• Sonuç bulunamadı

Afrika Birliği, Yeni Dünya Düzeni ve 2063 Yılı Vizyonu

4. AFRİKA BİRLİĞİ (AU)

4.4. Afrika Birliği, Yeni Dünya Düzeni ve 2063 Yılı Vizyonu

alanlarına giren konularda oy birliği, anlaşma, anlaşma sağlanamaması halinde ise oy çokluğu ile karar alır. Aldıkları kararların Genel Kurul tarafından onaylanması gerekmektedir. Dış işleri bakanlarının Afrika Birliği haricinde geniş görevleri olması nedeniyle bir de Daimi Temsilciler Komitesi mevcuttur ve Yürütme Kurulunun kararlarının icrasından sorumludur. Bunun dışında barış ve güvenlik, politika, enerji, bilim ve teknoloji, hukuk, kadın, toplumsal cinsiyet ve kalkınma gibi farklı konular üzerine çalışan on farklı komisyondan oluşan ve Afrika Birliğinin idari yapılanması olarak da adlandırılan Afrika Birliği Komisyonu mevcuttur.

Ayrıca, 2004 yılında Pan-Afrikan Parlamento göreve başlamıştır. Pan-Afrikan Parlamento Afrika Birliğini Afrika halkları ile bütünleştiren ve Afrika halklarının kıtanın ekonomik kalkınmasına ve entegrasyonuna doğrudan katılmasını sağlayan en önemli organdır. Uzun vadede parlamentonun yasama gücünü haiz olması planlanmakla birlikte şu anda danışmanlık ve tavsiye vermekle görevlidir. Parlamentoda kuruluş protokolünü onaylayan elli Afrika ülkesinin toplam iki yüz elli temsilcisi görev yapmaktadır ve bu kişiler temsil ettikleri ülkenin ulusal parlamentosuna seçilen ve Pan-Afrikan Parlamentosu temsilcisi olarak belirlenen temsilcilerdir. Görev süreleri ulusal parlamentolarındaki görev sürelerine eştir. Uzun vadede Pan-Afrikan Parlamento temsilcileri için her üye ülkede doğrudan seçim yapılması planlanmaktadır.

amaçlamaktadır. Lagos Eylem Planı, Abuja Antlaşması, Asgari Entegrasyon Planı, Afrika Altyapısal Kalkınma Programı, Afrika Tarım Kalkınma Programı ve farklı bölgesel ve ulusal plan ve programlara ve örnek uygulamalara dayalı olarak hazırlanmıştır (Cook, 2016: 4).

2063 yılı Vizyonu çerçevesinde karşılıklı istişarelerle belirlenen yedi amaç şu şekilde sayılabilecektir; kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmaya dayanan birleşik, Pan-Afrikanizm ve Afrika’nın rönesansı ideallerine dayalı siyasi olarak da birleşmiş, iyi yönetim, demokrasi, insan haklarına saygı, adalet ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, barışçıl ve güvenli, kültüre kimliğin, ortak mirasın, değerlerin ve ahlak kurallarının güçlü olduğu, gelişiminin ve kalkınmasının başta kadınlar ve gençler olmak üzere Afrika halkı tarafından güdümlendiği, güçlü, birleşmiş, dayanıklı ve etkili bir küresel aktör ve ortak olan bir Afrika’dır (Afrika Birliği 2063 Gündemi).

2063 yılı Vizyonunu önceki girişimlerden farklı kılan bu Vizyonun tüm kıta için geçerli olan sosyo ekonomik dönüşüm hedeflerinin Afrika halkları ile yapılan geniş katılımlı toplantılar ve istişareler neticesinde alttan üste bir yaklaşım ile belirlenmiş olmasıdır. Sadece bürokratların ve yöneticilerin katılımı söz konusu değildir ve tüm Afrika halklarının isteklerinin yansıtıldığı bir program söz konusudur. Sonuç odaklıdır;

her ulusal, bölgesel ve kıtasal paydaşlar için belirlenen hedefler ve stratejiler mevcuttur.

Bu çerçevede, planlanan aktiviteler ve hedefler için atılan adımların kabul edilen programa uygun icra edilip edilmediğinin denetlenmesi ve ilgili paydaşların sorumluluğu söz konusudur. Afrika tarihinde ilk defa tüm kıtasal ve bölgesel girişimler bir şemsiye altında toplanmıştır ve sadece yöneticileri değil tüm Afrika halklarını kapsayacak bir iletişim stratejisi ile sürecin nasıl ilerlediği herkes tarafından takip edilebilecektir (Afrika Birliği 2063 Gündemi).

2063 yılı Vizyonunun gerçekleşmesi için ilk on yılda gerçekleşmesi beklenen hedefler, öncelikli alanların belirlenmesi, strateji ve politikaların hazırlanması, ulusal,

bölgesel ve kıtasal seviyede ilgili paydaşlara ilk on yıl içinde kendilerinden beklenen icraatlar konusunda bilgi ve uygulama, denetleme ve değerlendirme görevleri için sorumluluk verilmesi ve Afrika halklarının sürece katılımı için gerekli kaynakların sağlanması olarak sayılabilecektir. Öncelikli projeler arasında hızlı tren ağı, Afrika sanal üniversitesi, Afrika serbest ticaret bölgesi, Afrika pasaportu ve kişilerin serbest dolaşımı, Pan-Afrika ağı, Afrika stratejisi ve kıtasal finans kurumları mevcuttur (Afrika Birliği 2063 Gündemi).

Afrika Birliği’ne hedeflediği gibi hem Afrika’nın yeniden doğması ve her alanda kalkınması hem de küresel bir aktör haline gelebilmesi için çok büyük görev düşmektedir.

Afrika Birliği’nin bu hedeflerine ulaşması için, 2063 Vizyonunda da öngördüğü şekilde Afrika halklarının ve ulusal ve bölgesel organizasyonların aktif katılımını sağlaması hem de uluslararası ve küresel aktörlerle ortak çalışmalar yürütmesi gerekmektedir. Üye devletler arasındaki farklılıklar, menfaat çıkarları, sömürgeci devletlerin kimi üye ülkelerdeki süre gelen etkisi ve kıtanın zor ve hassas tarihi Afrika Birliği’nin bu görevini zorlaştırmaktadır. Afrika’nın karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar, varlıklı olmayan ülkelerin ekonomik entegrasyonunun zorluğu, altyapı yetersizliği, eğitim, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi konularda daha atılması gereken çok fazla adım olması Afrika’nın bu süreçte sabrını, samimiyetini ve kararlılığını test edebilecektir (Cook, 2016:

14-15). Bununla birlikte uzun vadede iyi bir planlama ile bu hedeflere ulaşılması imkansız değildir. Nitekim Afrika Birliği Örgütü’nün ana hedefi olan ‘sömürgeciliğin sona erdirilmesi’ hedefinin, Afrika Birliği ile bugün ‘Afrika’nın kalkınması ve Afrika’nın küresel bir aktör olmasına’ evrilmesi büyük bir başarıdır (Moolakkattu, 2010: 163;

Badejo, 2007: 100). 2063 Vizyonu bize Afrika Birliği’nin bahsi geçen sorunları gözlemleyerek halihazırda iyileştirdiği yapısını daha da iyileştirmeyi amaçladığını, Afrika halklarına ulaşabilmeyi ve aşağıdan yukarıya bir örgütlenmeyi öncelik haline

aldığını hem de üye devletlere sorumluluk verdiğini ve ekonomi, sağlık, eğitim ve çevre gibi konularda farklı stratejileri değerlendirdiğini göstermektedir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DÜNYA SOSYAL FORUMU

25 Ocak 2001’de Porto Alegre’de 4000 kişinin katılımıyla gerçekleşen açılış şenliğinde ve ardından şehir merkezinde yaklaşık 20000 kişinin katılımıyla gerçekleşen yürüyüşte katılımcılar hep bir ağızdan aynı düşü ilan ediyorlardı ‘başka bir dünya mümkün!’.

Birinci Sosyal Forum gerçekleşmeden önce Le Monde Diplomatique’in başyazarı Ignacio Ramonet, ‘Porto Alegre’de yeni bir yüzyıl başlıyor’ diye duyuruyor ve ekliyordu;

‘bu sefer kapitalizmin dünya çapında yarattığı eşitsizliklere, adaletsizliklere ve yıkımlara karşı sadece protesto etmeyecekler, bu sefer olumlu ve yapıcı şekilde yeni bir küreselleşme modeli için pratik ve teorik bir çerçeve oluşturmaya çalışacaklar’.

Dünya Sosyal Forumu’nu (DSF) özel kılan aşağıda açıklanacağı üzere

‘hareketlerin hareketi’ olarak birbirinden farklı binlerce neoliberalizm karşıtı hareketin temsilcilerini bir araya getirerek sermayenin egemenliğine karşı katılımcılık, çeşitlilik ve çoğulculuk etrafında buluşturmasıdır. Bazılarının temelleri 70’lerde ve 80’lerde atılmış olan çevreci, feminist, uluslararası dayanışma ve insan hakları hareketleri gibi toplumsal hareketleri, Batı güdümlü kalkınma projelerine karşı gelişen sömürgecilik sonrası hareketleri ve sol hareketleri bir araya getiren Dünya Sosyal Forumu aynı zamanda bu hareketlerin küreselleşme karşıtı eleştirilerinin bir alternatif yaratma yoluna doğru geçişine olanak sağlamış, yeni ve farklı bir küreselleşme isteyen aktörleri bir araya getirmiştir. Bu buluşma aynı zamanda alternatif küreselleşme hareketini de geliştirmiş ve parametrelerin yeniden tanımlanmasına olanak sağlamıştır. DSF ‘küresel hareketin’ ne olduğuna ve neyi amaçladığına ilişkin ezberleri bozmuştur. Bu nedenle DSF süreci ve

Dünya Sosyal Forumu, İkinci Bölüm’de açıklanmaya çalışılan alternatif küreselleşme kaynaklı bölgeselleşme hareketlerinden farklı olarak devlet erki eliyle değil,

‘halklar’ eliyle, halk hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Yani, DSF küresel olarak dünya vatandaşlarının alternatif küreselleşme arayışını ortaya koymaktadır. Herhangi bir devlet ya da devlet çalışanı siyasi kimliği ve devlet gücü ile temsil edilmemekte olup, katılımcılar bu anlamda siyasetten ve devlet gücünden arınmış, çıplak birer vatandaş olarak hareketin içinde yer alırlar. DSF, Forumların gerçekleştiği ilgili şehrin belediyeleri tarafından desteklenebiliyor olmakla beraber, zaman zaman da destek bulamamıştır. Bu da DSF’nin halk hareketi niteliğini ortaya koymaktadır. Forumlar neticesinde devletlerin almaları gereken kararlar ya da buna benzer bir bildiri, resmi talep yazısı oluşturulmadığı gibi, DSF’nin katılımcılarının kendi iradeleri ile ve kendi organizasyonları adına bu şekilde bir bildiri yayınlasalar bile devletlerin ilgili kararları almamaları halinde, ya da almaları için uygulayabilecekleri bir yaptırım mekanizması da mevcut değildir.

1. KATALİZÖR OLAYLAR

Birinci Sosyal Forum gerçekleşmeden önce Le Monde Diplomatique’in başyazarı Ignacio Ramonet, ‘Porto Alegre’de yeni bir yüzyıl başlıyor’ diye duyuruyor ve ekliyordu;

‘bu sefer kapitalizmin dünya çapında yarattığı eşitsizliklere, adaletsizliklere ve yıkımlara karşı sadece protesto etmeyecekler, bu sefer olumlu ve yapıcı şekilde yeni bir küreselleşme modeli için pratik ve teorik bir çerçeve oluşturmaya çalışacaklar’.