• Sonuç bulunamadı

4. AFRİKA BİRLİĞİ (AU)

4.3. Afrika Birliği

Afrika Birliği Örgütü’nün kuruluşunun üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen 1990’lı yıllarda Afrika dünya politikasında dışlanmaya ve küresel ekonomide yer edinebilmek için çaba göstermeye devam etmekteydi. Ayrıca, Afrika’nın sadece az sayıda problemi başarılı şekilde çözüme kavuşturulmuştu ve Avrupalı güçlerin sahneyi

liderler kıtanın yeniden canlandırılmasının, demokratik hükümetlerin sürekliliğinin ve serbest ekonominin yabancı yatırımcının kıtaya rağbet etmesini sağlayacağına inanıyorlardı (Badejo, 2007: 34).

Bu resim çerçevesinde Afrika Birliği Örgütü demokratik hükümetlerin sürdürülebilirliği, ekonomik ve sosyal kalkınma için çalışmalarını sürdürmüştür; ülkeler arası ekonomik iş birliğinin gelişmesi için çaba göstermiştir, insan hakları ve anayasal hükümetler konularında ısrarcı davranmıştır ve halkın politikaya katılımının geliştirilmesini ve genişletilmesini önemsemiştir.

Ayrıca, Afrika halklarının nasıl daha güçlü ve kapsayıcı şekilde bir şekilde kıta genelinde kapsayıcı bir organizasyon çatısı altında birleştirilebileceğine ilişkin farklı fikirler geliştirmeye çalışmıştır. 1999 yılında Sirte, Libya’da Afrika Birliği Örgütü Devlet ve Hükümet Başkanları Meclisi toplanarak Sirte Deklarasyonunu kabul etmişlerdir. Sirte Deklarasyonu çerçevesinde devlet başkanları yeni bir Afrika birliği kurma ve Afrika Ekonomik Topluluğu ile de bu birliğe bağlı yeni kurumların kurulmasının hızlandırılması konusundaki isteklerini dile getirmişlerdir (Moolakkattu, 2010: 153; Hestermeyer, 2002:

1; Badejo, 2007: 34).

Sirte Deklarasyonunun ardından kısa süre içerisinde Afrika Birliği’nin kurucu metni hazırlanmış ve 2000 yılında Lome, Togo’da elli üç Afrika ülkesinin devlet başkanları bir araya gelerek Afrika Birliği Kurucu Antlaşması’nı imzalamışlardır. Afrika Birliği 26 Mayıs 2001’de Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da kurulmuş ve 2002 yılında da resmen Afrika Birliği Örgütü’nün yerini almıştır (Hestermeyer, 2002: 1;

Badejo, 2007: 35).

Afrika Birliği dünyanın ikinci büyük kara parçası olan ve dünya nüfusunun yüzde yirmisinden fazlasının yaşadığı Afrika kıtasında yer alan ülkeler tarafından kurulmuştur.

Kurucu Antlaşmayı kabul eden ve katılma istediğini belirten her Afrika ülkesi üye olabilmektedir ancak askeri darbeler ya da yolsuz seçimler gibi gayrimeşru yollarla

iktidara gelmiş hükümetlerin başvuruları reddedilmektedir. Afrika Birliği Kurucu Antlaşması Birliğin hedeflerini ve amaçlarını tanımlar; ortak birleşik ve güçlü Afrika vizyonu çerçevesinde kıta genelinde sürdürebilir ekonomik kalkınma, iyi yönetim, sosyal adalet, cinsiyet ve fırsat eşitliği ve sağlığın sağlanması. Bu çerçevede dayanışmanın ve bağlılığın gelişmesi ve güçlenmesi için hem yönetimler arası hem de kadınlar başta olmak üzere sivil toplumun her kademesinde ve özel sektörde iş birliğinin inşası ve güçlendirilmesinin gerekliliğini kabul eder. Birliğin insan haklarının korunması ve desteklenmesi, demokratik kurumların güçlendirilmesi ve iyi yönetim ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasındaki kararlılığının ve bu hedeflere ulaşmaları için kurumların güçlendirilmesi ve gerekli yetkilerin ve kaynakların sağlanması için ihtiyaç duyulan tüm adımların atılacağının altını çizer (Afrika Birliği Kurucu Antlaşması, Madde 3 ve 4).

Kurucu Antlaşma, üye ülkelerin ulusal egemenliklerin korunması ve desteklenmesi, devletlerin iç işlerine müdahale edilmemesi ve sınırlarına saygı gösterilmesi prensiplerinin altını çizmekle birlikte, bölgede genel barış, güvenlik ve istikrar ile ilgili bir kurum olarak, Afrika Birliği Örgütü’nden farklı olarak, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve soykırım gibi önemli hallerde ya da bunların önlenmesi için Birliğin müdahale edebileceğini kabul eder. Antlaşmanın dördüncü maddesine göre Birliğin genel kurul kararına göre üye ülkelerden birinde savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlar gibi önemli bir durum söz konusu olması halinde müdahale edebileceği ya da üye ülkelerin barış ve güvenliğin yeniden sağlanması için Birliğin müdahale etmesini talep edebilecekleri kabul edilmektedir (Afrika Birliği Kurucu Antlaşması, Madde 3 ve 4). Bu çerçevede Birlik özellikle genel barışın, güvenliğin ve insan hakları ihlallerinin söz konusu olduğu çatışmalarda liderlik rolünü üstlenebilmektedir.

Afrika Birliği’nin aldığı ilk karar, Afrika Birliği Örgütü’nün Madagaskar’ın yeni

başkanı olduğu gerekçesi ile kabul etmemesine yönelik kararını onaylamak ve tanımak olmuştur. Afrika Birliği Madagaskar’ın Birliğe katılabilmesi için yeni ve adil bir seçim yapması gerektiği konusunda ısrarcı davranmıştır (Badejo, 2007: 36).13

Afrika Birliği, yirmi birinci yüzyılda Afrika’yı bekleyen birçok zorluk olduğunu kabul etmekle birlikte Afrika Birliği Örgütü’nün çalışmalarını ileri taşımıştır. Kurumsal yapısı, uyuşmazlık çözüm mekanizmaları ve ekonomik, politik, sosyal ve kültürel adalet konularına verdiği önem dikkate alındığında Afrika’nın ilerlemesi için geniş bir vizyona sahip olduğu söylenebilecektir (Hestermeyer, 2002: 1; Badejo, 2007: 38).

Afrika Birliği, Afrika Birliği örgütünden iki temel şekilde ayrılmaktadır;

devletlerin iç işlerine müdahale bakımından Afrika Birliği’nin daha geniş yetkisi mevcuttur ve Afrika Birliği’nin Devlet ve Hükümet Başkanları Genel Kurulu ve Yürütme Kurulu gibi temel organlarının aldıkları kararların anlaşılması ve uygulanması için yeni yetkili organlar eklenmiştir. Afrika Birliği Örgütü’nün temel prensiplerinden biri olan

‘devletlerin iç işlerine müdahale edilmemesi’ prensibi nedeniyle, devletlerin egemenliğine, insan haklarından daha fazla önem verildiği eleştirisi dikkate alınmıştır ve Afrika Birliği bu çerçevede müdahalede bulunabileceğini, insan hakları ihlallerini araştırabileceğini ve üye ülkelerin üyeliklerini askıya alabileceğini kabul etmiştir.

Genel Kurul Birliğin temel faaliyet ve karar alma organıdır ve Afrika ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarından oluşmaktadır. Komisyonlarda şekillenen tasarılar bakanlardan oluşan Yürütme Kurulu’ndan geçerek Genel Kurula gelir ve her üye ülkenin bir oy hakkı vardır.

Yürütme Kurulu üye ülkelerin dış işleri bakanlarından oluşmaktadır ve bu bakanlar aynı zamanda kendi ülkelerinin diğer ülkeler ve uluslararası organizasyonlarla ilişkilerinden sorumlu en üst devlet yetkilileridir. Yürütme Kurulu Genel Kurul tarafından iletilen kararların uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür. Yürütme Kurulu kendi görev

13 Madagaskar’ın üyeliğinin 2001 yılında askıya alınmasının ardından 2003 yılında Birliğe geri dönmüştür.

alanlarına giren konularda oy birliği, anlaşma, anlaşma sağlanamaması halinde ise oy çokluğu ile karar alır. Aldıkları kararların Genel Kurul tarafından onaylanması gerekmektedir. Dış işleri bakanlarının Afrika Birliği haricinde geniş görevleri olması nedeniyle bir de Daimi Temsilciler Komitesi mevcuttur ve Yürütme Kurulunun kararlarının icrasından sorumludur. Bunun dışında barış ve güvenlik, politika, enerji, bilim ve teknoloji, hukuk, kadın, toplumsal cinsiyet ve kalkınma gibi farklı konular üzerine çalışan on farklı komisyondan oluşan ve Afrika Birliğinin idari yapılanması olarak da adlandırılan Afrika Birliği Komisyonu mevcuttur.

Ayrıca, 2004 yılında Pan-Afrikan Parlamento göreve başlamıştır. Pan-Afrikan Parlamento Afrika Birliğini Afrika halkları ile bütünleştiren ve Afrika halklarının kıtanın ekonomik kalkınmasına ve entegrasyonuna doğrudan katılmasını sağlayan en önemli organdır. Uzun vadede parlamentonun yasama gücünü haiz olması planlanmakla birlikte şu anda danışmanlık ve tavsiye vermekle görevlidir. Parlamentoda kuruluş protokolünü onaylayan elli Afrika ülkesinin toplam iki yüz elli temsilcisi görev yapmaktadır ve bu kişiler temsil ettikleri ülkenin ulusal parlamentosuna seçilen ve Pan-Afrikan Parlamentosu temsilcisi olarak belirlenen temsilcilerdir. Görev süreleri ulusal parlamentolarındaki görev sürelerine eştir. Uzun vadede Pan-Afrikan Parlamento temsilcileri için her üye ülkede doğrudan seçim yapılması planlanmaktadır.