• Sonuç bulunamadı

Bayezid Sancağı’nda Yurtluk-Ocaklığın Kaldırılması

I. BÖLÜM: OSMANLI İDARESİNDE BAYEZİD SANCAĞI

1.4. BAYEZİD’İN OSMANLILAR’IN HÂKİMİYETİNE GEÇMESİ, İDARESİ VE

1.4.4. Bayezid Sancağı’nda Yurtluk-Ocaklığın Kaldırılması

1.4.4.1. Tanzimat ve Uygulamaları

19. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nin kurumlarındaki bozulmalar gün geçtikçe daha da derinleşmekteydi. Osmanlı idaresi, bu bozulmaları önlemek için dönem dönem reformlar geliştirmeye çalışıyor, ancak devletin yapmaya çalıştığı reformlar çoğu kez akim kalıyordu. Tanzimat Fermanı bu yeniliklerden biri oldu.

İnalcık, Tanzimat’ın sadece bir Batılılaşma hareketi olarak değerlendirilemeyeceğini, aynı zamanda imparatorluğun 19. yüzyılını izah eden bir hadise olduğunu dile getirmektedir.227

3 Mart 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı yönetimin modernleşmesi olarak belirtilmektedir. Tanzimat ile birlikte devlet gelirlerinin artırılması ve idaredeki düzenlemeler merkezi bir yapının inşa edilmesine yönelikti. Bu bağlamda merkezi yönetim, vali derecesinde yetkili muhasılları tayin etti. Bu düzenlemenin temel amacı, vergi toplamak gibi önemli bir görevin valilerin, yerel ayan ve eşrafın elinden almak ve kötü uygulamaları ortadan kaldırmaktı.228

Tanzimat’la birlikte 1840-1852 yılları arasında Osmanlı taşra yönetiminde yeni düzenlemelere gidildi. Öncelikle iltizam sistemi kaldırıldı, sancak yönetimi mütesellimden alınarak “muhassıla” verildi. Muhassılların görevi hem sancağı yönetmek hem de vergileri toplamaktı, ancak bu uygulamayla beklentiler karşılanmadı.

1842 yılında yeni düzenleme yapılarak köy ile sancak arasında yeni bir birim olan

“kaza” oluşturuldu. Sancak idaresinde önemli bir değişiklik yapılmadı ve muhassıl yerine merkezden atanan kaymakam, sancak idari görevini üstlendi.229

Tanzimat Fermanı’ndan sonra meydana getirilen düzenlemelere karşı Osmanlı topraklarının farklı bölgelerinden tepkiler gelmiştir. Erzurum ve Van bölgelerinde Tanzimat ile birlikte yapılan yeni düzenlemelere karşı meydana gelen ayaklanmalar

227 Halil İnalcık, “Tanzimat Nedir?” Tanzimat Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Ed. Halil İnalcık-Mehmet Seyitdanlıoğlu, 6. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 2017, s. 32.

228 İlber Ortaylı, Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareler (1840-1880), 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2011, s. 32.

229 Musa Çadırcı, Tanzimat Sürecinde Türkiye Ülke Yönetimi, Der. Tülay Ercoşkun, İmge Kitabevi, Ankara, 2007, s. 60-61.

bunlardan bazıları olmuştur. Tanzimat’a karşı bu yörede asıl direnci yurtluk-ocaklıkla yönetilen yerlerin idarecileri göstermiştir. Örneğin Diyarbekir’de bu sistemin uygulandığı bazı yerlerde idarecilerin mülk olarak tasarruf ettikleri yerler merkezi hazineye devredilerek yöneticiler maaşa bağlanmış ve bir kısmına da kaza müdürlükleri verilmiştir. Aynı uygulamanın yapılıp yapılmayacağı vali ve defterdardan sorulduğunda, verilen cevapta hem hazine hem de iç güvenlikten dolayı zamanın uygun olmadığı belirtilmiştir.230

Yurtluk-ocaklık ve hükümet sistemiyle yönetilen bölgeler ciddi muhalefet gösterdiler. 231Geçimlerini ve hanedanlıklarını bu imtiyazlı sistem üzerine kuran yöneticiler başka gelirleri olmadığı gibi devlete de yüklü miktarda borçluydular. Bu imtiyazlı sistemin kaldırılmasıyla birlikte kendilerinin mağdur olacağını düşünmekteydiler.232

Bu bağlamda Tanzimat ile birlikte Osmanlı idari yapısında meydana gelen değişmeler imtiyazlı sancak beylerini ciddi rahatsız etmiştir. Musul valisi, Cizre Sancağı’nın idari yapısında değişiklik yapmak istemiş ve bu durum Bedirhan Bey’in hoşnutsuzluğuna sebebiyet vermiştir.233 1847 yılında Cizre’de Bedirhan Bey, Hakkâri’de Nurullah Bey ve Müküs Sancağı’nda Han Mahmud isyan etmişlerdir. Sözü edilen beyler, Osmanlı Devleti’nin Tanzimat Fermanı ile yürürlüğe koymaya çalıştığı merkezileşme politikasına isyan etmişlerdir. Diyarbekir’den hareket eden Osmanlı ordusu Bedirhan Beyi mağlup etmiştir. Han Mahmud da kendisine verilen güvence sonrasında Osmanlı Devleti’ne teslim olmuştur.

Tanzimat uygulamalarına gösterilen tepkiler sadece Anadolu’da değil aynı zamanda Rumeli’de de meydana geldi. Tanzimat Fermanı’ndan sonra reayadan alınan verginin hafifletileceği ifade edilmiştir. Öncelikle, reaya tahrirde servetlerinin iki kat daha fazla gösterilmesinden duyduğu rahatsızlığı ortaya koymuştur. Tanzimat’a kadar vergi

230 Musa Çadırcı, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Karşı Çıkılan Güçlükler (1840-1856)”, Tanzimat:

Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Ed. Halil İnalcık-Mehmet Seyitdanlıoğlu, 6. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 2017, s. 202-203.

231 Cevdet Küçük, Tanzimat Devrinde Erzurum, İstanbul Üniversitesi Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 1975, s. 230.

232 Ömer Toraman, Tanzimat’ın Yurtluk-Ocaklık ve Hükümet Sancaklarda Uygulaması (1839-1864), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Elazığ, 2010, s. 132

233 Toraman, Tanzimat’ın Yurtluk-Ocaklık ve Hükümet Sancaklarda Uygulaması (1839-1864), s. 72-73.

ödemeye alışmamış bulunan eski imtiyazlı sınıflar Tanzimat Farmanı’nı yok hükmünde kabul etmiş ve 1841’de Balkanlar’da I. Niş isyanını başlatmışlardır.234

Yönetici aileden gelen kişiler Tanzimat’a kadar bulundukları yerleri imtiyazlı olarak tasarruf ediyorlardı. Merkezi yönetim tarafından bu imtiyazların kaldırılması, tımar ve has tasarruf eden kişilerin pek de alışık olduğu bir durum değildi. Osmanlı Devleti, merkezileşme politikalarının özellikle yurtluk-ocaklık ve hükümet sisteminin uygulandığı yerlerde ciddi tepkiler gösterileceğini bildiğinden bu sistemle yönetilen yerlerin yöneticileriyle müzakere etmeyi tercih etti. Devlet, öncelikle bunlara bulundukları yerlerin yönetimi ve mültezimlik vazifesini tevcih etti. Yani yöneticilere verginin düzenli olarak toplanıp merkeze gönderilme görevini verdi.235

Osmanlı Devleti yurtluk-ocaklık veya hükümet sistemini her yerde aynı zamanda kaldırmamış, Tanzimat Fermanı uygulamalarını sürece yayarak aşamalı olarak son vermiştir. Cizre’nin idari sistemi 1847 Bedirhan Bey’in isyanından sonra yeniden düzenlenmiş, merkezi devlet Palu’da ancak 1850’de Palu beylerinin ellerindeki topraklara el koyarak, daha sonra satışa sunmuştur.236

1845 yılında Erzurum Vilayeti Tanzimat uygulaması kapsamına alındı. Y. Karataş, Erzurum Vilayeti’nde iki yüze yakın tımar sahibinin ellerindeki beratları iade etmeye başladıklarını beyan etmektedir. Devlet, Erzurum’daki yöneticilerin geçimlerini tımar, mukataa ve yurtluk-ocaklık tasarrufuyla yaptıklarını biliyordu. Bundan dolayı yerel idarecilerin devlete isyan etme ihtimali olduğunu göz ardı etmiyordu. Bu bağlamda devlet, Tanzimat’ın Erzurum’da uygulanması konusunda temkinli hareket etti. 237 Diyarbekir’de yurtluk-ocaklık sahiplerinin bazılarına, tasarruf ettikleri mülkler hazineye devredilerek maaş bağlanmış ve bazılarına da kaza müdürlüğü verilmiştir. Bu uygulamanın Erzurum Eyaleti’ne bağlı yerlerde yapılıp yapılmayacağı mevzusu vali ve defterdarın önerisiyle daha sonraya bırakılmıştır. Bunun nedeni hem hazine hem de iç güvenlik açısından zamanlamanın uygun olmamasından kaynaklanmıştır. Bayezid’de bulunan yurtluk-ocaklıkların kaldırılması ve sahiplerine maaş bağlanması konusunda

234 Halil İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler”, Tanzimat: Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Ed. Halil İnalcık-Mehmet Seyitdanlıoğlu, 6. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 2017, s. 187-188.

235 Alanoğlu, Osmanlı İdari Sitemi İçerisinde Palu Hükûmeti, s. 335.

236 Alanoğlu, Osmanlı İdari Sitemi İçerisinde Palu Hükûmeti, s. 332-339.

237 Karataş, Bayezid Sancağı ve İdarecileri (1700-1914), s. 115-116.

mutabık kalınmış ve Bayezid dışında diğer yerlerde gelecek yıla bırakılması istenmişti.

Meclis-i Vâlâ alınan bu kararı uygun görmüştür.238

1845 yılında Tanzimat uygulamaları dolayısıyla Erzurum Eyaleti’nin idari taksimatı yeniden düzenlendi.239

 Erzurum (Merkez Sancağı)

 Çıldır Sancağı

 Kars Sancağı

 Bayezid Sancağı

 Muş Sancağı

 Van Sancağı

Devlet, baba veya kardeşlerinden intikal eden kimselerin tımarlarının bedelinin gelecek yıl (1846) hazineden karşılanmasını öngördü. Masraflar düşüldükten sonra öşür bedellerinin tamamının kendilerine verileceği ve istihkaklarını alacaklarına dair kendilerine güvence verildi. Devlet böylelikle Bayezid ve sair sancaklarda Bedirhan Bey isyanı gibi benzer bir isyanın meydana gelmesini önlemeye çalışmaktaydı.240 Diğer yurtluk-ocaklık sahipleri gibi Bayezid Mutasarrıfı Behlül Paşa’ya da sancağın gelirleri oranında maaş bağlanmıştır. Behlül Paşa’ya yurtluk-ocaklık karşılığı 3000 kuruş, kaymakamlık görevi için de 3.000 kuruş olmak üzere toplam 6.000 kuruş maaş bağlanmıştır.241 1847-1848 yıllarında Bayezid Kaymakamı Behlül Bey’e aşar vergisinin bedelinin tahsil edilmesi ile ilgili emir gönderilmiştir.242 Yukarıdaki arşiv belgelerinden hareketle Bayezid sancağının idari statüsünün değiştiği açıkça görülmektedir.

Tanzimat Fermanı ile birlikte taşra yapısında meydana gelen değişim sonucunda kaza birimlerinin sorumluları kaymakamlar oldu. 1263/1846-1847 yılı Devlet-i Aliyye Salnamesi’nde Bayezid Sancağı’nda kaymakamlık görevini Mehmed Behlül Paşa icra etmekteydi.243

238 Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2013, s. 193.

239 Küçük, Tanzimat Devrinde Erzurum, s. 224.

240 Karataş, Bayezid Sancağı ve İdarecileri (1700-1914), s. 116.

241 Yakup Karataş-Demet Dural Karasu, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Miras Kalan Bir Mesele: Yurtluk-Ocaklık ve Emlak-i Mazbuta Mukabili Maaşların Tasfiyesi”, International Journal of Social Science, Sayı. 56, 2017, s. 375.

242 BOA, A. MKT, 115/85, s. 1-2.

243Devlet-i Aliyye Salnamesi, Tabhane-i Amire, İstanbul, 1263, s. 86.