• Sonuç bulunamadı

Ġlköğretim çağı çocukların meraklarının en üst seviyede olduğu ve insan hayatının en önemli dönemlerinden biridir. Bu nedenle bu çağda öğrencilerin merakı ilköğretim programındaki derslerle desteklenip öğrenirken aktif öğrenme yaklaĢımları kullanılarak öğrenci merkezli eğitime yer verilmelidir. Her çocuk bilim adamı olarak doğar ve bitmek tükenmek bilmeyen bir merak duygusuna sahiptir ve bu merak duygusunu sürekli kılmak ilköğretim fen dersinin görevidir (Lowery, 1997, Akt. Jarett, 1998). Bu nedenle ülkemizde de Fen ve Teknoloji Dersi Programlarında öğrenciyi aktif yapan ve öğrencinin keĢfetmesine olanak sağlayacak Ģekilde düzenlemelere gidilmiĢtir. Ülkemizde 2004 yılında Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programında köklü bir değiĢim meydana gelmiĢtir. Programın felsefesi yapılandırmacı yaklaĢıma

dayandırılmıĢ ve çocuğun öğrenme sürecinde zihinde yapılandırması ile kendine özgü çıkarımlar bulunmasına önem verilmiĢtir. Ayrıca, dersin adı da “Fen Bilgisi” yerine “Fen ve Teknoloji” olarak değiĢtirilmiĢtir. Öğretmen rehber, öğrenci merkezli uygulamalar fen ve teknoloji dersi değerlendirme yaklaĢımlarında da benimsenmiĢ ve ürün değerlendirmeden süreç değerlendirmeye dayanan alternatif değerlendirme yaklaĢımları benimsenmiĢtir.

Yeni müfredatla birlikte öğrenme pasif bir süreç olarak değil, öğrencinin öğrenme sürecine katılımın sağlanması ile birlikte aktif, sürekli ve geliĢimsel bir süreç olarak tanımlanmıĢtır. Bu amaca ulaĢabilmek için yapılandırmacı öğrenme yaklaĢımı temel alınmıĢ, bu yaklaĢımın yanı sıra ise keĢfetme, iĢbirliğine dayalı öğrenme, problem temelli öğrenme gibi diğer öğrenci merkezli stratejilere de yer verilmiĢtir (MEB, 2006). Yeni öğretim programlarının uygulanmasında öğretmenlerden, tahtanın baĢında ders anlatıp bilgiyi doğrudan sunmak yerine; etkinlikler planlayan, dersin kavranmasına uygun ortamlar hazırlayan, öğrencilerin düĢünmesini sağlayan, öğrencilere yol gösterici kiĢiler olmaları beklenmektedir.

Tüm bireylerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetiĢmesini ve sorgulama temelli eğitimi ön gören 2004 Fen ve Teknoloji Programının genel amaçları ise aĢağıdaki gibi sıralanmaktadır (MEB, 2006, s.9):

Öğrencilerin;

 Doğal dünyayı öğrenmeleri ve anlamaları, bunun düĢünsel zenginliği ile heyecanını yaĢamalarını sağlamak,

 Her sınıf düzeyinde bilimsel ve teknolojik geliĢme ile olaylara merak duygusunu geliĢtirmelerini teĢvik etmek,

 Fen ve teknolojinin doğasını; fen, teknoloji, toplum ve çevre arasındaki karĢılıklı etkileĢimleri anlamalarını sağlamak,

 AraĢtırma, okuma ve tartıĢma aracılığıyla yeni bilgileri yapılandırma becerilerini kazanmalarını sağlamak,

 YaĢamlarının sonraki dönemlerinde eğitim ile meslek seçimi gibi konularda, fen ve teknolojiye dayalı meslekler hakkında bilgi, deneyim, ilgi geliĢtirmelerini sağlayabilecek alt yapıyı oluĢturmak,

 Öğrenmeyi öğrenmelerini ve bu sayede mesleklerin değiĢen mahiyetine ayak uydurabilecek kapasiteyi geliĢtirmelerini sağlamak,

 KarĢılaĢabileceği alıĢılmadık durumlarda yeni bilgi elde etme ile problem çözmede fen ve teknolojiyi kullanmalarını sağlamak,

 KiĢisel kararlar verirken uygun bilimsel süreç ve ilkeleri kullanmalarını sağlamak,

 Fen ve teknolojiyle ilgili sosyal, ekonomik, etik, kiĢisel sağlık, çevre sorunlarını fark etmeleri, bunlarla ilgili sorumluluk taĢımalarını ve bilinçli kararlar vermelerini sağlamak,

 Bilmeye ve anlamaya istekli olma, sorgulama, doğal çevrelere değer verme, mantığa değer verme, eylemlerin sonuçlarını düĢünme gibi bilimsel değerlere sahip olmalarını toplum ve çevreyle etkileĢirken bu değerlere uygun bir Ģekilde hareket etmelerini sağlamak,

 Meslek yaĢamlarında bilgi, anlayıĢ ve becerileri kullanarak ekonomik verimliliklerini arttırmalarını sağlamaktır.

Bu amaçlara ulaĢmada öğretmenin görevi ise bilgi aktaran kiĢi konumundan rehberlik eden yol gösteren ve öğrenmeyi destekleyici bir ortam oluĢturan kiĢi olarak değiĢmiĢtir. Her ne kadar öğrenci merkezli ve bireyin öğrenmesine ortam sağlayan programlar oluĢturulsa da programın uygulayıcısı öğretmenler olduğu için öğretmenlerin özellikleri ve yeterlikleri iyi bir fen eğitimi için vazgeçilmezdir. Ancak öğretmenler yalnızca programın uygulayıcısı değildir, öğretim; beceri, değer ve uzmanlık gerektirir (Fullan & Hargreaves, 1994, s.67). Bu nedenle iyi bir fen öğretmenin sahip olması gereken özellikleri Ģöyle sıralanmıĢtır (Temizyürek, 2003, s.32):

 Fen bilgisinin içeriğini anlamalı ve kullanmalıdır.

 Öğrencilere fen bilgisini sevdiren kiĢilikte olmalıdır.

 Eğitime duyarlı, yaratıcı, özverili ve insancıl olmalıdır.

 Doğa olayları konusunda öğrencilere merak uyandırmalı.

 Çok değiĢik öğretim becerilerine sahip olmalıdır.

 YaĢadığı çevredeki tüm nesne ve olguları öğretimde kaynak olarak kullanmalıdır.

 Öğrencileri analitik düĢünmeye yönlendirmeli ve sorgulayıcı, eleĢtirici nitelikler kazandırmalı ve kendisi de bu özellikleri taĢımalıdır.

 Bilimi ve bilimsel bilgiyi kullanmalı. Bilime ters düĢen düĢünce ve tavır içinde olmamalı.

 Fen bilgisinin genel amaçlarından ödün vermemeli ve bunları uygulamaya kararlı ve sabırlı olmalıdır.

 Uygulamalarda yazılı, sözlü etkinliklerde sınıf içi dengesini kurabilmeli, önyargısız olmalıdır.

 Öğrenmeye tüm öğrencileri katmalı, aktif öğrenmeyi yeğlemeli.

 Öğrencilerin bilgi, beceri ve yeteneklerini doğru anlamalı.

 Öğrencilerin kavrama farklarını doğru tanımalı ve gerekirse bireysel öğrenme yöntemlerini uygulamalıdır.

 Tüm bilimler ve özellikle fen bilimlerindeki geliĢmelere açık olmalı ve bu geliĢmeleri yakından izleyerek öğrencilerine aktarmalıdır.

 Bilimsel çalıĢmaya ve araĢtırmalara yatkın olmalıdır.

Bir fen öğretmeni bilgi, beceri, tutum ve değerlere sahip olmalıdır. Fen öğretmeni; bilimin doğası, pedagojik alan bilgisi, çocukların fen öğrenmeleri, fen öğretimi için yararlı olan kaynaklar ve değerlendirme stratejilerini içeren fen ile ilgili geniĢ bilgiye sahip olmalıdır. Bilime ve kendini geliĢtirmeye karĢı olumlu tutuma sahip olmalıdır. Değerler ise eğitimin genel amaçları ve fen eğitiminin amaçlarıdır. Son olarak da bir fen öğretmeninin kendi öğrenme sürecinin farkında olması da önemlidir (Frost, 2005, s.2).