• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III 3.KUBBE VE GEÇİŞ ELEMANLARI

3.2. GEÇİŞ ELEMANLARI

3.2.1. Altyapıyla Birlikte Örülenler

Altyapı içinde belli bir seviyede başlayarak, altyapıyla birlikte sonlanan elemanlardır. Duvar örgüsü içinde ya da kemerler arasında yer almaktadırlar. Bitiş seviyelerinde çokgen plan oluşturarak, doğrudan veya bir kasnak aracılığıyla kubbeye geçişi gerçekleştirirler.

3.2.1.1.Köşe Üçgeni

Köşe üçgeni, kubbe ile örtülü mekanlarda, kubbenin kübik alt yapı üzerine oturtulması amacıyla, alt yapının köşelerine yerleştirilmektedir. Duvar örgüsü (Şekil: 3.10) ya da kemerler arasında (Şekil: 3.11) olmak üzere iki farklı uygulaması vardır. Eğik bir duvar örgüsü görünümünde olup, köşede olduğu için ters bir üçgen gibi durur (Şekil: 3.12, Şekil: 3.15). Kübik gövde içinde belli bir noktada başlar ve bindirme tekniği kullanılarak örülür (Şekil: 3.13). Başlangıç seviyesindeki dörtgen planı, geçiş elemanı bitiş seviyesinde sekizgen plana dönüştürerek doğrudan (Şekil: 3.11) veya sekizgen kasnak aracılığıyla (Şekil: 3.14) kubbenin daire planına geçişi gerçekleştirir.

Şekil: 3.10 Duvar Örgüsü İçinden Başlayan Köşe Üçgeni

Şekil: 3.11 Kemerler Arasında Yer Alan Köşe Üçgeni

Şekil 3.13 Köşe Üçgeni Örgü Detayı

Şekil: 3.14 Kasnaklı Köşe Üçgeni

Şekil: 3.15 Kasnaklı Köşe Üçgeni İçten Görünüş

Çoğunlukla pandantifle özdeşleştirilerek tanımlanan köşe üçgeni, ayrı bir biçim olarak ele alınmayıp, birçok kaynakta “düz köşe pandantifi” olarak adlandırılmıştır. Afife Batur tarafından “düzlem üçgen”102, Rosintal tarafından “büyük destek üçgeni”103, D.

102

Batur, A., a.g.t.,s.134

Kuban tarafından“düz köşe pandantifi”,104 Ö. Gönülal tarafından “köşe üçgeni”105 olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında değişik kaynaklarda “köşe piramidi” ve “Türk üçgeni” gibi tanımlamalarla da karşımıza çıkar. Türk üçgeni, genel anlamda üçgen ve prizmatik kuşakları da içermektedir. Dolayısıyla burada kullanılmasının kavram kargaşasına yol açabileceği düşüncesiyle “köşe üçgeni” olarak adlandırılması uygun görülmüştür.

Aşağıda köşe üçgeni yapım aşamaları verilmiştir.

Şekil: 3.16. Zemin Seviyesi Planı

Şekil: 3.17. Köşe Üçgeni Başlangıç Seviyesi Planı

104 Kuban, D., “Edirne’de Bazı İkinci Murat Çağı Hamamları Mukarnas Bezemeleri Üzerine Notlar”, İsmail Hakkı Uzunçarşılı!ya Armağan, TTK, Ankara, 1988, s.455,457

Şekil: 3.18. Köşe Üçgeni Bitiş Seviyesi Planı

Şekil 3.19. Kasnak Başlangıç Seviyesi Planı

Şekil: 3.21.Kubbe Başlangıç Seviyesi Planı

Şekil: 3.22 Kubbe Bitiş Seviyesi Planı

Kasnak olmadığı, kubbenin doğrudan köşe üçgeni üzerine oturtulduğu durumlarda ise köşe üçgeni bitiş seviyesinde sekizgen plan görülür. Kubbe bu sekizgenin üzerine oturur.

Ö. Gönülal çalışmasında, köşe üçgeninin erken örneklerine Suriye’de 3. yüzyıla tarihlenen bir yapıda, Anadolu’daki erken örneklerine ise Bizans dönemi yapısı olan Karaman-Karadağ Kiliseleri’nin Mohalaç Tepesi’nde yer alan ve 4. ve 9. yüzyıllar arasına tarihlenen şapelde 106rastlandığını söylemiştir. S. Eyice, Mohalaç Tepesi’ndeki uygulamadan “Bir pandantif gibi üçgen biçiminde yontulmuş köşe taşları”107 olarak bahsetmiştir. Yapıda kubbenin başlangıç seviyesinin duvar köşelerine rastlayan

106

Gönülal, Ö., a.g.t., s.102’den, s.19-20

yerlerine kubbeye dayanak olması amacıyla üçgen biçiminde birer taş konulduğu görülmüştür. Dolayısıyla buradaki uygulamadan “köşe üçgeni” olarak bahsetmek doğru olmaz. Fakat daha erken tarihlerde köşe üçgeninin ileri aşaması olan pandantifi başarıyla uygulandığı Hıristiyan mimarisinde köşe üçgeni yapım tekniğini de bilinmesi ve eserlerinde kullanmaları doğaldır.

Şekil: 3.23 Roma Dönemi Pandantif Kalıntısı (İ.A.Kolay)

Keramos(Ören)’de Roma Dönemi’ne ait bir yapı kalıntısında görülen ve İ.A.Kolay tarafından “pandantif” olarak ele alınan geçiş elemanı (Şekil: 3.23) teknik ve görünüm açısından köşe üçgenine daha çok benzemektedir. Bu durumda köşe üçgenine “pandantifin bozulmuş hali” olarak bakılabilir.

Türk mimarisinde köşe üçgeninin en erken örneği, Uygur döneminde Komül yakınında İli Köl’de 8. yüzyıla tarihlenen tapınakta görülmektedir.108 Birçok sanat tarihçi buradaki uygulamadan “köşe üçgeninin ilk kullanımı” olarak bahseder

Köşe üçgeninin Anadolu-Türk mimarisinde de örnekleri vardır. Anadolu Selçuklu yapısı olan Afyon Çay Han’ın (1278-1279) portal nişinin yarım kubbesine ve Sahip Ata Hangahı kubbesine köşe üçgeni kullanılarak gerçekleşmiştir.109

3.2.1.2. Pandantif

Pandantif, kubbenin köşeye karşılık gelen yükünü serbest destek elemanı veya duvarlar aracılığıyla zemine aktaran elemandır. Eğrisel üç çizgi arasında kalan içbükey bir yüzey parçasından oluşur (Şekil: 3.24). Bitiş seviyesinde daire ya da çokgen plan ortaya çıkar.

108

Aslanapa, O., Türk Sanatı, İstanbul, 184, s.11

Rosintal tarafından “pandantif”110 olarak adlandırılan geçiş elemanı, A. Batur tarafından“küresel üçgen”, İ. Aktuğ Kolay tarafından “eğrisel üçgen”111olarak adlandırılmış olup, D.Kuban tarafından “küresel bingi”112 tanımlaması kullanılmıştır. Çalışmamızda en çok bilinen tanım olması nedeniyle “pandantif” olarak adlandırılacaktır.

Rosintal pandantifin; “kubbeyi taşıyan kemerler ile kubbe kaidesinin arasını kapatan ve kare plandan kubbenin dairesel biçimine geçmeyi amaçlayan küresel üçgen” (Şekil: 3.25) ve “iki duvarın köşelerindeki içbükey kavislerle yuvarlak kubbenin tabanına geçişi sağlayan mimari unsur” (Şekil: 3.26) olarak iki farklı uygulaması olduğunu söylemiştir.113

Şekil 3.24 Pandantif (İ.A.Kolay)

Duvarlar arasında ya da kemerler arasında olsun, bindirme tekniği kullanılarak örülür (Şekil: 3.28). Yapının köşesinde eğrisel ters bir üçgen gibi durur (Şekil: 3.27). Doğrudan (Şekil: 3.25) ya da bir kasnak aracılığıyla (Şekil: 3.29) kubbeye geçiş sağlar.

110 Rosintal, J.,a.g.e. s.6

111 Kolay, İ.A., a.g.e., s.115

112

Kuban, D., a.g.e., s.41

Şekil: 3.25 Kemerler Arasında Pandantif

Şekil: 3.26. Duvar Örgüsü İçinde Pandantif

Şekil: 3.28. Duvar Örgüsü İçinde Pandantif Detayı

Şekil: 3.29. Kasnaklı Pandantif

D. Kuban da pandantifin “kubbe yarıçapıyla aynı yarıçapa sahip olan pandantif” (Şekil: 3.30) ve “kubbe yarıçapından farklı yarıçapa sahip pandantif” (Şekil: 3.31) olarak iki farklı uygulamasından bahseder. Birinci durumda pandantif, örtünün bir parçası olarak biçimlenirken, ikinci durumda örtüden ayrılmış ve alt yapının, yani taşıyıcıların bir parçası olmuştur. Mimarlık tarihinde pandantif genellikle ikinci halde kullanılmıştır. 114

Şekil 3.30. Kubbe Yarıçapıyla Aynı Yarıçapa Sahip Olan Pandantif

Şekil 3.31. Kubbe Yarıçapından Farklı Yarıçapa Sahip Pandantif

Choisy, birinci duruma örnek olarak Mısır Bagawat’taki şapelde (4-6yy) görülen pandantifi; ikinci duruma ise, Ayasofya Camisi’nde (532-537), Alaşehir St. John Kilisesi’nde ve Selanik Ayasofyası’nda (7.yy) görülen pandantifleri göstermiştir.115 Choisy ayrıca D.Kuban’dan farklı, 9. ve 10.yy.lara tarihlenen Ermeni kiliseleri ile 9. ve 13. yy.lar arasında Bizanslılar tarafından yapılmış yüksek silindirik kasnaklı kiliseleri işaret ederek “silindirik bir kasnağa geçmek üzere kullanılan pandantif” olarak pandantifin üç farklı uygulaması olduğunu söylemiştir. Üçüncü durumda da ikincide olduğu gibi pandantif alt yapının bir parçası görünümündedir. Bu nedenle sözü edilen kasnaklı uygulama ikinci grupta değerlendirilebilir.

Gideon’a göre pandantifin ilk kullanıldığı yapı, II.yy. sonuna tarihlenen Ostie Sette Sapienti Hamamı, Choisy’e göre ise 212-217 yıllarına tarihlenen Caracalla Hamamı’dır.116 Caracalla Hamamı’ndaki pandantif, örtünün bir parçası olarak biçimlenmiştir.

Aşağıda pandantifin aşamaları verilmiştir.

115

Gönülal, Ö., a.g.t., s. 97, 98

Şekil: 3.32. Zemin Seviyesi Planı

Şekil: 3.33.Pandantif Başlangıç Seviyesi Planı

Şekil: 3.35. Kubbe Başlangıç Seviyesi Planı

Şekil: 3.36. Kubbe Planı

Roma Dönemi’nde pandantif, beden duvarları içinde, alçak bir noktadan başlayarak köşelerin yuvarlatılmasıyla elde edilmektedir. Erken tarihlilerde kaba yonu taş kullanılmışken (Şekil: 3.38), daha sonraki dönemlerde duvar örgüsünden farklı olarak kesmetaş kullanılmıştır (Şekil: 3.39). Duvar örgüsünün kesmetaş olduğu yapılarda pandantifin malzemesi de aynıdır (Şekil: 3.40). Geç Roma yapılarında taş kullanımının azaldığı, tuğla kullanımın daha yaygın olduğu görülmektedir. Bizans döneminde ise yalnız tuğla malzeme kullanılmıştır. Duvar içindeki harçlı moloztaş dolgu pandantifin arkasında devam etmektedir 117

Şekil: 3.38. Moloztaş Duvar İçinde Moloztaş Örgü Pandantif (İ.A.Kolay)

Şekil: 3.39. Moloztaş Duvar Örgüsü İçinde Kesmetaş Pandantif (İ.A.Kolay)

Şekil: 3.40. Kesmetaş Duvar Örgüsü İçinde Kesmetaş Örgü Pandantif (İ.A.Kolay)

Batı Anadolu Türk Dönemi öncesi yapılardan Efes Meryem Ana Kilisesi, Yedi Uyuyanlar yapı grubu gibi Erken Bizans yapılarında kubbeyle aynı yarıçapa sahip pandantif uygulamasına rastlanır. 6. yy. ikinci yarısından sonra kubbe yarıçapından farklı yarıçapa sahip pandantif kullanılmaya başlanmıştır. Efes Aziz İoannes Kilisesi’nde olduğu gibi Hıristiyan mimarisinde pandantifin üzerine genellikle yüksek silindirik kasnak oturtulur.118

İslam mimarlık tarihinde bilinen en erken tarihli pandantif, Kudüs’te Mescid-ül Aksa’nın (11.yy) mihrap önü kubbesine geçişte kullanılmıştır.119

Anadolu-Türk mimarisinde kullanılan pandantif, küresel yüzeye sahip olmasına rağmen (Şekil: 3.41), başlangıç seviyesindeki dörtgen planı, bitiş seviyesinde çokgene dönüştürmesi özelliği ile diğer pandantiflerden ayrılır (Şekil: 3.42). Rosintal tarafından bu durum, “yalancı pandantif”120 olarak değerlendirilirken, Afife Batur, “üçgen ile küresel üçgen arasında bir ara durum”121 tanımlamasını yapmıştır. Çalışmamızda ise strüktürel kurgu ve görünüm açısından pandantifle aynı olması nedeniyle “bitiş seviyesinde çokgen plan oluşturan pandantif” tanımlaması kullanılacaktır.

118 Aktuğ Kolay, İ., a.g.e., s.87

119 Yetkin, S.K., İslam Mimarisi, s.86, Batur, A., a.g.t.,17, Rosintal, J., a.g.e., s. 6

120

Rosintal, J., a.g.e., s.51,52

Şekil: 3.41. Bitiş Seviyesinde Çokgen Plan Oluşturan Pandantif (İ.A.Kolay)

Şekil: 3.42. Geçiş Elemanı Bitiş Seviyesi Planı

Başlangıç seviyesindeki dörtgen planı, bitiş seviyesinde çokgen plana dönüştüren pandantifin erken örneği olarak A. Batur İsfahan Mescid-i Cuması’nı (1088) vermiştir.122

Erken Anadolu-Türk mimarisinde kullanılan, köşede yelpaze biçiminde gruplanmış, üç, dört veya beş üçgenden meydana gelen geçiş elemanları da bu tür pandantife örnek olabilir. Başlangıç noktası, aynı zamanda grubu oluşturan köşe üçgenlerinin ortak noktası olan bu elemanların da bitiş seviyesinde çokgen plan ortaya çıkmaktadır (Şekil: 3.43). Selçuklu dönemi yapısı olan Konya Karatay Medresesi (1251-1252), Konya İnce Minareli Medrese (1260-1265), Sivas Buruciye Medresesi (1271-1272), Afyon Çay Medrese (1278-1279)123 kubbelerine geçiş amacıyla üçlü, dörtlü, ve beşli köşe üçgeni gruplarından oluşan elemanlar kullanılmıştır. A.Batur uygulamayı “düzlem üçgen”124.

122 Batur, A., a.g.t., s.38

123

Aslanapa, O., a.g.e., s.138, 139, 140

N. Şaman “tromp işlevini yüklenen parçalı üçgenler”125 T. Okçuoğlu da “üçgen yüzeyli yelpaze geçişler”126olarak tanımlamıştır. Uygulamanın tromp işlevini yüklenmesi için üçgenlerin bir kemer üzerinde birleşmesi gerekir. M. Tunçel ise durumu “pandantif yüzeyinin üçgenlere bölünmesi” olarak tanımlamış ve pandantiften görünümü dışında hiçbir farkının olmadığını söylemiştir. Resimde görüldüğü gibi geçişin iki yanında kemer yayları vardır. Bu nedenle uygulamanın tanımı pandantife daha yakındır.

Şekil: 3.43. Üçgen Yüzeyli Pandantif (İ.A.Kolay)

Saltuklu eserlerinden olan ve 12. yüzyıla tarihlenen Erzurum Kale Mescidi’nde kubbeye geçiş pandantifle sağlanmıştır. Erzurum Ulu Camii’nin (12.yy.) kalıntılarına bakıldığında mihrap önü kubbesinin pandantifli127 olduğu görülmüştür.

Mengüceklilerin yaptırdığı camilerin en eskisi 12. yüzyıla tarihlenen Divriği Kale Camisi’dir. Yan sahınlarda dörder pandantifli kubbe bulunur.

Danişmentli eserlerinden Kayseri Ulu Camisi, Amasya Burmalı Minare Camisinin üç kubbesinde, Amasya Gökmedrese Camisinde ve Tokat Garipler Camisi’nde (11.yy) ve Niksar Yağıbasan Türbesinde (1157-1158) pandantifli geçişler görülür. Bunlardan Amasya Gökmedrese Camisi’ninkiler mukarnaslı pandantiftir.

Anadolu Selçuklu mescitlerinde en az tercih edilen geçiş biçimi olan pandantif,128 Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk külliyesi Kayseri Huand Hatun Camisi (1238) mihrap önü kubbesi ve Hacı Kılıç Camisi (1249) mihrap önü kubbesinde kullanılmıştır.

125

Şaman, N., a.g. t., s.151

126 Okçuoğlu, T., a.g.t., s. 12

127 Karamağaralı, H., “Erzurum Ulu Camii”, Yıllık Araştırmalar Dergisi, III, Ankara, 1981

128 T. Okçuoğlu, pandantifin incelediği Afyon, Alanya, Akşehir mescitlerinde kullanılmadığını, konya’da ise sadece Zelve Sultan Mescidi(13.yy.2.çeyreği) ve Abdülmümin Mescidi’nde (13.yy) kullanıldığını söylemiştir. Bkz. Okçuoğlu, T., a.g.t., s. 15

Benzer Belgeler