• Sonuç bulunamadı

Antoine Louis Claude Destutt de Tracy (1754-1836)

1.2. ĠDEOLOJĠ KAVRAMININ TARĠHSEL GELĠġĠMĠ

1.2.4. Antoine Louis Claude Destutt de Tracy (1754-1836)

On sekizinci yüzyıl Fransız materyalistleri, esas olarak Ġngiliz deneyciliğinin, daha çok da bu geleneğin kurucusu olan John Locke‟un felsefesinin izinde, dine karĢı olan ve hazzı amaçlayan bir felsefe benimsemiĢlerdir. Bu filozoflar, felsefelerini geliĢtirme ve düĢüncelerini yayma konusunda dönemin yöneticilerinden destek

22 görmüĢlerdir. Bunun örneği, 1795 yılında Fransa Cumhuriyet Konvansiyonu tarafından kurulan ve düĢünce bilimi olarak ideolojiyi öneren ve geliĢtiren filozofları bünyesinde toplayan “Ulusal Bilim ve Sanat Enstitüsü”dür. (Institut de France) Bu Enstitü‟nün kuruluĢ amacı, Aydınlanma geleneğine dayanan ulusal bir yükseköğrenim sistemi kurmaktır ve Enstitü üç ana dal altında örgütlenmiĢtir:

matematik ve fiziksel bilimler, ahlaki ve siyasal bilimler, edebiyat ve güzel sanatlar.

Ahlaki ve siyasal bilimler dalı ve bu dalda çalıĢmalarını sürdüren düĢünürler, Enstitü‟nün çekirdeğini oluĢturmaktadır. Destutt de Tracy ise kendilerine ideologlar (idéologues) adını veren Cabanis, Condorcet, Constant, Daunou, Say, Madame de Staël gibi isimlerin de bulunduğu grubun öncülerindendir (Çelik, 2005: 33-34).

Ġdeoloji kavramını ilk kez kullanan kiĢi olduğu daha önce belirtilen Antoine L.C. Destutt de Tracy, ideolojiyi, “idelerin bilimi” (science des idées) olarak düĢünmektedir. Bacon‟ın felsefesi ve özellikle de Ġdol Öğretisi, Tracy‟nin ideoloji anlayıĢı üzerinde önemli oranda etkili olmuĢtur. Bacon ön yargıların ya da baĢka bir deyiĢle yanlıĢ idelerin oluĢmasının ve bunların oluĢumunun engellemesinin bir araĢtırmasını yapmıĢtır. ÇalıĢmalarını da bu doğrultuda olası yanılgı kaynaklarını belirleme ve sınırlama isteğiyle yönlendirmiĢtir (Özbek, 2011: 32).

Tracy, ideolojinin görevi olarak insanın tinsel yeteneklerini araĢtırmayı görür.

Ġdeoloji bunu yaparken hiçbir Ģekilde dinsel görüĢleri dikkate ve ciddiye almamalı, tam bir doğa araĢtırması yapıyormuĢ gibi davranmalıdır. Ġdeoloji insanın bilgisine ve anlayıĢına gerçek doğrultusunu kazandırır. Yine Tracy‟e göre; ne insan ve doğa üzerine yapılan metafizik ne de dinî ifadeler bilimsel araĢtırmanın, bilimin nesnesi olabilirler (Özbek, 2011: 33-34).

Tracy‟e göre, bilginin oluĢması ve yaygınlaĢması idelerin yardımıyla olasıdır.

Böylece bütün bilimlerin temelini oluĢturan, en temelde duran bilim, ideoloji olmaktadır. Bu temel bilimin üzerinde diğer bilimler yükselir. Ġdeoloji, idelerin köklerini ve idelerin kurucu öğesini araĢtırmaktadır. Sadece ideler, sarsılmaz bir tarzda duyulara geri götürülme koĢuluyla sınanabilir, onların doğruluğundan bu Ģekilde emin olunabilir. Ancak, duyulara geri götürülebilmiĢ ideler, bir insan ve doğa biliminin temeli olabilirler; çünkü yanlıĢ düĢüncelerden kurtulmak, bilimler için ileri bir ânın, bir basamağın oluĢmasını sağlar. Ġdeoloji, bütün bilinç içeriklerinin geliĢmesinin, yayılmasının en temelde duran öğretisidir. Ġdeolojiyi, insan bilincinin,

23 yapısının ve içeriğinin çözümlemesi olarak tanımlamak ile onu bütün bilimlerin temeli olan bir bilim olarak görmek aynı Ģeydir. Sonuçları açısından bakıldığında ideoloji, matematik ve matematiğe dayalı bilimler kadar geçerliliğe sahiptir.

Ġdeolojinin matematiğe ve doğa araĢtırmalarına olan benzerliği, ideoloji araĢtırmacılarını her türlü metafizik yönelimden uzak tutar. Metafizik; insanı, doğayı ve dünyayı araĢtırıp onları ilkeler düzeyinde açıklamayı denemektedir. Metafiziğin bu ilkeleri duyulardan bağımsız olarak verilmiĢ kesin ilkeler olarak görülmüĢtür.

Böyle olunca metafizik, bilimsellikten uzak peĢin yargılarla, düĢüncenin tutsaklığının yanlıĢ bir düĢünme biçimindeki varsayımıdır. Ġnsan öncelikle böylesine ön yargılardan sıyrılarak toplumsal yaĢamın, nesnenin ve içeriğin bilgisini elde edebilir.

Tracy, bütün bir “ön yargılar tartıĢması”nda izlenildiği gibi, ön yargıları çözümleyip onlardan özgürleĢmenin arayıĢı içindedir. Ġdeoloji bu anlamda, ön yargıların kuruluĢunun, iĢleyiĢinin, geniĢleyip yaygınlaĢmasının çözümlendiği bir bilim olmaktadır (Özbek, 2011: 34-35).

Tracy, insan doğasının temel yeteneği olarak gördüğü duyuları bütün idelerin kaynak noktası olarak kavrar. Duyarlığın beĢ kavram ekseninde açıklanabileceğini düĢünür. Bu beĢ kavram net bir Ģekilde birbirinden ayrılmalıdır. Bu duyarlık biçimleri duyumsamak, hatırlamak, usa vurmak, istemek ve davranmak Ģeklinde sıralanır. Bunlar düĢüncenin parçalarıdır (Özbek, 2011: 36).

Tracy, toplumu da bu biçimde çözümlemeyi denemektedir. Ġdenin tümel indirgemesinde yapılagelen, toplumsal alana uygulandığında “ekonomik ide”nin çözümlemesi olarak iĢ bölümü, zenginlik (servet), değer, endüstri, mal değiĢimi, toplumun büyümesi ele alınmaktadır. Bu kavramların çözümlenmesi, bir nesnenin baĢka bir nesneyle olan bağının gösterilmesini güçlendirir. Tıpkı duyunun, duyu nesnesine sahip olması gibi. “Toplumsal varoluĢ insanın doğal varoluĢudur.” Bu, duyusallık yeteneğine sahip olan ben‟le, aynı yeteneğe sahip olan bir baĢka ben‟in bağlantılı olma zorunluluğudur. Toplum, dağılmaz bir alıĢveriĢ iliĢkisidir. BaĢka bir ifadeyle değiĢebilir olanın bir değiĢtiriliĢi söz konusudur. Bu alıĢveriĢte herkes kendi çıkarıyla buluĢur ve bu değiĢim güçlerin birlikte devinimini yaratır: büyüme, aydınlanma ve iĢ bölümü (Özbek, 2011: 37).

Özbek, bu noktada ideoloji tartıĢmalarının vazgeçilmez isimlerinden biri olan Karl Marx‟ı devreye sokar. Marx, Tracy‟nin görüĢlerinden Artı Değer Teorileri

24 (Theorien über den Mehrwert) adlı çalıĢmasında söz etmektedir. Ancak burada Marx tarafından ele alınan, Tracy‟nin genel olarak ideoloji öğretisi değildir. Marx dikkatini Tracy‟nin toplumsal alanda, ekonomik idenin çözümlenmesinde neler söylediğine çevirmiĢtir. Marx, Tracy‟nin bu “kaynağa geri götürme” iĢleminde ise tamamen yanlıĢ sonuçlara vardığını vurgular (Özbek, 2011: 35-36). Ġleride görüleceği üzere Marx‟ın eserlerinde ideoloji, Tracy‟nin aksine olumsuz anlamda kullanılacak ve Marx, ideoloji üzerine düĢüncelerini açıklamak için altyapı-üstyapı, sınıf çatıĢması, meta fetiĢizmi gibi kavramlara baĢvuracaktır.

Sonuç olarak, Tracy‟e göre ideoloji; fizik, matematik oranında kesinliğe sahip olan felsefi bir bilimdir. Bu saptamada, ideoloji kavramının Tracy‟le insanlığın düĢünsel yaĢamına girdiği anımsanırsa, onun ilk belirlenimde bilim olma isteği ve çabası önem kazanır. Tracy ve ideologlar idelerin redüksiyonu dolayımıyla bütün pratik ve ekonomik yaĢamın temeli olacak bir bilim yaratmayı amaçlamıĢlardır.

Ayrıca bu çözümleme hem insanın bir “vatandaĢ” olarak eğitimini hem de devletin

“adil” bir organizasyon olmasının temeli olmayı amaçlar. Bu bağlamda ele alınan ideoloji anlayıĢına temel teĢkil eden görüĢlerden birisi ise ancak “gerçek” olan idelerin toplumsal düzendeki adil iĢleyiĢin ve insan mutluluğunun güvencesi olabileceği yolundaki düĢüncedir (Özbek, 2011: 38-39).