2. BÖLÜM
2.5. Huizu (回族)
56
yer yer “Huiru”, yer yer ise “Çin İslam Hareketi” kullanımının daha uygun olacağını düşünmekteyiz.
“İslamiyet’in Çin’e girişi hakkında yazılan tarihi kayıtları incelediğimizde, Çin İslam tarihini hanedanlıklar tarihi açısından iki farklı döneme ayırabiliriz. Birinci döneme; Tang, Song ve Yuan hanedanlıkları döneminde İslamiyet diyebiliriz. Bu dönemde Müslümanlar; tüccar, elçi, misyoner, zanaatkâr, asker vb. sıfatlar ile Çin topraklarına gelmişlerdir. Bu süre yaklaşık olarak 700 yıllık bir zamana denk gelmektedir. İkinci dönem ise Ming ve Qing Hanedanlığı dönemidir. Bu dönemde ise Müslümanlar, Çin’in bir parçası olmuşlardır. Aynı zamanda İslamiyet, Çin kültürü ve renklerini taşıyan bir din olmuştur. Bu ikinci dönem ise Ming ve Qing dönemi olmak üzere 600 yıl sürmüştür.”98
Bu bölümün sonuna yaklaşırken bir alt başlık altında Huizu başlığı açmak Çinli Müslümanları tanımlamak açısından oldukça önemli olacaktır. Çünkü dünya tarihinde bir inanç olarak bir ülkeye giren bir düşüncenin veya yaşam tarzının yüzyıllar içerisinde bir etnik ulus olarak şekillenmesi çok sık görülen bir değişim değildir.
57
Tang döneminde Çin’e gelen Müslümanlar Çin’de belli başlı şehirlerinde yaşayan küçük gruplar iken daha sonraki dönemlerde artan nüfus ile birlikte Çin’in sosyal yapısının değişmez bir parçası olmuşlardır. Ming Hanedanlığı birçok tarihçi tarafından Çin tarihinde çok önemli bir hanedanlık olduğu vurgulanmaktadır. Bunun en önemli nedenleri hiç şüphesiz Moğol hâkimiyetine son vermesi ve “Çinli” kimliğini ön plana çıkarmasıdır. Ming dönemi Çin’de yaşayan Müslümanlar içinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ming dönemi öncesi Müslümanlar, Çin’deki Müslümanlar olarak adlandırılırken; Ming dönemi sonrası ise Çinli Müslümanlar olarak adlandırılmıştır. 99 Genel kabul gören görüş, Huizu ulusunun oluşumunun Ming Hanedanlığı döneminde tamamlanmış olmasıdır. Bu kabulün en büyük dayanağı ise Çincenin Müslümanların kullandığı birinci dil olmasıdır.100
Hui kavramı ilk kez Kuzey Song Hanedanlığı döneminde Shen Kuo (沈括)’nun
“Meng Xi Bi Tan (梦溪笔谈)” adlı eserinde geçmiştir.101 Bu eserde geçen Hui kavramı, Batı Bölgeleri milletlerini göstermek için kullanılan bir kavram olarak kullanılmıştır.
Buradan anlıyoruz ki; Yuan öncesi bir dine mensubiyeti değil bir etnik gruba mensubiyeti gösteren bir kavramdır. Nasıl ki “yabancı ( 胡 )” kavramı tarihte Batı Bölgeleri ulusları için kullanılmışsa, Kuzey Song döneminde de yabancılar için Hui
99 Michael Dillon, China’s Muslim Hui Community Migration, Settlement and Sect, Curzon Press, 1999, s.29.
100 Wang Dongping, Ming Qing Xiyu Shi Yu Huizu Shi Lun Gao, Shanwu Yin Shuguan, Beijing, 2014, s.220.
101 Qiu, Shulin, a.g.e., ss.89-90.
58
kavramı kullanılmıştır. Hui kavramının köken olarak “Huige 回纥” ve “Huihu 回鹘”102 isimlerinden çıkarıldığı kabul edilmiştir. Bu kabulün temelinde ise ses değişimlerinin olduğudur.103 Huihui kavramı Moğol dilinde “Sai’ertawulei ( 赛 儿 塔 兀 勒 ) ” kavramının karşılığına kullanılan bir kavramdır. Moğolların gizli tarihinde Huihui kavramının geçtiği yer Çinceye “Sai’ertawulei (赛儿塔兀勒 ) ” olarak çevrilmiştir. Bu kavram o dönemin Moğollarının Orta Asya Müslümanlarına verdiği isimdir. 104
Yukarıdaki tanımlardan anlıyoruz ki Huihui kavramı hem Moğolların hem de Çinlilerin yabancıları tanımlamak için kullandıkları isimlerden biridir. Huihui içerisinde birden fazla millet bulunduran çatı bir kavramdır. Yuan Hanedanlığı ve sonrası için dini bir kimlik tanımlaması yapılarak Huihui kavramının içerisine Araplar, Persler, Türkler ve birçok Asya bölgesinin milletleri alınmıştır.105 Yuan döneminde Huihui kimliği resmi olarak tescillenmiştir. Ming dönemine gelindiğinde ise Huizu olarak kullanılmaya başlanmıştır.
102 Uygurlar, tarihin farklı dönemlerinde Dingling (丁零、丁灵), Gaoche (高车), Tiele (铁勒), Huihe (回纥), Huigu (回鹘), Weiwu’er (畏兀儿、畏吾而、维吾尔) gibi adlarla anılmışlardır. (Bkz. İnci İnce Erdoğdu, a.g.e., 2015, ss. 51-57.)
103 Qiu, Shulin, a.g.e., s. 90.
104 Qiu, Shulin, a.g.e., s.91.
105 Huizu entik grubu için yapılan antropolojik ölçümler ve gözlemler Huizu etnik grubunun tek bir ırka ait olmadığını, birden fazla ırkın oluşturduğu bir etnik grup olduğunu doğrulamaktadır. Temel olarak Arap, Fars, Türk ve Tunguz ırklarından oluşan bir gen yapısına sahiptir. (Bkz. Françoise Aubin, “A glimpse of Chinese Islam”, Institute of Muslim Minority Affairs. Journal, 12:2, 1991, s.339.)
59
Nu’er Hassan Pang Baoguang, “The Hui: A Chinese Muslim Nationality”çalışmasında Hui ulusu için şöyle söylemektedir:
“ Bir millet olarak Hui eşsizdir. Ne yerel olarak doğmuş, ne de yetişmiş milletten, ne de yabancılardan. Ancak, onlar yıllarca süren birleşme ve bütünleşme içinde Çin'deki tüm ulusların halklarıyla bir arada bulunan Batı ve Orta Asya'dan gelen göçmenler tarafından oluşturulmuştur.”106
Böylelikle günümüzde Çin’in 56 etnik ulusundan biri olan Huizu kimliğinin temellerinin tarihte atıldığını görmekteyiz. Tarihte yaşamış olan Huihuiler için bugünkü Huizu ulunun atasıdır diyebiliriz.107
Çin coğrafyasının hemen hemen her noktasında Çinli Müslümanlara rastlamak mümkündür. Çinli Müslümanların (Hui ulusunun) yoğun olarak yaşadığı coğrafyalar ise Qinghai, Gansu, Ningxia, İç Moğolistan, Shaanxi, Shanxi, Henan, Shandong, Yunnan,
106 Nu’er Hassan Pang Baoguang, “The Hui: A Chinese Muslim Nationality”, Institute of Muslim Minority Affairs Journal, 11:2, 1990, s.257.
107 Qiu, Shulin, a.g.e., s.101.
60
Guangxi, Beijing, Tianjing, Hangzhou gibi şehirlerdir.108 Bugün Hui ulusunun kökenini araştırmak oldukça zor bir iştir. Özellikle Ming dönemi sonrasında Çinlileşme sadece kültürel ve sosyal alanda değil, aynı zamanda biyolojik olarak da gerçekleşmiştir.
Bugün Huizu ulusuna baktığımızda; fizyolojik olarak Çinlilere daha yakın oldukları görülmektedir. Özellikle yüzyıllardır aynı coğrafyada yaşamaları ve Çinlilerle yaptıkları evlilikler bu değişimin yaşanmasının temelini oluşturmaktadır. Çin’de Hui ulusu dışında da Çin’de yaşayan Müslüman azınlık uluslar vardır. Bunlara; Uygur, Kazak, Tatar, Kırgız, Tacik, Özbek, Salar, Bao’an ve Dongxiang azınlık uluslarını örnek gösterebiliriz.109 2010’da Pew Research Center’ın yaptığı araştırmaya göre; Çin Halk Cumhuriyeti’nde resmi rakamlara göre 23.3 milyon Müslüman nüfusu vardır. 2030 yılında bu rakamın 30 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.”110 Bugün Çin’de 40.000’den fazla cami vardır. Sadece Gansu (甘肃) eyaletinin, Linxia (临夏) şehrinde 30’dan fazla cami olduğu için burasına “Küçük Mekke” denilmiştir.111
Huizu ulusunun entelektüel alt yapısının oluşturulduğu yer, Ming döneminin önemli şehirlerinden biri olan Nanjing ( 南 京 ) şehridir. Bu şehir Çinli Müslüman âlimler
108 Jean A. Berlie, Islam in China: Hui and Uyghurs Between Modernization and Sinicization, White Lotus Press, Bangkok, 2004, s.10.
109 İnci İnce Erdoğdu, Islamic Cultural Influence Traceable in Chinese Language, İnternational Congress On “China and The Muslim World: Cultural Encounters”, İstanbul, 2014, s. 259.
110 Ertuğrul Ceylan, a.g.m., s.34.
111 Jean A. Berlie, a.g.e., s.13.
61
tarafından “İslam Düşünce Merkezi” olarak kullanılmıştır.112 Özellikle bu dönemde Çin tarzı medrese eğitimlerinin yaygınlaşması ve âlimlerin Çinceyi kullanarak İslamiyet’i anlatması ve yazması, Çin kültür ve medeniyetini Müslümanlar üzerine bir libas olarak giydirmiştir. Böylelikle Çin’deki Müslümanlardan Çinli Müslümanlara değişim süreci akademik bir alt yapı oluşturularak sağlıklı bir şekilde ilerlemiştir diyebiliriz. Elbette şu noktanın altını çizmekte fayda olacaktır, hanedanlık tarihi boyunca Müslümanlar var olan yönetim ile uyum içerisinde yaşamaya çalışmışlardır. Çin İslam tarihinin şekillenmesinde her bir Müslüman var olan duruma veya yeni gelişen durumlara aynen uymuştur diyemeyiz. Yapılan tüm çalışmalar bir genelleme üzerinden gitmektedir.113
Bu noktada “Hui ile İslam aynı mıdır?” sorusu aklımıza gelmektedir. Çünkü bu soru iç içe geçmiş bir sorular yumağıdır. “İslam eşittir Hui, Hui eşittir İslam” tanımlaması bizim Hui kavramını yanlış anlamamıza neden olacaktır. Çünkü İslam bir din, Hui kavramı ise etnik bir ulusun kimliğidir. Neticede Çin’de on farklı etnik grubunun daha dini İslam’dır. Bu algı; İslamiyet’in sadece bir etnik grubun dini olduğu düşüncesini hâkim kılmaktadır. Bu sorunun asıl çıkış noktası, Sun Yat-sen’in 1911 yılında ortaya attığı “Çin’in beş halkı (五族共和)” düşüncesidir. Bu düşünceye göre “ Hanlar (汉), Mançular (满), Moğollar (蒙), Huiler (回) ve Tibetliler (藏)” şeklinde olmak üzere beş ulustan oluşan birleşmiş Çin halkı düşüncesidir.114 Ortaya atılan bu düşünce, Çin’de
112 Michael Dillon, a.g.e., s.36.
113 Raphael Israeli, “Muslims in China: The Incompatibility between Islam and the Chinese Order” , T'oung Pao, Second Series, Vol. 63, Livr. 4/5 ,1977, s.320.
114 Raphael Israeli, a.g.e., s.283.
62
Müslüman denilince sadece Hui ulusunun var olduğuna veya Müslüman demek Hui, Hui demek Müslüman algısının oluşmasına sebep olmuştur.
63
3. BÖLÜM