• Sonuç bulunamadı

Üretime Etkisi

I. BÖLÜM

3.5. Savunma Sanayi Firmalarının Ekonomideki Yeri ve Etkileri

3.5.10. Üretime Etkisi

Savunma sanayi ekipmanları, genelde know-how üretim metodları ve kalite standartları itibariyle yüksek teknoloji gerektiren ürünlerdir. Türkiye’de modern anlamda, savunma sanayinin gelişimi sürecinde, bugüne kadar uluslar arası düzeyde teknik işbirliği ve teknoloji transferi vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Kullanılan teknolojinin genelde eski olması bunun yanında NATO’nun AQAP Sertifikalarına henüz sahip olmayan firmalarca üretilmesi, sermaye ve kapasite yetersizliği, hammadde teminindeki güçlükler ve aşırı istihdamın yol açtığı üretimdeki yüksek maliyetler sebebiyle, üretim dış pazar imkânı bulamamaktadır.

Bu yüksek maliyetli üretimin sebeplerinden biri çok dallı sanayi yapısının bulunamaması ve sanayiler arası geriye ve ileriye doğru bağların yeterince kurulamamasıdır. Bu durumun örnekleri Hindistan, Brezilya gibi üçüncü dünya ülkelerinin yaptıkları silah üretimlerinde görülmüştür. Yüksek maliyetli üretimin bir diğer sebebi ise başlangıçta ithal ikamesine dayalı olarak yapılacak silah üretimlerinin yapısıyla ilgilidir. İçe dönük üretim, talebe bağlı olarak optimum ölçeğin altında kalacaktır. Böylece optimum ölçekli üretimin maliyetleri düşürme hedefi ortadan kalkacaktır.

Bir diğer neden ise yeni kurulacak bazı sanayi kolları için gerekli yetişmiş iş gücünün olmaması nedeniyle, yabancı uzmanların çok yüksek fiyatlarla istihdam edilme zorunluluğudur. Ayrıca Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan yüklü kaynakların, üretimin pahalı olmasının nedeni olarak gösterilebilir.

Hammadde fiyatlarındaki artış da Türkiye’deki yüksek maliyetli üretim sebeplerindendir. Savunma sanayi ürünleri üretimi, diğer sınaî faaliyetlerle karşılaştırıldığında vazgeçilmez nitelikteki özelliklere sahiptir. Bunların başında kalite kontrol ve kalite teminatı gelmektedir. Bu nedenle tüm üretim boyunca bu konuya azami dikkat gösterilmelidir. Sistem üreticisi konumundaki savunma sanayi kuruluşları, bugüne kadar çok sayıda küçük ve orta ölçekli firmanın kalite güvenilirliği açısından belirli bir düzeye gelmelerini sağlamış ve söz konusu firmaları sertifiye etmiştir. Bu firmaların üretimleri sayesinde savunma sanayi iş yapabilir düzeye gelmiş ve yerli katkının arttırılmasını da sağlamıştır. Ayrıca, üretimde savunma ihtiyaçları yanında sivil ihtiyaçlarda göz önüne alınmalıdır.144

Savunma sanayi firmaları sipariş üzerine üretim yaparlar ve üretim çoğunlukla satış sonrası başlarlar. Firma verilen sipariş üzerine üretime geçer ve alıcı üretimin her safhasında üretimin içinde yer alır yani alıcı istediği siparişi vermekle kalmaz genellikle ilk sistemin geliştirilmesini ve Ar-Ge faaliyetlerini finanse eder. Üretimin her safhasında ürüne müdahale edebilir ve değişiklikler yapabilir.

Ülkelerin bağımsızlıklarını güçlendirmede ve uluslar arası alan da etkinlik sağlayarak daha önemli bir rol oynayabilmelerinde, silah üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle, etkili bir savunma sanayinin varlığı, kendi kendine güveni arttırdığı gibi uluslar arası alanda güç dengeleri üzerinde de etkili olmaktadır.

Silah tedarikinin ülke içerisinde yapılmasında pek çok politik ve askeri kazançların bulunduğu aşikârdır. Buna rağmen, modern silah sistemlerinin yeri imkânlarla üretimini, ancak sanayileşmiş ve ekonomileri güçlü olan çok az sayıdaki ülke gerçekleştirebilmektedir. Buna karşılık, silah tedarikinde; dışa bağımlı olanlar ise, genellikle gelişmekle olan ve ekonomik yapı itibariyle zayıf

ülkelerdir. Ayrıca, sanayileşmiş ülkelerdeki silah üretimleri, özellikle stratejik ve büyük kapsamlı projeler, çok büyük şirketlerce yapılmakta ve çoğunlukla da, devletin desteği ve garantisi altında bulunmaktadır. Devlet desteğine karşılık yine de, bazı projelerin gerçekleştirilebilmesi süper devletlerin dışındaki diğer ülkelerin ekonomik imkanlarını aştığından, bu durum ülkeleri önemli silah sistemlerinin üretimini uluslar arası iş birliği yoluyla gerçekleştirmeye yöneltmekledir.

Bu nedenle, ihtiyaç duyduğu silahları yerli üretim yoluyla tedarik etmeye yönelen ülkelerin silah üretiminde, karşılarında büyük güçlükler bulunmaktadır. Bu güçlüklerden bazıları; imalata yeterli kaynak tedariki ve aktarımı, teknoloji ve know-how transferi, teknoloji üretimi, iç talebin yetersizliği, diğer sanayileşmiş ülkelerle rekabet halinde ihracat güçlükleri ve imaj zaafiyeti, silah üretim sürecinde özellikle finansman, sermaye malı, hammadde ve yarı mamullerde dışa bağımlılığın devam etmesi, maliyet ve kalite güvenilirliği gibi ekonomik ve teknik faktörlerdir.

Soğuk savaş sonrasındaki dönem boyunca azalan askeri harcamalar ve silah tedariki harcamaları silah üretiminde ve dünya silah endüstrisinde büyük değişikliklere yol açmıştır. Dünyanın birçok bölümünde sadece silah üretim düzeyinde bir azalma yoktur, ayrıca endüstrinin yeniden yapılandırılması da vardır. Gelişmekte olan ülkeler de dahil zirvedeki 100 silah üreticisi ülke için eldeki veriler, silah üretim hacmindeki azalmanın 1995’de durduğunu ve ondan sonra da yatay bir eğim aldığını göstermektedir. Yeniden yapılanma devam etmektedir; bununla birlikte, dünyadaki birçok ülkenin tüm savunma bütçesinden daha yüksek yıllık silah satışına sahip büyük silah üreticisi şirketler ortaya çıkmıştır. En büyük silah üreticisi şirket, Lockheed Martin, dünyadaki 10 ülke dışında tüm ülkelerin 1997 ulusal savunma bütçelerini aşarak 1997’de 18.5 milyar dolarlık silah satışı yapmıştır.

Uluslar arası düzeyde iki önemli eğilim vardır: silah üretiminin uluslar arasılaştırılması ve silah üretim kapasitesinin yeniden dağıtımı, ulusal birleşme sınırlarına ulaşıldığından ve dünya silah pazarındaki rekabetin artıyor olmasından

dolayı, uluslar arasılaşma için olan baskı artmaktadır. Bu da, silahların üretimi üzerindeki siyasi kontrol sorununu artırmaktadır.145

Silah üretiminin uluslar arası yeniden dağıtımı, az sayıdaki ülkeye yoğunlaştırılan silahların ana parça üretiminde hiyerarşik yapıyı güçlendirmektedir. 1996’da tahmini dünya silah üretiminin nerede ise %90’ını 10 ülke karşılaşmıştır. En büyük silah üreticisi üç ülke (ABD, İngiltere ve Fransa) yaklaşık 2/3’ünü karşılamıştır ve ABD tek başına küresel silah üretiminin kabaca yarısını karşılamıştır. Silah ticareti en karlı iş olarak ortaya çıkarken de bizzat devletlerin kendileri bu ticaretin içine girmişlerdir.