• Sonuç bulunamadı

: Avrupa Birliği Üyeleri’nin Ekonomik ve Parasal Birlik’teki Durumu

1. Yakınlaşma Kriterleri

Yakınlaşma Kriterleri ve İstikrar ve Büyüme Paktı’ndaki düzenlemeler üçüncü aşamaya geçişi belirlemekte etkili olmuştur. Bu süreç ancak 1 Ocak 1999’da son bulmuştur. “Yakınlaşma Kriterleri” üçüncü aşamaya geçiş tarihini düzenlemektedir.

Kriterler, parasal ve mali yakınlaşma kriterleri olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.

Parasal Yakınlaşma Kriterler:

• Enflasyon Kriteri: Toplulukta en düşük enflasyona (Harmonize Tüketici fiyatları Endeksi-HTFE / Harmonized Indices of Consumer Prices- HCIP) sahip üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması ile üye ülke yıllık enflasyon oranı ortalaması farkı 1.5 puanı geçmeyecektir.

• Faiz Kriteri: Herhangi bir üye ülkenin uzun dönem faiz oranları ortalaması, en düşük enflasyon oranına sahip üç üye ülkenin uzun dönemli faiz oranları ortalamasını 2 puandan fazla geçmeyecektir.

Belçika, Almanya, İrlanda, Yunanistan, Finlandiya Avusturya, İtalya, İspanya, Fransa, Hollanda, Portekiz,

Lüksemburg, Slovenya,Malta,G.Kıbrıs İngiltere

İsveç

Litvanya, Letonya, Estonya, Danimarka, Slovakya

Euro Alanı’na Dahil Olanlar

DKM-II ‘ye dahil olanlar

Bulgaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, İngiltere, İsveç III. Aşamaya Geçmeyenler

DKM- Dışında Kalanlar

Enflasyon Kriteri:

Burada HCIP ile ifade edilen, harmonize (uyumlaştırılmış) tüketici fiyatları endeksinde yıllık değişim oranını ifade eder. Enflasyon oranları 1996 yılının son çeyreğinden 1998 yılı başına kadar Yunanistan dışındaki 14 üye ülkede önemli bir düşüşle

%2.2’ den % 1.3’e gerilemiştir (Yunanistan’da bu oran %5.2.). Bu oran Yunanistan dışındaki on dört üye ülkenin en düşük değere sahip üç üyesinin (Avusturya %1.1, Fransa%1.2, İrlanda %1.2 olmak üzere) %1.2’lik ortalamasına %1.5’ lik oranın eklenmesiyle %2.7 olarak tespit edilmiştir. Bu uyumu 1990’lardan 1997’ye kadar ele alacak olursak üye ülkelerdeki fiyat istikrarı, maliye politikaları, birim emek maliyetleri ve ücretlerdeki değişmelerle ilişkilendirmek mümkündür. 1993’e kadar ki dönemde makroekonomik alanda yapılan düzenlemelerin, fiyat üzerindeki yükseltici baskıyı azaltması etkili olmuştur. Ülkeler açısından bakıldığında bazıları çok hızlı düşüşler yaşarken bazıları bunu başaramamıştır. Örneğin, İtalya, İspanya ve Portekiz %4.5’ten (1995) %2’ lere (1997) gerilerken; Yunanistan ancak %7.9 (1996)’ dan % 5.4’e (1997) gerileyebilmiştir.

Uzun Dönem Faiz Oranları:

Faiz oranları ise referans alınan bu dönem içerisinde düşerek ortalama %5’lik düzeye erişmiştir. Üye ülkelerin Yunanistan dışındaki on dört tanesi açısından bu uyum sağlanmıştır. Buradaki referans değer en düşük HCIP’e sahip üç ülkenin

ağırlıklandırılmamış aritmetik ortalamasına %2 ilave edilerek hesaplanmıştır. Bu üç ülke % 5.6 ile Avusturya, %5.5 ile Fransa, %6.2 ile İrlanda’dır. Ortalama değer olan %5.8’e 2 puan ekleyerek referans değer olan %7.8’e ulaşırız. Yunanistan yine %9.8 lik oranı ile bu değerin çok üzerinde kalmaktadır. Belçika, Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Finlandiya, İsveç ve Avusturya uzun dönem faiz oranları açısından birbirine yakındırlar.

İspanya, İtalya ve Portekiz açısından durum daha farklıdır. 1990’ların başında daha yüksek olan faiz oranları zamanla %6 civarına gerilemiştir. Yunanistan’da ise bu gerileme %9’a kadar olmuştur. İngiltere ise bu alanda diğer ülkelerden ayrılmakta ve başlangıçtaki faiz oranları yapısını büyük ölçüde korumaktadır. (Tablo 2’de 2.sütun)

Döviz Kuru Kriteri:

Üye ülkeler üçüncü aşamaya geçişteki DKM içerisindeki düzeylerde işlem yapmaya devam etmektedirler. İngiltere ve İsveç paraları ise bu sistem dışında kalmıştır. DKM’ye Belçika, Danimarka, Fransa, İrlanda, İspanya, Almanya, Hollanda, Avusturya ve Portekiz katıldı. Yunanistan da 1998’de sisteme katılırken İsveç ve İngiltere dışarıda kalmayı tercih etti.

Bütçe Kriteri:

1996 yılından 1997’ye geçişte bütçe açıklarında düzelmeler olmuştur. Bazı üyelerin bütçe fazlası vermesine rağmen EPB’de genel olarak %2.4’ e kadar bir düşüş olduğunu söylemek mümkündür. 1996 yılına kıyasla %1.8’lik gerileme görülmektedir. Bütçe açığının referans değerin altında olması önemlidir. Tablo 2’de yer alan oranlara göre İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg bütçe fazlası veren üyelerdir. Yunanistan dışındaki üye ülkeler ise bu alandaki sınırlar içinde kalmayı başarmıştır. Ancak Yunanistan % 4.0’lık bütçe açığı/GSYİH oranıyla bu kriterin dışında yer almıştır. Yunanistan’ın bu oranı % 2.2’ye indirmesi hedeflenmektedir.

Borç Kriteri:

Üç üye açısından daha yüksek oranlar olmakla birlikte borç oranı ortalama %72.1 düzeyindedir. Böyle bir orana rağmen enflasyonist olmayan bir büyüme anlayışı hedeflenmiştir. Bu alanda üye ülkelerin sıkı ve sürdürülebilir düzenleyici önlemler almaları

bu oranı düşürmekteki kararlılıklarını gösterir. Üye ülkelerden üçü %100’ün üzerindedir (Belçika’da %122.2’dir: Yunanistan’da % 108.7’dir: İtalya’da %121.6’dır.) Üye ülkelerden yedi tanesinde ise bu oran %60 ile %80 arasındadır (Danimarka, İrlanda, Hollanda, İspanya, Avusturya, Portekiz ve İsveç bu grupta yer alır.). Almanya’da ise bu oran

%61.3’tür. Fransa, Lüksemburg, Finlandiya ve İngiltere ise bu oranları %60’ın altında tutmayı başarmıştır. Borçlanma düzeyindeki iyileşmeler büyük ölçüde hız kazanmaktadır.

Bu durumun hız kazanmasında, üye ülkelerin mali önlemler alması; özelleştirmeler gibi yapısal dönüşümler geçirmesi başlıca sebeplerdir. Ancak tüm üye ülkeler özellikle kamu açıkları ve borç kriterleri açısından büyük çabalar harcayarak referans değerlere yaklaşmayı başardı. Maastricht kriterlerinin esnek yorumlanmasıyla, on bir üyenin Ocak 1999’da Euro Alanı’nı oluşturmuşlardır.79 Ancak Fransa, Lüksemburg, Avusturya ve Finlandiya tüm üyeler arasında daha başarılı görünmektedir.

79Ahmet Gökdere, “ Zayıf Euro ve Avrupa Birliği’nde Çatlaklar ”, Yeni Türkiye Dergisi AB Özel Sayısı, Cilt 2, No 36, Ankara, 2001, s.4.

TABLO 2: Avrupa Birliği ve Yakınlaşma Kriterleri (1996-1998)

HICP Enflasyon (a)

Uzun Dönem Faiz

oranı (b)

Bütçe Açığı(-) / Fazlası(+) (c)

Kamu Borcu Stoku (d)

1996 1.8 6.5 -3.2# 126.9

1997 1.5 5.8 -2.1# 122.2

BELÇİKA

1998 (d) 1.4 5.7 -1.7# 118.1

1996 2.1 7.2 -0.7# 70.6

1997 1.9 6.3 0.7# 65.1

DANİMARKA (*)

1998 (d) 1.9 6.2 1.1# 59.5#

1996 1.2 6.2 -3.4 60.4

1997 1.5 5.6 -2.7# 61.3

ALMANYA

1998 (d) 1.4 5.6 -2.5# 61.2

1996 7.9 14.4 -7.5 111.6

1997 5.4 9.9 -4.0 108.7

YUNANİSTAN

1998 (d) 5.2 9.8 -2.2# 107.7

1996 3.6 8.7 -4.6 70.1

1997 1.9 6.4 -2.6# 68.8

İSPANYA

1998 (d) 1.8 6.3 -2.2# 67.4

1996 2.1 6.3 -4.1 55.7#

1997 1.3 5.6 -3.0# 58.0#

FRANSA

1998 (d) 1.2 ** 5.5 ** -2.9# 58.1#

1996 2.2 7.3 -0.4# 72.7

1997 1.2*** 6.3*** 0.9# 66.3

İRLANDA

1998 (d) 1.2 *** 6.2*** 1.1# 59.5 #

1996 4.0 9.4 -6.7 124.0

1997 1.9 6.9 -2.7# 121.6

İTALYA

1998 (d) 1.8 6.7 -2.5# 118.1

1996 1.2*** 6.3*** 2.5# 6.6#

1997 1.4 5.6 1.7# 6.7#

LÜKSEMBURG

1998 (d) 1.4 5.6 1.0# 7.1#

1996 1.4 6.2 -2.3# 77.2

1997 1.9 5.6 -1.4# 72.1

HOLLANDA

1998 (d) 1.8 5.5 -1.6# 70.0

1996 1.8 6.3 -4.0 69.5

1997 1.2* 5.7* -2.5# 66.1

AVUSTURYA

1998 (d) 1.1* 5.6* -2.3# 64.7

1996 2.9 8.6 -3.2 65.0

1997 1.9 6.4 -2.5# 62.0

PORTEKİZ

1998 (d) 1.8 6.2 -2.2# 60.0#

1996 1.1** 7.1** -3.3 57.6#

1997 1.2** 6.0** -0.9# 55.8#

FİNLANDİYA

1998 (d) 1.3 5.9 0.3# 53.6#

1996 0.8* 8.0* -3.5 76.7

1997 1.8 6.6 -0.8# 76.6

İSVEÇ

1998 (d) 1.9 6.5 0.5# 74.1

1996 2.5 7.9 -4.8 54.7#

1997 1.8 7.1 -1.9# 53.4#

BÜYÜK BRİTANYA

1998 (d) 1.8 7.0 -0.6# 52.3#

Kaynak: EMI Convergence Report,1998 ‹ http://www.ecb.int/pub/pdf/conrep/cr1998en.pdf ›

*.**.*** : Fiyat istikrarında birinci, ikinci ve üçüncü en iyi performans

# = :Bütçe açığı GSYH oranı %3 düzeyine uyan; Kamu borcu/GSYH oranı % 60’a uyan (a) Yıllık yüzdelik değişim ile.

(b) Yüzde olarak Yunanistan’a ait beklenen veriler.

(c) Yüzde olarak GSYH değeri.

(d) 12 aylık dönem Ocak 1998’in sonunda bitiyor.

İKİNCİ BÖLÜM

İSTİKRAR VE BÜYÜME PAKTI

I. İSTİKRAR VE BÜYÜME PAKTI’NA DUYULAN GEREKSİNİMİN NEDENLERİ

Aralık 1995’te Madrid Zirvesi ve Aralık 1996’da Dublin Zirvesi İstikrar ve Büyüme Paktı’nın (İBP) oluşum sürecini hazırlamış ve Amsterdam Zirvesi’nde karara bağlanmıştır.

İstikrar ve Büyüme Paktı (İBP), yaygın olarak güçlü kamu maliyesi oluşturmak ve sürdürmek gayretiyle, gönüllü olarak bağımsız hükümetlerce kabul edilen en zorlu taahhüt olarak görülmektedir.80 İBP’nin temel amacı, mali disiplini EPB’nin sürekli bir özelliği haline getirmekti.81 Pakt’ın uygulanması EPB’ye geçiş aşamalarının daha hızlı ve istikrarlı biçimde tamamlanmasına da yardımcı olmaktaydı.

1990’lardan günümüze kadar AB ülkelerinde kamu borcu giderek artış göstermiştir.

1990’lı yıllarda da bütçe açıkları referans değerin önemli ölçüde üzerinde yer almaktaydı.

Üye devletlerin bütçelerinin açık verme eğiliminde olması istenmeyen bir durumdur.

Ancak, MA ile yapılan düzenlemelerde devlet bütçesindeki aşırı açıkların ulusal merkez bankaları tarafından alınacak önlemler yoluyla giderilmesi yasaklanmıştır. Ancak AB üyesi bir ülkede borçlanmanın sürdürülemezliği ya da aşırı açık ortaya çıktığında, bu durum dünya finans piyasalarınca Eurosistem’e dahil olan tüm ülkelerde mali sıkıntı varmış gibi algılanabilmektedir. Bu durumun ise kısa dönemde yayılma etkisiyle (spillover) tüm ülkelerden ani sermaye çıkışı, döviz kurunda düşüş, Euronun güçsüz algılanması, menkulkıymet piyasalarında değer kaybı gibi sonuçlar yaratma olasılığı vardır. Uzun dönemdeki muhtemel sonuçları ise ekonomik durgunluk ve buna bağlı işsizlik artışıdır.

AB’de EPB’nin sağlanması; ortak para yaratma, döviz kuru hedeflemesi, fiyat istikrarının sağlanması ve faiz oranı hedeflemesi gibi para politikası araçlarını kullanarak ortak para politikası oluşmasını sağlamaktır.

EPB’nin oluşturulması, üye devletleri kamu finansmanı ve kamu borçlanması alanında daha duyarlı hale getirdi. Aksi takdirde bir ülkede yaşanacak kriz, hızla diğer

80 Akçay, op.cit.,s.22

81 DTM AB Genel Müdürlüğü, op.cit., s.206.

üyelere de yayılabilecekti. Ancak MA, üye ülkelerin aşırı açıkla karşı karşıya kaldıklarında birbirine mali destek vermelerini engellemekteydi. Bu nedenle sürdürülemez borçlanma içindeki üyelere resmi olarak kredi vermek de engellenmekteydi. Tüm bu olasılıklar kamu maliyesinde denetleyici ve yaptırım uygulayabilen düzenlemelere gereksinim yaratmaktaydı.

Kamu maliyesinde denetleyici ve yaptırım uygulaması, aday ülkelerin AB’ye ve EPB’ ye girişini hızlandırmakta, üye ülkelerin Euro Alanı’na girişini kolaylaştırmakta, ve Euro Alanı’ndaki ülkelerin istikrar politikaları uygulamalarına imkan tanımaktaydı. Sahip olduğı mekanizmalar gereği de İBP’nin en etkin uygulama bölgesini Euro Alanı oluşturmaktaydı. Bu nedenle, Euro Alanı’nda ekonomik istikrarın ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için üye ülkelerin Euro Alanı’na dahil olduktan sonra da bütçe disiplini yönünde gösterdikleri çabaları sürdürmeleri gerekmektedir. 82

Pakt, uygulamaya girdiği 1999 yılından 2002 yılına kadar önemli düzeyde etkin olmuştur. Ancak 2002 yılından itibaren erken uyarı mekanizmasının yerine aşırı açık prosedürünün devreye girmesi gereken uygulamalarda, başarılı sonuçlar alınamaması, üye ülkelerin İBP’nin yaptırım mekanizmasını uygulamaya geçirmekte isteksiz davranmaları, Kasım 2003 Zirvesi’nde Pakt’ın uygulanmasının askıya alınmasıyla sonuçlanan istikrarsız bir sürecin yaşanması sonucunu hazırlamıştır.

sağlamak için bütçe disiplini yönünden bir denetim mekanizması oluşturmuştur. Bu mekanizmanın temel kaynağı, 17.06.1997 tarihli ve 97/C 236/ 101 sayılı İstikrar ve Büyüme Paktı’na ilişkin Konsey Kararı’dır. Bu Konsey Kararı, ardından gelen ve kendisinin uygulanmasına yönelik olan tüzüklerle birlikte Pakt’ın hukuki yapısını oluşturmaktadır. Bu düzenlemeler, Pakt’ın günümüze kadar ulaşan süreçteki etkinliğini ortaya koymak amacıyla oluşum sırası itibariyle incelenecektir.

A. Maastricht Antlaşması’nda Ekonomik ve Parasal Birlik

Antlaşma’da 6.başlıkta yer alan “Ekonomik ve Parasal Birlik” bölümü, hem Roma Antlaşması’na önemli yeni düzenlemeler öngörmekte hem de İBP’nin oluşumunu öngörmektedir. Yapılan bu düzenlemeler beş ayrı grupta toplanmaktadır. Bu beş ayrı düzenleme; AMB’nin APE’nin yerini almasını, AMB’nin kurumsal yapısının ve statüsünün belirlenmesini, EPB’nin üçüncü aşamasına geçilmesini, yakınlaşma kriterlerini ve aşırı açık prosedürünün oluşturulmasını öngörmektedir.84 MA’nın Ekonomik ve Parasal Birlik başlığı kendi içerisinde dört bölüme ayrılmakta ve Antlaşmanın 102. – 109. madde aralığındaki kısmını kapsamaktadır. Ekonomi politikası, para politikası, kurumsal hükümler ve geçiçi hükümler olarak anılan dört kısım, EPB’yi ve İBP’yi düzenlemektedir.

MA’nın 102(a) ve 103(a) maddeleri ile üye ülkelerin ekonomi politikalarının eşgüdümünde izlenecek yol ifade edilmektedir. Buna göre, AB Bakanlar Konseyi (ABBK), Komisyonu’nun tavsiyesini dikkate alarak nitelikli çoğunlukla onaylanan “Ekonomiyi Yönlendirici İlkeler” raporunu oluşturur ve bu rapor yine nitelikli çoğunlukla Avrupa Konseyi tarafından onaylanır. Ekonomi politikalarının etkin şekilde eşgüdümü amacıyla bu düzenleme öngörülmüştür. İlgili maddede ABBK, Ekonomiyi Yönlendirici İlkelere dayanarak EPB’nin iyi işleyişini tehlikeye sokacak üye ülkelere karşı, Komisyon’un da görüşünü alarak gerekli tavsiyelerde bulunabilir, denilmektedir. Bu madde “çok taraflı gözetim usulü” nün uygunlanmasına dayanak oluşturması yönünden önemlidir. Üye ülkelere, Komisyon’un önerisi üzerine ABBK tarafından oybirliği ile mali yardımda bulunma kararının verilebilmesi 103(a) maddesi ile düzenlenmiştir.

84 Ibid.

EPB’nin ikinci aşamasında Avrupa Para Enstitüsü’nün kurulması ancak EPB’nin son aşamasına geçerken görev yetkilerini Avrupa Merkez Bankası’na (AMB) devretmesi de öngörülmüştür.85 Yetki sınırlamaları ise 104(a) ve 104(b) maddeleri ile düzenlenmiştir.

AMB ve Avrupa Merkez Bankaları Sistemi (AMBS) ise para politikası başlığı altında 105-105(a)-106-107-108-108(a)-109-109(a)-109(b)-109(c) maddeleri ile düzenlenmiştir.86 AMB, 1998’de kurularak 1 Temmuz 1998’den itibaren resmi olarak göreve başlamıştır.

MA’da bu kurumların statüleri belirlenirken “kendilerine tanınan yetkilerle sınırlı olarak”

faaliyet gösterecekleri de ifade edilmiştir. Buna göre AMB, tüzel kişiliğe sahip olacak.

AMB Başkanı’nın, sekiz yıllık görev süresi için, bir defa seçilebilecek ve AMB, tam bağımsız bir kurum olacaktır. Bu yönüyle AMB, uluslarüstü bir kurum olarak öngörülmüştür. Bunun anlamı ise yetki kullanımı ve görevlerini yürütme esnasında hiçbir AB kurumundan ya da ulusal otoriteden talimat almaması ve bu tür etkilere kapalı olmasıdır.

MA’nın 109(h)-109(g)-109(i) maddeleri ile EPB’nin ikinci aşamasına geçiş tarihinin 1 0cak 1994 olduğu ve ECU’nun değeri belirlenmiştir. İkinci aşamanın tamamlanmış olması için öngörülenler ise 109(e) ve 109(f) maddeleri ile düzenlenmiştir.

Buna göre üye ülkelerin “gerektiğinde...fiyat istikrarı ve sağlıklı kamu finansmanı açısından EPB’nin gerçekleşmesi için gerekli olan sürekli bütünleşmeyi sağlamaya yönelik programlar kabul etmesi” öngörülmüştür. Üçüncü aşamaya geçiş süreci de 109(j) ve 109(k) maddeleri ile belirlenmektedir.87 Yine APE’nin bu aşamada kurulup göreve başlaması da bu maddelerde düzenlenen konu başlıkları arasındadır. Üye ülkelerin aşırı kamu açıklarından kaçınmaya gayret göstermeleri hususu da 104(c)-109(e) maddelerinde düzenlenmektedir.88 Aşırı açık prosedürü, İBP’nin dayanak noktası olması yönüden önem taşımaktadır.

85 Declaration on Disputes Between the ECB and the EMI and Their Servants, Official Journal of the European Communities, C 191/ 108, 29.7.1992.

<http://www.ecb.int/ecb/legal/pdf/en_declaration_27.pdf> (22.6.2008)

86 Protocol on the Statute of the European System of Central Banks and Of the Central Bank, Official Journal of the European Communities, C 191/ 68, 29.7.1992.

<http://www.ecb.int/ecb/legal/pdf/en_protocol_18.pdf > (22.6.2008)

87 Protocol on the Transition to the Third Stage of Economic and Monetary Union, Official Journal of the European Communities, C 191/ 187, 29.7.1992. <http://www.ecb.int/ecb/legal/pdf/en_protocol_24.pdf >

(22.6.2008)

88 Protocol on the Excessive Deficit Procedure, Official Journal of the European Communities, C 191/

84, 29.7.1992. <http://www.ecb.int/ecb/legal/pdf/en_protocol_20.pdf > (22.6.2008)

Aşırı Açık Prosedürü; dört maddeden oluşmaktadır. İlk madde mali yakınlaşma kriterlerini tanımlayarak Prosedür’e referans olarak kabul edilen değerlerin bu iki koşul olduğunu ifade etmektedir. İkinci maddede ise hükümet, sadece merkezi hükümeti ifade eder, bölgesel ya da yerel hükümet bu prosedürden sadece genel hükümetin borçları için sorumludur. Hükümet yatırımları genel hükümet sektörünün gayri safi sabit sermaye oluşturmasdır. Genel hükümet bütçe açığı (fazlası) genel hükümetin net borçlanması (net borç vermesi) anlamına gelir. Bütçe açığı, hükümet sektörü tarafından bir yılın sonunda nominal değerinden ihraç edilen toplam gayrisafi borç miktarı olarak tanımlanmaktadır. Bu prosedürde, ulusal bütçe programları, sosyal güvenlik fonlarının miktarı, toplam borç miktarı, sabit yatırım harcamaları ve bütçe açıkları yer almak zorundadır. Üçüncü madde de ise “aşırı açık prosedürünün etkinliğini sağlamak için üye ülke hükümetlerinin bu prosedürde tanımlanan haliyle kamu borçlarından sorumlu olacaktır” denilmektedir. Buna ek olarak üye ülkeler, bütçe açıklarının bu Antlaşmadan kaynaklanan kurallara uygunluğunu sağlamalı; planlanmış ve cari kamu borçlarını düzenli ve tam olarak Avrupa Komisyonu’na bildirmelidirler. Dördüncü maddede ise kullanılacak verilerin Avrupa Komisyonu’nca sağlanan verilerden alınması zorunluluğu getirilmiştir.

B. Aşırı Açık Prosedürü’nün Uygulanması’na İlişkin Konsey Tüzüğü

22 Kasım 1993 tarihli Ve (EC) 3605/ 93 sayılı Avrupa Topluluğu’nu Kuran Antlaşma’ya Ekli Aşırı Açık Prosedürünün Uygulanması’na İlişkin Konsey Tüzüğü, 29 Temmuz 1992 tarihli ve C 191/84 sayılı Aşırı Açık Prosedürü’ne İlişkin Protokol’un uygulanması konusunu düzenlemektedir. Tüzük, sekiz maddeden oluşmaktadır.89 Ancak bunlardan önce Komisyon’un kamu borç stoklarının kontrolü için neler yapması gerektiği ifade edilmiştir.

Buna göre üye devletler aşırı kamu açıklarından kaçınmak zorundadırlar.

Komisyon, önemli hataların önüne geçebilmek için iki mali kriter temelinde bütçe disiplinine uyulup uyulmadığını denetler:

89 Council Regulation on the Excessive Deficit Procedure Annexed to the Treaty Establishing the European Community, Official Journal of the European Communities, L332, 31.12.1993.

<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:31993R3605:EN:HTML>,(23.6.2008).

ƒ Planlanan ya da fiili bütçe açığının GSYH’ye oranının, sürekli ve önemli ölçüde azalarak referans düzeyine yaklaşmaması, referans değerin geçilmesi halinde bu durumun istisnai ve geçici olmaması ve referans değerden çok uzak olması,

ƒ Kamu borcu açısından ise, Kamu borcu/GSYH, oranının referans değeri aşması ve referans değere tatminkar ölçüde yaklaşacak kadar azalmaması.

İhtimalleri doğrultusunda Komisyon tarafından, denetimler sürdürülür. Bu iki durumdan birinin ya da ikisinin birlikte ortaya çıkması halinde izlenecek yol MA’nın 104(c/3)- 104(c/4)- 104(c/5)- 104(c/6)- 104(c/7)- 104(c/8)- 104(c/9)- 104(c/10)- 104(c/11) maddeleri ile düzenlenmiş ve bir üye ülkede bütçe açığının aşırı açık düzeyine ulaştığı düşünülüyorsa izlenecek süreç belirlenmiştir.

Komisyon, aşırı açık olduğunu ya da bu tür bir açığın ortaya çıkma riski bulunduğunu tespit ederse Konsey’e bir görüş sunar. Komisyon’un tavsiyesi üzerine, nitelikli çoğunlukla ve ilgili üye ülkenin hazırlayacağı raporu inceledikten sonra Konsey, aşırı açığın varlığına kanaat getirebilir.

Konsey, aşırı açığın varlığına kanaat getirdiği takdirde ilgili üye ülkeye, belirli bir süre içinde bu duruma son vermesi için tavsiyelerde bulunur. Esas olarak bu tavsiyeler kamuya açıklanmaz. Ancak ABBK, verilen süre içinde tavsiyelerine cevaben etkili hiçbir eylemde bulunulmadığını tespit ederse, Konsey bu tavsiyeleri kamuya açıklayabilecektir.

Bu tavsiyeler kamuya ilan edilmişse, aşırı açığın giderildikten sonra üye ülke de aşırı açığın olmadığını kamuya açıklamak durumundadır.

Üye ülke, Konsey’in tavsiyelerine uymamakta direnirse, Konsey, ilgili üye ülkenin durumunun düzeltilmesi için gerekli gördüğü açığın azaltılmasına yönelik önlemleri, belirli bir süre zarfında alması için karar alabilir.90 Bir üye ülkenin ABBK tarafından alınan bir karara uymaması halinde ve bu kararları uygulamadığı sürenin tamamını kapsayacak şekilde aşağıdaki önlemlerden birine ya da bir kaçına başvurulabilecektir:

ƒ İlgili üye ülkenin hisse senedi ve tahvil çıkarmasından önce, Konsey tarafından belirlenecek ek bilgilerin yayınlanmasının istenmesi,

90 Bu durumda ABBK, ilgili Üye ülkeden belirli bir takvim dahilinde, aşırı açığı gidermek amacıyla öngördüğü düzenlemeleri bir rapor halinde sunmasını da isteyebilir.

ƒ Avrupa Yatırım Bankası’nın ilgili üye ülkelere karşı kredi politikasını gözden geçirmeye davet edilmesi

ƒ İlgili üye ülkeden, ABBK tarafından “aşırı kamu açığının giderildiği” görüşü açıklanana kadar belirli bir meblağı fazisiz olarak AB’ye vermesinin talep edilmesi,

ƒ Uygun miktarda para cezası uygulanması.

Bu maddelerde öngörülen düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin ek tedbirler ise 29 Temmuz 1992 tarihli ve C 191/84 sayılı Aşırı Açık Prosedürü’ne İlişkin Protokol ile ve 22 Kasım 1993 tarihli ve (EC) 3605/ 93 sayılı Avrupa Topluluğu’nu Kuran Antlaşma’ya Ekli Aşırı Açık Prosedürünün Uygulanması’na İlişkin Konsey Tüzüğü ile düzenlenmiştir.

Yürürlük tarihi, 1 Ocak 1994 olarak belirlenen 22 Kasım 1993 tarihli ve (EC) 3605/

93 sayılı Tüzük’te birinci Başlık altında yer alan 1- 2- 3.maddeler, Protokolde geçen kavramları tanımlamaktadır. İkinci Başlık, “Kurallar ve Raporlamanın İçeriği” başlığını taşımaktadır. Buna göre, 1994 yılının başından başlayarak, üye ülkeler Komisyon’a kamu bütçe açığı ve kamu borcunun planlanan ve gerçekleşen düzeylerine ilişkin yılda iki kez, biri Mart diğeri Eylül aylarında olmak üzere, rapor sunacaktır. Bu raporlamalarda sunuculacak tahmin ve verilerin hangi yılları, hangi verileri içereceği 4.madde ile düzenlemiştir. 5.maddede ise 4.maddeye atıfta bulunarak hükümetin yatırım harcamaları ve faiz giderlerini de rapor olarak sunmaları gerektiği ifade edilmiştir. 6.maddede üye ülkelerin GSYH’ye ilişkin tahmini ve gerçekleşen değerlerin Komisyon’a bir rapor halinde sunulması düzenlenmektedir.

Bu Tüzük, MA’da öngörülen çok taraflı gözetim ve bütçe disiplinine ilişkin hazırlanmış aşırı bütçe açığı prosedürünün uygunlanma sürecini tespit etmektedir. İBP’nin de ilk önemli adımları arasında yer almaktadır. Ardından gelen 97/ C236/ 101 sayılı, Konsey Kararı da İBP’yi güçlendiren diğer bir düzenlemedir.

C. İstikrar Ve Büyüme Paktı’na İlişkin Avrupa Birliği Konseyi Kararı

17 Haziran 1997 tarihli Ve 97/ C236/ 101 sayılı İstikrar Ve Büyüme Paktı’na İlişkin Avrupa Birliği Konseyi Kararı, İBP’nin uygulamasında etkinliği arttırmayı

amaçlamaktadır.91 Karar, İBP’nin zamanında ve titizilikle uygulanması için başta (i) bütçe pozisyonunun dengeye yakın olması veya fazla vermesi orta vadeli hedefine bağlı kalınması (ii) orta vadeli bütçe hedeflerinden önemli bir sapma olması veya beklenmesi durumunda İstikrar ve Yakınlaşma Programlarındaki hedeflere ulaşılması için düzeltici bütçe önlemlerinin alınması olmak üzere, üye ülkeler için Ekonomiyi Yönlendirici İlkeleri ortaya koymaktadır.92 Bu Konsey Kararı’nın İBP açısından önemi, AB’nin tüm organlarına ve tüm üye ülkelere Pakt’ın uygulanmasında rehberlik edip, açık ve takvime bağlı politikalar öngörerek Pakt’ın işleyiş mekanizmasını güçlendirici rol üstlenmiş olmasına dayanmaktadır. Karar, üye ülkeler, Komisyon ve Konsey açısından Pakt’ın işleyişine bağlı görev ve sorumlulukları ayrı ayrı tanımlamaktadır.

Bu Karar’da üye ülkeler açısından, yedi madde halinde sıralanmış düzenlemeler öngörülmektedir. Üye ülkeler orta vadeli bütçe hedeflerini kendi İstikrar ya da Yakınlaşma Programlarında öngörülen denge ya da bütçe fazlasına uygun olacak biçimde belirlemekten sorumludurlar. Gerçekleşen ya da planlanan rakamların bu hedeflerden sapmış olması halinde 103(4) maddede öngörülen prosedür çerçevesinde ya da kendiliğinden kamuya açıklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca üye ülkelerin İstikrar ve Yakınlaşma Programları’nda öngörülen hedefleri karşılayacak şekilde düzenleyici bütçe eylemlerini yürütmek konusunda, kendiliğinden, sorumlu olmaları öngörülmektedir. Aşırı açık riskine işaret eden bir bilginin gecikmesi gibi bir durum söz konusu olmasa dahi üye ülkeler böyle bir durum için düzeltici bütçe önlemleri belirlemek zorundadır. Aşırı açık durumu görüldükten sonra, üye ülke mümkün olduğu kadar çabuk; özel bir durum olmadıkça aynı yılın sonuna kadar bu açıkları gidermek zorundadırlar. Ancak üye ülkenin kendi denetimi dışında olağanüstü koşullardan kaynaklanan sebeplerle geçici durgunluk içinde bulunması halinde, bütçe açığının GSYH’ye oranının %2’nin % 0,75 daha üzerine çıkması mümkün kılınmaktadır, böyle bir durum geçici olması dolayısıyla Aşırı Açık Prosedürü’nün uygulanmasına gerek duyulmamaktadır.

Komisyon’un, görev ve sorumlulukları da ayrı bir başlıkta sıralanmıştır. İBP’nin mekanizmalarının Antlaşma’nın ilgili maddesinde öngörüldüğü haliyle ve zamanında

91 Resolution of the European Council on the Stability and Growth Pact, Official Journal of the

European Communities C 236, of 02.08.1997. Özet hali için bakınız:

< http://europa.eu/scadplus/leg/en/lvb/l25021.htm > (23.06.2008)

92 Çapanoğlu ve Uysal, op.cit., s.8.

7 Temmuz 1997 tarihli ve (EC) 1466/ 97 sayılı Bütçe Pozisyonlarının Denetimi, Ekonomi Politikalarının Koordinasyonu Ve Gözetiminin Güçlendirilmesine İlişkin Konsey Tüzüğü, İBP’nin kamu finansmanınında etkinliği hedefleyen mekanizmasını, ekonomi politikalarının güçlendirilmesi yoluyla fiyat istikrarını ve istihdam yaratmaya imkan veren güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyici niteliktedir. EPB’ye geçiş aşamalarından

sonuncusunun 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren başlamasıyla “çok taraflı gözetim” sistemi ekonomi politikalarının eşgüdümlü olarak yürütülmesini gerektirmektedir. Bu bağlamda üye ülkelerin aşırı bütçe açıklarına karşı izleyecekleri politika büyük önem taşımaktadır.

İBP’nin bu amaçla aldığı önlemlerden ilki, 7 Temmuz 1997 tarihli ve 7 Temmuz 1997 tarihli Ve (EC) 1466/ 97 sayılı (EC) 1466/ 97 sayılı, Tüzükle hukuki temele kavuşmaktadır. Bu Tüzük’te öngörülen düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir:

ƒ Dengeye yakın ya da fazla veren bir orta vadeli bütçe pozisyonu hedefini sağlayan üye ülkelerde, GSYH’nin %3’ünü aşmayan bütçe açığı koşulunu sağlamayı sürdürdükleri sürece,olağan geçici ekonomik dalgalanmalar dikkate alınmayacaktır.93

ƒ MA’nın 99(3)- 99(4) maddeleri ile düzenlenen çok taraflı gözetim sistemini tamamlar nitelikteki “erken uyarı mekanizması” ile Konsey, bütçe açığı aşırı hale gelmeden gerekli düzenleyici tedbilerin alınması için üye ülkeyi uyaracaktır.

ƒ Çok taraflı gözetim mekanizması ile AB içindeki tüm ülkelerin tüm ekonomik kalkınma göstergeleri, “Ekonomiyi Yönlendirici İlkeler” raporlarının yanısıra,

“İstikrar ve Yakınlaşma Programları” başlığı altında hazırlanmış olan raporlarla da izlenecektir.

EPB’ye katılan üye ülkeler ve katılmayan üye ülkeler arasında bir ayrım yapılarak, katılan ükeler için “İstikrar Programları”; katılmayan ülkeler için “Yakınlaşma Programları” öngörülmüştür. İstikrar ve Yakınlaşma Programları’nın bu temel ayrıma rağmen kapsamak zorunda oldukları belirli ortak ilkeler de mevcuttur. Her iki program:94

ƒ Dengeye yakın veya fazla veren bir orta vadeli bütçe pozisyonu hedefi, bu hedefe yönelik uyum stratejisi, kamu borcu oranı tahminini,

ƒ İstikrar Programı’nın gerçekleştirilmesi için ekonomik gelişmelere ve temel ekonomik değişkenlere yönelik öngörüleri,

93 Komisyon, bütçe açığı ve borç verilerini European System of Accounts (ESA95) olarak anılan yönteme göre hesaplanmış olarak talep etmektedir. Böyle bir uygulamanın amacı, değişik ekonomik özelliklere sahip ülkelerin verilerini şeffaf, kullanılabilir ve karşılaştırılabilir hale getirmektir. Mali Bildirim adıyla düzenlenen bu bölüm, mali yakınlaşma kriterlerinin değerlendirilmesi aşamasında ülkeler arasında uyum sağlamaktadır. ESA95 yönteminde, kamu kesimi borçlanma gereği ve kamu borcu açıkça tanımlanmıştır.

94 Çapanoğlu ve Uysal,op.cit., s.11.