• Sonuç bulunamadı

6. ARAŞTIRMA BULGULARI

6.1 Üreticiler İle İlgili Bulgular

6.1.1 Üreticilerin demografik nitelikleri

69

70 Yaş gruplarına göre dağılım

Araştırmada üreticilerin bireysel özelliklerinden biri olarak yaş ele alınmıştır. Yaş, tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinde ve üreticinin yatırım kararı vermesinde önemli bir özelliktir. Ekonomik faaliyette bulunabilecek yaş grubu olarak “15-49” yaş aralığı kabul edilmektedir (Erkuş vd. 1995).

Araştırma kapsamındaki Aksaray ilindeki üreticilerin hayvancılık konusunda yatırım yapmalarında etkili olabileceği düşünülerek bireysel özellikler içerisinde yaş değişkenine yer verilmiştir. Zira aynı yaşta olan kişiler genellikle benzer ilgi ve davranışlara sahiptir ve birçok toplumda yaşlı insanlara çok büyük saygı gösterilmekte ve tavsiyeleri dinlenilmektedir. Genç bireyler ise daha fazla yatırım eğiliminde olabilmektedirler. Bu bağlamda yaş değişkeninin önemli olduğu düşünülerek çalışmada ele alınmıştır. Üreticilerin yaşlarına göre dağılımları Çizelge 6.1’de verilmiştir.

Çizelge 6.1 Yetiştiricilerin yaş gruplarına göre dağılımı

Yaş Grupları Toplam

39 yaş ve altı 40-44 yaş arası 45 yaş ve üzeri

Gruplar

10-15 baş Sayı 5 19 16 40

% 12,5 47,5 40 100,0

16-25 baş Sayı 17 14 3 34

% 50,0 41,2 8,8 100,0

26 ve üzeri baş

Sayı 16 14 6 36

% 44,4 38,9 16,7 100,0

Toplam Sayı 38 47 25 110

% 34,5 42,8 22,7 100,0

ᵪ2=18,080; p:0,001<0,05

Anket yapılan üreticiler yaşları bakımından incelendiğinde; en genç üreticinin 22, en yaşlı üreticinin ise 70 yaşında olduğu tespit edilmiştir. İşletmelerin %34,5’ini 39 yaş ve altı olanlar, %42,8’ini 40-44 yaş ve üstü olanlar ve geriye kalan %22,7’lik kısmını da 45 yaş ve üzeri olanlar oluşturmaktadır.

71

Yaş arttıkça bakılan hayvan sayısının azaldığı görülmektedir. Bu sonuç hayatın akışı ile de doğru orantılı olup, hayvancılık faaliyetinin zor ve işgücü gerektiren bir faaliyet olmasına bağlanmıştır. Genç üreticiler daha fazla sayıda hayvan bakma eğilimindedirler. Dolayısı ile genç üreticilerin hayvancılık faaliyeti ile yerel ekonomiye daha fazla katkı sağladıkları söylenebilir.

Sektöre verilecek desteklerde genç çiftçi yetiştirmeye öenm verilmesi, gençlerin teşvik edilmesi ve ekonomik olarak desteklenmesi gerekmektedir. Gençlerin çiftçiliğe özendirilmesi ile sektörün gelişmesine ve geleceğine katkıda bulunulmuş olacaktır.

İstatistiki açıdan gruplar arasında yaş değişkeni açısından fark bulunmaktadır (P<0,05).

Eğitim durumuna göre dağılımı

Tarımsal üretimin artırılması, tarıma tahsis edilen doğal kaynakların miktarı ve kalitesi, tarımsal üretimde kullanılan sermaye miktarı ve üreticinin teknik bilgi düzeyi ile yakından ilgilidir. Tarıma ayrılan alanlar sınırlı olduğundan öncelikle yapılması gereken; çiftçinin eğitimi ile daha iyi üretim metotlarının tarım kesimine uygulanmasını sağlamak ve çiftçinin sermaye ihtiyacını karşılayarak tarımsal üretimde kullanılan girdilerin miktarlarını artırmaktır.

Üreticilerin yüksek eğitim seviyesi ile yatırım kararı vermesi arasında kuvvetli bir ilişkiden söz edilebilir. Zira beklenen durum eğitim seviyesi yükseldikçe bireyin daha fazla yatırım yapma arzusu duymasıdır. Bu nedenle araştırmada üreticilerin eğitim düzeylerinin hayvancılık konusunda yatırım kararı vermesinde etkili bir faktör olabileceği düşünülerek bireysel özellikler içerisinde bu değişkene de yer verilmiştir.

Araştırmada üreticilerin eğitim durumları incelenmiş ve elde edilen bulgular Çizelge 6.2’de verilmiştir.

72 Çizelge 6.2 Yetiştiricilerin eğitim durumu

Eğitim Seviyesi Toplam

Okur-yazar İlkokul Ortaokul Lise

Gruplar

10-15 baş Sayı 1 31 2 6 40

% 2,5 77,5 5 15 100,0

16-25 baş Sayı - 22 3 9 34

% - 64,7 8,8 26,5 100,0

26 ve üzeri baş

Sayı - 17 3 16 36

% - 47,2 8,3 44,4 100,0

Toplam Sayı 1 70 8 31 110

% 0,9 63,6 7,3 28,2 100,0

ᵪ2=10,821; p:0,094>0,05

Çizelge 6.2’de üreticilerin eğitim düzeyi verilmiş ve üreticilerin büyük bir kısmının ilkokul mezunu olduğu görülmüştür (%63,6). Ankete katılan üreticilerin eğitim durumları incelendiğinde 26 baş ve üzeri hayvan bulunduran işletmelerde lise mezunlarının %44,4’e kadar çıktığı görülmektedir. İstatistiki açıdan gruplar arasında eğitim değişkeni açısından fark bulunmamaktadır (P>0,05).

Lise mezunu üreticilerin hayvan sayısı diğer gruplara göre daha fazla gözükse de istatistiki açıdan bu durum bir anlam ifade etmemektedir. Yerel ekonomiye hayvancılığın katkısı bağlamında eğitim değişkeni incelendiğinde üreticilerin eğitim seviyelerinin bu açıdan önemli bir fark ifade etmediği görülmektedir. Elbette bu durum mevcut veriler için geçerli olup daha büyük bir grup ile araştırmanın bir bölge veya Türkiye genelinde yapılması durumunda eğitim değişkenin de önemli bir faktör olacağı bölgesel farklar oluşabileceği düşünülmektedir. Zira eğitim seviyesi artan üreticinin daha bilinçli hayvancılık faaliyeti yürütmesi ve yerel ekonomiye daha fazla katkı sağlaması beklenir.

Hane halkı sayısına göre dağılımı

Türkiye’de hane halkı sayısı Türk aile yapısının geniş aile olmasından dolayı sayıca yüksektir. Geniş aile; eşler, çocukları, eşlerin anneleri, babaları, bekâr kardeşler veya her iki eşinden diğer akrabalarının bir arada yaşamasından oluşan bir aile şeklidir.

73

Çekirdek veya küçük aile, anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan, kuşak genişliği dar olan bir aile şeklidir.

Türkiye genelinde (82.003.882 kişi) nüfusun 6.337.385’i (%7,72’si) bucak ve köylerde yaşamakta iken, Aksaray ilinde bu oran %30,7’dir (2018 yılı ADNKS). Ortalama hane halkı büyüklüğü Aksaray ilinde 3,5 ile Türkiye geneline (3,4 birey) göre daha büyüktür.

Bu bağlamda, üreticinin yatırım kararı vermesinde önemli bir özellik olabileceği düşüncesi ile üreticilerin hane halkı büyüklüğü incelenmiş ve sonuçlar Çizelge 6.3’te verilmiştir.

Aileler en az 2 bireyden, en fazla ise 8 bireyden oluşmaktadır. 110 üretici, aile büyüklüğüne göre gruplara ayrıldığında; “4 kişiden oluşan” aile sayısının 37 (%33,6),

“5 kişiden oluşan” aile sayısının 38 (%34,5) ve “6 kişiden oluşan” aile sayısının 35 (%31,8) olduğu ortaya çıkmaktadır.

İşletmelerde üreticilerin aile birey sayıları ile büyükbaş hayvan sayısı arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Yani aile birey sayısı arttıkça hayvan sayısı da artmıştır. Bu durum hayvancılık işletmeleri için beklenen bir durumdur. Zira hayvancılık emek yoğun bir faaliyet olup aile birey sayısı fazla olan üreticilerin daha fazla sayıda hayvan bulundurmaları doğaldır. İstatistiki açıdan gruplar arasında aile birey sayısı değişkeni açısından fark bulunmaktadır (P<0,05).

74 Çizelge 6.3 Yetiştiricilerin aile birey sayısı

Hane halkı Sayısı

Toplam 4 ve daha az

birey

5 birey 6 ve üzeri birey

Gruplar

10-15 baş Sayı 20 11 9 40

% 50 27,5 22,5 100,0

16-25 baş Sayı 8 16 10 34

% 23,5 47,1 29,4 100,0

26 ve üzeri baş

Sayı 9 11 16 36

% 25 30,6 44,4 100,0

Toplam Sayı 37 38 35 110

% 33,7 34,5 31,8 100,0

ᵪ2=10,254, p:0,036<0,05

Aylık gelir durumu

Gelir yatırım yapabilme unsurunun anahtarıdır. Bu noktada üreticilerin, tarımsal üretim potansiyellerinin ve bu çerçevede gelirlerinin arttırılması üreticilerin yatırım yapma ihtimallerini de arttıracak en temel unsurdur. Kırsal alanda yeni yatırım yapabilmek açısından üreticilerin gelirlerinin yeterli olması beklenir. Araştırmada, konu ile ilgili olarak daha önce yapılan çalışmalar da göz önüne alınarak, Çizelge 6.4’te üreticilerin aylık gelir durumları incelenmiştir.

Üreticilerin aylık net gelirleri en az 1.000 TL, en fazla ise 10.000 TL den oluşmaktadır.

Ortalama aylık net gelir 8.312 ± 11.647 TL arası değişmektedir. Hayvan sayısı arttıkça gelir de artmakta yerel ekonomiye katkı da artmaktadır. 10-15 baş hayvan sayısına sahip üreticilerin gelirleri, ortalama aylık net gelir miktarı olan 8.312 ± 11.647 TL’nin yarısından da düşüktür. Bu durum, bölgede yerel ekonomiye hayvancılığın daha fazla katkı sağlayabilmesi için üreticilerin hayvan sayısının artmasının pozitif katkı sağlayacağını göstermektedir.

75

Çizelge 6.4 Yetiştiricilerin beyanına göre aylık 2018 gelir durumu Aylık Gelir Durumu

Toplam 3.750 TL

ve altı

3.751 TL - 7.000 TL arası

7.001 TL ve üzeri

Gruplar

10-15 baş Sayı 24 16 - 40

% 60,0 40,0 - 100,0

16-25 baş Sayı 9 16 9 34

% 26,5 47,1 26,5 100,0

26 ve üzeri baş

Sayı 2 8 26 36

% 5,6 22,2 72,2 100,0

Toplam Sayı 35 40 35 110

% 31,8 36,4 31,8 100,0

ᵪ2=52,792, p:0,000<0,05

İşletmelerin aylık ortalama gelir seviyeleri incelendiğinde 10-15 baş hayvan sayısına sahip gruptakilerin 3.177,50 ± 1.604,759 TL, 16-25 baş hayvan sayısına sahip gruptakilerin 6.079,41 ± 4.187,918 TL, 26 ve üzeri baş hayvan sayısına sahip gruptakilerin 16.125 ± 17.471,763 TL aylık gelire sahip oldukları görülmektedir.

Aylık ortalama gelir seviyesinin hayvan sayısına bağlı olması ve aynı eğilimde hareket etmesi beklenen bir durumdur. Ortaya çıkan veriler bir başka pencereden incelenecek olursa; üreticilerin hayvan sayılarını artırmaları ile gelirlerinin artacağı gerçeği ortaya çıkmaktadır ki politika oluştururken hayvan sayısını artıracak politikaların tercihi üreticilerin gelirlerini artıracağından öncelikli olarak tercih edilmelidir.

Aylık ortalama gelir seviyesi; 10-15 baş grubu ile 16-25 baş grubu (sig.0,001<0,05) ve 26 ve üzeri baş (sig.0,000<0,05) grupları ortalamaları arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır. Hayvan sayısı arttıkça üreticilerin aylık gelirlerinin arttığını ve dolayısı ile hayvancılığın yerel ekonomiye daha fazla katkı sağladığını söylemek mümkündür.

76 Kredi kullanım durumu

Çalışmanın temelinde üreticilerin yatırım yapma olgusu yer almaktadır. Bu noktada sermaye en temel ihtiyaçtır. Üreticilerin ihtiyaç duyduğu sermayeyi dışarıdan kredi yoluyla karşılayabildiği düşünüldüğünde, kredi konusu oldukça fazla önem kazanmaktadır. Hayvancılık sektöründe küçük ve orta büyüklükteki işletmelerini büyütmeyi arzulayan ve sermaye birikimi sınırlı olan üreticiler çeşitli kredilere ihtiyaç duymaktadır. Bu noktada tarım açısından T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği önemli kredi sağlayıcı kuruluşlar olarak ortaya çıkmaktadır. Üreticiler çoğunlukla finansman ihtiyaçlarını bu iki kaynaktan sağlamaktadır. Üreticilere girdi veya finansman desteği sağlamak amacıyla herhangi bir kredi kullanıp kullanmadıkları sorulmuş ve elde edilen veriler kullanılarak Çizelge 6.5 oluşturulmuştur.

Çizelge 6.5 Yetiştiricilerin kredi kullanım durumu

Kredi kullanım durumu Toplam

Evet Hayır

Gruplar

10-15 baş Sayı 6 34 40

% 15,0 85,0 100,0

16-25 baş Sayı 12 22 34

% 35,3 64,7 100,0

26 ve üzeri baş Sayı 26 10 36

% 72,2 27,8 100,0

Toplam Sayı 44 66 110

% 40 60 100,0

ᵪ2=26,304, p:0,000<0,05

Araştırmaya katılan 10-15 baş hayvanı olan üreticilerin %85’inin, 16-25 baş hayvanı olan üreticilerin %64,7’sinin kredi kullanmadığı, 26 ve üzeri baş hayvan sayısına sahip üreticilerin ise diğer grupların aksine %72,2 ’sinin kredi kullandığı belirlenmiştir.

İşletmenin büyümesi ile ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve artması beklenen bir olgudur. Bu sebeple kredi kullanımı açısından gruplar arasında fark olması beklenilen bir durumdur.

Çalışmada hayvan sayısı arttıkça üreticilerin daha fazla kredi kullandığı bulgusuna ulaşılmıştır. Üreticilerin finansman ihtiyacının sağlanması durumunda daha fazla

77

yatırım imkanı sağlaması ve yerel ekonomiye daha fazla katkı sağlaması beklenir. Bu bağlamda büyük işletmelerin kredi kullanarak yerel ekonomiye daha fazla katkı sağladıkları belirlenmiştir.

Üretici birliklerine üyelik durumu

Üreticilerin üretici birliklerine üye olmaları (damızlık birliği ve süt toplama kooperatifleri) kredi sağlamaları ya da ürünlerinin satışı ve pazarlanması açsından gelir getirici unsur olarak oldukça önemlidir. Bu bağlamda üreticilerin üretici birliklerine üyelik durumu incelenmiş ve sonuçlar Çizelge 6.6’da verilmiştir.

Çizelge 6.6 Yetiştiricilerin üretici birliklerine üyelik durumu

Üretici birliklerine üyelik durumu Toplam

Evet Hayır

Gruplar

10-15 baş Sayı 37 3 40

% 92,5 7,5 100,0

16-25 baş Sayı 34 - 34

% 100 - 100,0

26 ve üzeri baş Sayı 35 1 36

% 97,2 2,8 100,0

Toplam Sayı 106 4 110

% 96,4 3,6 100,0

ᵪ2=3,063, p:0,216>0,05

Araştırmaya katılan üreticilerden 10-15 baş arasında hayvanı olanların %92,5’i, 16-25 baş arasında hayvanı olanların tamamı ve 26 ve üzeri baş hayvan sayısına sahip üreticilerin ise %97,2’si üretici birliklerine üye olduklarını belirtmişlerdir.

Çalışmada üreticilerin mevcut örgütsel yapıda sadece kayıtlandığı belirlenmiştir. Burada en büyük etken bazı hayvancılık desteklerinin, örneğin süt desteğinin üretici örgütü kanalıyla ödenmesi nedeniyle üreticilerin örgütlere kayıt olduğu belirlenmiştir. Ancak saha gözlemlerine göre, bu kayıtlılık üreticilerin olması gereken manada üretici örgütlerinden hizmet almasını sağlamamaktadır. Oysaki pazarlama veya girdi temini

78

noktasında üretici örgütlerinin yapabilecekleri düşünüldüğünde bölgedeki örgütlerin yetersiz kaldığı görülmektedir. Netice olarak, üreticilerin desteklerden yararlanmak adına üretici örgütlerine kayıtlı olmaları üretici örgütüne kayıtlılığı arttırmakta, ancak üreticilerin bu örgütlerin çatısı altında almaları gereken hizmetleri aldığı manasına gelmemektedir. Devletin bu noktada üretici örgütü olarak temel felsefesine uygun davranmayan birlikleri ıslah etmesi yasal olarak zorunluluklar geliştirmesi yerinde olacaktır. Zira üretici örgütleri mevcut durumları ile yerel ekonomiye istenen katkıyı vermekten uzak durumda faaliyetlerini sürdürmektedir. Üretici örgütlerinin felsefesine uygun tarzda hareket etmeleri yerel ekonomiye katkı sağlayacak önemli bir unsurdur.

İstatistiki açıdan gruplar arasında üretici birliklerine üyelik değişkeni açısından fark bulunmamaktadır (P>0,05).

Sosyal güvenlik durumu

Sosyal güvenlik uygulamaları, Türkiye’de günümüzde kırsalın en önemli sorunlarından biridir. Çiftçiler çoğunlukla sosyal güvenlikten mahrum çalışan gruplardan birisidir. Bu bağlamda kırsal alanda işletmeler kurulsa, işletilse dahi sosyal güvenlik konusunda eksiklikler ön plana çıkmaktadır. Araştırma alanındaki üreticilere, sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olup olmadıkları sorulmuş ve elde edilen veriler doğrultusunda Çizelge 6.7 oluşturulmuştur.

Çizelge 6.7 Yetiştiricilerin sosyal güvenlik durumu

Sosyal güvenlik Toplam

Var Yok

Gruplar

10-15 baş Sayı 34 6 40

% 85 15 100,0

16-25 baş Sayı 32 2 34

% 94,1 5,9 100,0

26 ve üzeri baş Sayı 34 2 36

% 94,4 5,6 100,0

Toplam Sayı 100 10 110

% 90,9 9,1 100,0

ᵪ2=2,658; p:0,265>0,05

79

Araştırmaya katılan üreticilerin 10-15 baş arasında olanların %85,0’i, 16-25 baş arasında olanların %94,1’i ve 26 ve üzeri baş hayvan sayısına sahip üreticilerin ise

%94,4’ü sosyal güvenliklerinin bulunduğunu belirtmişlerdir.

Türkiye’de tarımsal faaliyette bulunan üreticilerin sosyal güvenlik kurumuna kayıtları yapılmış/yapılmaktadır. Bu yasal zorunluluk üreticileri sosyal güvenlik açısından zorunlu kılmakta ve sosyal güvence sağlamaktadır. Ayrıca geliri olmayan üreticiler de genel sağlık sigortası kapsamında sosyal güvenceye sahip olabilmektedir. Sosyal güvenceye sahip olma durumu direkt olarak yerel ekonomiye katkı sağlamaktan uzak olsa da, emekli olma, genel sağlık sigortasından yararlanma gibi imkânlarıyla dolaylı olarak yerel ekonomiye katkı sağlamaktadır. Ancak konunun bu detayda ele alınmaması nedeniyle çalışmada bu detay veri üretilmemiştir. İstatistiki açıdan gruplar arasında sosyal güvenlik değişkeni açısından fark bulunmamaktadır (P>0.05).