• Sonuç bulunamadı

Birkaç Hayırsever Tarafından Ortaklaşa Kurulan Vakıflar

C. İlmiye Sınıfına Mensup Vakıf Kurucuları

3. Birkaç Hayırsever Tarafından Ortaklaşa Kurulan Vakıflar

Makedonya bölgesinde ilk dönem kurulan vakıflar genelde bir kişi tarafından tesis edilmiştir. Ancak XIX. asırda Kumanova ve Debre kazalarında birkaç vakfın köylüler tarafından kurulduğu saptanmıştır. Bu az sayıda vakıf, vakfiyelerdeki bilgiler doğrultusunda işlenecektir. Debre kazasına bağlı iki köyde köylüler aralarında topladıkları paraları güvenilir bir kimseye teslim etmişlerdi. Bu kişi köylü adına o paralarla vakıf kurmuş ve paranın işletmesinden elde edilen kâr, köylerindeki caminin tamirine ve imamına maaş olarak ayrılmıştır. Debre kazasına bağlı Konyarı köyünden cami mütevellisi Abdullah b. Ali Fayda, köylerindeki hayırseverlerden toplanıp ve

123

kendisine emaneten teslim edilen 1.000 kr.’u vakfetmiştir. Bu para onu bir buçuk hesabı üzere işletmeye verilmiştir. Elde edilen 150 kuruş ribhin 75 kr.’u caminin tamirine 75 kr.’u da imama maaş olarak tahsis edilmiştir. Cami hizmetlerini akamete uğratmadan devam ettirilmesi adına toplanan paraların onu bir buçuk hesabıyla yıllık olarak işletilmesiyle cami ihtiyaçları ve imam maaşları karşılanmıştır.388

Aynı yöntemin uygulandığı diğer bir örnek de Debre kazasına bağlı Mazice (Mazica?) köyünde görülmüştür. Cami mütevellisi Fazlı b. Hüseyin’e köy halkı arasında toplanan 1.500 kr. para vakfedilmek üzere emanet olarak verilmiştir. Mütevelli de, bu parayı vakfedip gelirinden 75 kr.’u caminin bakım ve onarımına ayırmış, 150 kr.’u ise cami imamına maaş olarak tahsis etmiştir.389

Kumanova kazasının Orta Pınar Mahallesi sakinleri, mahallelerindeki eğitim öğretim ve cami hizmetlerinin aksamaması adına aralarında para toplamışlardır.

Toplanan paranın miktarı belirtilmemiştir. Ancak para verenlerin çoğunun ismi vakfiyeye kaydedilmiştir. Bazı kimselerin ise isimlerinin belirtilmediği de ayrıca zikredilmiştir. Toplanan paralarla “Taşkıran” denilen yerde 4 taşlı bir değirmen ve etrafında yer alan 10 dönüm bahçe satın alınmıştır. Bu değirmen ve bahçe vakfedilip kiraya verilmiş ve elde edilen gelirlerden ilk olarak değirmen ve bahçenin gerekli bakım ve onarımları yapılmıştır. Tamir giderleri tamamlandıktan sonra artan meblağın tamamı kazada müderrislik yapan İsmail Efendi’ye verilmiştir. Hayırseverler, maaş karşılığında İsmail Efendi’den eğitim-öğretim faaliyetleri ve mahallenin camisinde vaaz, nasihat etmesini talep etmiştir.390 Münferiden vakıf kurmaya gücü yetmeyen kimseler, mahalle veya köylü olarak aralarında topladıkları paralarla vakıf tesis etmişlerdir. Din ve eğitim hizmetlerinin aksamadan devamını sağlamışlardır.

Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu Anadolu ve Balkanlar’da genelde vakıflar tek kişi tarafından tesis edilmiştir. Hayır hasenat erbabı, vakfedeceği menkul veya gayrimenkulünü kâdının huzurunda kâtibe yazdırır ve kâdının onayı ile resmiyet kazanırdı. Osmanlı yönetiminde Makedonya’da da Tanzimat öncesi dönemde kurulan vakıfların tamamı tek şahıslar tarafından ihdas edilirken, Tanzimat’tan sonra,

388 VGMA, Defter 991, Sayfa 18, Sıra 20.

389 VGMA, Defter 991, Sayfa 51, Sıra 67.

390 VGMA, Defter 989, Sayfa 97, Sıra 72.

124

Kumanova, Köprülü, Kalkandelen, Gostivar ve Doyran kazalarında bazı vakıfların iki veya daha fazla kişi tarafından kurulduğu görülmüştür.

Birkaç kişi tarafından ortaklaşa kurulan vakıfların çoğu para vakıflarından meydana gelirken, birkaç vakfın da gayrimenkullerden olduğu tespit edilmiştir.

Doyran’da 5, Gostivar 3, Köprülü 2, Kalkandelen 1 ve Kumanova birer olmak üzere, toplamda 12 vakıf tesis etmiştir. Bunlardan 10’unun menkul, 2’sinin de gayrimenkul olduğu vakfiyelerden elde edilmektedir. Makedonya vakıfları arasında ortak vakıf kurma oranı %5.45’e tekabül etmektedir.

XIX. asırda Makedonya’nın 5 şehrinde görülen müşterek vakıf kurma uygulamasının bir benzeri aynı dönemde Eskişehir’de görülmektedir. Makedonya’da 12 ortak vakıf tesis edilirken, Eskişehir’de ise ikişer kişi tarafından 4 ortak menkul vakıf ihdas edilmiştir.391 Makedonya’daki müşterek kurulan vakıflarda hayırseverlerin sayıları 2 ile 6 kişi arasında değişmektedir. Ancak Eskişehir’de kurulan ortak vakıflar 2’er kişi tarafından ihdas edilmiştir. Makedonya’daki ortaklaşa vakıflar arasında menkul ve gayrimenkul bulunurken, Eskişehir’de sadece menkul vakıf kurulmuştur.

Tablo 25. Birkaç Hayırser Tarafından Kurulan Vakıfların Listesi

Def-Say

Sıra Vâkıf ismi Yer-Yıl Menkul Miktar

988-278-177

Kamil b. Zeynel, Muharrem b. Arif, Bilal b. Sâlih, Şaban b. Âdem

Kalkandelen Gorançe

köyü 1302/1885 Menkul 2.000 kuruş

989-243-153

Kethüda Sâlih b. Yaşar, Musli b Âdem, Said b Bayram, Ali b. İdris, Süleyman b. Fettah ve Zeynel Usta b. Hasan

Köprülü Menlik

köyü, 1302/1885 Menkul 4.000 kuruş

989-173-132

Halil Ağa b. Musa ve Molla Hasan b.Yusuf

Doyran Memişli

köyü1319/1901 Menkul 600 kuruş

989-244-190

İbrahim Ağa b. Timur Ağa ve Bekir

Efendi b. Sâlih Doyran Rubova

köyü1322/1904 500 kuruş

990-51-44 Tursun b. Said, Zeynel b İbiş ve

Rüstem b. Behlül Gostivar Donovnica

köyü 1325/1907 Menkul 4.000 kuruş 991-66-77 Cemal Ağa b. Abdülhalim ve Lütfü

Ağa b. Ali Kumanova Reşte

köyü 1326 İki dönüm

bağ ve ev

603-297-463

Şabanoğluları Molla Veli ve Molla

Ömer Köprülü Vranokça

köyü, 1327/1909 İki dönüm

bağ

600-200-251

İlyas b. Abdülhalim ve kazım b. Hacı Ali

Gostivar İzdunya

köyü 1327/1909 Menkul 8.000 kuruş 600-43-53 İsmailoğluları Hacı Halil ve Hacı

Mehmed

Gostivar, 1328/1910 Menkul 10.000 kuruş

604-193-276

Mahmud b. Bilal, İbrahim b. İdris ve

İsmail b. Mehmed Doyran Çavuşlu

köyü1329/1911 Menkul 4.000 kuruş 911-14-14 Recep b. İbrahim ve Yahya b. Ali Doyran Hudova köyü Menkul 2. 000 kuruş

391 Türkay, a.g.t., s. 85-88.

125

1330/1912

601—157-204

Cemil Ağa b. Osman ve Tayyib b.

Şaban Doyran Göleli köyü

1330/1912

Menkul 2.000 kuruş

Ortak kurulan vakıflardan menkul ve gayrimenkullere birkaç örnek verebiliriz.

Gostivar’ın Donovnica köyünden Tosun b. Said, Zeynel b. İbiş ve Rüstem b. Behül ortak bir vakıf tesis etmişlerdir. Tosun ve Zeynel 1.000’er kr. vakfetmiş, Rüstem ise 2.000 kr., toplamda 4.000 kr. para vakfedilmiştir. Ortak kurulan vakıflarda ortakların hepsinin aynı miktarda para vermedikleri görülmüştür. Hayır işlerinde şahısların aynı miktarda bağış yapmalarına özen göstermediklerini bu vakfiyede diğer bazı vakfiyelerde açıkça görülmüştür. Bu paranın işletmesinden elde edilen gelir köy camisi imamına maaş olarak tahsis edilmiştir.392

Köprülü’nün Menlik köyünde altı kişi bir araya gelip para vakfı kurmuşlardır.

1302/1885 tarihinde Kethüda Salih b. Yaşar, Musli b. Âdem, Said b. Bayram, Ali b.

İdris, Süleyman b. Fettah ve Zeynel Usta b Hasan olmak üzere aralarında kişi başı 650 kr. ve 30 paradan 4.000 kr. ve 20 para toplanmıştır.393 Paranın onu, on bir buçuk hesabı üzere yıllık işletilmesi şartıyla vakfetmişlerdir. Vakıf mütevellisi Zeynel Usta, bu paraları köylü tarafından yaptırılan camide hatip olana senelik 200 kr., imama senelik 300 kr. ve caminin tamir giderleri için 150 kr. ayırmıştır.394

Müştereken kurulan gayrimenkul vakıflara diğer bir misal Kumanova’nın Reşçe köyünden Cemal Ağa ve Lütfü Ağa 1326/1908 tarihinde ortak bir vakıf kurmuşlardır.

2.000 kr. kıymetinde bir adet bağ ve yine aynı köyde ev ve diğer bir adet bağının değeri 2.500 kr. olarak belirtmişler ve bunları vakfetmişlerdir. Bağlar ve evin yıllık kira gelirleri 750 kr. olarak tayin edilmiştir.395 Bunlardan elde edilen yıllık geliri Sadık Ağa tarafından inşa edilen camide imam olan kimseye senelik 500 kr. maaş tahsis edilmiştir.

250 kr. ise caminin bakım ve onarım giderleri için ayrılmıştır. Sadık Ağa tarafından yaptırılan caminin personel ve tamir giderlerini Cemal Ağa ve Lütfü Ağa üstlenmiştir.

392 VGMA, Defter 990, Sayfa 51, Sıra 44.

393 VGMA, Defter 988, Sayfa 243, Sıra 153.

394 VGMA, Defter 988, Sayfa 243, Sıra 153.

395 VGMA, Defter 991, Sayfa 66, Sıra 77.

126 4. Gayrimüslim Vakıf Kurucuları

Makedonya’nın Osmanlı egemenliğine girmesiyle birlikte din, dil, örf ve gelenekleri farklılık gösteren çok kültürlü yapıya asırlarca ev sahipliği yaptığı gözlenmiştir. Makedonya şehirlerinin çoğunda Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve başka inançlara mensup kişiler aynı şehirde barış içinde yaşamışlardır. Genel olarak aynı inanca mensup olan kimseler kendilerine has mahallelerde ikamet etmeye özen göstermiş, ancak bazı mahallelerde farklı etnik grupların bir arada yaşadığı da görülmüştür.

Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü bölgelerde Müslümanlar arasında vakıf kurma geleneği her daim güncelliğini korumuştur. Müslümanlarla iç içe yaşayan farklı inanç mensuplarının da bu uygulamadan etkilenmesi pek tabi bir durumdur. Bu etkileşim sonucu kendi dindaşlarına katkı sağlamak amacıyla onlar da vakıflar tesis etmişlerdir. Makedonya’nın Manastır şehrinde Müslümanlarla aynı mahallede ikamet eden birbirine komşu olan iki gayrimüslimin de vakıf kurdukları tespit edilmiştir.

Osmanlı Devleti hududu içinde yaşayan gayrimüslimlere inanç ve eğitim alanında çeşitli haklar tanındığı gibi onların sosyal ve kültürel hizmetlere yönelik vakıf ihdas etmelerine de izin vermiştir. Gayrimüslimler, sosyal ve kültürel sahada vakıf kurma konusunda Müslümanlarla müsavi haklara sahip olmuştur. Devlet sadece vakıf tesis etme noktasında bir iki hususta gayrimüslimleri sınırlandırmıştır. Bu hususlar şunlardır: kilise inşası ve tamiri, İncil ve Tevrat’ın basım ve dağıtımıdır. Bu zikredilen hizmetlere müteallik kurulacak vakıfların Osmanlı Devleti tarafından muteber kabul edilmeyeceği mevzusu kaynaklarda açıkça beyan edilmiştir.396 Sözü edilen hususlar haricinde gayrimüslimler, Müslüman vâkıflarla aynı haklara sahiptir.

Osmanlı Devleti’nin egemen olduğu Anadolu ve Balkan coğrafyasında Müslümanların yanı sıra gayrimüslimlerin de vakıf kurduğu gözlemlenmektedir.

VGMA., 29 numaralı Hıristiyan defterinde 48 vakfın olduğu belirtilmiştir.397

396 Nazif Öztürk, Azınlık Vakıfları, Ankara: Altın Küre Yayınları, 2003, s. 116.

397 Muhammed Ceylan, Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Mülk ve Vakıf Edinimi (18 Yüzyıl), (YDT), Ankara: Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016, s.162.

127

İstanbul,398 Bursa399 ve Makedonya’da ikamet eden gayrimüslimler az sayıda da olsa vakıf ihdas etmişlerdir. Bursa vakıflarıyla ilgili yapılan bir çalışmada 4 gayrimüslim vakfının olduğu zikredilmiştir. Bunlardan ikisi erkekler ikisi de kadınlar tarafından kurulmuştur.400

Osmanlı yönetimindeki Makedonya bölgesinde kurulan iki gayrimüslim vakfının da Tanzimat’tan sonra ihdas edildiği görülmüştür. Hacı Yorgi Rum uyruklu, Despina Hanım ise Bulgar uyruklu olmasına rağmen ikisinin de Ortodoks inancına mensup olduğu tespit edilmiştir. İkisi de vakıf gelirlerinden ayırdıkları payları Aya Dimitri Ortodoks kilisesinin ihtiyaçlarına tahsis etmiştir.

Hacı Yorgi 1291/1874 yılında Manastır’da bir vakıf kurmuştur. Vâkıf kendisinin de ikamet ettiği Kara Debbağ Mahallesi’nde sahip olduğu 12 numaralı çift katlı evini, etrafındaki yapılarla birlikte vakfetmiştir. Ayrıca Hacı Bey Cami yanında bulunan 50 numaralı dükkânı ve Manastır’ın boyacılar çarşısında 19, 20, 21 ve 22 numaralı birbirine bitişik dört dükkânını vakfetmiştir. Bu vakıf dükkânların “İcâre-i vâhide.”

usulü üzere yıllık kiraya verilmesini ve elde edilen gelirlerden ilk tamir ihtiyaçları karşılanması ve artan paranın tamamı Aya Dimitri kilisesinin tamir giderlerine sarf edileceğini vakfiyede bilhassa zikretmiştir.401

Despina Hanım 1284/1868 tarihinde Manastır’da tesis ettiği vakfında, kendisinin de ikamet ettiği Dımışkî Bey Mahallesi’nde sahip olduğu çift katlı evini ve Hamza Bey Camii yanında 34 numaralı boyacı ve tütüncü dükkânını vakfetmiştir. Bu dükkânlar ve ev mütevelli tarafından “İcâre-i vahide”ile kiraya verilmiş elde edilen kârdan öncelikle vakıf gayrimenkullerin vergi ve tamir giderleri karşılanmıştır. Bu asli giderler tamamlandıktan sonra vakıf gelirlerinin tamamıyla Manastır’daki İspitalya Hastanesi’nde, Bulgar uyruklu fakir hastaların ücretsiz tedavi olmaları ve hastane masraflarının karşılanması amacıyla harcanmasını istemiştir. Hastane masraflarına

398 Habibe Kazancıoğlu, “XVIII. Yüzyıl Osmanlı Dönemine Ait Bir Gayrimüslim Vakfiyesi Örneği:

Edirneli Keresteci Agop’un Vakfiyesi”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2016, C. 18, S.

1, s. 283.

399 Ali İhsan Karataş, Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Toplum Hayatı Bursa Örneği, İstanbul:

Gökkubbe Yayınları,2009, s. 200.

400 Demirel, a.g.t., s. 49.

401 Mumin Omerov, “XIX. Yüzyılda Manastır’da Kurulan İki Gayrimüslim Vakfı.”Yitik Hafızanın Peşinde Üsküp Konuşmaları, Ed: Mehmed Dursun Erdem Vd, Ankara: Pruva Yayınları, 2019,s.

349.

128

harcanacak giderler tamamlandıktan sonra artan paraları da Aya Dimitri kilisesinde kandilcilik yapan fakirlere verilmesini şart koşmuştur.402 İki vâkıf da kendi dindaşlarından ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmuşlar, Aya Dimitri Kilisesi’nin tamir masraflarına ve fakirlerine katkı sağlamayı amaçlamışlardır.

II. SOSYAL STATÜLERİ AÇISINDAN KADIN VAKIF KURUCULARI Vakıflar, İslam devlet ve toplumlarında geçmişten günümüze sosyal, iktisadî, dinî ve kültürel sahalarda pek çok hizmetin yerine getirilmesinde başat rol oynamışlardır.403 Şehirlerin imar ve ihyasında erkeklerin yanı sıra kadınlar da azımsanmayacak sayıda vakıf kurmuşlardır. Hanım hayırseverlerin Anadolu ve Balkan coğrafyasında, çeşitli alanlarda söz sahibi olduğu ve vakıflar tesis ederek toplumun ihtiyaçlarının giderilmesine katkıda bulunduklarını gösteren yüzlerce vakfiye ve çalışma bulunmaktadır.404

Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarını fethetmesi sonucunda şehirlerin mâmur edilmesinde erkeklerin yanında kadın hayırseverler de önemli rol oynamıştır. Osmanlı toplumunda kadınının her daim sosyal hayatın içinde olduğu ve imkânları ölçüsünde vakıflar kurduğu görülmektedir. Makedonya bölgesinde Osmanlı dönemi boyunca vâkıfelerin her asırda vakıf tesis ettikleri tespit edilmiştir. Ancak Makedonya’da vâkıfelerin zirve yaptığı dönem XIX. yüzyıl olmuştur. Kadınlar bulundukları şehirlerin ihtiyaçları doğrultusunda, din, tekke, eğitim, sosyal ve kamu hizmetleri olmak üzere her sahada vakıf kurmuşlardır.

Vakıflarla ilgili çalışmalarda ve tereke kayıtları üzerinde yapılan araştırmalarda, Osmanlı toplumunda kadınların pek çok menkul ve gayrimenkul sahibi olduğunu öğrenmekteyiz. Ayrıca tereke kayıtları incelendiğinde yüklü miktarda miras bırakan çok sayıda kadın kaydına rastlanmaktadır. Osmanlı toplumunda mal ve servet edinme

402 MÜDA, 24 Numaralı Vakfiye.

403 Hüseyin Çınar, “Ankara’da Hayırsever Bir Sultan: Melike Hatun”, “Vakıf Kuran Kadınlar”, ed., Fahameddin Başar, Ankara:Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, 2019, s. 37.

404 Abdurrahman Kurt, Bursa Sicilleri Göre Osmanlı Ailesi (1839-1876), Bursa: Uludağ Üniversitesi Bursa Basımevi, 1988, s. 50-100; Abdurrahman Kurt, “Osmanlı’da Kadının Sosyo-Ekonomik Konumu”, I-XII, Osmanlı, Ed. Güler Eren, C. V, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999, s. 439-440;

Maydaer, XVI. Yüzyılda Bursa Kadınları, s. 81-95; Kerime Fidan, “Osmanlı Bosna’sında Vakıf Kuran Kadınlar”, Osmanlı Dönemi Balkan Kadınları, Toplumsal Cinsiyet Kültür, çev, Güliz Erginsoy, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2009, s. 113-125; Rahman Âdemi, “Rumeli’deki Kadınların Kurduğu Para Vakıflarının Eğitimdeki Rolü”, Ankara, Adam Akademi, 7/2, 2017, s. 239-250.

129

yolları hayli sınırlı olduğu varsayılan kadınların hangi yollarla sermaye sahibi olduğu mevzuu daima merak konusu olmuştur. Peki bu birikimleri hanımlar hangi yollarla elde edebiliyordu. Osmanlı toplumunda kadınların servet edinebilecekleri başlıca dört kaynak bulunmaktadır. Bunlar: Aile bireylerinden birinin vefat etmesi durumunda arkada bıraktığı terekenin İslam hukuku kaidelerine göre aile efradına taksim edilmesi;

eş, dost ve sevenleri tarafından kadınlara verilen hediyeler; nikâh esnasında erkeğin kadına verdiği mehir ve kadının bireysel olarak çalışıp kazanması olarak sıralanabilir.405 Kadınlar, kazandıkları mal ve mülkleri diledikleri gibi tasarruf etme hakkına sahiptiler. Hanımların bir kısmı varlıklarıyla iş kurarken, diğer bir kısmı ise sahip oldukları birikimleriyle vakıf tesis etmişlerdir. Bursa ile ilgili yapılan bir çalışmada para vakıflarından kredi çeken 3.912 kişi arasında 884 kadının da yer aldığı belirtilmiştir.406 Tüm bu veriler bize kadının ekonomik hayatın içinde yer aldığı ve çeşitli sanat dallarında faaliyet gösterdiğini kanıtlamaktadır.

Osmanlı Devleti’nde kadınlar, kurdukları iş yerlerinde yöneticilik yaptıkları gibi ihdas ettikleri vakıflarda da umumiyetle mütevellilik görevini üstlenmişlerdir. Bazı kadınlar vakıf tesis ederken bizzat kendileri kadıya gidip vakıflarını tescil ettirmiştir.

Bir kısmı da yerine vekil tayin ederek bu işlemi gerçekleştirmiştir. Hayırsever hanımların kurdukları vakıfların işletmesini bizzat kendilerinin üstlenip sürdürmesi, sosyal hayattaki faaliyetlerle iç içe olduklarını göstermektedir.

Vakıf mallarının kiralanması, gelirlerinin temin edilmesi, vakıfta hizmet edenlerin ücretlerinin verilmesi mütevellinin sorumluluğundaydı. Mütevellilik vazifesini yürüten kadınların bu mesuliyeti yerine getirdiği ve kamusal alanda aktif olarak yer aldığı görülmüştür. Kendilerinden sonra mütevellilik görevine, umumiyetle ailelerinden erkek ve kız çocuklarını tayin etmişlerdir. Vâkıfeler, tesis ettikleri vakıflarla kamusal alanlarda çeşitli hizmetlere katkı sağladıkları gibi ailelerinden de diledikleri kimselere çeşitli görevler vererek maddi olarak kaynak sağlamışlardır. Kadın mütevellilere bir örnek teşkil etmesi adına Pembe Hanım vakfını verebiliriz.

Manastır’da ihdas ettiği vakıfda vefat edene kadar kendisi vakfın mütevellilik

405 Maydaer, XVI. Yüzyılda Bursa Kadınları, s. 81-95; Saadet Maydaer, “Osmanlı Klasik Döneminde Kadınların Servet Edinme Yolları (Bursa Örneği)”, Bursa: U.Ü.İ.F.D., C. XV, S. 2, s. 366-367.

406 Cafer Çiftçi, Bursa’da Vakıfların Sosyo-Ekonomik İşlevleri, Bursa: Gaye Kitabevi, 2004, s. 217.

130

hizmetlerini sürdürmüştür. Vefatından sonra bu göreve kız kardeşinin kızı Fatma Hanım’ı tayin etmiştir.407

Vakıflarla ilgili yapılan çalışmalarda, zamanına ve yerine göre kadınların kurdukları vakıfların oranının değişiklik arz ettiği görülmektedir. Bu konuda farklı bölgelerde, farklı zaman dilimlerinde yapılan çalışmalardan örnekler verilebilir. 1550-1565 tarihlerinde Bursa’da kurulan 123 vakfın 80’i erkekler, 43’ü de kadınlar tarafından ihdas edilmiştir. Bu da kendi içinde %35’lik bir orana tekabül etmektedir.408 Yine Bursa’da XVII. asırda hanımların kurduğu vakıflar %47.8 oranındayken 409 XVIII.

yüzyılda Bursa’da %24’e gerilemiştir.410 1757-1810 yıllarında Tokat vakıflarında kadınlar tarafından ihdas edilen vakıfların oranı %33’tür.411 1700-1850 yıllarında vakıfların rolü üzerine yapılan bir araştırmada Sivas’ta kadınların tesis ettiği vakıfların oranı %22.55’tir.412 XIX. asırda Adana vakıflarının %36.46’sı hanımlar tarafından tesis edilmiştir.413 Yine aynı dönemde Bursa’da kadınların kurduğu vakıflar %11.8,414 Eskişehir’de %4.4’tür.415 Aynı yıllarda Makedonya’da ise %28.63’tür. Eskişehir haricinde diğer bölgelerde kadınların ihdas ettikleri vakıflar %10 ile 48 oranları arasında değişmektedir. Tüm bu veriler, Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinde kadınların vakıf kurma konusunda önemli rol oynadıklarını göstermektedir.

XVIII. yüzyılda Türkiye genelinde vakıf kuran kadınların oranı %17.43 olarak zikredilmiştir.416 XIX. asırda Makedonya’da hanımların ihdas ettiği vakıflar %28.63’e tekabül etmektedir. Bu bağlamda Makedonya bölgesinde vâkıfelerin tesis ettiği vakıflar genel olarak verilen verinin üzerinde olmuştur.

Osmanlı toplumunda vâkıfelerin genel durumuyla ilgili en detaylı veriler Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde yer almaktadır. Osmanlı Devleti’nin

407 MŞS, Defter 126, Varak 67.

408 Akkoç, a.g.t, s. 41.

409 Başol, a.g.t., s. 128

410 Çiftçi, a.g.e., s. 50.

411 Reşat Çelik, Tokat Vakıfları (1757-1810), (YYLT), Tokat: Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1999, s. 9.

412 Hasan Yüksel, “Osmanlı Toplumunda Vakıflar Ve Kadın (XVI-XVII. Yüzyıllar)”, Osmanlı, I-XII, C.

V, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, s. 51-53

413 Alkan, a.g.e., s. 67.

414 Bayrak, a.g.t., s. 79.

415 Türkay, a.g.t., s. 70.

416 Yediyıldız, “Türk Vakıf Kurucularının.”, s. 146.

131

kuruluşundan beri tespit edilen vakıf sayısının 26.000 olduğu göz önüne alındığında bunların, 2.309’u kadınlar tarafından tesis edilmiştir. Bu da toplam vakıflar arasında yaklaşık %9’luk bir orana tekabül etmektedir.417 Hiç kuşkusuz bazı bölgelerdeki şer‘iyye sicillerinin tamamı okunup latinize edildiğinde hanım vakıflarının sayısı da daha da artacaktır.

XIX. asırda Makedonya bölgesinde vakıf kuran kadınlar birkaç başlık altında ele alınmıştır. Bunların kendi içindeki istatistikleri şöyledir: Mühtediye hanımların kurduğu vakıflar %09, seyfiye sınıfına mensup kimselerin aileleri tarafından ihdas edilenler

%1.8 ve reâyâ sınıfına mensup kadınlar tarafından tesis edilenler %25.9’dur. Toplamda Makedonyalı kadınların tesis ettiği vakıfların oranı %28.63’e denk gelmektedir.

Makedonya topraklarında hanımların vakıf tesis etmediği şehirler şunlardır:

Radoviş, Doyran, Ustrumca, Tikveş, Palanka, Kumanova, Gostivar ve Debre’dir. Bu sayılanlardan Radoviş, Ustrumca, Palanka ve Tikveş’te erkeklerin kurduğu vakıf sayısı da epeyce azdır. Kadınların vakıf ihdas ettiği şehirler ise Üsküp, İştip, Kalkandelen, Kratova, Kırçova, Ohri ve Manastır’dır. Kadın hayırseverlerin 49 tanesi Manastır vilayetinde ikamet etmektedir. Diğer şehirlerde vâkıfelerin kurduğu vakıf sayısı oldukça düşüktür. Manastır ve Üsküp gibi merkezlerde kadınların daha çok vakıf tesis etmesinin en temel nedeni, iş alanlarının fazla olması dolayısıyla kadınların sosyal ve ticari hayatta daha aktif olmalarıdır. Maddi imkânları yerinde olan hanımların bir kısmı vakıflar tesis ederek kamusal alandaki bir takım eksikleri gidermişlerdir.

Makedonya şehirlerinde ikamet eden vâkıfelerin, vakfettikleri mevkufların önemli bir kısmını evler ve dükkânlar teşkil etmiştir. Az sayıda vâkıfe, nakit para ve değirmen vakfetmiştir. Onların bazıları hem menkul hem de gayrimenkullerini bağışlamışlardır. Kadınlar, sahip oldukları evlerinde hayatta oldukları müddetçe kendileri ikamet etmiş, vefatlarının ardından yakınlarına veya hayır hizmetlerine tahsis etmişlerdir. Özellikle Manastır vilayetinde hanımlar kamusal alanda oldukça aktif rol aldıkları ve çeşitli hayır hizmetlerine katkı sağladıkları görülmektedir.

Makedonya bölgesinde iki vakıf, köylerde yaşayan kadınlar tarafından kurulurken, diğerleri şehirde ikamet eden hanımlar tarafından ihdas edilmiştir. Bu

417 Hasan Yüksel, “Osmanlı Toplumunda Vakıflar ve Kadın (XVI-XVII. Yüzyıllar”, s. 51-53.

132

hadise, köyde yaşayan hanımların ya yeteri kadar servetleri olmadığı ya da vakıf kurma âdetinin köylerde şehirler kadar yaygınlık kazanmadığını akla getirmektedir.

Köylerde ikamet eden halkın önemli bir kısmı tarımla uğraşırken, bir kısmı da hayvancılıkla geçimini sağlamıştır. Köylü ailesinin ortak çalışmaları sonunda kazanılan mal mülk tek bir yere toplanır ve umumiyetle erkeğin kontrolünde olurdu. Aile efradından biri vakıf kuracaksa bu genelde aile reisi olurdu. Köylerde kurulan vakıflara baktığımızda, Kırçova kazasına bağlı Zayas köyünde Kadime Hanım bt. Muhtar ve Manastır vilayetine Bağlı Sulidol köyünde Habibe Hanım bt. Selim vakıfları hariç diğerlerinin erkekler tarafından tesis edildiği tespit edilmiştir.418

Köyde erkeklerin kurduğu vakıflar genellikle din hizmetlerine yöneliktir.

Vâkıflar, camilerin, aydınlatılmasını, temizlik ihtiyaçları ve imamların maaşını finanse etmiştir. Köylerde vakıf hizmetleri genelde din hizmetleri etrafında şekillenirken sancak ve kazalardaki vakıflar, dinî, sosyal, eğitim-öğretim ve kamusal hizmetler alanında faaliyet göstermiştir. XIX. yüzyılda Makedonya’nın köylerinde ikamet eden kadınların iki vakıf tesis ettiği araştırmamız esnasında müşahede edilmiştir. Çoğu zaman çeşitli alanlardaki vakıf hizmetleri şehirlerde gelişmiş ve kurumsallaşmıştır.

A. Seyfiye Sınıfına Mensup Kimselerin Eşleri ve Kızlarının Kurduğu