• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.1. Alan Dilini Kullanma ile İlgili Yapılan Araştırmalar

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte üniversitelerin sanat tarihi bölümlerinin birçok değerli çalışması bulunmaktadır ancak bu çalışmalarda alan dili üzerinde durulmamıştır. Çıtrık (2009) tarafından yapılan değerlendirmede geleneksel el sanatı olarak kabul edilen halı, kilim gibi günümüzde sınırlı olarak devam eden el sanatlarının yanı sıra, fabrikasyon nedeniyle unutulmaya yüz tutmuş olan dokumacılık ve iplik üretimiyle ilgili terimler de yer almaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm genel bilgilerin verildiği “giriş” ve elde edilen dil malzemesinin toparlandığı “sözlük”, ikinci bölüm bu dil malzemesinin söz varlığı olarak oluşumlarının irdelendiği “inceleme”, üçüncü bölüm ise genel bir bakış açısıyla sunulan “sonuç” bölümüdür. Çalışma, tıpkı çeşitli meslek grubundan insanların kullandığı jargon gibi kadınların da el işi üretiminde kendi aralarında anlaşmalarını sağlayan ve o işi bilmeyen kimselerin kolaylıkla anlayamayacağı bir el işçiliği terminolojisine sahip olduklarını göstermesi, daha önemlisi el işi ürünlerin üretiminin günümüzde azalması nedeniyle yok olmak üzere olan pek çok söz varlığını bir araya getirmesi ve bu suretle muhafazasının sağlanması bakımından daha önceki çalışmalardan farklıdır. Bunların yanı sıra kadınların el işi ürünlere verdikleri isimler, onların isimlendirme eğilimlerini de ortaya koymaktadır.

Erdoğan (2008) tarafından, müzik öğretmeni adaylarının, ses eğitim biliminin temel ilkeleri doğrultusunda yeterli bilgi ve beceriyi kazanıp kazanmadıklarını ve ses eğitimi ile ilgili terminolojiyi özümseyerek, mesleki dillerinde kullanılır hale getirip getirmediklerini tespit etmek amacıyla yapılan araştırmada öğrencilerin terim bilgisini ölçmek amacıyla

23

“Ses Eğitimi Terminolojisi Başarı Testi”, öğretim görevlilerinin ses eğitimi dersi terminolojisi ile ilgili görüşlerini araştırmak için ise “Öğretim Görevlileri Görüşme Formu” kullanılmıştır. Başarı Testi, Ege Bölgesi’nde bulunan üniversitelerin E.F.G.S.E.B. Müzik Eğitimi A.B.D.’da 2007-2008 Eğitim-Öğretim yılında öğrenim görmekte olan 2, 3 ve 4.sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Araştırma sonunda, öğretmen adaylarının ses eğitimi ile ilgili terimler konusundaki yeterliliklerinin orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Yeterliliklerin üniversitelere ve cinsiyetlere göre farklılık gösterirken, sınıflara ve mezun oldukları lisenin türüne göre farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

Güneş (2008) tarafından biyoloji eğitimindeki yabancı terim sorununun ele alınması amacıyla yapılan çalışmada, ortaöğretim biyoloji ders kitaplarında geçen yabancı terimler belirlenerek öğrencilerin bu terimleri ne ölçüde özümsedikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak, lise biyoloji ders kitaplarında geçen yabancı terimlerin öğrenciler tarafından ne ölçüde özümsendiğini tespit etmek amacıyla hazırlanmış olan "biyoloji terimleri testi" kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2007–2008 eğitim- öğretim yılı güz döneminde, Ankara’da bulunan Alparslan Anadolu Lisesi, Atatürk Anadolu Lisesi, Gazi Çiftliği Lisesi ve Mimar Sinan Lisesi’nde öğrenim gören fen bölümü lise ikinci ve lise üçüncü sınıf öğrencisi olan 762 kişi oluşturmuştur. İstatistiksel analizlerde SPSS programından yararlanılarak hesaplanmıştır. Araştırma sonunda; biyoloji ders kitaplarında çok sayıda yabancı terimin yer aldığı belirlenmiştir. Biyoloji eğitiminde yabancı terimlerin kullanılmasının öğrencilerin başarılarını olumsuz yönde etkilediği, öğrencilerin yabancı terimleri doğru algılama ve özümsemede zorluk çektikleri tespit edilmiştir.

Sinan (2010), kimya, biyoloji ve fen bilgisi lisans öğrencilerinin kimya ve biyoloji derslerinde ortak olarak kullanılan bazı kavramlarla ilgili fikirlerini ortaya koymaya çalışan bir araştırma yapmıştır. Denemeler sonucu öğrencilerin farklı anlamlar oluşturdukları tespit edilen kavramlarla ilgili açık uçlu 5 sorudan oluşan bir test hazırlanarak 152 öğrenciye uygulanmıştır. Bu öğrenciler içerisinden seçilen 9 tanesi ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılarak daha detaylı bilgiler elde edilmiştir. Sonuç olarak biyoloji ve kimya derslerinde ortak olarak kullanılan organik ve inorganik madde, indirgenme ve yükseltgenme kavramları ve terlemenin amacı ile ilgili farklı anlamlar oluşturulduğu belirlenmiştir. Araştırmanın son bölümünde, aynı kavramın değişik derslerde farklı anlamlarda kullanılmasının nedenleri üzerinde durularak bu sorunların azaltılması için öneriler sunulmuştur.

24

Memnun (2011) tarafından yapılan araştırmada, Analitik Geometri’ye ilişkin kavramların öğrenilmesi esnasındaki bilgi oluşumunun ve soyutlamanın niteliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, koordinat sistemi ve doğru denklemi kavramlarının yapılandırmacı öğrenme ile gerçekçi matematik eğitimi kuramlarına uygun olarak tasarlanan öğrenme ortamlarında uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Uygulamaların bu iki öğrenme kuramına uygun olarak gerçekleştirilmesinde, bu iki kuramın da matematik eğitimini etkileyen ve öğrencilerin bilgiyi kendisinin oluşturmalarına fırsat veren yaklaşımlar olmaları önemli rol oynamıştır. Bu araştırma nitel bir durum çalışmasıdır. Uygulama öncesinde gerçekleştirilen pilot uygulama ile araştırmacının görüşme esnasındaki rolü ve etkinliklerin uygulamadaki yeterliliği incelenmiş, öğrenme ortamı ve etkinlikler öğrencilerin bilgi oluşturma süreçlerini daha iyi ortaya koyabilecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Örnek olay çalışmasında, araştırmada yer alan iki öğrenme kuramına uygun olarak hazırlanmış olan ve analitik geometri’ye ilişkin temel kavramların öğrenimini içeren farklı etkinliklerin uygulaması gerçekleştirilmiştir. Farklı matematik başarı düzeylerindeki ikişer kişilik öğrenci gruplarında gerçekleştirilen bu uygulamaya, araştırmacı katılımcı gözlemci konumunda katılmıştır. Araştırmada, veri toplama yöntemleri olarak nitel araştırmalarda kullanılan görüşme, katılımcı gözlem ve doküman analizi kullanılmıştır. Örnek olay çalışmasının ardından yapılan görüşme verilerinin analizinde, öğrencilerin kendilerine yöneltilen etkinliklerle ilgili çözümler yaptıkları çalışma kâğıtlarının ve görüşme sırasında kaydedilen video kayıtlarının incelenmesine yer verilmiştir. Verilerin analizi ve yorumlanması, nitel veri analizi türlerinden betimsel analiz ile gerçekleştirilmiştir. Analizlerde soyutlama sürecinin gözlenmesinde RBC+C modeli referans alınmıştır. Araştırmada, öncelikle öğrenci gruplarında gerçekleştirilen görüşmelerdeki bilgi oluşturma sürecine ilişkin öğrenci ifadeleri sistematik ve açık bir şekilde düzenlenmiştir. Ardından, bu veriler RBC+C soyutlama modelinin belirlediği bilişsel eylemler üzerinden analiz edilmiştir. Araştırmanın sonunda, gerçekçi matematik eğitimine göre hazırlanmış olan etkinliklerin uygulandığı örnek olay çalışmasına katılan öğrencilerin büyük bir bölümünün koordinat sistemi kavramını oluşturduğu düşünülmektedir. Doğru denkleminin oluşturulması sürecinin incelenmesi amacıyla yapılandırmacı öğrenmeye uygun olarak gerçekleştirilen etkinliklere katılan öğrencilerin tamamının doğru denklemi kavramını oluşturdukları ve ardından da sağlamlaştırdıkları anlaşılmıştır.

25

Ural (2011) tarafından yapılan çalışmanın amacı, matematik öğretmen adaylarının boyut ölçütlerini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, ilköğretim matematik eğitimi anabilim dalının 2., 3., 4. sınıf ve yüksek lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak; bilinen geometrik nesnelerin isimlerinin yazılı olduğu ve kaç boyutlu olduğunun sorulduğu ayrıca “bir şeklin kaç boyutlu olduğuna nasıl karar verirsiniz?” sorusunun da ilave edildiği bir form kullanılmıştır. Nicel veriler frekans ve yüzdelik kullanılarak tablolaştırılmış, açık uçlu soru için betimsel analiz yapılarak kategoriler ortaya çıkarılmış ve bu kategoriler yüzdelik olarak verilmiştir. Geometrik şeklin boyutuna karar verilirken genellikle alan-hacim, eksen sayısı, en-boy-yükseklik ve düzlem-uzay konumu şeklinde ölçütlerin kullanıldığı ve özellikle bir ve iki boyutlu nesnelerin boyutunun teşhis edilmesinde önemli farklılaşmalar olduğu görülmüştür.

Bir diğer çalışma, öğrencilerin matematik derslerinde karşılaştıkları “fonksiyon”, “bire-bir fonksiyon”, “örten fonksiyon”, “bağıntı”, “denklik sınıfı”, “kartezyen çarpım kümesi” ve “alt cisim” kavramlarına yönelik öğrenme güçlüklerinin belirlenmesi amacı ile Kar, Çiltaş ve Işık (2011) tarafından yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini, 2009-2010 öğretim yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programı’nın ikinci sınıfındaki 166 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada karma yöntem ve bu yöntem içerisinde de açıklayıcı desen kullanılmıştır. Çalışmada veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan test ve yarı yapılandırılmış mülakatlardan elde edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda, öğrencilerin temel kavramları tanımlamada, kavramlar için yaptıkları sözel açıklamaları matematiksel dili kullanarak ifade etmede ve kavramlar arasındaki farkı belirlemede güçlükler yaşadıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin bahsedilen kavramlara yönelik işlemsel bilgi düzeylerinin kavramsal bilgi düzeylerine göre daha ön planda olduğu belirlenmiştir.

Yeşildere (2007) tarafından amacı, “ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematiksel alan dilini kullanma yeterliklerini belirlemek ve matematiksel alan dilinin doğru kullanımının önemini vurgulamak” olan bir çalışma yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak açık uçlu on beş problem kullanılmış, veri toplama aracında yer alan bir grup problemde, bazı temel matematiksel kavram ve kuralların hem kavramsal hem de terminolojik olarak uygun şekilde ifade edilmesi istenmiştir. Diğer bir grup problemde ise matematiksel sembollerle verilen matematiksel kural ve ilkelerin uygun matematiksel dil ile ifade edilmesi istenmiştir. Problemler dördüncü sınıfta öğrenim gören 120 ilköğretim matematik öğretmeni adayına uygulanmış, veriler hem nitel hem nicel olarak analiz

26

edilmiştir. Sonuç olarak, örneklemde yer alan öğretmen adaylarının matematiksel alan dilini yeterli şekilde kullanamadıkları tespit edilmiştir.

Benzer Belgeler