• Sonuç bulunamadı

Ağların Yapısı ve Özellikleri

1. KURAMSAL TEMELLER 5

1.4. Küreselleşen Dünyada Bilgi ve Yenilik Ağları

1.4.1. Ağların Yapısı ve Özellikleri

1.4.1. 1. Ağ kavramı

Ağlar (networks), sistemi oluşturan parçaların karşılıklı etkileşimi ile ortaya çıkan karmaşık sistemleri anlamak için çeşitli alanlarda kullanılan sistemlerdir. Ağlar, düğüm noktalarının diğer düğüm noktalarıyla sistematik bir şekilde bağlanması durumunu ifade

etmektedir [Ağ = Düğümler (nodes) + Bağlar (links)]. Şekil 1.18’de yer alan “E-Mail İletişiminin Dağılımı Gösteren Ağ” örneğinde sözü edilen düğümler ve bağlar görülmektedir. Ağlar, indirgemeci yaklaşımlardan uzaklaşarak sistemin bütününü anlamayı kolaylaştırmaktadır.

Şekil 1.18. E-Mail İletişiminin Dağılımı Gösteren Ağ

KAYNAK: LADA, A. and A. EYTAN. 2005. How to search a social network. Social Networks. 27:187–203

Easton (1992) ağları dört farklı açıdan ele almaktadır:

• Aktörler arası doğrudan veya dolaylı bağların kurduğu ilişkiler

• Yapıyı oluşturan aktörler arası karşılıklı bağımlılıkların olduğu yapılar

• Aktörlerin birbirlerine değil, üçüncü partilere olan bağların doğasına odaklanan süreçler

• Gücün ve çıkar yapılarının dağılımına yönelik ilişkilere odaklanan süreçler

Sistemi tanımlayan maddi veya maddi olmayan bağlantıların tümü ağların ilgi odağındadır. Ağdaki aktörler başka bir deyişle düğüm noktaları, birbirleriyle karşılıklı olarak bağımlıdırlar. Diğer taraftan aktörler arasındaki bağlar, her türlü kaynağın akış ve transfer kanallarını temsil etmektedir (Varol 2006). Ağların büyüklüğü (network size), ağdaki düğüm sayısıyla ilişkilidir. Ağların büyük olması, çok sayıdaki kişiye, bilgiye ve kaynağa ulaşılmasında avantajlı bir durum yaratmaktadır (Mehra ve ark. 2001).

Ağların aktörleri arasındaki ilişkiler; protokoller, resmi üyelikler, ticaret birlikleri gibi formal ilişkiler olabildiği gibi güvene dayalı ilişkiler şeklinde de olabilmektedir. Ağ içindeki ilişkiler sıklaştığında kümeler (clusters) oluşmaktadır. Kümeler, firmaların, üniversiteler, araştırma enstitüleri, danışmanlık hizmeti sağlayanlar ve müşteriler ile ticari amaçlı ve/veya ticari bir amacı olmayan bağımlılıklar geliştirdiği ağlardır (Porter 1998). Kümeler, ortak bilgi ve işgücü kaynaklarını bir araya getirmeleri nedeniyle günümüzde başarı etkeni olarak kabul edilmektedir. Küme içindeki ağlar, öğrenme için yeni fırsatlar oluşturmaktadır. Aynı zamanda risk ve Ar-Ge faaliyetlerinin maliyetini azaltan kümeler, sektörleri canlandırıcı etki yaratmaktadır (Arıkan ve ark. 2003). Ayrıca küme içinde yer alan aktörler, esneklik ve rekabetçilik yönünde avantaj elde etmektedirler.

Kümeler, sektördeki rekabeti üç farklı şekilde etkilemektedirler. İlk olarak, birlikte çalışan firmaların üretkenlik seviyesini arttırmakta, ikinci olarak yenilik ve üretkenlik kapasitesini arttırmakta, üçüncü olarak yeniliği destekleyen ve kümelerin daha da gelişmesini sağlayan yeni iş yapılarının oluşmasını tetiklemektedirler (DTI Report 2003). Kümelere dahil olan firmaların sahip olduğu avantajlar, Khalfan ve ark. (2009) tarafından aşağıdaki gibi özetlenmektedir.

• Kümeler, işbirliği yapan ortaklardan oluşan tedarik zincirine bütünlük katmakta, kurumlar arasında öğrenme ve işbirliğine imkân yaratmakta ve uzmanlıkları arttırmaktadır.

• Ortaklar arasındaki işbirliği ve ortak hedefler, yüklenici firmaların mali açıdan daha esnek ve istikrarlı olmasını sağlamaktadır. Bu şekilde büyük çaplı işlerde küçük firmaların rekabet edemeyeceği ortak teklifler verilmektedir.

• Teknolojilerin birlikte satın alınmasıyla mali kazanç sağlanmaktadır.

• Entegre tedarik zincirleri içerisinde işbirliği, uzmanlık ve becerilerin ortak kullanımı sayesinde üretkenlik ve performans artışı sağlanmaktadır.

• İşbirliği yapan şirketlere profesyonel hizmetler sunabilecek altyapılar gelişmektedir.

• Sosyal ve enformel bağlantıların kullanılmasıyla yeni fikirler ortaya çıkmaktadır.

Küme içindeki firmalar, ölçeklerine bağlı olarak farklı görevler üstlenmektedir. Büyük firmalar, kümelerin gelişiminde katalizör rolü üstlenmektedir. Çok sayıda deneyimli yönetici ve çalışana sahip olmaları nedeniyle büyük firmalar, KOBİ’lerin gelişmesi için uygun ortamlar oluşturmakta, bilginin ve teknolojinin transferinde liderlik yapmakta ve maliyetlerin azaltılmasında etkili olmaktadırlar (Khalfan ve ark. 2009).

1.4.1.2. Ağlara ilişkin kuramsal yaklaşımlar

Ağlar, fiziksel bağlantılar şeklinde olabildiği gibi ekonomik, sosyal veya politik konular gibi her türlü eylemi kapsayacak şekilde de olabilmektedir (Varol 2006). Ağ kavramına ilişkin kuramsal yaklaşımlar, fiziksel yaklaşımlar, sosyolojik yaklaşımlar ve ekonomik yaklaşımlar olmak üzere üç grupta ele alınmaktadır.

Fiziksel yaklaşımlar: Ağ kavramı, ilk olarak 18 yüzyılda tıp bilimlerinde fizyolojik sistemleri açıklamak üzere kullanılmıştır (Cova ve ark. 1998). 19. yüzyılda teknik ve ekonomik analizler için kullanılan ağlar, haberleşme ve ulaşım sistemlerinin işletilmesinde önemli birer araç konumdadırlar. Bu yaklaşımların herbirinde bağlantılı fiziksel altyapı örüntüleri ve kontrol edilebilir ve aynı zamanda ölçülebilir doğrusal ilişkiler söz konusudur (Dematteis 1992). Günümüzde ise haberleşme ve bilgi akışının sağlanmasında, bu tür teknolojik altyapı ağlarından yararlanılmaktadır.

Sosyolojik yaklaşımlar: Ağlar ve ağların çözümlenmesi konusunda sosyoloji ve antropoloji alanında yapılan araştırmalar en önemli katkıyı sağlamıştır. Sosyal ağ kuramının kökeni bu çalışmalara dayanmaktadır. Sosyal ağ, geniş bir sosyal yapı içindeki aktörler arasındaki ilişkilere dayanmaktadır. Scott (1991) ağlar konusundaki yaklaşımları üçe ayırmaktadır. Birinci grupta; sosyometrik analiz çalışmaları yer almaktadır. (Sosyometri; grup içindeki bireylerin birbiriyle olan sosyal mesafelerini belirlemeye ve grubun üyeleri arasındaki etkileşim örüntüsünü saptamaya yarayan bir tekniktir.) İkinci grupta; kişiler arasındaki ilişkileri ve küçük grupların oluşumunu inceleyen çalışmalar yer almaktadır. Üçüncü grupta; topluluk ilişkilerini keşfetmede kullanılan yaklaşımlar yer almaktadır. Bu yaklaşımda, sosyal ağlar, karmaşık toplulukları anlamak üzere önemli bir araç haline dönüşmüşlerdir.

Ekonomik yaklaşımlar: Ekonomi ve işletmelere ilişkin ağlar, iki temel üzerine kurulmuşlardır. İlk grupta, sanayi birimleri asındaki ilişkilere odaklanan ağlar yer almaktadır. Bu ağlar, üretim, dağıtım ile mal ve hizmetlerin kullanılmasında firmalararası ilişkileri kapsamaktadır. İkinci grup ağlar ise sanayi ağları dışındaki örgütlenmeleri kapsamaktadır (Varol 2006).

1.4.1.3. Ağlara ilişkin temel ölçütler

Ağlara ilişkin çok sayıda ölçüt bulunmaktadır. Bunlar arasında en temel olanlara aşağıda değinilmektedir.

• Yoğunluk (Density): Ağ içerisindeki bulunan mevcut bağ sayısının mümkün olan en büyük bağ sayısına oranıdır. Ağ içindeki ilişkilerin yakın olması, ağ yoğunluğunun yüksek olduğunu göstermektedir.

• Merkezilik (Centrality): Merkeziyet, içinde yer alan aktörlerin ağdaki öneminin ölçüsünü ifade etmektedir. Merkeziyet arttığında ağda yer alan aktörlerin elde edecekleri fayda artacaktır (Ibarra 1993).

• Arasındalık (Betweenness): Bir düğümün, birbirleriyle doğrudan bağlantılı olmayan düğümlerle ne ölçüde doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir.

• Merkezilik (Centralization): Merkezi bir ağda bağlantıların çoğu bir veya birkaç düğümde toplanmaktadır.

• Çeşitlilik (Diversity): Ağ içinde yer alan aktörlerin sahip oldukları farklı özellikleri ifade etmektedir (Ibarra 1993).

• Performans (Performance): Ağların verimliliği, ağların sağlamlığı, ağlar arasındaki mesafelerin etkinliği, merkezdeki düğüm noktasının etkililiği ve ağların çeşitlilik özelliklerinin kombinasyonu olarak değerlendirilmektedir.

• Sağlamlık (Robustness): Ağ içindeki düğüm noktalarından bazılarının ağdan ayrılmasıyla parçalanan yapısının değerlendirilmesini içermektedir.

• Etkililik (Efficiency): Ağ içindeki düğüm noktalarının farklı düğüm noktalarıyla aynı anda ve çok sayıda bağlarının olması durumunu yansıtmaktadır.

• Etkinlilik (Effectiveness): Ağların etkinliği, istenmeyen ağlara harcanan zaman ve enerjiyi, gereksiz düğüm noktalarını veya kümeleri azaltmayı hedeflemektedir.