• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği’nde Çocuk Bakımı

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 41-45)

3. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE İŞ VE AİLE YAŞAMI UZLAŞTIRMA POLİTİKALARI

3.2. Avrupa Birliği’nde Çocuk Bakımı

32

ebeveyn iznini düzenler. Buna göre, ebeveyn izni bir haktır ve bu hakkın detayları üye devletlerin sosyal taraflar ile fikir birliği etmesi ile belirlenir. Ebeveyn izni, kadın ve erkek çalışanlar için, doğum ya da evlat edinme hali için geçerlidir. Belirlenecek izin, cinsiyetler arası muamele ve kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanması için en az dört aylık bir dönemi kapsamalı ve devredilemez olmalıdır. Devredilemez dönem en az bir ay olmalıdır (md. 2).

Uygulama yaklaşımlarının yer aldığı 3. maddeye göre, üye devletler, tarafların gereksinimlerine göre tam zamanlı ya da yarı zamanlı olarak kısım kısım ya da zaman kredili olarak uygulanması, iznin kullanılmasına ilişkin bildirim sürelerinin düzenlenmesi ve engelli ya da uzun süre bakımı gerektirecek hastalığı olan çocuklara sahip ebeveynlerin izinlere erişimlerinde kolaylık sağlama hususlarını dikkate almalıdır (md. 3). 4. madde, evlat edinme durumunda ebeveynlerin özel ihtiyaçlarına dikkat edilmesini düzenler.

5. madde ebeveyn izni kullananların istihdam haklarına ve bu izni kullananlara yapılacak ayrımcılık yasağına ilişkindir. Ebeveyn izninden dönüşte aynı ya da eş değer nitelikte işe yerleştirilme, iznin başladığı tarihte edinilen hakların korunması, ebeveyn izninin kullanılması nedeniyle işten çıkarılmaları önleyecek hukuki düzenlemelerin yapılması, Antlaşmada yer alan koruyucu hükümlerdendir.

6. madde izin sonrası işe dönen çalışanlara, işe uyumlarını kolaylaştırmak için çalışma saatlerinde değişiklik talep edebilmeleri için önlemleri, 7. madde mücbir sebeple işe ara verilmesini ve 8. madde de son hükümleri düzenler.

33

stratejinin bir parçası olarak görülür. Erken çocukluk eğitiminin çocuk refahı ile doğrudan ilgisi olduğu gibi çocukların sosyal ve bilişsel gelişimleri dolayısıyla ülkenin geleceği ile de doğrudan ilgisi vardır.

Doğum oranlarının, nüfus artış hızının ve istihdam oranlarının azalması sorunu sadece Avrupa’nın değil dünyanın gündemindedir. Bu sorunun sebeplerinden bir tanesi bakım hizmetlerinin yetersizliğinin annelik ile kariyer arasında çatışma yaratması ve çözüm olarak annelik ve kariyer arasında seçim yapılmasının önerilmesidir (Esping-Andersen, 2011: 107-108).

Günümüzde doğurganlık oranları o kadar düşüktür ki, böyle sürerse dünya nüfusu yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. Eğer toplam doğurganlık hızı, kadın başına 1,3 doğum olarak sabitlenirse nüfus yıllık % 1,5 oranında azalır. 100 yılın sonunda ise nüfus, bu oranın dörtte üçünden daha fazla azalmış olur. Öbür yandan toplam doğurganlık hızı 1,9 olursa, yıllık nüfus azalma oranı % 0,2, 100 yılın sonunda ise nüfus

% 18 azalır. Toplam doğurganlık hızının 1,9’dan 1,3’e düşüşü, doğurganlık dönemindeki kadınların % 60’ının bir çocuk az dünyaya getirmesidir (McDonald, 2002). Ancak sadece doğum yanlısı politikaların etki yaratması beklenmemelidir.

Çünkü değişen; insanların çocuk sahibi olma arzusu değil, çocuk sahibi olurken kamu yararına üretimde bulunma arzusudur (Esping-Andersen, 2011: 104).

Avrupa Birliği’nde çocuk bakım hizmetlerine yönelik tavsiye kararları gibi bağlayıcılığı olmayan politika girişimleri16 bulunur. Bu girişimlerin başlangıcı 1986’da İkinci Orta Vadeli Topluluk Programı (1986-1989) ile çocuk bakımının Birliğin gündeminde aktif olarak yer alması gerektiğinin ifadesi ile olmuştur. Buna dayanarak AB Komisyonu çocuk bakımını ilk kez ve doğudan Çocuk Bakım Ağı (1986-1996) ele almıştır.

16 ILO’nun 1981 yılı 156 Sayılı Aile Sorululukları Olan İşçiler Sözleşmesi, Avrupa Birliği’nde çocuk bakım hizmetlerine yönelik çalışmaları hızlandırmıştır.

34

Çocuk Bakım Ağı, çocuk bakım hizmetlerinin niteliği ve niceliği hakkında çalışmaların yapılmasını ve konuya ilişkin farkındalığın arttırılmasını hedeflemiştir.

Buna ek olarak Çocuk Bakım Ağı çocuk için hizmetler, ebeveynler için izinler ve bakım sağlayan erkekler olmak üzere üç alana odaklanmıştır. 1992 yılına gelindiğinde Çocuk Bakım Ağı, İskandinav modelinden esinlenilerek ve devlet destekli bir çocuk bakım hizmetinin gerekliliğini vurgulayan Direktifin (92/241 EC) kabul edilmesini önermiştir.

Ancak bu öneri kabul görmediği için Avrupa Konseyi Çocuk Bakımı Tavsiye Kararı (92/241/EEC) kabul edilmiştir (Caracciolo di Torella, Masselot, 2010: 141).

Tavsiye Kararına göre çocuk bakım hizmetleri kamu sektörü, özel sektör, bireysel bakım ya da toplu bakım ayrımı gözetmeksizin her çeşit çocuk bakım hizmetlerini kapsar. Bu hizmetlerin aileler tarafından karşılanabilir ve erişilebilir olması istihdama olumlu katkı yapar. Ayrıca ebeveynlere çocuk bakımı için özel izinler verilmesi, işin yapısı, organizasyonu ve çevresinin çocuğu olan çalışanların ihtiyaçlarına göre şekillenmesi Kararın tavsiyelerindendir.

Aile içi cinsiyete dayalı iş bölümü resmi olarak tanındığı için Kararın sembolik bir başarısı vardır. Ancak etkisi sınırlı olmuştur. Tavsiye Kararı aile içi sorumlulukların eşit paylaşımından çok kadınların işgücü piyasasına erişimini ele alır. Bu sebeple ekonomik kaygıların, iş ve aile yaşamı uzlaştırılmasının önüne geçtiği görülür. Ayrıca Kararda çocuk bakım hizmetlerinin sağlayıcısı olarak kamu sektörüne yeterince vurgu yapılmamış, bunun yerine girişimlerin desteklenmesi önerilmiştir. Oysa bu alanda kamu sektörünün ağırlıklı olması hizmete erişim ve yaygınlaştırılması açısından kilit bir öneme sahiptir.

1992 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu bugünkü yapısına kavuşturan Maastrich Anlaşması imzalanmıştır. Bu Anlaşma ile Birliğin gündemi tekrar ekonomik ve parasal birliğin sağlanması olmuştur. İş ve aile yaşamı uzlaştırma politikaları Birlik gündeminden kalkarak sosyal tarafların müzakere konusu haline gelmiş ve bu

35

tartışmalar ebeveyn izni ile esnek çalışma odaklı olmuş, çocuk bakım hizmetleri öncelik olarak görülmemiştir.

1997 yılında imzalanan Amsterdam Anlaşması toplumsal cinsiyet eşitliği ve istihdam konusunda bir ivme yaratmıştır. Bu Anlaşma ile Roma Anlaşmasına istihdam başlığı eklenmiş ve istihdam konusunda ortak hareket kararı alınmıştır. Böylece uzlaştırma politikaları özellikle çocuk bakımı hizmetleri tekrar birlik gündemine alınmıştır.

1998’in sonlarında Lüksemburg Avrupa Konseyi’nde istihdam rehberi kabul edilmiştir. Rehberde, ihtiyaçları karşılamak için bakım hizmetlerinin arttırılması vurgulanmıştır (EC, 1997). Bunun üzerine çocuk bakımı tartışmaları 1999 Avrupa Konseyi’nde üye ülkelerin ve sosyal paydaşların fırsat eşitliğini güçlendirmek için ekonomik, erişilebilir ve yüksek kalitede bakım hizmetleri ve izinleri kapsayan aile dostu politikaları uygulamaları ve teşvik etmeleri kararlaştırılmıştır (European Council, 1999).

2000 yılı Lizbon Zirvesi çocuk bakım hizmetleri başta olmak üzere iş ve aile yaşamı uzlaştırma politikaları açısından dönüm noktası olmuştur. 2010 yılı istihdam hedeflerinin (kadın istihdam hedefi % 60, toplam istihdam hedefi % 70) konduğu Zirve’de, istihdamda cinsiyet dengesizliğinin giderilmesinde çocuk bakım hizmetlerinin önemi vurgulanmıştır.

Lizbon Zirvesi’nde sosyal politikada yeni bir yönetişim metodu olan açık koordinasyon metodu geliştirilmiştir. Böylece bakım hizmetleri başta olmak üzere birçok sosyal politikada ortak hedeflerin ve göstergelerin belirlenmesine yardımcı olmuştur.

2002 yılında Barcelona’da toplanan Zirve’de bakım hizmetlerine odaklanılmış ve konuya ilişkin ilkelerle hedefler belirlenmiştir. Buna göre 2010 yılına kadar 3 yaşından zorunlu eğitim yaşına kadarki çocukların çocuk bakım hizmetlerine erişim hedefi % 90,

36

3 yaş altı çocukların bu hizmetlere erişim hedefi ise % 33 olarak belirlenmiştir.

Barcelona Zirvesi’nde çocuk bakımına yönelik hedeflerin nicelik olarak belirlenmesi hizmetlerin niteliğinin göz ardı edilebilmesi tartışmalarını beraberinde getirse de Birliğin gündeminde yer alması açısından önemlidir. Ayrıca hedefler, Amsterdam Anlaşması ve Lizbon Stratejisi’nde yer alan tam istihdam hedefine ulaşmak için belirlenmiştir. Bakım hizmetleri hedefleri Avrupa İstihdam Stratejisi’nin tamamlayıcı parçası olarak değerlendirilmektedir.

2005 yılında Lizbon Stratejisi’nin revize edilmesi için Avrupa Konseyi toplanmıştır.

2005-2010 Sosyal Gündemi ile hedefler tekrarlanmış17 ve tam istihdamın sağlanmasında bakım hizmetlerinin hayati olduğu ifade edilmiştir.

Erişilebilir, ekonomik olarak karşılanabilir ve yüksek kaliteli çocuk bakım hizmetleri taahhüdü retoriğine rağmen uygulama sonuçları hedeflerin çok altında olmakla birlikte üye ülkeler arasında uçurum vardır. 2007/2008 Ortak İstihdam Raporu’nda birçok üye ülkenin hedeflere ulaşma konusunda çok geride olduğu ile bu tespit yer alır. Günümüzde raporlarda hizmetlere erişim yetersizliği vurgulanmaya devam etmektedir. Yapısal fonlar ile hizmetlere erişimin kolaylaşması hedeflenmektedir.

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 41-45)