• Sonuç bulunamadı

3.2. Politik Davranışın Nedenleri

3.2.1. Bireysel Nedenler

Mouzelis (2003:67-68), bireylerin, daima örgüt hedefleriyle uyuşmayan kendi hedefleri olduğuna dikkat çekmektedir. Dolayısıyla, her zaman örgütsel davranışları tam anlamıyla kontrol etmek ve bunda başarıya ulaşmak mümkün değildir. Örgütsel davranışın önceden öngörülememesi ve bütünüyle kontrol altına alınamamasındaki temel faktör de insan unsuru ve onun doğasıdır. Argyris (1973:160)’a göre, fiziki evren ve fiziki evrenin dinamikleri değişmez yasalarla belirli ve verili iken; sosyal evren karşılıklı mübadeleler sonucu ortaya çıkmakta; insanlar tarafından meydana getirilip tanzim edilmektedirler. Dolayısıyla da insan unsurunun başat bir rol oynadığı her sosyal yapı ve düzenekte de süreçler gayri şahsi, tarafsız ve rasyonel ilkeler doğrultusunda gerçekleşmemektedir.

Örgütlerde politik davranışların ortaya çıkmasında etkili olan bireysel nedenler çok çeşitlidir. İnsanların birbirlerinden çok farklı kişilik özelliklere sahip olması, farklı psikolojik gereksinimler, kişinin örgüte ne düzeyde yatırım yaptığı veya sahip olduğu alternatif iş fırsatları bireysel nedenlere örnek olarak verilebilir. Politik davranışları tetikleyen söz konusu bireysel nedenler aşağıdaki gibi özetlenebilir (Bozkurt ve Doğan, 2013:406-409; Ertekin ve Ertekin, 2003:8-10, Robbins ve Judge, 2013:461):

 Güç kazanma ihtiyacı ve yüksek düzeyde başarı beklentisi: Güç kazanma ihtiyacı ve yüksek başarı beklentisi, çalışanların diğerlerini etkileme ve yönetme, başarı elde edip öne

167

geçme eğilimine işaret etmektedir. Psikolojik yönelimleri yüksek düzeyde güç ve başarı olan çalışanlar daha fazla politik davranış sergileme eğilimindedirler. Politik davranışın özünde kişisel çıkarları güvence altına almak veya daha da artırmak olduğundan yüksek düzeyde güç ve başarı ihtiyacı politik davranış sergileme eğilimini tetiklemektedir. Bilhassa da güç ihtiyacı yüksek olan kişiler diğerleri üzerinde egemenlik kurma güdüsüyle hareket etmekte ve politik etkinliklerde bulunarak daha fazla güç elde etmeye çalışmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle daha fazla politik davranış sergilemektedirler. Liu ve arkadaşlarının (2010) yaptıkları araştırma sonuçları da güç ihtiyacının politik davranış ile pozitif yönde ilişkili olduğunu teyit etmektedir.

 Makyavelist kişilik özelliği: Makyavelist kişilik özelliğine sahip kişiler kendi çıkarlarına yönelik her tür yolu mübah görmekte; yüksek düzeyde güç ihtiyacına sahip olmaları nedeniyle de politik davranış sergileme eğilimi göstermektedirler. Makyevelist bireyler her şeyden önce kendilerini düşünmekte; eğer kişisel bir menfaatleri yoksa başkalarının sorunları ile ilgilenmemektedirler. Kendi menfaatleri söz konusu olduğunda ise duygusallığa yer vermemekte; ulaşmak istedikleri amaçlar için her türlü yola başvurmaktan da çekinmemektedirler. Bu yüzden de politik oyunlarda rahatlıkla yer almaktadırlar. Yüksek düzeyde makyavelist kişilere göre, başkalarını aldatma ya da hile yapmak doğal ve kabul edilebilir bir yoldur. Bu nedenle, bu kişilerin özellikle de örgütteki çalışanlarla yüz yüze gelmedikleri durumlarda ve örgütteki kural ve düzenlemelerin sayısının az olması halinde daha fazla politik davranış sergiledikleri görülmektedir.

 Narsisizm: Narsist bireyler, sürekli olarak başarı, zenginlik ve güç elde etme arayışında olan kişiler olarak tanımlanabilir. Bu kişiler, özgüvenlerini korumak için kendilerine hayran olunmasını arzu etmekte ancak iç dünyalarında boşluk ve güvensizlik yaşamaktadırlar. Narsist kişi başkalarını kullanmaktan ve onları yönlendirmekten hoşlanır. Bu yüzden, örgüt basamaklarını hızla tırmanmak için her türlü politik oyuna başvurmaktan çekinmez. Eğer örgüt yerinden yönetiliyorsa narsist olan bir yönetici gücü kendisinde toplamak için merkez yönetimin hedefleriyle uyumsuz, gayri ahlaki her türlü politik etkinlikte bulunabilir. Yönetimin merkeziyetçi olması halinde ise merkezi etkilemek üzere her türlü politik manevraya başvurur; zamanla kendi kendini kahraman gibi gösterir ve çevresinde örgüte çok bağlı olduğuna dair bir izlenim yaratmaya çalışır.

168

 Kontrol Odağı: İçsel kontrol odağına sahip kişiler, kendi kaderlerine yön verebildiklerini düşünürken dış denetim odaklılar hayatlarının talih ya da şans gibi kendilerinin dışındaki güçlerin kontrolü altında olduğuna inanırlar. İç denetim odaklılar, şartları ve durumları kendi tercihlerine göre manipüle edebileceğine inanmakta; bu yüzden de daha fazla politik davranış sergileme eğiliminde olmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle, iç denetim odaklılar çevreleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduklarını düşündüklerinden olaylar karşısında daha poaktif davranmakta ve dolayısıyla da daha fazla politik davranış sergilemektedirler.

 Kendini Yansıtma: Kendini yansıtma düzeyi yüksek kişiler davranışlarını değişik durum ve şartlara göre kolaylıkla adapte etmekte; çoğu zaman da kendi gerçek kişiliklerinden çok farklı bir duruş sergilemektedirler. Kendini yansıtma düzeyi düşük olanlar ise her durum ve şartta gerçek duygu ve düşünceleri doğrultusunda hareket etmekte; kişilikleri ve davranışları arasında yüksek düzeyde bir tutarlılık göstermektedirler. Kendini yansıtma düzeyi yüksek kişiler sosyal dinamiklere ve başkalarının duygu ve düşüncelerine, beklentilerine çok fazla dikkat etmekte; buna bağlı olarak da kendileri için en avantajlı olacak şekilde uygun pozisyonu almaktadırlar. Dolayısıyla da bu özellikleri onların politik anlamda manevra kabiliyetlerini artırmakta; daha kolay ve rahatlıkla politik davranış sergilemelerini sağlamaktadır.

 Örgüte yapılan yatırım: Bir çalışan örgütten geleceğe yönelik ne kadar çok şey bekliyorsa örgüte yaptığı yatırım da o kadar fazla olacaktır. Bunun yanı sıra, birey örgüte yaptığı yaptırımların karşılığını alacağını, beklentilerinin gerçekleşeceğine inandığı takdirde de çok daha az gayri meşru politik davranış sergileyecektir. Çünkü kişinin beklentileri ne kadar yüksekse; kaybedecekleri de o oranda yüksek olacak ve riske girmek istemeyecektir. Çalışan, özellikle de meşru olmayan politik davranışlarda bulunarak sahip olduğu işini ve gelecekte olması muhtemel kişisel kazanımlarını kaybetmeyi göze alamayacaktır.

 Alternatif iş fırsatları: Bir kişinin emek piyasasında çok talep edilen özelliklere sahip olması ve dışarıdaki iş çevreleri ile etkili bir iletişimde bulunması ya da mesleki anlamda iyi bir şöhrete sahip olması onun politik etkinlikte bulunma eğilimini arttırmakta; ancak meşru olmayan politik davranışlar sergilemesine engel olmaktadır.

169

Yukarıda ele alınan nedenlerden ayrı olarak, Robbins ve Judge (2013:461)’e göre, bireyin sergilediği politik davranışların başarıya ulaşıp ulaşmayacağına dair inancı da kişinin politik davranış sergilemesinde önemli diğer önemli nedendir. Çünkü bir çalışan politik faaliyetlerinin ne kadar başarıyla sonuçlanacağını düşünüyorsa o kadar fazla politik etkinlikte bulunacaktır. Genellikle, örgüt içinde güç konumunda olan, politik yeteneği fazla, deneyimli kişiler politik faaliyetlerin başarıya ulaştıracağına dair yüksek beklenti içinde olmakta; daha deneyimsiz, naif, kırılgan çalışanlar ise kendileri için politik arenada herhangi bir şans görmemektedirler.