaya koymuştur.

Mauss’un ortaya koyduğu bedensel teknik kavramını daha analitik bir zeminde arkeoloji camiasına tanıtmıştır. Leroi-Gourhan, eylemler dizisinin (gestural sequence) etnik geleneklere dayandığını ve toplumsal bellekte kemikleştiğini düşünmektedir.

Teknolojiyi bireysel teknik eylemlerinin empirik izleri ve makroevrimsel süreç olmak üzere iki farklı ölçek içerisinde akıl süzgecinden geçirmiştir. Leroi-Gourhan’ın bu tanımı sayesinde arkeolojik malzemelerde yapılan morfoloji, tipoloji ve fonksiyon araştırmalarından ziyade malzemenin dinamik yaşam öyküsüne dair araştırmalar ağırlık kazanmıştır.

Leroi-Gourhan’ın bize sunduğu araştırmalar Kuzey Amerika sosyal bilimlerinin empirik doğası ile farklılık göstermektedir. Bunun yanı sıra Leroi-Gourhan’ın interdisipliner çalışmaları, araştırmacıların onu anlamasını zorlaştırmıştır.

Eserlerinde felsefe, sosyal antropoloji, tarih öncesi arkeolojisi, paleontoloji ve biyoloji gibi dallardan yararlanmıştır.131 Leroi-Gourhan’ın multidisipliner çalışmaları farklı yöntem ve yaklaşımları birleştirmiştir. Ancak bu durum, İngilizce konuşan işlevselcilerin sosyal antropolojide Levi-Strauss’u, Binford ve benzer ekoldeki araştırmacıların ise Bordes’i baz alarak tartışmalarını sürdürmelerine yol açmıştır.132

130 Gamble, 2014:114

131 Audouze, 1999: 279

132 Audouze, 1999: 279

Leroi-Gourhan’a göre teknikler aynı zamanda eylemler ve aletler olup, doğru sentaks sırasıyla düzenlenmiştir. Bellek, beyin ve maddi alanın dialoğu ile ortaya çıkmaktadır. ‘Le Geste et la parole’’ de (jest ve konuşma) yontmataş aletler üzerinden tarih öncesi insanların betimlemelerini ve zihinsel süreçlerini incelemiştir. Leroi-Gourhan, insanların evrimleşme sürecini hareketlilik, özgürleştirme ve dışsallaştırma süreci olarak tayin etmiştir. Zira insanlar başka hayvanlardan farklı olarak kültürlü varlıklar olup, insanlıkta her zaman bir uzmanlaşma olmuştur. Bu da insanın kendi bedeni dışında da var olmasını sağlamıştır. Bu varoluş ise üretim yoluyla gerçekleşmiştir. İnsanlık soyu bipedalizme geçene kadar diğer memeliler ile paralel bir evrim göstermiştir. Ön ayakların özgürleşmesi, el ve ağzın yanında beynin özgürleşmesine de yol açmıştır.133

1970’li yıllarda temelinde etnolojik araştımaları barındıran işlem zinciri ile ilgili farklı yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Lemonnier, işlem zincirinin ve stratejik safhaların değişim gösteren ve göstermeyen kısımlarının olduğunu ortaya koymuştur. Bu stratejik safhalar, her zaman toplumsal olarak kontrol edilmiş, teknik ve toplumsal yapılar arasında köprü olmuştur.

İnsan eliyle üretilmiş olan maddi ve somut şeyleri üretmeye yönelik zihinsel işlem zinciri, teknolojinin sosyal simgesi olmakta ve Lemonnier tarafından ‘proje şeması’ olarak adlandırılmaktadır. Bu kavram, belli bir işlemde, hammadde, alet ve eylem gibi teknik bileşenleri sıralayan ve birbirine bağlayan zihinsel bir modeli temsil etmektedir. Aynı zamanda bu model belli bir teknik amacı hedefleyen işlem zincirini sıralamaktadır. Lemonnier “en iyi arı ile en kötü mimarı ayıran şeyin mimarın bir odayı inşa etmeden önce zihninde inşa etmesi” olduğunu savunan Marx’ın fikrini buna örnek

133 Audouze, 2002: 289-290

olarak göstermektedir.134

Tixier, teknoloji araştırmalarını insanın beden hareketlerini içeren birkaç tekniği detaylı bir şekilde araştırarak tarih öncesi insanlığın materyal kültürünü kavramsal olarak anlamak için kullanılabilecek bir yöntem olarak yorumlamıştır.135 Buna dayanarak Tixier, yontmataş malzemelerin teknolojik okumasını yaparak işlem zincirinin sistematik olarak araştırılmasına olanak sağlamıştır.136

Tixier’in ortaya koyduğu teknolojik analiz yönteminde, analizler iki kavram üzerinden ilerlemektedir. Bunlar, metot ve tekniktir. Yontucu bireyin, bilinçli veya bilinçsiz olarak taşı yongalama sürecini metot, yongalamada kullanacağı aletleri ve yongalamadaki hareketleri teknik olarak tanımlamıştır.137

Metot, ilk olarak yontucu bireyin ürünü zihninde canlandırması (concept) ve bu doğrultuda malzemenin temininden tamamlanmasına kadar olan ideal süreci tasarlamasıdır. ‘Zihinsel tümleme’138 olarak tanımlanan bu süreç, talep edilen ürünün şekli (consept) tasarlandıktan sonra, malzeme üzerinden üretim sürecinin düşünülebilmesinin yanı sıra, malzemeye göre konsept tasarlanabilmesine de imkan sağlamaktadır.139

Ancak, yontmataş üretim sürecinde farklı parametreler (malzemenin formu ve kalitesi, yontucu bireyin beceri düzeyi, yontma için kullanılan aletlerin şekli ve materyali vs.) istenilen ürünü üretmekte zorluk yaratmaktadır. Bu yüzden karmaşık metot yapılandırması ve uygulaması yapan bireylerin uzman yontucu olduğu

134 Lemonnier, 1992: 81

135 Inizan ve diğ., 2005: 8

136 Pelegrin, 2009: 95

137 Oba, 2015: 103

138 Yamanaka, 2012

139 Oba, 2015: 103

söylenebilmektedir.140

Oba’ya göre metodun yeniden yapılandırılması, tekno-ekonomik araştırmayla sağlanmakta ve bu da parçaların yumru veya çekirdekten hangi safhada yongalandığının araştırılması ile mümkün olabilmektedir. Bu şekilde malzemeler, tipolojik tanımından öte üretim safhaları üzerinden kategorize edilebilmektedir.141

Teknoloji analiz yönteminde kullanılan ikinci kavram olan teknik ise aletin üretimindeki eylemle ilgili olup, üç farklı parametreden oluşmaktadır:

1. Yongalama için kullanılan aletin kalitesi ve şekli (sert taş, yumuşak taş vb.) 2. Gücün uygulanma şekli (direkt vurma, dolaylı vurma, baskı vb.)

3. Yontulan malzemenin yerleştirilme şekli, yontucu bireyin beden formu (örs üzerinde diğer destekleyici ekipmanlar vb.)

Bu üç parametrenin anlaşılmasında, yontucu bireyin üretim esnasında çekirdeği ne şekilde kavradığı, hangi açı ile vurma düzlemini tuttuğu ve hangi yongalama aletini kullanarak ne kadar güç uyguladığı gibi etmenler önem kazanmaktadır. Uygulanan eylemler, etnolojik veya deneysel araştırmalar sayesinde yontmataş alet üretiminde yeniden yapılandırılabilmektedir.

Tekniğin tayin edilmesinde önem kazanan şey ise yontmataş aletlerin üzerinde bulunan izlerdir. Vurgaç ile malzemenin temas ettiği nokta, yani yongalamanın başladığı yerde bulunan izler farklı tekniklerin tayininde önem taşımaktadır.

Oba, teknoloji araştırmalarını sekiz safhaya ayırmaktadır:

1. Konseptin aranması, aletin gözlemi ve tayini (uzunluğu, genişliği, kalınlığı, vs.)

2. Tekno ekonomik sınıflandırma; malzemelerin üretim zinciri sırasına göre

140 Pelegrin, 2007; Oba, 2015: 104

141 Oba, 2015: 105

dizilmesi

3. Metodun yeniden yapılandırılması 4. Tekniğin tayini

5. Deneysel araştırma

6. Arkeolojik veri ile deneysel veri arasında karşılaştırma yapmak 7. Yeni bir deneyin yapılması ve yeniden karşılaştırma

8. Yorum ve teknik farklılığın tayini142.

1990’lı yıllara gelindiğinde chaîne opératoire yönteminin daha çok yontmataş ve seramik analizlerinde kullanıldığı görülmektedir. Ancak, sadece doğal etkenler teknolojik farklılıkları tam olarak açıklamamaktadır. Örneğin, benzer çevre koşullarında benzer dilgi veya dilgicik üretiminde çeşitli çekirdek hazırlama yöntemlerinin kullanıldığı arkeojik veriler üzerinden iyi bilinmektedir. Bunun yanı sıra çevre koşullarının değişim göstermemesine karşın seramik üretim tekniklerinin veya üstündeki motiflerinin değiştiği de bilinmektedir. Buradan teknolojinin sadece ekonomik veya işlevsel amaçlı olmadığı, bununla birlikte üreticinin ait olduğu toplumun geleneklerinin ve kültürünün de teknolojiyi etkilediği açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Alet üretiminde kullanılan teknik, ebeveynden çocuğa veya ustadan çırağa, nesilden nesile eğitim ve öğretim ile aktarılan bir olguydu. Alet üretimindeki yöntem, üreticinin bağlı olduğu toplumsal yapı ve geleneklerden ayrı olamazdı. Böyle bir durumda toplumun biriktirdiği kültür ve bilginin yanı sıra üreticinin bulunduğu toplumsal durum ve eğitim düzeyi de önem kazanmaktadır.143

Diğer taraftan chaîne opératoire yönteminin tam anlamıyla uygulanabilir olmadığını savunan araştırmacılar da mevcuttur.

142 Oba, 2015 : 105

143 Nishiaki, 2006: 325-326

Edmonds, chaîne opératoire kavramının temelinde yapısalcılığın olduğunu vurgulamaktadır. Çoğu teknoloji araştırmacısı, geçmiş dönem işlem şeması (schema operatoire) ya da sosyal veya bilişsel olarak teknolojik hareketler (action) için belirli bir şablon oluşturmakla ilgilenmişlerdir.144

Genel anlamıyla linear bir işlemi zincirinin şemalar veya diagramlar ile gösterilmesi bu sürecin bir kalıp haline getirilmesidir. Bu nedenden dolayı alet üreten bireyin her işlem aşamasında durumsal kararlar vererek daha çeşitli bir işlem zincirini oluşturduğu belirtilmektedir.145

7.1.2. Chaîne Opératoire Uygulama Örnekleri

Benzer Belgeler