• Sonuç bulunamadı

110

Şekil 3. Prototip (Tasarım - 2)

Düğme detaylı bu elbise, kesimhane de hatalı kesim sonucu meydana gelen üretim artıklarının bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Farklı boyutlarda ve genişliklerde olan kumaş artıkları, bel hattına küçük pililerle yerleştirilerek, giysinin etek kısmına hareketlilik kazandırılmıştır. Kumaş artıklarının yanı sıra işletmelerden alınan farklı renk ve boyutlarda düğme artıkları da aksesuar olarak tasarımda yerini almaktadır. Kesimhanede yanlış kesilen kumaş parçaları ve bir modelin üretimi sonunda çok az bir sayıda elde kalan düğmeler çöp olarak görülmektedir. Oysa tamamen üretim artıklarından oluşan bu özgün tasarımda, işletmeler tarafından çöp sayılan ana ve yardımcı malzemeler yer almaktadır.

111

Şekil 4. Prototip (Tasarım - 3)

İşletmelerde makinelerin temizlenmesinde kullanılan veya çöpe atılarak elden çıkarılan işe yaramayacak kadar incelik ve boyutlardaki parçalardan oluşan ceket örme tekniği ile hazırlanmıştır.. Kesim işlemi sonucunda kalan kumaş kenarları, fazla gelen dikiş paylarının kesilmesi sonucu oluşan parçaların ince şeritler halinde birbirine dikilerek ip haline getirilmesi ve bu kumaş iplerin düz örgü şeklinde örülmesi sonucu üretilmiştir. Kumaş parçalarının türüne ve örgü sıklığına göre mevsimlik veya kışlık hazırlanabilecek olan bu ceketin etek ucu, kol ve yaka kenarları, ortasından büzülerek şekillendirilmiş şeritlerle temizlenerek tasarıma süsleme özelliği de kazandırılmıştır.

Tamamen çöp sayılabilecek ince şeritlerden örülerek, günlük kullanıma uygun olarak tasarlanmış sıfır maliyetli bu ceket tasarımının, tasarım ağırlıklı orijinal giysileri tercih eden çevreci tüketicilerin dikkatini çekeceği düşünülmektedir. Ayrıca bu tasarım işletmelerin farklı istihdam yaratması açısından önem taşımaktadır. İşletmelerin, ev hanımlarına örgü işlemlerini yaptırarak hem farklı bir istihdam yaratacağı hem de farklı tüketici grupları oluşturacağı söylenebilir.

112

Şekil 5. Prototip (Tasarım - 4 )

Üç farklı renkten oluşan bu tasarımda, top başı ve top sonu kumaş artıkları ince şeritler haline getirilerek örme yüzey oluşturulmuş, renk geçişlerinde yapılan ajurların arasından yine artık malzeme olan iki farklı tonda kadife kurdele geçirilmiştir. Aynı kurdele ile kol, yaka ve etek ucu kenarları çırpma tekniği ile sarılarak temizlenmiştir. Sonbahar sezonu düşünülerek tasarlanan bu ceket, renkli özelliğinden dolayı günlük spor giysiler ile kullanılabileceği gibi, düz bir elbisenin üzerine giyilerek şık bir kombinasyon da oluşturulabilir. Üretim artığı kumaşların örülerek, üretim artığı kadife kurdelelerin süsleme malzemesi olarak kullanıldığı bu tasarım; sınırlı malzeme, sonsuz hayal gücü ile elde bulunan her malzemeyi değerlendirmeyi ve maddi değeri olan bir malzemenin çöpe atılacak atık olarak görülmemesini vurgulamaktadır.

113

Şekil 6. Prototip (Tasarım - 5 )

Tasarım 5 kesim işlemi sonucu kalan top sonu artıklarından oluşmaktadır. Kumaş artıklarının ölçü ve şekilleri dikkate alınarak, adeta bir pazılın parçaları gibi kesilerek birleştirilen bu tasarımda süsleme unsuru olarak yapışkan zımbalar kullanılmıştır. Parça birleşim hatlarını ek görünümünden çıkararak model özelliği görüntüsü veren bu uygulamadaki zımbalar işletmelerden alınan aksesuar artıklarıdır. Tasarımda kullanılacak kumaşların seçiminde, hammadde ve doku olarak aynı tür kumaşlar olmasına özen gösterilmiştir. Renkleri ve puzzle görünümüyle dikkat çeken bu mini elbiseden yola çıkılarak, farklı kumaş, renk ve süsleme teknikleri ile alternatif tasarımlar oluşturulabilir.

114

Şekil 7. Prototip (Tasarım - 6)

Tasarım 6. kesimhanede yanlış kesim sonucunda çöpe atılmak üzere ayrılmış parçalardan oluşmaktadır. Süsleme yapmak amacı ile dikdörtgen kesilmesi gereken parçaların kare kesilmesi sonucu hatalı işlem yapılmış ve kesimhane tarafından çöpe atılmak için bekletilen bu parçalar kesimhane sorumlusundan alınmıştır. Farklı boyutlardaki parçalar halinde olan bu artıklar, elbise kalıbı üzerinde belirlenmiş ebat ve formda kesilerek hazırlanmıştır. Her parçanın etrafı tığ işi yapılarak temizlenmiş ve parçaların renk özellikleri dikkate alınarak kalıp formuna uygun olarak birleştirilmiştir. 48 parçadan oluşan elbisenin parça birleştirme işlemi yine tığ işi ile yapılmıştır. Etek kısmı üçgen biçiminde hazırlanmış olan tasarımın, yanlardaki üçgen form kişinin isteğine bağlı olarak şekillendirilebilme özelliğine sahiptir. V yaka formuna sahip olan tasarımın, renk kombinasyonu ve el emeği dikkate alındığında, görsel açıdan olduğu kadar sanatsal açıdan da değeri olduğu düşünülmektedir. Günlük kullanıma uygun olan bu tasarım ile hatalı dokunmuş veya kesilmiş kumaşlardan da üretim yapılabileceği, parça kenarlarına uygulanacak temizleme yöntemlerinin ev hanımlarına yaptırılarak

115

hem sosyal hem de ekonomik açıdan fayda sağlanabileceği mesajı işletmelere verilmeye çalışılmıştır.

Şekil 8. Prototip (Tasarım - 7)

Diğer tasarımlara göre daha abiye olarak hazırlanan bu elbiseye, kullanılan dantel artıkları bu özelliği kazandıran en önemli faktördür. Dantel ve deri parçalarından oluşan tasarımda, 4 farklı firmanın kesim işlemi sonucunda kalan kumaş, dantel ve deri parçaları kullanılmıştır. Şık ve gece elbisesi konseptine uygun olarak tasarlanan bu elbiseye, artıkların şekline ve boyutuna göre model özelliği kazandırılmıştır.

116

Tasarımdaki parça geçişlerinde günün trendlerine ve tasarıma uygun farklı süslemeler kullanılarak, dantel altına farklı renkler duble edilerek alternatif şık tasarımlar oluşturulabilir. Kesimhanede oluşan artıkların çöpe atılmak yerine, şık bir gece elbisesine dönüşmesi, çalışmanın temel amacı olan artıkların değerlendirilerek kullanıma sunulmasına en güzel örneklerden birini oluşturmaktadır.

Şekil 9. Prototip (Tasarım - 8)

Yeşil ve turuncu renkte üretim artığı kumaşlardan oluşan Tasarım 8, diğer tasarım örneklerinde olduğu gibi parçaların ebat ve türlerinden yola çıkılarak tasarlanmıştır. Parçaların birleşiminde önce makine dikişi daha sonra elde çırpma dikişi yapılarak modele süsleme özelliği ile patchwork görüntüsü vermek amaçlanmıştır. Bu tasarım 3 farklı firmanın top başı - top sonu, kesim hane kumaş artıklarından ve düğme artıklarından oluşmaktadır. Pili formu verilerek hazırlanmış yaka kısmı farklı

117

boyutlarda ki düğmelerle süslenerek ve tek omuz vurgusu yapılarak tasarımda günün trendleri yakalanmaya çalışılmıştır. Hem gündüz hem de gece giyilebilecek form ve şıklığa sahip tasarım, sıfır maliyetinin yanında işlevselliği açısından da önem taşımaktadır.

Şekil 10. Prototip (Tasarım - 9)

Parti konsepti göz önünde bulundurularak tasarlanan ve üretilen 9. tasarım top başı - top sonu artığı olan kırmızı ve siyah suni deri parçalarından oluşmaktadır. Kesimhane artığı olan ince siyah şifon şeritlerden hazırlanan fırfırlar etek parçaların birleşim hatlarında süsleme detayı olarak kullanılmıştır. Elbisenin beden parçalarının birleşim hatlarının üzerine günün trendlerinde yer alan metal zımbalar kullanılarak tasarımın güncelliği artırılmıştır. Tasarım yönü kuvvetli olan ve günümüz trendlerini taşıyan bu model hem üretim artıklarından oluşmakta hem de günün çizgilerin,

118

yansıtması açısından önem taşımaktadır. Sürdürülebilir modayı esas alarak oluşturulan bu koleksiyonda moda ile çevreye zarar vermeden üretim yapmanın mümkün olduğu görülmektedir. Tekrar kullanım ya da geri dönüşüm denildiğinde üretici ve tüketicilerin aklına genelde eski gelmektedir. Oysa bu koleksiyon ile üretim artıklarının sürdürülebilir moda yaklaşımı ile değerlendirmesi sonucu farklı konseptlerde ve modaya uygun yeni ve özgün tasarımların oluşturulabildiği görülmektedir.

Şekil 11. Prototip (Tasarım - 10)

Kırmızı – siyah top başı – top sonu üretim artığı suni deri parçalarından oluşan Tasarım 10’na, metal çivi zımbalarla süsleme özelliği kazandırılmıştır. Yaka, kol oyuntusu ve bel hattındaki kemer görünümlü parçanın kenarlarına, kumaşa dikilerek tutturulan çivi görüntüsündeki zımbalar işletmelerden alınan aksesuar artıklarından oluşmaktadır. Tasarımın arka ortasında kullanılan metal dişli fermuar, işlevsellik

119

sağlamanın yanı sıra zımba detayları ile bütünlük oluşturarak tasarımda uyumu vurgulamakta ve farklı bir görsel etki yaratmaktadır. Belden kesikli ve kuplu olan bu özgün tasarım farklı alanlarda giyilebilecek fonksiyonel bir giysi olup, üzerine giyilecek bolero, ceket ve şal gibi giysi parçalarıyla farklı bir kombinasyon yaratılarak kullanılabilmesi açısından da dikkat çekicidir. İşletme içinde bir süre bekletildikten sonra çöpe atılan top başı – top sonu artıklarından ve aksesuarlarından oluşan bu tasarım, top başı – top sonu kumaş artıklarının oldukça şık elbiselere dönüşmesinin örneklerinden biri olarak görülmektedir.

Sonuç olarak işletmelerinde oluşan üretim artıklarını sürdürülebilir moda anlayışı ile üretime sokarak yeni ve özgün tasarımlar oluşturan işletmelerin, çevreye zarar vermeden üretim yaparken, farklı konseptlerde elbise üretimi yaparak farklı bir istihdam alanı oluşmasına da olanak sağlayacakları söylenebilir. Ayrıca işletmeler çevreye duyarlı bu uygulamalarıyla, sektörde sürdürülebilir moda anlayışının yerleşmesine, bilinçli tüketici grupları oluşturmasına, markalaşmalarına ve en önemlisi hem işletmelerine hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaklardır.

BÖLÜM V

SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. Sonuçlar

Sanayi devriminden sonra hızla gelişen ve gelişmekte olan endüstrilerden birisinin tekstil ve giyim sektörü olduğu bilinmektedir. Gün geçtikçe daha çok büyüyen ve gelişen tekstil ve giyim sektörü, hem hammadde üreten hem de ürettiği hammaddelerden tekstil ve giyim eşyaları yapan, ülkemizde ve dünyada ciddi bir istihdama sahip olan bir sanayi koludur. Fakat sektör, üretmenin yanı sıra genellikle geri dönüşümü mümkün olmayacak şekilde tüketen ve çevreye gerek tekstil atıkları gerekse giyim sektörü artıkları ile zarar vermektedir. Sanayi deviminin olumlu gelişmelerinden birisi olan ve insanlığa sayısız katkı sağlayan tekstil ve giyim sektörü maalesef günümüzde çevre bilinci olmadan üretim yapılan, doğa sürdürülebilirliğini ve doğal kaynakları tehdit eden bir sanayi koluna dönüşmüştür.

Tekstil ve giyim sektöründe oluşan atıklar ve artıklar gelişigüzel doğaya bırakılmakta ve bunlar canlı – cansız yaşamlarını gelecek neslin yaşayacağı hayatları olumsuz etkilemektedir. Tekstil sektöründeki işletmelerin, atıkların çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi hususunda giyim sektörüne nazaran daha sağlıklı adımlar attığı bilinmektedir. Giyim sektöründe oluşan üretim artıklarının değerlendirilmesi konusunda, işletmeler tarafından çok fazla bir şeyler yapılmadığı ve üretim artıklarının hem işletmeler hem de doğa için bir problem olduğu bilinmektedir.

İki bölümden oluşan bu araştırmanın ilk bölümünde Ankara ilinde bulunan hazır giyim işletmelerinin üretim artıklarının düzeyi ve bu artıkları nasıl değerlendirdikleri, artıkların sürdürülebilir moda anlayışına uygun olarak değerlendirilmesi, bu değerlendirmenin işletmelere, çevreye, ülkemize neler kazandıracağı ile ilgili sorulara cevap aranmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

121

¾ Araştırmaya katılan işletmelerin, %28,1’inin giyim sektöründe 11 – 15 yıldır, %25’inin ise 16 – 20 yıldır üretim yaptıkları belirlenmiştir. Ayrıca işletmelerin yıllık üretim kapasitesi incelendiğinde % 37,5’inin 51.000 - 101.000 arası, % 31,2’sininde 10.000 – 50.000 arası olduğu görülmektedir.

¾ İşletmelerin, % 75’inin kendi markasını ürettiği ve % 87,5’inin üretim pazarının iç pazar olduğu belirlenmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan işletmelerin, tamamımın kadın dış giyim üretimi yapan işletmeler olduğu tespit edilmiştir.

¾ İşletmelerde çalışan eleman sayısı incelendiğinde, %50’sinde çalışan elaman sayısının 51 – 150 kişi arasında olduğu ve % 12,5’inde çalışan eleman sayısının da 25 – 50 arasında olduğu belirlenmiştir. Bu veriler ve eleman sayısına göre işletme tipi belirleme esasları doğrultusunda araştırmaya katılan işletmelerin büyük bir kısmının orta ölçekli, az bir bölümünün de küçük ölçekli olduğu görülmektedir. İşletmelerin yıllık üretim kapasitesi, sektörde bulunma yılları ve eleman sayıları arasında dengeli bir orantının bulunduğu söylenebilir.

¾ İşletmelerden, personel seçiminde eğitim durumlarına yönelik ilk üç tercihinin sırasıyla; İlk sırada %52,5 ile lise mezunu olma ve mesleki eğitim – mesleki deneyim, ikinci sırada %28,1 ile yüksekokul düzeyinde eğitim almış olma, üçüncü sırada ise % 25 ile fakülte düzeyinde eğitim almış olma şartını aradıkları tespit edilmiştir.

¾ Araştırmaya katılan işletmelerin % 71,9’unda fazla olan artık miktarı ‘önlenemez artık’ ve % 28,1’inde fazla olan üretim artık miktarı ‘önlenebilir artık’ olarak görülmektedir. İşletmelerin büyük bir kısmında normal sayılan ve engellenmesi mümkün olmayan fakat minimize edilmesi mümkün olan artıkların daha çok oluştuğu gözlenmiştir. İşletmelerde üretim fazlası artıklara göre üretim sürecinde oluşan artıkların daha çok olduğu belirlenmiştir.

122

¾ İşletmelerde kesim sürecinde oluşan kumaş artığı yüzdesi % 71,9’unda %1 – 5 arasındandır ve %25’inde bu oran % 6 – 10 arasındadır. Ayrıca işletmelerde kesim sürecinde ortaya çıkan top başı – top sonu ya da hatalı kumaş artık yüzdesi incelendiğinde % 68,8’inde % 1 – 5 arası ve % 25’inde ise % 6 – 10 arası artık oluşumu görülmektedir.

Üretim işletmelerinde % 1 – 5 arası artık miktarının normal kabul edildiği fakat bundan fazlasının normalüstü olduğu ve üretim sürecinin gözden geçirilmesi gerektiği söylenebilir. % 6 -10 arası kumaş artığı oluşumu, 100 metre kumaş temel alınarak hesaplandığı 6 -10 metre arasında kumaşa denk gelmektedir. Bir sezonda ortalama 500 metre kumaş kullanan bir işletmede bu oranın 30 – 50 metre arasına kadar ulaşabileceği gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu da işletmeler açısında mali bir kayıp olurken malzemenin verim kullanılması anlamına gelmektedir.

¾ İşletmelerin artık oluşma nedenleri incelendiğinde % 18’inde üretim planlamasında aksaklıklar ve % 18,8’indede ürün malzeme ilişkisinin doğru hesaplanamaması sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca % 15,6’sında pastal ve kesim işlemlerini yapan personelin mesleki yetersizliği sebep iken diğer bir %15,6’sındada kumaş ve yardımcı malzeme kalitesi artık oluşmasına sebep olarak görülmektedir. % 12,5’inde üretim sürecinde gelişmiş teknolojiden faydalanamama, % 9,4’ünde ise üretim öncesi gelişmiş teknolojilerden faydalanamama artık oluşumunu etkileyen faktörlerden biridir.

¾ İşletmelerin % 71, 9 ‘u önlemez artık problemi yaşamaktadır ve önlemez artık oluşmasına neden olan faktörleri; üretim planlamasındaki aksaklıklar, üretim sürecinde gelişmiş teknolojiden faydalanamama, üretim sürecinde yer alan personelin mesleki yetersizliği olarak görmektedir. İşletmelerin % 28,1’i önlenebilir artık problemi yaşamakta ve neden olarak da ürün malzeme ilişkisinin doğru hesaplanamaması, kumaş ve yardımcı malzemenin kalitesini görmektedir. İşletmelerde önlenebilir – önlenemez artık miktarları ile artık oluşma nedenleri arasında istatiksel açıdan anlamlı bir ilişki tespit

123

edilmiştir. İşletmecilerin artık problemleri ile artık oluşma nedenlerinin örtüştüğü ve işletmecilerin problemlerinin kaynağının farkında oldukları belirlenmiştir.

¾ İşletmelerin teknolojik yenilikleri kullanma durumları incelendiğinde; bütün işletmelerin kalıp hazırlama, serileme ve pastal planı işlemlerinde ‘her zaman’ bilgisayar teknolojilerinden faydalandığı tespit edilmiştir. % 96,9’unun kumaş serim ve pastal yerleştirmede ‘her zaman’ teknolojik imkânları kullandığı, % 75’inin üretim planlamasında ‘her zaman’ bilgisayar teknolojisini kullandığı görülmektedir. İşletmelerin % 59,4’ünün ‘hiçbir zaman’ kumaş ve malzeme seçiminde bilgisayar teknolojisi kullanmadığı ve % 46,9’ununda ürün model çizimlerini ‘hiçbir zaman’ bilgisayarda yapmadığı ulaşılan başka sonuçlardan birisidir. Son olarak işletmelerin % 53,1’inin üretim sürecinin tamamını ‘her zaman’ teknolojik imkânlara sahip ortamlarda gerçekleştirdiği sonucuna ulaşılmıştır.

¾ Teknolojik imkânların, işletmeler de kolaylık sağladığı gibi birçok problemi minimize ettiği bilinmektedir. İşletmelerin teknolojik imkânları kullanma sıklığındaki seçeneklerden bazıları ile kumaş kesim artıkları ve kumaş top başı – top sonu artıkları arasında yapılan Ki Kare testi sonucunda anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. İşletmelerin % 71,9’u kumaş serim ve pastal yerleştirme işlemlerini ‘her zaman’ gelişmiş teknolojiye sahip makinelerle yapmakta ve artık oranları % 1 – 5 arasındadır. Üretim sürecinde ‘her zaman’ teknolojik yenilikleri kullanan % 50’nin kumaş artığı yüzdesi %1 – 5 arasında iken, ‘bazen’ teknolojik yenilikleri kullanan % 18,8 işletmenin kumaş artık yüzdesi % 6 -15 arasındadır. Tüm bu veriler sayesinde işletmelerde teknoloji kullanma sıklıklarının, üretim artıklarının miktarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

124

¾ İşletmelerin % 75’inin üretim artıklarını ölçümlemek amacıyla üretime giren malzeme ile üretimden çıkan ürün miktarını kıyasladıkları, %25’inin ise malzemelerin cinsine göre sayarak ya da tartarak ölçümledikleri görülmektedir. İşletmelerin büyük bir kısmında üretim artıklarını ölçümlemekte güvenilir ve geçerli bir yöntem uyguladıkları söylenebilir.

¾ İşletmelerin üretim artıklarının farkında olması, nedenlerini bilmesi ve nedenlere göre sonuçlar alması araştırma açısından önemli konular arasındadır. İşletmelerin üretim artıklarını azaltmak için aldıkları faaliyetler incelendiği zaman; % 21,9’unun üretim sürecinin her safhasında kontroller yaptığı ve diğer bir %21,9’unun ise personel seçiminde eğitime önem verdikleri görülmektedir. İşletmelerin %18,8’inin daha kaliteli malzeme temini yaparak ve diğer bir %18,8’inin ise kullanmakta oldukları teknoloji tipini yükselterek artıklarını azaltmayı amaçladıkları görülmektedir. Son olarak %12,5’inin ise ihtiyaç fazlası malzeme temini yapmamaya özen göstererek artıklarını azaltmaya çalıştıkları sonucuna ulaşılmıştır.

¾ Üretim artıkları oluşması nedenleri ile üretim artıkları azaltma faaliyetleri arasında istatiksel açıdan anlamlı bir ilişkiye ( p = 0,00) rastlanmıştır. Üretim planlamasındaki aksaklıklar nedeniyle artık problemi yaşayan % 18,8 işletmenin, üretim artıklarını azaltmak amacı ile üretim sürecinin her safhasında kontroller yaptığı görülmüştür. Model geliştiren ve pastal – kesim işlemlerini yapan personelin mesleki yetersizliğinden dolayı artık oluştuğunu düşünen %21,9 işletmenin üretim artıklarını azaltmak amacı ile personel seçiminde eğitime önem verdikleri görülmektedir. Son olarak %12,5’inin ürün – malzeme ilişkisinin doğru hesaplanmaması sonucu artık oluşturdukları ve çözüm olarak ihtiyaç fazlası malzeme temini yapmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

125

¾ Araştırmaya katılan işletmelerin %68,8’inin malzeme temininde üretilecek ürün miktarını göz önünde bulundurdukları, % 25’inde malzemenin olası durumlara karşılık ürün miktarından daha fazla temin edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

¾ İşletmelerin % 75’inin satın alma – model hane ve üretim planlama bölümlerin ortak çalışması doğrultusunda ve % 18,8’inin ise model hane bölümü tarafından üretilen ürünün model ve kalıp özellikleri doğrultusunda malzeme temin kararlarını aldıkları görülmüştür.

¾ Araştırmaya katılan işletmelerin % 62,5’inin üretim artıklarını değerlendirmedikleri ve %37,5’inin üretim artıklarını işletme içinde ve dışında değerlendirdikleri tespit edilmiştir.

¾ İşletmelerin çoğunluğunun üretim artıklarının farkında oldukları, minimize etmek için gerekli önlemleri aldıkları fakat üretim sürecinde önlemez şekilde ortaya çıkan artıklar ile ilgili bir değerlendirme yoluna gitmedikleri sonucuna ulaşılmıştır.

¾ Üretim artıklarını değerlendiren %37,5 işletmeye üretim artıklarını nasıl değerlendirdikleri sorulmuş ve birden fazla seçenek işaretlenmesi istenmiştir. %28,1’inin kumaş top başı ve top sonu artıklarını işletme içinde farklı modellerin üretiminde süsleme malzemesi olarak, %21,9’ununda yardımcı malzeme ve aksesuar artıklarını farklı modellerde süsleme aracı olarak kullandıkları ve başka bir %28,1’inin de kumaş top başı – top sonu artıklarını, yardımcı malzeme ve aksesuar artıklarını talep eden kişi ve kurumlara hibe ettikleri görülmüştür. Üretim artıklarını değerlendiren %37,5 işletmenin %21,9’unun ise kumaş top başı – top sonu artıklarından tasarım ağırlıklı giysiler ürettikleri sonucuna ulaşılmıştır. İşletmelerin %25’inin kumaş artıklarını işletme içinde makine temizliklerinde kullandıkları da ulaşılan sonuçlar arasındadır.

126

¾ Üretim artıklarını değerlendirmeyen işletmelerin (% 62,5) üretim artıklarını nasıl bertaraf ettikleri incelendiğinde; % 59,4’ünün üretim artıklarını malzeme cinsine göre ayrım yapmadan gelişigüzel çöpe attıkları ve %34,4’ününde bir süre depoda tuttukları ve depolama problemi yaşamaları sonucunda merkezden uzak bir alana döktükleri tespit edilmiştir. İşletmelerin % 50’sinin ise malzeme cinsine göre sınıflayarak ihtiyaç sahiplerinin alması için sokağa bıraktıkları sonucuna ulaşılmıştır.

¾ İşletmelerin %87,5’inin üretim artıklarını toplayan herhangi bir kurum ya da kuruluş olmadığını belirttikleri sonucuna ulaşılmıştır.

¾ İşletmelerin % 96,9’u atık yönetimi konusunda ülke stratejisi oluşturulması gerektiğini ve % 90,6’sı Türkiye’de tekstil artıklarının toplanması ve değerlendirilmesi ile ilgili yeterli çalışma yapılmadığını düşünmektedir. İşletmelerin tamamı tekstil ve giyim sektörünün yoğun olduğu bölgeler artık tesislerinin olması gerektiğini düşünmekte ve % 78,1’i tekstil artıklarının değerlendirilmesi fikrine katılmaktadır. İşletmelerin % 87,5’inin artıklarının

Benzer Belgeler