• Sonuç bulunamadı

ANTEP’TE MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİNİN KURULMASI VE TEŞKİLATLANMA FAALİYETLERİ

ANTEP SAVUNMASININ HARP PRENSİPLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

3.2. ANTEP’TE MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİNİN KURULMASI VE TEŞKİLATLANMA FAALİYETLERİ

İngiltere’nin ve Fransa’nın menfaatleri doğrultusunda, keyfî hareket etmeleri ve gizli emellerini açığı vurmaları üzerine, Antep halkında direniş için çalışmalar başlamıştı.

Önce Cemiyet-i İslâmiye, işgale karşı faaliyete geçmiş, İngilizlerin işgalinde fazla ağırlığını hissettirmese de, Fransızlara karşı sesini yükseltmişti. Cemiyet-i İslâmiye, ülke genelinde Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetleri’nin birlik ve beraberlik duyguları içerisinde hareket etmeleri neticesinde ehemmiyetini kaybetmiş, böylece Antep’te yeni bir

Yüzbaşı Asaf'ı dinledikten sonra "Tamam" demiş, "Bundan sonra senin adın Kılıç Ali. Seni iki arkadaşınla birlikte Güney Cephesi'nde Ayıntab (Antep) ve Maraş'ta memur ediyorum." Kılıç Ali, Ayıntab-Maraş ve Havalisi Kuvayı Milliye komutanı olarak Fransızlara ve Ermenilere karşı savunmayı örgütlemiş. 4 Nisan 1920'de yapılan Büyük Millet Meclisi seçimlerinde Ayıntab mebusu (milletvekili) seçilmiş, ancak cephedeki görevini bırakmamış ve Meclis'ten izinli sayılmıştı. Kurtuluş Savaşı'nın en kritik döneminde Yozgat'ta Çapanoğullarının isyan çıkarması üzerine, askeri kuvvetleriyle birlikte bölgeye intikal etmiş, aynı amaçla görevlendirilen Çerkez Ethem kuvvetleriyle birlikte söz konusu isyanın bastırılmasında çok önemli bir rol oynamış. 22 Eylül 1920 tarihinde ise Ankara İstiklal Mahkemesi'ne üye seçilmişti. Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin Anıları, s.13-17.

355 Sahir Üzel, Gaziantep Savaşının İçyüzü, Ankara, 1952, s. 36.

356 Ünler, A.g.e., Belge 8, s. 179.

örgütlenme ortaya çıkmış ve Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti, şehir içi ve şehir dışı direnişin organizasyonunu üstlenmişti.357

Mondros Ateşkes Antlaşması’nı müteakiben İtilâf Devletleri’nin asıl emelleri anlaşılınca, ülke genelinde birlik ve beraberlik içerisinde mücadele etmeye taraftar olanlar, ön plana çıkmış, işgallere karşı bireysel olarak yapılan tepkiler, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçişiyle organize hale gelmişti. 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum Kongresi ve 4 Eylül’de Sivas Kongresi tertip edilmiş, Mustafa Kemal Paşa’nın Heyet-i Temsiliye reisi seçildiği Sivas kongresinde fevkalade önemli bir karar alınmıştı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk-ı Millîye Cemiyetinin illerde ve ilçelerde şubelerinin açılması ve Misak-ı Millî’nin gerçekleştirilmesi için valilere ve mutasarrıflara genelgeler gönderilmiş, bu genelgeler doğrultusunda Antep’te Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti şekillenmişti.358

Antep Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetini; idare meclisi başkâtibi Eşrefin Gümüş’ün Kastel’deki evinde, Dr. Hamid, Müdür Ragıb, Alay kâtibi Maraşlı Avni, Telgraf memuru Mahir ve hâkim Kuşçuzâde Hamdi kurdular. Mısrîzâde Nuri, Kepkepzâde Mustafa, Kepkepzâde Abdürrezzak, Eski müftü Rıfat, Hafız Şahin, Kahramanzâde Süleyman, Kanevetçizâde Mahmud, Merakzâde Şerif, Hacı Halid Ağazâde Sadık, Hacı Ömerzâde Mehmed Ali, Hocazade Ferid, Kilisli komiser Halil ve Ahmed Muhtar daha sonra cemiyete katılmışlardı. Mahir Bey, 23 Ekim 1919 tarihinde telgrafhanede işgal kuvvetleri olmasına rağmen Antep’te cemiyetin kurulduğunu Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa’ya bildirmişti.359

Cemiyet, kuruluş aşamasında iken üyelerin evinde toplanarak kararlar almış, gizli çalışan cemiyetin üye sayısı artınca ortaya çıkma tehlikesine karşı Heyet-i Merkeziye adı altında toplanmasına karar verilmişti.360 Bu sırada direniş konusunda pasif tutum benimseyen Mutasarrıf Celâl hastalanınca, Hama mutasarrıfı olup tayin bekleyen Sabri Bey, mutasarrıf vekili olmuş, Sabri Bey’de cemiyetin görüşlerini benimsemekte olduğundan, durumu değerlendiren cemiyet, Sabri Bey’in vekâleti sırasında 23 Kasım 1919 tarihinde resmen kurulmuştu.361

357 Abdülhaluk M. Çay, Yaşar Kalafat, Doğu ve Güneydoğu Anadolu‘da Kuvây-ı Milliye Hareketleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., Ankara, 1990, s.67.

358 Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Haz.: Ali Sevim, Vd., ATAM Yay, Ankara, 2006, 118-120; Onar, A.g.e., s. 183-184.

359 Üzel, A.g.e., s. 12; Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, s. 95-96; Yetkin, A.g.e., s.22,112.

360 Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, s.96.

361 “…Sivas’ta heyet-i muhtereme-i temsiliyesi bulunan ve hükümet-i merkeziyece resmen tanınan Anadolu ve Rumeli müdafaa-yi hukuk-u milliye cemiyetinin Antep Heyet-i Merkeziyesin namına Dr. Hamil Bey tarafından resmen verilen beyanname arz olunarak heyet-i merkeziye-i mezkûra heyet-i temsiliye-i müşarünileyhuya merbutan teessüs etmiş bir heyet olarak tanınmış olduğunu mübeyin ilmühaberdir. 3 Teşrinisani 1335 Antep Sancağı Mutasarrıf vekili Sabri…” Ünler, A.g.e., s. 15-20.

Her semtte cemiyetin üyelerinden oluşan heyetler; “Antep’in kurtuluşu için din ve milletimizin yaşaması için malıyla ve canıyla hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağına, cemiyetin bütün emirlerini yerine getireceğine ve cemiyetin kuruluş amacının açıklanmayacağına” Kur’an üzerine yemin edenleri, üye olarak kabul etmeye başlamıştı.362

Aralık ayında cemiyet, en yoğun devresine girmiş, bir taraftan üye mevcudu artırılırken, diğer taraftan direniş için gerekli para, silâh ve cephane teminine de devam ediliyordu.363 Teşkilâta girenler, fakir değilse, silâh teminiyle mükellef tutulmuş, varlıklı olanlardan ise ayrıca yardım alınıyordu. Çiftçiler çift hayvanlarını, işçiler yatak ve yorganlarını satarak silâh almaya başlamışlardı.364

Halep’ten satın alınan tüfekler ve cephaneler,365 işgal kuvvetlerine ve Ermenilere rağmen, geceleri kafileler halinde gizlice şehre sokulmuştu. Tüfeğin bedeli, cinsine göre on altın liradan yirmi altın liraya kadar değişiyordu. En ucuz tüfek; Rus, en pahalısı ise Alman ve Osmanlı yapımıydı, Namlusu kısa ve kurşun atan bir çeşit küçük tüfek olan filintanın fiyatı, 40-50 liraydı. Bir tüfek mermisi 5-7,5 gümüş kuruştu.366

Antep’teki hazırlıklar ve Kuvây-ı Millîye oluşumu, Heyet-i Merkeziye’nin kontrolünde gerçekleşmiş, Kuvây-ı Millîye’nin hükümetle herhangi bir bağlantısının olmamasına dikkat edilmişti. Ancak millî amaç uğruna bir araya gelen gayr-i resmî kuvvetler, el altından desteklenmiş,özellikle ordu bünyesindeki subaylar, Kuvây-ı Millîye oluşumuna ciddi katkılarda bulunmuş ve Kuvây-ı Millîye örgütlenmesinde birliklerinden terhis edilen subaylar yer almıştı.367

Heyet-i Merkeziye tarafından teşekkül ettirilen; Kilis Yolu Kuvây-ı Millîye Komutanlığı şehir dışında, Etraf-ı Şehir Cepheler Kumandanlığı ise şehir içindeki direnişi organize etmişti.368 Heyet-i Merkeziye, şehir içi çatışmalar için muharebe birlikleri oluşturmuş, Birkaç mahalle birleştirilerek kurulan semt teşkilatı sayısı yirmi yediydi.369 Her semtin numarası vardı. Semtte idare heyeti, biri başkan olmak üzere toplam beş kişiydi. semtin önde gelenlerinden biri semt reisi ve semtte ikamet eden ya yedek subaylardan ya da savaş tecrübesi olan çavuşlardan biri kısım kumandanı olmuştu.370

362 Adil Dai, Olaylarla Gaziantep Savaşı, Gaziyurt Matbaası Basımı, Gaziantep 1992. s.39.

363 Yetkin, A.g.e., s.22.

364 Lohanlızade, A.g.e., s.27; Yetkin, A.g.e., s.85; Bayaz, A.g.e., s. 112.

365 BOA HR. SYS. 2543-6/23; İngilizler bölgeden çekilirken ziyadesiyle cephane ve silah bırakmışlardı;

BOA HR. SYS. 2543-4/30.

366 Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, s.100.

367 Ünler, A.g.e., s.158-170.

368 Üzel, A.g.e., s. 12.

369 Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, s. 100.

370 Lohanlızade, A.g.e., s. 27; Ünler, A.g.e., s.20; Yetkin, A.g.e., s.40.

Semt reisi ve vekili, Heyet-i Merkeziye tarafından seçilmişti.371 Semt birliğinin kadrosu yüz kişiydi. Yirmi yedi semtin olduğu göz önüne alındığında 2700 kişinin hazır olduğu söylenebilirdi. Herhangi bir çatışmada silahlılar savaşacak, silahsızlar tahkimatta kalarak yaralananların veya ölenlerin yerlerini alacaklardı. Askerî birlikler, Yıldırım ve Şimşek isimlerinde iki tabur haline getirilmişti.372

Şehir içi savunma organizasyonunun nasıl gerçekleşeceği belirlendi. Buna göre;

Her semtin defteri ayrı ayrı tanzim edilecekti. Her semt heyet-i idare vasıtasıyla tebliğ edilecek Heyet-i Merkeziye mukarreratını tatbik ve ifa etmek üzere kendi arasında bir heyet teşkil edecek; içlerinden birini reis intihap ederek heyet-i idare ile teması muhafaza edecekti. Her semtte cemiyet efradının yekûnu 100 neferi geçmeyecekti.

Her semtte kayıtlı cemiyet azasının kaçı silahlı ve silâhsız, kaçı talim ve terbiye görmüş bu tespit edilerek, neticesi Heyet-i Merkeziyle bildirilecekti.

Her semte bir numara verilmeli ve her semt aldığı numara ile tevsim edilmelidir, 13.

Semt, 20. Semt gibi. Her semtin heyet-i idaresi biri reis olmak üzere ceman beş kişiden ibaret olacaktı. Semtlerdeki heyet-i idare tebliğ olunacak emirleri hakkıyla anlayabilecek, vaziyeti kavrayacak münevver adamlardan birinin bulunmasıyla beraber mahalle ve semtlerinde sözlerini dinletebilecek zî-nüfuz eşhastan olması şayan-ı arzudur. Semt rüesa ve heyet-i idarelerine ihtiyat zabitlerinin ve iyi askerlik görmüş eşhasın da alınması münasiptir.

Her semt, mevcudunu askerlikteki takım teşkilâtı gibi üçe taksim edecek ve bu taksimde silâhlı ve silâhsızı nazar-ı itibara alarak tefrik edecekti. Her kısmın başına çavuş namıyla birini ayıracaktı. Bu teşkilatı semt heyeti kendiliklerinden yapacaktı.

Yalnız neticesini bildirecekti. Şu halde, bir semtin mevcudu şu suretle oluyor: 5 reis ile beraber heyet-i idare azası, 3 kısım kumandanı, 90 her kısmın mevcudu 30 nefer oImak üzere üç kısmın yekûnu, inde’l-icap Heyet-i idare tarafından, emirber olarak çalıştırılacak, 100 yekün.

Semt heyetleri cemiyete idhal için münasip kişiler öncelikli olarak heyet-i idareye bildirecek, heyet-i idarenin muvafakatini istihsalden sonra tahlifi cihetine gidilecekti.

Şu halde, hâlihazır heyet-i tahlifiyenin ibkası zaruridir. Ancak bu suretledir ki gerek hali hazır kuvvetimizi ve gerek bundan sonra dâhil olacak efradın tespiti muktezidir.

Bu suretle yeniden cemiyete dâhil olacak efradın semtlere taksimi, heyet-i idarenin vazifelerindendi. Semt defterleri üç nüsha olacaktı. Biri Heyet-i Merkeziye’de, biri heyet-i idarede, diğeri de semt reisinin yanında bulunacaktı.373

Cemiyetin köylere yayılmasında ise Merkez Jandarma Bölük Komutanı Esad Bey etkili olmuştu. Cemiyet büyüdükçe yeni yeni örgütlere ihtiyaç duyulmuş, Heyet-i Merkeziye’ye yardımcı olması için Heyet-i İdare oluşturularak görevlendirme yapılmıştı.374 Daha ziyade hesap işleriyle uğraşan idare heyetine bağlı olarak maliye ve satın alma komisyonları teşkil edilmişti.

İaşe Komisyonu: Heyet-i Merkeziye, Fransız kuşatmasının uzayacağını göz önünde tutarak halkın ve millî müfrezelerin ihtiyaçlarını temin etmek için iaşe komisyonu kurmuş, Komisyon, zahire satın alarak özel ambarlarda depolamıştı.

371 Yetkin, A.g.e.,, s.22.

372 Üzel, Gaziantep Savaşının İçyüzü, s.12.

373 Ünler, A.g.e., Belge 7, s.181-182; Pamuk, A.g.e., s.150-151.

374 Yetkin, A.g.e., s.22; Ünler, A.g.e., s.99.

Asker Ailelerine Yardım Komisyonu: Kuvay-ı Millîye olarak silahaltına alınanlar ile yeniden silâhaltına çağrılanların büyük kısmının ekonomik durumu yetersizdi. Direnişin uzamasıyla birlikte milis kuvvetlerinin aileleri zor durumda kalmış, Yıldırım taburu komutan vekili Kâmil bey’in teşebbüsüyle, Heyet-i Merkeziye’nin yardımı ve hükümetin desteğiyle Asker Ailelerine Yardım komisyonu kurulmuştu. Kâmil Bey’in başkanlığındaki komisyonun gelir kaynağı; vakıfların idaresindeki fakirlere ayrılan istihkak gelirleri ile belediyenin tellaliye vergisiydi.375

Sağlık Teşkilâtı: İşgale karşı direnişle birlikte ihtiyaç duyulan unsurlardan birisi de kuşkusuz sağlık hizmetleriydi.376 Fransız topçusunun ağır bombardımanı karşısında Türk Hastanesi harap olduğundan hizmet veremez hale gelmişti. Şehir dışındaki muharebelerde yaralananları tedavi edebilmek gayesiyle Türk Hastanesi’nin yerine Şehreküstü semtindeki Şeyh Fethullah Camii, hastane haline getirilmiş, ilerleyen süreçte Hacı Halil ve Vahap sokaklarındaki evler de hastane haline getirilerek sağlık hizmeti verilmeye başlanmıştı.377 Şeyh Fethullah Camii’nin hastane olarak tercih edilme nedeni, şehrin doğu kesiminde Fransız karargâhına oldukça uzak mesafede yer almasıydı.378 Şehirdeki doktor ve yardımcı sağlık personeli, Şeyh Fethullah Camii’ndeki hastanede toplanırken, Halep’e giden doktorlar da geri çağrılmış, Şeyh Fethullah Camii’nin hastane olarak hizmet verebilmesi için halk evlerindeki yatakları getirerek koğuşlar oluşturulmuştu. Cami bahçesindeki okul; idare binası, eczane ve ameliyathane olarak düzenlenmiş, Hastana eczanesi, belediye eczanesinin taşınmasıyla oluşturulmuştu. Ameliyathane ise Dr. Mecid’in kişisel malzemeleriyle düzenlenmişti.379

İstihkâm Birlikleri: Direnişin başından itibaren Fransız toplarına dayanacak siperler ve sığınaklar inşasına çalışılmış, topların çaplarına göre sığınaklar tahkim edilmişti.

İstihkâmların yapımına mimar olduğundan dolayı Ökkeş Bey getirilmişti.380 Siperler ve sığınaklar önce silâhsız semt efradı tarafından, daha sonra kadın – erkek bütün halk tarafından yapılmış ancak daha organize bir çalışma için zaman içerisinde istihkâm örgütlenmesine ihtiyaç duyulmuştu. Bunun için silâhsız semt efradı ile köylerden gelen silâhsız askerlerden oluşan inşaat müfrezesi kurulmuş, duvarcı ustaları da birliğe dâhil edilmişti. Direnişin uzamasıyla birlikte inşaat müfrezesinin kadrosu genişletilmiş, Yıldırım taburu yaveri Yedek Teğmen Kâmil, tahkimat komutanlığına tayin edilmişti. Her

375 Mal ve mahsullerini satan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ödenmesi gereken vergi türü.

376 Barlas, A.g.e., s.25.

377 Ünler, A.g.e., s.77.

378 Barlas, A.g.e., s.25.

379 Yakar, Pusat, Gaziantep Savunması, Hatıralar-Belgeler, s.132-134,201;Yetkin, A.g.e., s.47-48.

380 Yetkin, A.g.e., s.23.

türlü fennî vasıtadan yoksun ve tecrübesi olmayan askerlerden oluşan tahkimat müfrezesi, siperlerin tahkiminde harika işler yapmıştı. İstihkâm birliği, direniş süresince evlerden ateş edilebilmek için duvarlara mazgallar açmış, gece karanlığından istifade ederek caddelere ve sokaklara duvarlar örmüş, derin çukurlar açmış ve zikzak barikatlarla birlikte, siperler ve evler, yer altından birbirine bağlanmış, bu sayede Fransız hücumların püskürtülmesinde istihkâm birliğinin ciddi katkısı olmuştu.381

Cephane ve Tamirhane: Cephane yetersizliği ve temininin imkânsızlığı, fişek ve bomba imalâthanesi kurulmasına neden olmuş, Yıldırım taburu 4. Bölük Kumandanı Lohanlı Mustafa Nureddin Efendi, imalâthane müdürü olarak görevlendirilmişti.382 İmalâthane, cephane için kara baruttan fişek ve Fransızların patlamamış mermilerinden bomba imal etmeye başlamıştı.383 Şehirdeki tüfekçi, demirci, tenekeci, tamirci, marangoz ve barutçu gibi sanatkârlar imalathane de görevlendirilerek, şehirdeki bu işe uygun makinelere bu merkezde toplanmıştı. Önce fişek imaline başlanmış, Birliklerdeki, semtlerdeki, cephelerde ve evlerdeki, fişek kovanları bu maksatla toplatılmaya başlanmış ve toplanan bu kovanları fişek haline getirmek için barut, kapsül ve kurşun temin edilmişti.384

Güherçile, kükürt ve söğüt kömüründen barut yapılmış, ihtiyaç duyulduğunda, mağara duvarlarında ve kale burçlarında biriken küfler toplanarak eritilip süzülmek suretiyle güherçile yapılmıştı.385 Şehirde ne kadar kurşun ve tutya varsa toplanarak imal edilen kalıplarda mermi dökülmüş, gaz tenekeleri toplanarak, Tevfik Ustanın imal ettiği elle işleyen makinede pulIar halinde kesilmiş ve sonra ayrı makinede çukurlaştırılıp kapsül haline getirilmişti.

Fişekhane, günden güne geliştirilmiş, fişekler, yüzü aşkın çocuk tarafından barutla doldurulduktan sonra kurşunu takılarak makineden geçirilip kutulara yerleştirilmişti.

Fişek imalâthanesinin günlük üretimi 6.000 fişekti. 386 Yusuf Usta’nın başında bulunduğu tamirhane kısmı ise her nevi tüfek, kasatura, mitralyöz, bomba kalıpları ve kapsül makinalarını tamir etmeye de başlamıştı.387

İngiliz işgal döneminde, İngilizlerin Antep’teki idareye müdahalelerinin sınırlı kalması vb. sebeplerle yavaş gelişen direniş teşkilatı, Fransız işgali ve Sivas Kongresi sonrası, Müdafaa-i Hukuk cemiyetinin organizasyonunda köylere kadar hızla gelişmiş, şehir ve

381 Yetkin, A.g.e., s.122.

382 Yetkin, A.g.e., s.125.

383 Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, s. 144-145.

384 Yetkin, A.g.e., s. 37.

385 Lohanlızade, A.g.e., s.210.

386 Ünler, A.g.e., s. 117.

387 Lohanlızade, A.g.e., s.208.

çevresi teşkilatlı olarak işgale karşı koymaya hazır hale gelmişti. Antep halkının marifetli insanlarının da katkısıyla, savunmanın sadece cephesi değil, cephe gerisi de çatışmaları destekleyecek şekilde personel, ikmal desteği verebilecek hale getirilmişti.

Moral desteği unutulmamış, malı olan malıyla, olmayan bedeni gücüyle savunma hazırlıklarına destek vermişti. Halk herşeyiyle savunmaya dahil olmuştu. Bölgede henüz nizami kuvvet olmadığı gibi Osmanlı Devleti’nin bu bölgeye destek verecek gücü ve niyeti de bulunmuyordu. Antep halkı, bu savunmayı kendi insan ve lojistik kaynakları ile vermeye hazırlanıyordu.