• Sonuç bulunamadı

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

4.2.1. Başaklanma süresi (gün)

Çizelge 4.2. Altı ekmeklik buğday genotipi ve bunların resiproklu diallel melezlenmesinden elde edilen 30 F1 melezinde başaklanma süresine ait ortalama değerler ve önemlilik grupları

♀ / ♂ ALP-01 ALT 2000 BEZ-1 HAR 99 MÜF SÖN-01 DİZİ ORT ALP-01 145,00 AB 144,75 AC 143,25 AE 142,50 CF 143,00 BF 143,00 BF 143,58 ALT 2000 145,50 A 144,50 AD 144,00 AE 143,25 AE 144,25 AE 142,50 CF 144,00 BEZ-1 144,25 AE 143,75 AE 144,00 AE 142,75 BF 144,25 AE 143,00 BF 143,67 HAR 99 144,25 AE 143,25 AE 142,50 CF 143,25 AE 143,25 AE 140,75 F 142,88 MÜF 144,50 AD 143,50 AE 143,00 BF 143,00 BF 144,25 AE 142,00 EF 143,38 SÖN-01 143,25 AE 142,75 BF 144,50 AD 142,50 CF 142,25 DF 142,50 CF 142,96 DİZİ ORT. 144,46 143,75 143,54 142,88 143,54 142,29 143,41 EBEVEYN ORT. 143,92

EKÖF 2,42

Çevre ve yetiştirme şartlarının uygun olmadığı alanlarda genellikle erken başaklanma istenen bir durumdur. Yüksek tane verimi elde edilmesi bakımından başaklanma süresi kısa, başaklanma-erme süresi uzun olan genotipler tercih edilmektedir (Soylu, 1998). Melez kombinasyonları genellikle anaçlara göre daha erken başaklanma göstermişlerdir. Başaklanma süresi yönünden ebeveynlere ait ortalama değer 143,92 gün olurken, her ebeveynin girdiği kombinayonların dizi ortalaması değerlerine göre; en uzun başaklanma süresi (144 gün) Altay 2000 genotipinin dahil olduğu dizi olmuş ve en kısa başaklanma süresi (142,88 gün) Harmankaya 99 genotipinin dahil olduğu diziden elde edilmiştir. Aynı genotiplerin baba olarak kullanıldığı dizilerde ise en uzun başaklanma süresi (144,46 gün) Alpu-01 genotipinin dahil olduğu dizide gözlenmiş ve en kısa başaklanma süresi de (142,29) Sönmez-01 genotipinin dahil olduğu dizi de gözlenmiştir. Ebeveynlerin baba olarak kullanıldığı dizilerde gözlenen başaklanma süreleri ebeveynleri ile uyum içindedir.

Altı ekmeklik buğday genotipi ve bunların tam diallel F1 generasyonunda başaklanma süresine ait tam diallel tablonun varyans analizi sonuçları Çizelge 4.3’ te verilmiştir.

Elde edilen verilere göre; eklemeli gen etkisi varyansı (a), dominantlık gen etkisi varyansı (b), ortalama dominantlık varyansı (b1), dominant allelerin ebeveynlerde dağılmış olduğunu gösteren ve özel uyum yeteneğini de gösteren (b3), anasal etkileri

gösteren (c) ve anasal etkilerden kaynaklanmayan resiprokal farklılıkları gösteren (d) komponentleri %1 düzeyinde önemli bulunurken, bir ebeveynde dominant allelerin toplanmasını belirleyen (b2) önemsiz olarak bulunmuştur. Burada hem (a), hem de (b) komponentinin önemli bulunması başaklanma süresinin kontrolünde hem eklemeli hem de dominant gen etkilerinin önemli olduğunu ifade etmektedir. Diğer taraftan (b1)’in önemli olması F1 melez döllerinin ebeveynlerden farkının önemli olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.3).

Çizelge 4.3. Başaklanma süresi için elde edilen verilere uygulanan tam diallel tabloların varyans analizi sonuçları

VK SD KO F

a 5 58,82 34,73**

b 15 7,78 4,59**

b1 1 29,61 17,48**

b2 5 2,28 1,34öd

b3 9 8,41 4,97**

c 5 12,63 7,46**

d 10 5,43 3,21**

Hata 105 1,69

*P<0.05 , ** P < 0.01

6 ekmeklik buğday genotipine ait tam diallel F1 melez generasyonların oluşturduğu populasyonda başaklanma süresi için hesaplanmış genetik parametre değerleri, standart hataları ve ilgili oranlar Çizelge 4.4’ te verilmiştir.

Başaklanma süresi açısından yapılan diallel değerlendirmede genetik parametrelerden eklemeli gen varyansı (D) ve dominantlık varyanslarının (H1, H2) önemli çıkması başaklanma süresinin eklemeli ve dominant genlerin etkisi altında yönetildiğini göstermektedir. D-H1 parametresinin negatif ve önemli (-4,11±0,48) çıkması karakterin kontrolünde dominantlığın daha etkili olduğuna işaret eder. Daha ziyade heterosisin bir ölçüsü olan h2, dominantlığı gösteren bir parametredir ve istatistiki olarak önemsizdir. H2/4H1 değerinin 0,25’ den farklı çıkmasından (0,31) dolayı dominant ve resesif allellerin eşit frekansta olmadıkları anlaşılmaktadır.

Çizelge 4.4. Başaklanma süresi için elde edilen verilere uygulanan diallel melez analizinde tahminlenen genetik parametreler ve oranları

Genetik parametreler Tahminler Standart hatalar

E 0,44** ±0,08

D 1,08** ±0,22

F -1,16 ±0,53

H1 5,18** ±0,55

H2 6,46** ±0,49

h2 0,78 ±0,33

D-H1 -4,11** ±0,48

H1/D0,5 2,20

H2/4H1 0,31

KD/KR 0,61

K 0,12

GH 0,52

DH 0,12

Yr,Wr+Vr için r 0,18

* P<0.05 , ** P < 0.01

F değerinin negatif olması resesif allellerin çoğunlukta olduğuna işaret etmektedir. KD/KR oranının 1’den küçük olması da resesif allellerin çoğunlukta olduğunu desteklemektedir. Karakteri yöneten etkili gen çifti sayısının (K) 0,12 gibi 1’den küçük bir sayı olması başaklanma süresini yöneten gen çifti sayısının belirlenmesinde yetersiz olmaktadır. Şener (1999)’ da bu özellik için etkili gen çifti sayısını belirleyememiştir. Dominantlık derecesi (H1/D0,5) 1’den büyüktür (2,20). Bu sebeple üstün dominantlık söz konusudur. Başaklanma süresinin kalıtım derecesi dar anlamda (DH) 0,12, geniş anlamda (GH) 0,52 olarak bulunmuştur. Özellikle dar anlamda kalıtım derecesinin düşük olması seleksiyondaki ilerlemenin düşük seviyede olacağını gösterir (Korkut, 1981). Çevre varyansının (E) önemli olarak belirlenmesi bu özelliğin çevre şartlarından da etkilendiğini göstermektedir. Kuramsal dominantlık ile gerçek ebeveyn arasındaki korelasyon katsayısı (Yr,Wr+Vr için r) pozitif değer almıştır.

Bu da başaklanma süresi geç olan ebeveynlerde resesif allellerin bulunacağına ve küçük değerli ebeveynlerin dominant olacağına işaret etmektedir.

Şekil 4.1. 6x6 diallel melez setinde başaklanma süresi özelliği için Wr/Vr grafiği

Dizi kovaryansı (Wr) ve dizi varyansı (Vr) değerlerinden yararlanılarak çizilen regresyon hattı, sınırlayıcı parabol ve anaç noktaları Şekil 4.1’ de gösterilmiştir.

Regresyon hattı y eksenini pozitif yönde keşmiş ve başaklanma süresinin kalıtımında kısmi dominantlığın etkili olduğu saptanmıştır (Şekil 4.1). Ancak bu bulgu dominantlık derecesinin 1’den büyük olması ile çelişmektedir. Bu durum incelenen özellik açısından epistatik gen etkisinin varlığına bağlanabilir. Kullanılan ebeveynlerin regresyon hattından uzak olması, incelenen özellikte epistatik etkilerin mevcut olabileceğini kanısını güçlendirmektedir (Iqbal et al., 1991).

Regresyon doğrusu boyunca parabolun başlangıç noktasından uzaklık durumuna göre ebeveynlerin sıralanışına bakılacak olursa ebeveynlerin hemen hemen tümünün başlangıç noktasına uzaklıklarının aynı olduğunu ve başlangıç noktasından uzakta bulundukları görülmektedir. Buradan resesif genlerin çoğunlukta olduğu anlaşılmaktadır ve Yr,Wr+Vr için r katsayısının pozitif ve KD/KR oranının 1’den küçük

olmasıyla ve uyum halindedir. Elde edilen bulgular, başaklanma süresi yüksek olan ebeveynlerin daha fazla resesif gen taşıdığını, bir başka deyişle dominant genlerin erkenciliğe sebep olduğunu ortaya koymaktadır. Dominant genlerin başaklanma süresini kısalttığı Akbay (1970), Kılınç (1993) ve Şener (1997) tarafından da açıklanmıştır.

Altı ekmeklik buğday genotipi ve bunların tam diallel 30 F1 generasyonunun başaklanma süresi açısından gösterdikleri genel ve özel kombinasyon yetenekleri ve resiprokal etkilere ait varyans analizi sonuçları Çizelge 4.5’ te sunulmuştur.

Çizelge 4.5. Başaklanma süresi için elde edilen verilere uygulanan genel ve özel kombinasyon yetenekleri analizinden tahmin edilen ebeveynlere ilişkin genel kombinasyon yetenekleri (GKY) ve F1 kombinasyonlarına ilişkin özel kombinasyon yetenekleri (ÖKY) ile resiprok melezlere ilişkin resiprokal etkiler (RE) kareler ortalamaları ve GKY / ÖKY değerleri.

VK SD KT KO F GKY/ÖKY

GKY 5 18,38 3,68 8,68**

ÖKY 15 7,29 0,49 1,15öd

RE 15 7,34 0,49 1,16öd

Hata 105 44,46 0,42

7,56

*P<0.05 , ** P < 0.01

Çizelgede görüldüğü gibi, ebeveynlerin başaklanma süresi açısından genel kombinasyon yetenekleri önemli bulunurken, F1’lerin özel kombinasyon yetenekleri ve resiprokal etkiler önemsiz olarak belirlenmiştir. GKY/ÖKY oranının 1’den büyük çıkması, başaklanma süresinin daha çok eklemeli gen etkilerinin etkisi altında olduğunu göstermektedir. Bu bulgu diallel melez analizindeki D-H1 değerinin eksi çıkması yani dominantlığın daha etkili olduğu bulgusuyla çelişmektedir.

Diallel tabloların varyans analizinde (a) komponentinin, diallel melez analizinde D parametresinin ve genel ve özel uyum yetenekleri ön varyans analizinde genel kombinasyon yeteneğine (GKY) ilişkin kareler ortalamalarının önemli bulunmaları, ebeveynler arasında yeterli genetik varyasyonun varlığını ve başaklanma süresi özelliğinin fenotipik olarak ortaya çıkısında eklemeli gen etkisinin önemli olduğunu

vurgulamaktadır. Ayrıca diallel varyans analizinde önemli olarak belirlenen (b) komponenti ve diallel melez analizinde H1ve H2 parametreleri dominant gen etkilerinin de varlığına işaret etmektedir. GKY/ÖKY oranının 1’den büyük (7,56) olması bu özelliğin kalıtımında eklemeli gen etkilerinin payının daha fazla olduğu izlenimini vermiştir. Bununla beraber, diallel melez analizinde D-H1 değerinin eksi ve önemli bulunmuş olması ise dominant etkilerin daha önemli olduğunu ifade etmektedir.

Dolasısıyla başaklanma süresi özelliğinin kalıtımında hem eklemeli hem de dominant gen etkilerinin hakim olduğu sonucuna varılabilir. Eren, (2000), Nazeer et al. (2004), Akram et al. (2008) başaklanma süresinin kalıtımında eklemeli gen etkilerinin hakim olduğu sonucunu bulurken, Tulukçu (2004) dominant gen etkilerinin hakim olduğu sonucunu bulmuş ve Hsu and Walton (1970), Sharma et al. (2002) da bu özelliğin yönetiminde hem eklemeli hem de dominant gen etkilerinin etkili olduğunu bulmuşlardır. Bu farklılıklar, ele alınan materyalin ve çevre koşullarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Diallel varyans analizinde (b3) komponenti önemli bulunmuştur ve bu komponent özel kombinasyon yeteneğinin de bir tahminleyicisi durumundadır. Ancak kombinasyon yetenekleri varyans analizinde ÖKY önemsiz çıkmıştır. Ayrıca resiprok melezler arasındaki farklılıkların belirlenmesinde kullanılan (c) ve (d) komponentleri istatistiki olarak önemli bulunmuş olmasına rağmen kombinasyon yetenekleri analizinde RE varyansı önemsiz bulunmuştur. Bu durum, resiprok melezler arasında anasal veya başka etkenlere bağlı olan farklılıkların bulunduğunun göstergesidir. Diallel melez analizinde çevre varyansının (E) önemli olarak bulunması bu farklılıkların meydana gelmesine çevresel etkilerin neden olduğunu düşündürmektedir. Aydem (1979) de başaklanma süresi açısından resiprok melezler arasında farklılıklar saptamıştır.

İncelenen popülasyonda eklemeli gen varyansıyla birlikte dominant gen varyansının da önemli çıkması, etkili gen çifti sayısının belirlenememesi ve dar anlamda kalıtım derecesinin 0,12 gibi düşük bir değer vermesi başaklanma süresi için yapılacak seleksiyonun ileri generasyonlara bırakılmasının uygun olacağını düşündürmektedir.

Korkut (1981), Çay (1999) da başaklanma süresi bakımından düşük dar anlamda kalıtım dereceleri saptamışlardır.

Altı ekmeklik buğday genotipi ve 30 F1 melez kombinasyonunda, başaklanma süresi için gözlenen GKY, ÖKY ve resiprokal etki değerleri Çizelge 4.6’ da verilmiştir.

Çizelge 4.6. Başaklanma süreleri için elde edilen verilere uygulanan genel ve özel kombinasyon yetenekleri ve resiprok etkiler analizinden tahmin edilen ebeveynlere ilişkin genel kombinasyon yetenekleri etkileri (gi) ve F1 kombinasyonlarına ilişkin özel kombinasyon yetenekleri etkileri (sij) ve resiprokal etkiler (rij)

♀ / ♂ ALP-01 ALT 2000 BEZ-1 HAR 99 MÜF SÖN-01

ALP-01 0,61** 0,64 -0,47 -0,11 -0,32 -0,11

ALT 2000 0,38 0,47** -0,19 -0,09 -0,05 -0,47

BEZ-1 0,50 -0,13 0,19 -0,44 -0,03 0,93*

HAR 99 0,88 0 -0,13 -0,54** 0,20 -0,47

MÜF 0,75 -0,38 -0,63 -0,13 0,05 -0,55

SÖN-01 0,13 0,13 0,75 0,88 0,13 -0,79**

*P<0.05 , ** P < 0.01

SH KF%5 KF%1

(gi)=

(sij)=

(rij)=

0,17 0,39 0,46

0,34 0,77 0,90

0,43 0,98 1,15

¹ Köşegenler GKY, köşegen üstü ÖKY, köşegen altı RE etkilerini göstermektedir.

Çizelge 4.6 incelendiğinde en büyük GKY etkisinin (0,61) Alpu-01 ebeveyninden, en düşük GKY etkisinin ise (-0,79) Sönmez-01 ebeveyninden elde edildiği görülmektedir. En yüksek GKY etkisine sahip ebeveynin fenotipik olarak da en yüksek değere sahip olduğu ve aynı şekilde en düşük GKY etkisine sahip ebeveynin de fenotipik olarak en düşük değere sahip olduğu görülmektedir (Çizelge 4.1 ve Çizelge 4.6). Ebeveynlerden ikisinin (Harmankaya 99 ve Sönmez-01) negatif ve önemli değer aldıkları görülmektedir. Bu ebeveynler, erken başaklanan çeşit elde etmek amacıyla ebeveyn olarak kullanılabilecek potansiyeldedir.

En yüksek ÖKY etkisi (0,93) Bezostaja-1 x Sönmez-01 melezinden elde edilmiştir. Genel olarak melezlerin ÖKY etkilerinin negatif çıkması, elde edilen kombinasyonların çoğunun (Alpu-01 x Altay 2000, Bezostaja-1 x Sönmez-01 ve Harmankaya 99 x Müfitbey hariç) erkencilik için ümitvar melezler olabileceğini göstermektedir. Resiprok melezlerin hiç birisi önemli düzeyde etki göstermemiştir.

Fakat gerçek melezlerin aksine genellikle başaklanma süresini artırıcı etki yapmışlardır.

Tam diallel 30 F1 kombinasyonunun, başaklanma süresi için hesaplanan heterosis ve heterobeltiosis değerleri Çizelge 4.7’de verilmiştir.

Çizelge 4.7. Başaklanma süresi için hesaplanan heterosis (Ht) ve heterobelthiosis (Hb) değerleri ve önemlilikleri

♀ / ♂ ALP-01 ALT 2000 BEZ-1 HAR 99 MÜF SÖN-01 ORT

HT 0,00 -0,87** -1,13** -1,12** -0,52 -0,61

ALP-01

HB -0,17 -1,21 -1,72** -1,38* -1,38* -0,98

HT 0,52 -0,17 -0,43 -0,09 -0,70* -0,15

ALT 2000

HB 0,34 -0,35 -0,87 -0,17 -1,38* -0,41

HT -0,17 -0,35 -0,61 0,09 -0,17 -0,20

BEZ-1

HB -0,52 -0,17 -0,87 0,00 -0,69 -0,38

HT 0,09 -0,43 -0,78* -0,35 -1,49** -0,49

HAR 99

HB 0,70 -0,87 -1,04 -0,69 -1,75** -0,61

HT -0,09 -0,61 -0,78* -0,52 -0,96** -0,49

MÜF HB -0,34 -0,69 -0,87 -0,87 -1,56* -0,72

HT -0,35 -0,52 0,87** -0,26 -0,78* -0,17

SÖN-01

HB -1,21 -1,21 0,35 -0,52 -1,39* -0,66

HT 0 -0,32 -0,29 -0,49 -0,38 -0,64 -0,35

ORT HB -0,17 -0,52 -0,52 -0,81 -0,61 -1,13 -0,63

*P<0.05 , ** P < 0.01

Başaklanma süresi için elde edilen heterosis değerleri incelendiğinde, ortalama heterosis değerinin %-0,35 olduğu, melezlerin heterosis değerlerinin ise %-1,49 (Harmankaya 99 x Sönmez-01) ile %0,87 (Sönmez-01 x Bezostaja-1) arasında, değiştiği görülmektedir. İstatistiksel olarak 10 melez önemli heterosis değeri alırken, bunlardan sadece 1 tanesi pozitif değerlidir. Heterobeltiosis değerlerinde ise 9 melez pozitif değer göstermiş fakat istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur (Çizelge 4.7).

Ortalama heterobeltiosis değeri %-0,49’dur. Melezlerin heterobeltiosis değerleri

%-1,75 (Harmankaya 99 x Sönmez-01) ile %0,70 (Harmankaya 99 x Alpu-01) arasında değişmektedir ve 7 melez önemli heterobeltiosis değeri almıştır (Çizelge 4.7)

Başaklanma süresi bakımından popülasyonda çoğunlukla negatif heterosis ve heterobeltiosis bulunması erkencilik yönünden seleksiyon yapılabileceğini göstermektedir. Tulukçu (2004) de başaklanma süresi için negatif heterosis ve heterobeltiosis değerleri saptamıştır.

Melezlerin çoğunun negatif heterosis ve heterobeltiosis değerleri göstermesi, altı ebeveynden iki tanesinin negatif önemli GKY göstermesi ve bunların düşük gözlem ortalamalarına sahip olması, erkencilik bakımından bu popülasyonda yapılacak seleksiyonun başarı şansının yüksek olduğunu göstermektedir. Çünkü, seleksiyonun başarı şansı popülasyondaki mevcut eklemeli gen varyansına bağlı olmakta, GKY ise eklemeli varyansa dayanmaktadır (Falconer 1980). Bu sebeple, GKY değerleri yüksek olan ebeveynlerin melezlerinde gözlem ortalamalarına dikkat ederek ümit veren bitkiler başarılı olarak seçilebilir.

Harmankaya 99 x Sönmez-01 kombinasyonu hem heterosis ve hem de heterobeltiosis değerleri ile başaklanma süresi özelliği açısından öne çıkan kombinasyondur. Bu kombinasyona ilişkin ÖKY etkisi de diğer kombinasyonlar içinde yüksek bir değere sahiptir. Tüm bu bulgular dikkate alındığında, ekmeklik buğday ıslahında başaklanma süresinin kısaltılması açısından üzerinde çalışılması gereken kombinasyon olarak Harmankaya 99 x Sönmez-01 ortaya çıkmaktadır. Benzer yorum yapıldığında bir başka ümit veren kombinasyon olarak Müfitbey x Sönmez-01 kombinasyonunu önermek mümkündür.