• Sonuç bulunamadı

5. ARAŞTIRMANIN VERİ VE YÖNTEMLERİ

Yapılan bu çalışmada Borsa İstanbul Turizm Endeksinde 2015-2019 dönemleri arasında faaliyette bulunan 9 adet turizm şirketinin finansal performanslarının Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemi kullanılarak ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda elde edilen şirket verilerine VZA uygulaması gerçekleştirilmiş ve sonuçlar listelenmiştir. Çalışmanın bu başlığı altında ilk olarak hedeflenen amaca ulaşmada kullanılan veriler, veri setleri ve modellemeler hakkında ayrıntılı bilgiler verilmektedir. Sonrasında ise çalışmada kullanılan VZA yöntemi açıklanmaktadır.

Yukarıda Çizelge 5.1’de yer alan bilgilerden ‘’No’’ kısmı KVB’lerin etkinlik analizi için kurulan modellemelerde kolaylık sağlanması amacıyla oluşturulmuştur. Yani EMS 1.3 paket programında analize tabi tutulacak olan modellemelerde KVB’ler ‘’No’’kısmında yer aldığı gibi kodlanmıştır. KVB’lere ait kısaltmalar ise analiz sonuçlarının sorumlanmasında kolaylık sağlanması amacıyla etkenmiştir.

5.1.2. Çalışmada Kullanılan Modeller ve Girdi-Çıktı Değişkenleri

Çalışmada, KVB’lerin etkinliklerinin saptanması amacıyla oluşturulmuş 3 modelde girdiler ortak kullanılmış çıktılar ise birbirinden farklı olarak seçilmiştir. Oluşturulan modeller Model-1, Model-2 ve Model-3 şeklinde adlandırılmıştır. Aşağıdaki Çizelge 5.2’de bakıldığında, araştırmanın modelleri, girdi ve çıktı değişkenleri görülmektedir.

Çizelge 5.2 Araştırmanın Modelleri ve Girdi-Çıktı Değişkenleri

MODELLER GİRDİLER ÇIKTILAR

Model-1 Cari Oran

Finansal Kaldıraç Oranı Maddi Duran Varlık/Öz Sermaye

Piyasa Değeri

Model-2 Cari Oran

Finansal Kaldıraç Oranı Maddi Duran Varlık/Öz Sermaye

Net Kâr Marjı

Model-3 Cari Oran

Finansal Kaldıraç Oranı Maddi Duran Varlık/Öz Sermaye

Aktif Karlılık Oranı

Yukarıda Çizelgede yer alan modeller ve modellere ait girdi-çıktılar incelendiğinde her 3 model içinde girdilerin aynı olduğu aynı çıktıların ise farklı olduğu görülmektedir. Söz konusu modeller VZA’nın girdi yönelimli CCR ve girdi yönelimli BCC modellerinde kullanılmak üzere oluşturulmuştur. Her bir modelin oluşturulmasındaki genel amaç KVB’lerin girdilerini minimize edilerek ulaşabilecekleri maksimum çıktı düzeylerinin tespit edilmesidir. Yani KVB’lerin daha az maliyetle nasıl daha çok üretim gerçekleştirebileceklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda da çalışmada analizler girdi yönelimli VZA modellemeleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Bir üretim süreci sonucunda elde edilecek olan çıktılara müdahale etmek, o üretim sürecinde kullanılan girdilere müdahale etmekten daha zordur. Özellikle turizm sektörü gibi hizmet ağırlıklı üretim gerçekleştiren insan odaklı emek yoğun sektörlerde üretilen hizmetin kaliteli ve verimlili olabilmesi için üretim sürecini yönetenlerin hizmet üretmede kullanılan girdiler

üzerinde mutlak hakimiyet kurmaları gerekmektedir. Hizmetlerin üretim sürecinde kullanılan girdiler üzerinde hakimiyetin kurularak müdahalelerin doğru olarak yapılması, süreç sonucunda elde edilebilecek çıktıların yani hizmetlerin kaliteli olmasını sağlayabilmektedir. Kaliteli hizmet ise, yüksek müşteri memniyeti anlamına gelmekedir.

İnsan odaklı mal ve hizmet üretimi gerçekleştiren özellikle turizm sektörü gibi sektörlerde müşteri memnuniyetinin sağlanması insanların o sektöre olan ilgi ve alakanın artmasına neden olmakta bu durum ise söktör firmalarına büyük oranda kar ve verimlilik olarak yansımaktadır. Bu noktadan hareketle yapılan bu tez çalışmasında analize tabi tutulan şirketlerin girdilerine müdahale edilerek, maksimum düzeyde ne kadar çıktı oranının elde edebileceğinin tespit edilmesi amacıyla girdi yönelimli VZA modelleri tercih edilmiştir.

Çalışmada kullanılan girdi ve çıktılar belirlenirken çalışmanın güvenilirliğinin sağlanması amacıyla VZA’nın aşağıda verilen iki kısıtı dikkate alınmıştır. Çalışma her iki kısıta da uymaktadır.

Seçilecen girdi sayı m, çıktı sayısı p kabul edilirse en az ‘‘2 (m+p) +1’’ tane karar birimi alınmalıdır veya girdi sayısı m, çıktı sayısı da s kabul edilirse en az ‘‘m+s+1’’ tane karar biriminin alınması gerekmektedir (Nathanson, vd., 2003: 45).

Çalışmada kullanılan girdi ve çıktı değişkenlerine ait tanımlamalar ise aşağıdaki gibidir.

Cari Oran: İşletmelerin likit varlıklarını gösteren dönen varlıklarının, kısa vadeli yabancı kaynaklarına bölünmesi ile elde edilmektedir. Cari oran, önemli bir likidite göstergesi olup, şirketlerin kısa vadeli borçlarını karşılanma performansını analiz edilebilmesine olanak sağlar. Bunun yanında net işletme sermayesinin yeterli ve verimli olup olmadığını saptamak için kullanılır. Ayrıca cari oran bir işletmenin tedarikçilerine, kreditörlerine ve alacaklılarına o işletmenin kısa vadede borçlarını karşılayabilme yeterliğine sahip olup olmadığı hakkında önemli bilgiler sunar (Toroslu ve Durmuş, 2016: 144).

Finansal Kaldıraç Oranı: İşletme varlıklarının ne kadarının borç ile finanse edildiğini gösterir. Bir başka deyişle, işletmelerin varlıklarının yüzde kaçını yabancı kaynaklarla (borçlarla) karşılandığını açıklar. Bir işletmenin finansal kaldıraç oranının yüksek olması, şirketin finansmanının riskli biçimde finanse edildiğini, kreditörleri açısından da firma güvenliğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu rasyonın yüksek olması işletmenin yüksek oranlarda faiz yükü altında olabilme riski anlamını taşıdığından, ana para taksitleri ve

faizlerini geri ödeme sürecinde güçlüklerle karşılaşabileceği anlamına gelirken, bu oranın düşüklüğü ise şirketin vergi tasarrufu imkânlarından yararlanamaması durumunu ortaya çıkarmaktadır (Ceylan ve Korkmaz, 2015: 49)

Maddi Duran Varlık / Öz Sermaye Oranı: Bir işletmenin maddi duran varlıklarının ne kadarını öz sermayesi ile finanse ettiğini tanımlar. Bu oranın 1’den küçük olması, şirketlerin, duran varlıklarının tamamını öz sermaye ile finanse ettiklerini ortaya koymaktadır. Bu oranın 1’den yüksek olması ise şirketin maddi duran varlıklarını yabancı kaynaklarla finanse bettiği şeklinde yorumlanmaktadır. Literatüre göre bu oranın düşük olması gerektiği kabul edilmektedir. Çünkü maddi duran varlıkların özsermaye ile finanse edilmesi demek daha düşük maliyette, borçsuz ve faizsiz bir şekilde finanse işleminin gerçekleştirildiği anlamına gelmektedir. Ancak yoğun teknoloji gerektiren yatırımların ilk yıllarında bu oranın 1’den büyük olması normal karşılanmakta ve şirketin maddi duran varlıklarının finanse edilmesinde öz sermaye ile birlikte ek bir sermaye finansmanına ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir (Gapenski, 2005: 538).

Piyasa Değeri: Bir varlığın piyasadaki bugünkü alım-satım değerini ifade etmektedir.

Yatırımcılar tarafından temel analizler yapılırken sıkça kullanılan bir orandır. Bir işletmenin piyasa değeri; o işletmenin çıkarttığı toplam hisse senedi sayısının hisse senetlerinin fiyatlarına çarpılmasıyla tespit edilir. Bu değerin yüksek olması o işletmenin işlem gördüğü piyasada verimli olarak çalıştığı yorumunun yapılmasına olanak tanır (Kim, 2006: 96).

Net Kâr Marjı: İşletmelerin tüm faaliyetlerinin sonuçlarını yansıtmaktadır. Dönem net karının net satışlara bölünmesiyle elde edilir. Başka bir deyişle, işletmelerin diğer gelir ve giderleri dikkate alındığından üretimin ne kadar az maliyetle ve ne kadar etkin yaptığını gösterir. Bu oranın yüksek olması, işletmenin verimli olduğu şeklinde yorumlanabilmektedir (Ceylan ve Korkmaz, 2015: 49).

Aktif Karlılık Oranı: işletmelerin ulaşmış oldukları büyüklük ve sağladıkları verimin ölçülmesinde kullanılmaktadır. Aktif kârlılık işletmelerin edinmiş oldukları tüm varlıkların kar yaratmada hangi oranda etkin kullanıldığını göstermektedir. Net karın aktiflerin toplamına bölünmesiyle elde edilmektedir. Finans literatürüne göre bu oranın yüksek olması beklenmektedir. Söz konusu oran ne kadar yüksekse işletmenin varlıklarını kar yaratma konusunda o kadar verimli kullandığı yorumu yapılabilir (Weaver, 2012: 62).