• Sonuç bulunamadı

A. Kullanılış Şekilleri +ø (eksiz)

IV. YÖNELME DURUMU

5. Bazı Kelimeler Üzerinde Kalıplaşması

Yönelme durumu eki, kalıplaşmış olarak kullanıldığı bazı örneklerde eklendiği kelimeye mal olmuş gibidir. Özge kelimesi yönelme durumu ekiyle kalıplaştığından bazı örneklerde ikinci kez aynı eki almıştır. Kalıplaşmaya tespit ettiğimiz bir diğer kelime ise başka kelimesidir:

özge

“Sėn, özgelerge ögüt bėrür-sen.” (KE: 124 v.16) = Sen, başkalarına öğüt verirsin.

“Ammā secde Tengridin (5) özgege revā bolmas, tėyür.” (KE: 233r.4-5) = Ama

Tanrı’dan başkasına secde edilmez, der.

12 Demiral, Abdullah (2004), Tarihî Kuzey Türkçesinde Zarf-Fiiller, Dicle Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Türk Dili Eğitimi Anabilim Dalı (yayımlanmamış) Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır, s. 102

“Yetgürdi anga özge kişi-ni.” (ME: 26.2) = Ona başka kişiyi gönderdi.

başķa / başġa

“Yūsuf, tėgme birin başġa başġa ķuçup (14) selāmet ķalıng, tėp vidāǾ ķıldı.” (KE: 73v.13) = Yusuf, her birini ayrı ayrı kucaklayıp selâmetle kalın, diyerek (onlara) veda etti.

“Resūlnıng anası Eymene binti Veheb ėrdi, atası ķarındaşları ǾAbdu’llāhdın başķa (12) toķuz ėrdiler.” (KE: 198r.11) = Peygamber’in anası, Veheb kızı Amine idi; babasının kardeşleri, Abdullah’tan başka dokuz kişiydiler.

“Yūsufķa başķa yerde aydılar...” (NF: 353.16) = Yusuf’a başka yerde dediler ...

6. Kalıplaşmış Durum Eklerinden Sonra Kullanılması

Eşitlik ekiyle kalıplaşmış bazı kelimelere yönelme durumu ekinin getirildiği örnekler vardır:

“Tün yėli barçaġa teng tėgsün tėp artuķ eksük ķılmas-biz.” (KE: 216r.9) = Gece yeli

herkese denk ulaşsın diye fazla (veya) eksik etmeyiz.

“Nėçeke tėgi bu kāfirler zaĥmatını, meşaķķatlarını körer biz?” (NF: 11.5) = Bu kâfirlerin (bize çektirdikleri) eziyetlere, sıkıntılara ne zamana kadar maruz kalacağız?

“Ol tüşni barçaġa eşittürdi.” (NF: 105.9) = O düşünü herkese anlattı.

“Ançaķa tegi śabur ķılalıng kim bu oġlanlar bu ŧaǾāmdın yėsünler (17) taķı ķarınları toysun taķı külsünler. (NF: 107.16-17) = O zamana kadar sabredelim ki bu çocuklar, bu yemeği yesinler, karınları doysun ve gülsünler.

“Niçege tigrü turġum muntag oķ zār.” (KHŞ: 3095) = Böyle perperişan ne zamana

7. Geldiği Kelimenin Cümlede Üstlendiği Görevler 7.1. Yer-Yön Tümleci Görevini Üstlenmesi

7.1.1. Yönelme durumundaki isim cümlede tek kelime hâlinde yer-yön tümleci

görevini üstlenebilir:

“Bu suw, bir kün tewege bolsun bir kün bularġa...” (KE: 35r.4) = Bu su, bir gün

deveye olsun, bir gün bunlara...

“...Cebreǿilke ħiŧāb keldi kim: Yā Cebreǿil, (12) tamuġ yarattım, nažar ķılġıl tėp. Cebreǿil Ǿas.bardı, tamuġķa nažar ķılmış erdi...” (NF: 61.11-12) = ...Cebrail’e, ey Cebrail! Cehennemi yarattım, (gidip) bak, diye hitap geldi. Cebrail as. gitti,

cehenneme bakmıştı...

“Aşaķa bardı.” (ME: 186.5) = Aşağıya gitti.

7.1.2. Kelime grubu şeklinde yer-yön tümleci görevini üstlenebilir:

İsim tamlaması şeklinde:

“Ol suw, Loķmān ėvinge (5) barur ėrdi.” (KE: 164r.4-5) = O su, Lokman’ın evine ulaşırdı.

“Bu daraħt üzesinde mēveler bar, hēç dünyā mēveleringe (10) oħşamaz.” (NF: 319.9- 10) = Bu ağacın üzerinde meyveler var, dünya meyvelerine hiç benzemez.

“Tigürgil rusül, enbiyā rūĥınga.” (MM: 6.3) = Resul ve nebilerin ruhuna ulaştır.

Sıfat tamlaması şeklinde:

“Peyġāmbar Ǿas. altı yaşķa yetmiş erdi.” (NF: 4.14) = Peygamber as. altı yaşına gelmişti.

“Heşşām (7) atlıġ kāfirķa aydı...” (NF: 19.6-7) = Heşşam adlı kâfire dedi... “Bir maĥalleke kirdük.” (NF: 106.16) = Bir mahalleye girdik.

“İli (3) avuçı tar miskįnlerge altun akça üleştürdi.” (GT: 174.2-3) = Eli avucı dar

miskinlere altın akçe paylaştırdı.

Bağlama grubu şeklinde:

“Yā Resūlallāh! Ehlime taķı oġlanlarımġa bu keltürgenim miķdārınça ķoydum tėdi.” (NF: 95.4) = Ey Allah’ın Resulü! Eşime ve çocuklarıma bu getirdiğim miktar kadar bıraktım.

“Velįkin miskin żaǾif ķulung Ǿaźāb ve Ǿuķūbatķa taĥammul ķılu bilmez-men.” (NF: 321-11) = Fakat aciz ve zavallı kulun (olan ben), azap ve cezaya tahammül edemem.

“Tereddüd ķıldı iki nėrse arasında, geh anga geh munga emeldi.” (ME: 103.4) = İki şey arasında karasız kaldı, gâh ona gâh buna yöneldi.

7.1.3. Fiilimsi grubunun yer-yön tümleci olabilir:

“Ol balıķnı (13) bişürüp özge ŧaǾām birle sofraġa salıp bu kişi alnıġa kėltürgil.” (KE: 144r.12-13) = O balığı pişirerek başka yiyeceklerle birlikte sofraya koyup bu kişinin önüne getir.

“...Bu ĥadįŝke temessük ķılıp ķırķ ĥadįŝ cemǾ ķılduķ.” (NF: 2.9) = ...Bu hadise dayanarak kırk hadisi bir araya getirdik.

“Degül irlik aġızġa yumruķ urmaķ (GT: 155.1) = Ağza yumruk vurmak yiğitlik değildir.

7.2. Zarf Tümleci Görevini Üstlenmesi

7.2.1. Eklendiği isim tek kelime hâlinde zarf tümleci görevini üstlenebilir:

“Yehūdā aydı: Sançışķa keldük.” (KE: 64r.10) = Yehuda, savaşmaya (savaşmak için) geldik, dedi.

“Ķonaķķa yittiler öz illeringe.” (KHŞ: 747) = Kendi şehirlerine konaklamaya (konaklamak için) gittiler.

7.2.2. Edat grubu şeklinde zarf tümleci görevini üstlenebilir:

“Başdın ađaķġa tegi yüzleri, saçları ķızıl altund[ın] (4) ėrdi.” (KE: 124v.3-4) =

Baştan ayağa kadar yüzleri, saçları kızıl altından idi.

“Taġlardın taş kėltürüp yėgirmi yıġāç yėrge tegi tengizni tıķtılar.” (KE: 151r.9) = Dağlardan taş getirip yirmi ağaçlık yere kadar denizi tıktılar.

“Seĥer vaķtınġa tegi hēç āvāz ķılmadı.” (NF: 317.8) = Seher vaktine kadar hiç ses çıkarmadı.

“Andın song Ādam Peyġāmbar Ǿas. yüz yılķa tegi külmedi.” (NF: 338.11) = Ondan sonra Adem Peygamber as. yüz yıla kadar gülmedi.

“Ĥaccācnıng teni şişdi taķı başındın ađaķınġa tegi uluġ başlar (16) çıķtı.” (NF: 345.15-16) = Haccac’ın teni şişti ve başından ayağına kadar büyük yaralar çıktı. “Niçege tigrü turġum muntag oķ zār.” (KHŞ: 3095) = Böyle perperişan ne zamana

kadar bekleyeceğim.

8. Diğer İsim Durum Ekleri Fonksiyonunda Kullanılması

Yönelme durumu eki, tespit ettiğimiz örneklerin sayısına göre sırasıyla, yükleme, araç-birliktelik, ayrılma, bulunma ve eşitlik durumu fonksiyonlarında kullanılmıştır.

8.1. Yükleme Durumu Fonksiyonunda

İsim kök ve gövdelerinde:

“Tünle ŧāǾat ve Ǿibādatķa (10) ögrengen müminin leźźeti ziyādaraķ turur.” (NF: 315.9-10) = Geceleyin ibadeti âdet edinen müminin (alacağı) lezzet daha çoktur. “Ađaķ fiǾli niteg kim başķa aştı.” (KHŞ: 2959) = Nitekim ayağın fiili başı aştı.

Çokluk eki almış isimlerde:

“ŻaǾįflerķa iktüleding.” (KE: 236v.17) = Zayıfları besledin.

Zamirlerde:

“Mevlį taǾālā yarlıķar: Kim bu ėwge yüz öwürüp bėş (14) namāz ķılsa yā-ħod munga ŧavāf ķılsa bu bėş uluġ taġlar aġrıġınça yazuķı bolsa, ķamuġın (15) yarlıķaġay-men, ķamuġ Ǿayblarnı kėçürgey-men.” (KE: 52v.13-15) = Yüce Allah (şöyle) buyurur: Kim bu eve (Kabe’ye) yüzünü döndürüp beş (vakit) namaz kılsa veya bunu tavaf etse bu beş büyük dağ ağırlığınca günahı olsa, hepsini bağışlayacağım.

“Yā Resūlallāhi! Menim on oġlum ķızım bar, munlarda biringe taķı öpmişim yoķ, tėdi erse...” (NF: 292.2) = Ey Allah’ın Resulü! Benim on oğlum, kızım var; bunların

birini dahi öpmedim, dediğinde...

“Sevündürdi anga.” (ME: 8.1) = Onu sevindirdi.

“Ķutardı anga yavuzluķdın.” (ME: 33.2) = Onu kötülükten kurtardı.

“Şükür İlāhį! Tümen ming sanga; / Müsülmān, muvaĥĥid yarattıng manga.” (MM: 1.1-2) = Allah’ım! Sana on bin (kez) şükür (olsun ki); / Beni Müslüman (ve) inançlı (olarak) yarattın.

8.2. Bulunma Durumu Fonksiyonunda

İsim kök ve gövdelerinde:

“Bir kün Yūsufnı (3) būstānġa körüp aydı...” (KE: 80r.2-3) = Bir gün Yusuf’u

“Ĥarįślıķ bu dünyege āfāt irür.” (MM: 57.4) = Bu dünyada tamahkârlık afettir.

8.3. Ayrılma Durumu Fonksiyonunda

İyelik eki almış isimlerde:

“İslām çerigi, songlarınga kirdi; ferişteler, ilgerüdin boldılar, bir ançanı öldürdiler.” (KE: 232r.8) = İslâm askerleri, arkalarından girdi; melekler, ileriden girdi, bir kısmını öldürdüler.

“Peyġāmbar Ǿas. mescidin çıķtı, men taķı Peyġāmbar Ǿas. artınġa bardım.” (NF: 170.7) = Peygamber as. mescitten çıktı, ben de Peygamber as.ın peşinden gittim.

Zamirlerde:

“ǾAfv ķıldı anı iş-din, ķılmaķı vācib bolmış iş-ni kiterdi anga.” (ME: 59.1) = Onu işten muaf tuttu; yapılması zorunlu olan işi ondan giderdi.

8.4. Araç-birliktelik Durumu Fonksiyonunda

İsim kök ve gövdelerinde:

“Yūnus (17) ulġaydı, ŧāǾatġa meşġūl boldı.” (KE: 152r.16-17) = Yunus yaşlandı,

ibadetle meşgul oldu.

“Ruķayyanı Oŝmānķa cüftlendürdi.” (NF: 5.4) = Rukiye’yi Osman’la evlendirdi. “Yolda barurda saĥrada ǾĀmirġa saġaştılar.” (NF: 146.17) = Yolda giderken çölde

Amir’le karşılaştılar.

İyelik eki almış isimlerde:

“Ol alnındaġı nūr ümįdige kėlip ėrdim.” (KE: 183r.1) = O alnındaki nurun

ümidiyle geldim.

“Mevlį taǾālā, kāfirler köziǾnge kigürdi, közlerige meşġūl boldılar.” (KE: 222r.1) = Yüce Allah, kâfirlerin gözüne girdirdi, gözleriyle meşgul oldular.

Zamirlerde:

“Cüft-lendürdi anga tişi-ni, niķāĥ ķıldı tişi-ni anga.” (ME: 8.4) = Kadını onunla evlendirdi, kadını ona nikahladı.

“Unuttum özümni bolup sanga meşġūl.” (GT: 229.5) = Seninle meşgul olup kendimi unuttum.

8.5. Eşitlik Durumu Fonksiyonunda

Tespit ettiğimiz bir örnekte yönelme durumundaki isim, eşitlik durumu fonksiyonunda kullanılmıştır.

Tespit ettiğimiz kelime, yaşķa şeklinde orijinal metinde ve transkripsiyonda geçmektedir. Dizin kısmında ise yaşça şeklinde yer almaktadır. Yanlış-doğru cetvelinde böyle bir düzeltme yoktur. (Ata 1998: 474)

“Sendin yaşķa kiçig oġlanķa şāgird boldung.” (NF: 201.17) = Senden yaşça küçük oğlana çırak oldun.