• Sonuç bulunamadı

ġimdiki Zaman / Zaman Eki / Sıfat Fiil

1. BÖLÜM: SIFAT FĠĠL KATEGORĠSĠ

1.2. Sıfat Fiil ve Zaman

1.2.2. Sıfat Fiil ve Zaman Eki ĠliĢkisi

1.2.2.3. ġimdiki Zaman / Zaman Eki / Sıfat Fiil

Geleneksel gramerde “şimdiki zaman”ın, fiilin Ģu anda100 gerçekleĢtiğini ifade eden zaman olduğu ve bu zamanlı iletmekle görevli ekin -(I)yor olduğu söylenir. Bazı çalıĢmalarda bu morfemin yanı sıra, -mAdA, -mAktA‟nın101

da Ģimdiki zaman aktardığı

97

Korkmaz (2007a: 801-808) bu ve bunun gibi [-mIş ol-, -(y)AcAK ol-, -(y)IcI ol-, -(y)AsI ol-, -(I)msAr

ol- ] kuruluĢları “bir yanı sıfat-fiil bir yanı yardımcı fiil olan birleĢik fiiller” olarak adlandırır. 98

Bu terim, Banguoğlu (2000: 483-485)‟nun bu ve bunun gibi -mış ol-, -(y)AcAk ol-, -(y)IcI ol- gibi kuruluĢları adlandırmada kullandığı bir terimdir. Banguoğlu da Korkmaz gibi burada ol- cevherî ek fiilinden önceki -mIş, -(y)AcAK, -(y)IcI eklerinin sıfat fiil eki olduğu görüĢündedir.

99

Bu konuda Turan‟ın ol- cevherî ek fiilinin içinde bulunduğu kuruluĢları ayrıntılı ve çok sayıda örnekle gösterdiği “Eski Anadolu Türkçesinde Ol- Cevherî Fiili” (TDAY Belleten 1996) adlı yazısına bakılabilir. Ayrıca Gülsevin de i- ve ol- fiilinin aynı görevi gerçekleĢtirdiğine dikkat çeker. Bk. Gülsevin, Gürer (1997), “Türkiye Türkçesindeki Zaman ve Kip Çekimlerinde BirleĢik Yapılar Üzerine”, TDAY-Belleten 100

Turan, “şimdiki zaman” adının kullanılmasındaki etken hakkında Ģu açıklamayı yapar: “…fiil, gözleme anını, karĢı karĢıya bulunma halini hedefleyen bir anlatım Ģeklini yansıtmaktadır… ki yaygın anlayıĢın eke Ģimdiki zaman eki deme ihtiyacı duyması ve bunu kanıksaması da bundan kaynaklanmaktadır.” (Turan, 2008: 238)

101

43

ifade edilmektedir.102 Ayrıca, bu eklerin “hikâye”, “rivâyet” ve “şart birleşik

çekimleri”nde de bulunduğu görüĢü bilinmektedir.

Onu iletmekle görevli eklerin sıralanması dıĢında geleneksel gramerlerde Ģimdiki zamanın, dil bilgisi zamanı bakımından bir sınıf oluĢturup oluĢturamayacağı tartıĢılmamıĢtır.103

Bu husus, dil bilgisi çalıĢmalarından ziyade dil bilimi çalıĢmalarında söz konusu edilmiĢtir. Meselâ Akaslan, -DI, -(y)AcAK ve –(I)yor‟u karĢılaĢtırdığı bir yazısında zaman iĢaretleme konusunda -DI ve -(y)AcAK‟tan farklı davrandığını düĢündüğü -(I)yor hakkında Ģöyle bir açıklama yapar: “…süreci içsel olarak özel bir ana (sözceleme anına, kabaca konuĢma anına) yerlemez; herhangi bir ana /her ana yerleyebilir …, süreci sözceleme anına yerleyen, yani sözceye Ģimdiki zaman değerini kazandıran –ıyor biçimbirimi değil, eylemin kavramsal içeriğine de bağlı olarak sözcelemenin kendisidir.” (Akaslan, 2000: 38) Akaslan “Hâlıların başlangıç fiyatları

180 milyon ile 900 milyon arasında değişiyor. )… Bu balık kuyruğunu sallıyor, diğeri sallamıyor, Adım Şenay. İlkokul 1. Sınıfa gidiyorum. Artık okuyorum ve yazıyorum…”

örneklerinin tanıklığıyla -(I)yor üzerine “…zamansal yerlemeden bağımsız olarak gerçekleĢtirilen, niteliksel bir belirleme içeren betimlemelerde, tanımlamalarda, tanıtımlarda, açıklamalarda vb. kullanılabilmesi… -(ı)yor‟un zamansal açıdan tümüyle belirsiz olma özelliğinin sonucudur.” (Akaslan, 2000: 38-39) açıklamasını yapar ve bu ekin ileride yapılacak bir iĢi belirten cümlelerde de görev aldığını söyler. Ama bu cümlelerde -(I)yor‟un yanı sıra, zaman içerikli çeĢitli kelimelerin (zarf fiil ve zaman ile ilgili müstakil isimler) de kullanıldığını ifade eder.104

Akaslan “Yağmur yağıyor.” gibi bir cümlede ise, Ģimdiki zaman değerinin cümlenin tamamından çıkarılabildiğini söyler. Buradaki Ģimdiki zamanın konuĢanın Ģimdisi

102

Türk, Ģimdiki zaman için kullanılan bu ekleri ve daha fazlasını Türk dilinin tarihî ve günümüz Ģiveleri metinlerinden alınan çok sayıda örnek üzerinde tespit etmiĢtir. Ayrıntılı bilgi için bk. Türk, Vahit (1999); “Türkçede ġimdiki Zaman Kavramı, Çekimleri ve Ekleri”, TDAY-Belleten

103

Ancak Bilgegil‟in bu husus ile iliĢkilendirilebilecek Ģu yorumu dikkat çekicidir: “ġimdiki zaman, bir eylemin ihbar sırasında vuku bulduğunu ifade eder. Gerçekte ise, bazı eylemler daha haber verirken bitmiĢ, bazıları da baĢlamak üzere bulunur… Bu bakımdan, söz konusu zamana has ekin, o zamandan ziyade, o zamanı çevreleyen kipe delâleti daha kesindir.” (Bilgegil,1984: 264) Ayrıca Karaağaç da “Yarın

okula geliyor musun?, Bu futbolcu beni her zaman hayal kırıklığına uğratıyor, Yıllardır sevgimi

biriktiriyorum…” gibi örnekleri tanık göstererek “-yor eki, bir ara zaman eki, hatta Ģekil eki gibi

kullanılmaktadır…” (Karaağaç, 2009: 92) açıklamasıyla Bilgegil‟inkine benzer bir görüĢ bildirir. Öte yandan Korkmaz‟ın, bu çeĢit kullanımları zaman kayması olarak değerlendirdiği de bilinmektedir. 104

“Şimdi/ bu akşam/ yarın/ o gün / sık sık/ her zaman size geliyorum.”, Ben gelince o da geliyor. “Aradığımda bulamıyorum.” gibi. (Akaslan, age.: 38-39)

44

olduğunu ve konuĢanın Ģimdisi ile cümle kurma zamanının çakıĢarak bu zaman değerini verdiğini, dolayısıyla da herhangi bir biçime [-(I)yor gibi] bağlı olmadığını belirtir. Yazar, ilgili yazısının devamında da Ģimdiki zamanın özel bir biçimin varlığına bağlı olmadığı için, biçim olarak belirtilmediğini; ancak geçmiĢ ve gelecek zamanda olay anı ile konuĢma anı çakıĢmadığından geçmiĢ ve gelecek zamanlı bir morfemin kullanmak durumunda olunduğunu kaydeder. Yazara göre, bu durum aynı zamanda Türkçe ve diğer dünya dillerinde neden geçmiĢ ve gelecek zaman için morfemler bulunurken, Ģimdiki zaman için gösterenin bulunmadığını anlatır. Buna ilaveten morfemin eklendiği fiillerin sözlük anlamlarının da fonksiyonunu belirlemede önemli olduğunu belirtir. Akaslan, sonuç olarak “…-(I)yor‟un değiĢmeyen tek bir özelliği var: bitmiĢliği belirtmEmek…-(I)yor bitmiĢlik görünüĢünün karĢıtlık değerini (bitmiĢliğin karĢısında bitmemiĢliği) belirtme anlamında değil, ancak bitmiĢliği belirtMEme anlamında -DI‟nın karĢısına konulabilir.” Ģeklinde bir açıklama yapar. (Akaslan, age.: 40, 43)

-DI ve -(I)yor‟u karĢılaĢtırılarak yukarıda belirtilen görüĢün benzerini ekleĢme

örneklerindeki fonksiyon iliĢkilerini gözetmek suretiyle öne süren araĢtırmacılardan olan Uzun “gidiyor”, “gidiyordu”, “gitti” cümlelerini karĢılaĢtırır. Uzun‟a göre, -iyor,

“gidiyor”da neyi yapıyorsa “gidiyordu”da da aynı Ģeyi yapmaktadır; “gitti”de gitme iĢi

tamamlanmıĢtır, ama “gidiyordu”da tamamlanan gitme iĢindeki sürmedir. (Turan, 1998: 112)

Turan, Uzun‟un bu konudaki fikrine katılmakla birlikte Ģu açıklamasıyla Uzun‟un konu hakkındaki görüĢünü özetler. Aynı zamanda da eleĢtirir: “Uzun, …-DI‟nın zaman aktarmasına karĢılık (i)yor‟un zamanı değil sürme gibi bir görünüĢü aktardığını öne sürmüĢ, ancak bu izah denemesini, ekleĢme sistemimizde iĢgal ettiği yapı ve fonksiyon karĢıtlığı bakımından sınıflamada ait olduğu yeri tespite imkân verecek bir analizle destekleyememiĢtir.” (Turan, 2008: 239)

Zaman eklerine ve -(I)yor morfemine farklı bir bakıĢ açısı ve disiplin ile yaklaĢan Turan, Ģimdiki zaman eki olarak etiketlenen bu ekin gerçekte hangi fonksiyonda olduğunu tespit etmek için, Türk dilinin çeĢitli dönemlerine ait metinlerde geçen Ģu cümleleri morfofonetik bakımdan tahlil ederek tanık göstermektedir:

“igidmiş kaġanıŋın sabin almatin yir sayu bardıġ koop anta alkıntıġ arıltıġ anta kalmışı yir sayu koop toru ölü yorıyur ertig (KT. G) :…ölüyordun <<

45

(ölüyorıyurertig </-ü+yorı-yur/+er-ti+g+Ø+Ø: /-zrff.e.+sürme tsvr ek f./-sıft f..e.+cevh. ek f-geçmiĢ. zaman ek.+.-iknc Ģ. e.+tek. ek)…

“dilkü eyitdi benden neye ürkersin şol aradan geçeyorurdum” (Mrzb. 39b-8) (:

geçiyordum<<geçeyorurdum<e+yorur+Ø+du+m+Ø:/zrff.+sürmetsvrekf./alıĢkanlık sf/.+tml.+cvhef.+geçmĢze.+brnciĢ. Eki+te. Eki

ivine geliyorır iken „azrāilüŋ atınuŋ gözine göründi (DDK. D 159-13) (..geliyorken

<geliyorır iken << -zrff.+sürme tsvirekf. alıĢkanlık sf.+tml.+cvhef.+zrffe.)” (Turan, 2008: 239-240)105

Turan, örnek gösterdiği bu yapılar hakkında Ģu açıklamayı yapmaktadır:

“Bu tarihi dönem örneklerinin, bugünkü -(I)yor Ģekilli gösterme sıfat fiil ekine kaynaklık eden ekleĢme kısmı -(y)I/A+yorI-r+ (:ü+yorı-yur, -e+yorı-r+, -e+yoru-r+, -i+yorı--e+yoru-r+, -yu+yorı-r+) ekleĢmesidir. Bu ekleĢmenin ilk iki unsurundan birincisi olan -(y)I/A daima zarf fiil eki, ikincisi olan –yorI- hep tasvir ek fiili görevini sürdürmüĢ, devamındaki ek ise daima isim kategorisine geçiĢi sağlamak Ģartıyla, oluĢturulan yapıya göre ya (alıĢkanlık yansıtan) sıfat fiil… ya da geniĢ zaman eki… olmaktadır. Yani bugün tek Ģekil ve tek fonksiyon ile karĢımıza çıkan

-(I)yor eki üç ayrı Ģekil ve üç ayrı fonksiyona sahip eklerin değiĢmesine

dayanmaktadır. Üç Ģekilden meydana gelen ekleĢme, /yorIr/> yor hece tekleĢmesine uğramıĢ, /(y)I/A/> -(I) eliminasyonu ile birlikte bugünkü Ģekil meydana gelmiĢ, bugünkü Ģeklin baĢındaki fiil (-) kategorisi eski zarf fiil eki Ģeklinden, sonundaki isim kategorisi, eski -r+ zaman/sıfat fiil kategorisi Ģeklinden intikal etmiĢ; yitirilen zarf fiil, sürme tasvir fiili ve alıĢkanlık sıfat fiili fonksiyonlarının kompozisyonu olan gösterme fonksiyonu ise yerini tek bir gösterme sıfat fiili fonksiyonu ve Ģekline bırakmıĢtır.” (Turan, 2008: 240-241)

Bu açıklamalardan anlaĢılacağı üzere, Turan -(I)yor morfemini Ģimdiki zaman eki değil,

“gösterme fonksiyonlu bir sıfat fiil eki” olarak değerlendirmektedir. Ayrıca daha önce

kullanılan [-(y)(A)]r ve Ģimdi kullanılan -mAktA gibi Ģekillerin de bu fonksiyonda sıfat fiil eki olduklarını kaydetmektedir. Ancak burada Ģu eklemeyi yapmalıyız. Bu çalıĢma vesilesiyle örneklerini tespit ettiğimiz mAdA Ģekli de yukarıda sayılan (I)yor ve

-mAktA‟ya ek olarak gösterme fonksiyonlu sıfat fiil ekleri arasında zikredilmelidir.

Meselâ,

“Yine birlikte, bu mevsimde, Atik-valde‟deyiz.

Yine birlikte, bu mevsimde, gezip sezmedeyiz.” (KGK 32) (:… sezmedeyiz <sez-mede+Ø+Ø-Ø+yi+z)

105

Birçok araĢtırmacı tarafından da Türkçede “şimdiki zaman eki” olarak etiketlenen -(I)yor‟un Eski Türkçede yorı- fiilinin ekleĢmesinden ortaya çıktığı söylenmiĢ (Gencan, 1975: 257; Korkmaz, 2007a: 611; Bilgegil, 1984: 264…), ancak bu ekleĢmenin gerçekte nasıl bir Ģekil-fonksiyon iliĢkisini doğurduğu açıklanamamıĢtır.

46

Sonuç olarak, Ģimdiki zaman ile özdeĢleĢtirilen -(I)yor ( -mAktA, -mAdA ekleri de dâhil) ekinin bitimli bir zaman öğesi olmadığını, ekleĢmedeki yerdaĢ karĢıtlık iliĢkileri bakımından emir, istek, gereklik… gibi kendisine denk baĢka fonksiyonların da üst kategorisi konumundaki ek sınıfına (sıfat fiil) bağlı olduğu söylenebilir. Bitimli olmadığından zaman eki de olamayan bu ekler, fiili isim kategorisine dönüĢtürmeleri bakımından aynı görevi icra eden diğer eklere (isim fiil, zarf fiil ve yapım eklerine) benzetilebilir. Fakat anlam değiĢtirmedikleri için yapım eki, kendilerinden sonra bir fiili nitelemedikleri için de zarf fiil sayılamazlar. Dolayısıyla geriye bir tek sıfat fiil olma ihtimâlleri kalır:

“Fiilin anlamını oluĢ hâlinde sunup hem geniĢ zaman çekimli hem geçmiĢ zamanlı ekleĢmeyi hem de cevher ek fiilli zarf fiil eki alabildiği için. Çünkü sıfat fiil eki, hem sadece görev fonksiyonlu (damga iĢaretli) hem telaffuz edilen anlam kategorisinde, yerdaĢ (alt) karĢıtlıkla niteleyebildiği tamlanan türün alabilen, yani fonksiyonel yegâne fiile eklenen fiilimsi eki türüdür.” (Turan, 2008: 241-242)

Ayrıca, Turan‟ın açıklamalarından, fonksiyon ismi olarak “gösterme” terimini seçme sebebinin, tamlayan durumundaki fiile yönelik fonksiyon vurgusunu öne çıkarmakla birlikte fonksiyondan ibaret bir alt karĢıtlığa sahip olması ile iliĢkili olduğu anlaĢılmaktadır. Turan, ayrıca gösterme sıfat fiilinin üst kategoride bağlı olduğu sıfat fiil sınıfının, emir (gel-Ø+Ø), kuvvetli istek (gel-e+Ø) gereklik (gel-meli+Ø) gibi muadil baĢka sıfat fiil eklerinin de mevcut olduğunu söylemektedir.106

Benzer Belgeler