• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM:

2.6. BİLGİSAYAR DESTEKLİ DİL ÖĞRENİMİ

üniversitenin hazırlık okulunda gerçekleştirilmiştir. Betimsel analiz çalışması olan söz konusu araştırmada, öğrencilerin yabancı dil sınıflarında teknoloji kullanımı ve motivasyon konularında görüşlerini belirleyebilmek amacıyla bir anket hazırlanmış;

sosyal bilimler ve doğal bilimler alanlarında okuyan 350 öğrenciye uygulanmıştır. Anket verilerinin analizinden ortaya çıkan sonuçlara göre, dil öğrenme sürecini anlamlı ve ilginç hale getiren teknoloji kullanımı ile yabancı dil öğrenmede motivasyon faktörleri arasında güçlü bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, dil sınıflarında bilgisayar, projeksiyon, video, film, internet, e-öğrenme ve çoklu ortam nesneleri gibi farklı teknolojik araçların kullanımının dil öğrenmede etkili olduğu belirtilmiştir.

Teknolojinin yabancı dillerin öğretiminde kullanılması yeni bir olgu değildir. İletişimsel yaklaşımın eğitim sahnesinde rol almasıyla eğitimciler gerçek dile yakın öğrenme malzemeleri ve program geliştirme arayışı içerisine girmişlerdir (Larsen-Freeman, 2000, ss. 132, 133). Konuşulan dile en yakın örnekler sunabilmek adına teypler, ses kayıt cihazları bugün hala birçok yabancı dil sınıfında kullanılmaktadır. Hymes’ın vurguladığı iletişimsel yaklaşımın temel prensiplerinden olan dille birlikte kültürü de aktarabilmek için resimler, slayt gösterim araçları ve televizyonlar sayesinde öğretmenler önemli işler yapmışlardır. Bugün bilgisayarın icadı, insan hayatında yeni bir çağın başlangıcı olarak kabul edildiği gibi, eğitimde de yeni bir dönemin miladını oluşturur. Eğitimin her alanında yadsınamaz öneme sahip olan bilgisayarlar, yabancı dillerin öğretiminde de yeni yaklaşımların zeminini hazırlamıştır. Öğrenme malzemesi hazırlamadan program geliştirmeye kadar birçok alanda faydalanılan, gerek teknik özellikleri gerekse pedagojik uygulama alanları açısından bilgisayarları geliştirme çabası artarak devam etmektedir.

Bilgisayar destekli dil öğrenimine yönelik ilk uygulamalar 1960’lı yıllara dayanır. Bugün bile kullanılan bilgisayar destekli birçok dil öğretim programının temelini oluşturan uygulamalardan bazıları şunlardır (Ahmad, Corbett, Rogers, ve Sussex, 1985, ss. 28-36):

Stanford Projesi, Rus dili öğretimi alanında Stanford’da yürütülmüş, çalışmada geleneksel öğretim yöntemiyle sunulan ders içeriği bilgisayar programıyla öğrencilere aktarılmıştır. Çalışmada, bilgisayar destekli dil eğitimi alan öğrencilerin başarısı geleneksel yöntemle eğitim alan öğrencilerle karşılaştırılmış, bilgisayar destekli dil eğitim alan öğrencilerin başarıları çok daha yüksek çıkmıştır. Bu bakımdan Stanford projesi bu konuda atılmış ilk önemli adımdır.

PLATO Sistemi, bu alanda atılan diğer başarılı adımlardan biridir. 1960’lı yıllarda İllinois Üniversitesinde Rus dili öğretimi maksadıyla geliştirilmiş sistem, 1970’li yıllarda büyük gelişme kaydederek Çince, İngilizce, Fransızca, Hintçe, Yunanca, Latin ve İsveç gibi diğer dillerde de uygulanmıştır.

Darmouth Sistemi, 1970’li yıllarda kullanıcıyla etkileşimli olarak tasarlanmış ilk bilgisayar programları arasındadır. İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca gibi birçok dile çevrilen sistemde cümle içerisinde boşluk doldurmadan gruba ait olmayan ifadeyi bulmaya, İngilizce-Latince cümle çevirisinden sözcük alıştırmalarına kadar farklı türde etkinlikler tasarlanmıştır.

Bilimsel Dil Projesi, Rus dilinde, özellikle fen ve mühendislik alanlarında yazılmış uzmanlık gerektiren metinlerin akademisyenler tarafından okunmasını kolaylaştırmak için hazırlanmış bir sistemdir. Sistem, çok sayıda sözcüğü kaydedebilen ve her sözcüğün karşısında anlamını gösteren bilgisayarlar sayesinde, bir bilim adamının Rusça yazılmış bir makaleyi anlamasını kolaylaştırır.

Mikrobilgisayarlar, 1970’li yıllara damgasını vurmuş, bilgisayar destekli eğitimde yaşanan en önemli gelişmelerdendir. Günümüzde kullanıcı sayısı milyonları bulan mikrobilgisayarlar, anasistem bilgisayarlara kıyasla ucuzluğu, taşınabilirliği ve birçok programı içinde barındırmasıyla dil öğreniminde önemli yere sahiptir.

Teknoloji süratle gelişmekte, insan hayatı da bu gelişmelerden aynı hızda etkilenmektedir. Ortaya çıktığı ilk dönemlerde bir yerden başka bir yere taşınması oldukça güç olan bilgisayarlar, gelişen teknoloji sayesinde yerini bugün aynı işlevi gören dizüstü bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar, avuç içi bilgisayarlar, akıllı telefonlar gibi

cihazlara bırakmıştır. Donanımsal özelliklerinin yanı sıra yazılımsal olarak da sürekli gelişen bilgisayar teknolojisi eğitimde göz ardı edilemez bir öneme sahiptir.

Bilgisayar destekli yabancı dil öğrenme ortamlarının gerek öğretmenler, gerekse öğrencilere sağladığı çok sayıda avantajından bahsetmek mümkündür. Bunlardan bazıları söyle sıralanabilir:

 Etkileşimli öğrenme ortamları sunarak öğrenmeyi bireyler için ilginç kılar (Egbert, 2005, s. 6; Odabaşı, 1997, s. 19; Schwienhorst, 2008, s. 59).

 Çoklu ortamlarla zenginleştirilmiş öğrenme malzemeleri hazırlama ve etkin kullanma olanağı sağlar (Ahmad et al., 1985, s. 4).

 Bireylere, kendi öğrenme ortamlarının tasarlanmasında aktif rol alarak karar verme yetkisi sunar, öğrenen özerkliğinin gelişimine yardımcı olur (Egbert, 2005, ss. 7, 8;

Schwienhorst, 2008, s. 59).

 Çok sayıda özgün öğrenme malzemesine zaman ve mekân kısıtlaması olmadan bireysel erişim kolaylığı sağlar (Ahmad et al., 1985, s. 4; Szendeffy, 2005, s. 4).

 Bireylere stressiz ve kaygı düzeyi düşük bir ortamda risk alma ve hedef dili kullanma olanağı sunar (Egbert, 2005, s. 7).

 Ders kitaplarının aksine, çeşitli programlar sayesinde öğretmenlerin ders ve etkinlik içeriklerini öğrencilerin yeterlik düzeyine göre uyarlamalarını sağlar böylelikle motivasyonu arttırır (Ahmad ve diğerleri, 1985, s. 5; Egbert, 2005, ss. 6-8).

 Yanlış yazılan sözcükleri anında düzelterek sözcüklerin doğru öğrenilmesini ve pekiştirilmesini sağlar (Demirel, 1987, s. 75; Sarıçoban, 2006, s. 40).

 Tüm bireylere aynı anda derse etkin katılım imkânı sunar ve sıra beklemeden değerlendirme, yorum yapma, yönlendirme gibi farklı türde geribildirimler sağlar (Ahmad ve diğerleri, 1985, s. 5).

 Dersi tekrar etme, ödev düzeltme, dönüt verme gibi görevleri yerine getirdiğinden öğretmene öğrencilerle bireysel olarak ilgilenebilme olanağı sağlar (Demirel, 2009, s.

181; Sarıçoban, 2006, s. 40).

 Yabancı dil öğretimine katkısının yanında modern yaşamın gereksinimlerinden olan bilgisayar okuryazarlığının kazandırılmasında önemli etkiye sahiptir (Sarıçoban, 2006, s. 40).

Sahip olduğu sayısız avantajlara rağmen unutulmaması gereken bir konu bilgisayarların, aklı, zekâsı ya da öğretme ve öğrenme yeteneği olmayan, yalnızca verilen komutaları

yerine getiren birer araç olduklarıdır. Diğer bir deyişle öğrenme, teknolojinin öğretim ortamında amaca uygun olarak kullanılması sonucu gerçekleşir. Bu noktada teknoloji eğitimin amacı değil, öğrenmeyi zenginleştirici bir destek olarak düşünülmelidir (Şengül, 2012, s. 186). Bu bağlamda, bilgisayarların eğitimde üstlendiği roller tamamen öğretmenin bilgisayar kullanma yeteneğine ve zekâsına bağlıdır (Ahmad ve diğerleri, 1985, ss. 2, 3, 9). Bu sebeple, öğretmen adaylarının bilgisayar kullanma becerileri ve eğitim alanındaki uygulamaları konularında iyi yetişmiş bireyler olmaları son derece önemlidir (Şahin ve Akçay, 2011, s. 910). Öte yandan, yabancı dil öğretmenlerinin derste bilgisayar kullanma sıklığı konusunda hassas davranmaları oldukça önemlidir.

Bilgisayarla desteklenen dil öğretimi öğrenmeyi kolaylaştıracağı gibi aşırı teknoloji kullanımı da dil öğrenmeyi ikinci planda bırakabilir. Öğretmenin amacı teknolojiyi öğretmek değil, teknolojiyi araç olarak kullanarak öğrenmeyi kolaylaştırmak olmalıdır (Duru, 2013, s. 409). Bilgisayarların eğitimde kullanımı için Bilgisayar Destekli Eğitim tanımının yapılması bu açıdan bakıldığında anlam kazanmaktadır.

Öğrenen özerkliği bağlamında bilgisayar destekli dil öğreniminin etkilerinin araştırıldığı bir çalışma, Mutlu ve Tuğa (2013) tarafından yürütülmüştür. Türkiye’de bir özel üniversitede orta düzeyde İngilizce öğrenen 48 öğrencinin katılımıyla yürütülen çalışmada öğrenciler iki gruba ayrılmış, bir gruptaki öğrenciler bilgisayarlar aracılığıyla yabancı dil öğrenme stratejileri eğitimi alırken diğer gruptaki öğrenciler mevcut müfredat programını takip etmişlerdir. Beş hafta süren çalışmanın verileri anket, yarı yapılandırılmış görüşme, sınıf içi gözlem ve sınıf bloğunda tutulan günlük yazılardan elde edilmiştir. Sonuçlar, bilgisayarla eğitim alan grubun diğer gruba oranla dil öğrenme stratejilerini daha iyi kullandıklarını, daha üst düzeyde motivasyona sahip olduklarını, kendi öğrenmelerinde sorumluluk alma noktasında daha istekli olduklarını ve daha fazla ders dışı ek çalışma yaptıklarını göstermiştir. Sonuçlar ayrıca, bilgisayar destekli dil öğreniminin öğrenen özerkliğini arttırmada etkili bir sistem olduğunu göstermektedir.

Okuma becerilerinin geliştirilmesinde bilgisayar kullanımının etkilerini araştıran Bhatti (2013) bir yıl süren bir çalışma yürütmüş, çalışmaya orta dereceli bir okulun 9. sınıfında öğrenim gören 15-17 yaşları arasında 60 öğrenci katılmıştır. Söz konusu deneysel araştırmada, öğreten merkezli geleneksel yöntemle bilgisayar destekli dil öğrenimi yöntemleri doğrudan, çıkarımsal ve değerlendirmeci okuma becerilerinin gelişimi açısından karşılaştırılmıştır. Her iki grubun da 24 saatlik Okuma Becerisi dersi aldığı

süreçte kontrol grubu öğrencileri ders kitaplarıyla çalışırken, deney grubundaki öğrenciler aynı konuları ses, resim, grafik, animasyon ve sunumlarla zenginleştirilmiş bilgisayar ortamında çalışmışlardır. Okuma becerilerindeki gelişim ön test ve son testlerle ölçülmüş ve üç farklı öğretmen tarafından değerlendirilmiştir. Sonuçlar, okuma becerilerini geliştirmede bilgisayar destekli dil öğreniminin öğreten merkezli geleneksel dil öğreniminden %35 oranında daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, bilgisayar destekli dil öğreniminin motivasyonu ve özgüveni arttıran, çoklu ortam nesneleriyle dil öğrenmeyi zenginleştiren ve kolaylaştıran araçlar olduğu sonucuna varılmıştır.

Bilgisayar destekli dil öğreniminin İngilizce öğretiminde kullanılmasıyla ilgili yabancı dil öğretmenlerinin pedagojik ve teknolojik açıdan görüşlerini almak amacıyla, Baskaran ve Shafeeq (2015) ortaokul öğretmenleriyle bir çalışma gerçekleştirmişlerdir.

Hindistan’ın Kerala eyaletinde 20 ortaokuldan 105 İngilizce öğretmeninin katılımıyla gerçekleştirdikleri bu deneysel araştırmada veriler öğretmenlere uygulanan Likert türü anket ve 15 öğretmenle gerçekleştirilen görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Anket sonuçları, bilgisayar destekli dil öğreniminin daha kolay, ilgi çekici, cesaretlendirici ve motive edici bir dil öğrenme ortamı sunduğunu göstermiştir. Görüşmelerde elde edilen sonuçlar da bilgisayar tabanlı yeni yöntemlerin daha eğlenceli ve öğrenen merkezli bir dil öğrenme deneyimi sunduğunu ortaya koymuştur.

Yabancı dil öğrenenler bağlamında bilgisayar destekli dil öğrenimine ilişkin görüşlerin araştırıldığı bir çalışma da Öztürk (2012) tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de bir üniversitenin hazırlık okulunda İngilizce öğrenen başlangıç, temel, alt-orta ve orta seviyeden 236 öğrencinin katılımıyla yürütülen çalışmada öğrenciler bilgisayarlara yüklenmiş farklı yazılımlar üzerinden çalışarak çeşitli türden etkinlikler yapmışlardır.

Çalışmanın verileri, öğrenciler için geliştirilen bilgisayar destekli dil öğrenimi anketinden elde edilmiştir. Anket yoluyla elde edilen verilerin analizinden ortaya çıkan sonuçlar, öğrencilerin bilgisayar teknolojilerini dil öğrenmeyi destekleyici faydalı araçlar olarak gördüklerini ortaya koymuştur. Öğrenciler ayrıca, bilgisayar teknolojilerinin dört becerinin yanı sıra dilbilgisi ve kelime bilgisini de arttıran faydalı araçlar olduğunu ve bilgisayarlar üzerinden çalışırken zamanı etkili kullandıklarını ifade etmişlerdir.