• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.1. Örtük Program İle İlgili Çalışmalar

Bu başlık altında, okullarda gözlenen örtük programı inceleyen, ulaşılabilen yurt içi ve yurt dışı çalışmaların temel bulgu ve sonuçlarına yer verilmiştir.

Balboni vd. (2015), tıp örtük programının boyutları ile kesiştiği için din ve ruhaniliğin rolünü ortaya çıkarmayı amaçladıkları “Religion, Spirituality, and the

Hidden Curriculum: Medical Student and Faculty Reflections” adlı çalışmaları

sonucunda din ve ruhaniliğin tıp eğitiminde bir faktör olarak göründüğü 3 alan ortaya çıkmıştır. Birincisi din ve ruhaniyetin örtük program ile ilgili eşsiz fayda ve zorluklar sunabilmesidir. İkincisi din ve ruhaniyet acı çeken hastalarla karşılaşıldığında zorluklarla başa çıkma stratejilerini etkileyebilmesidir. Üçüncüsü ise din ve ruhanilik seviyesinde tıp eğitimi ile ilgili olarak dalgalanmaların görünmesidir. Sonuç olarak çalışmada din ve ruhaniliğin öğrencilerin sosyalleşmeleri üzerinde muhtemel bir etkililerinin olduğu ortaya çıkmıştır.

Başara Baydilek (2015), okul öncesi eğitim programında bilişsel bir süreç olan akıl yürütmeyi örtük program bağlamında inceleyen “Okul öncesi eğitim programında

akıl yürütme becerilerinin yeri ve okul öncesi eğitim sınıflarında akıl yürütme becerilerinin desteklenmesinde örtük programın işlevi” adlı çalışmasında, dört yaş

grubundaki çocukların yaşantı ve deneyimleri sonucunda elde ettikleri bilgi, fikir ve becerileri birbirleriyle paylaşma eğiliminde olduklarını, birbirlerinin fikirlerinden etkilendiklerini ve bu etki doğrultusunda hareket edebildiklerini ortaya çıkarmıştır. Beş yaş grubundaki çocuklarda ise aralarındaki iletişimin genel olarak olumlu olduğu, çocukların birbirleriyle fikirlerini paylaştığı ve birbirlerinin neler yaptıklarını izlediği ortaya çıkmıştır. Öğretmenle yapılan görüşmede öğretmen örtük programın çocuklar arasındaki ilişkileri ve çocuklar ve öğretmen arasındaki ilişkileri kapsadığı görüşünü belirtmiştir. Uygulamada yaşanan sorunlar nedeniyle programda yer alan kazanım ve göstergelerin kâğıt üzerinde kaldığını belirtmiş, eğitim programının okullarda ve sınıflarda oluşan örtük program üzerinde etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.

Stanek, Clarkin, Bould ve Doja (2015), sağlıkla ilgili yapılan popüler televizyon programlarında örtük programın göstergelerini ortaya çıkarmayı amaçladığı “Life imitating art: Depictions of the hidden curriculum in medical

television programs” adlı araştırmalarında tüm televizyon programlarında karşılaşılan

en yaygın temaları belirlemişlerdir. Bunlar; tıbbın hiyerarşik doğası, tıbba geçiş aşamalarında yaşanan sorunlar, rol modelliğin önemi, hastanın insan olma durumu, birinin yeteneklerinin olduğundan iyi gösterilmesi, profesyonelliğin olmaması, idealizm kaybı, iş ve yaşam dengesindeki zorluklar olarak belirlenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda sağlıkla ilgili yapılan popüler televizyon programlarda sıklıkla örtük programın görüldüğü ve bu örtük program örneklerinin mezuniyet öncesi tıp programlarında değerli bir öğrenme kaynağı olarak sunulabileceği ortaya çıkmıştır.

Beigi, Zadeh ve İzadi (2014), ortaokul 5. sınıf öğrencilerinin üzerine eğilerek sosyal etkileşimlerde, ilkokuldaki örtük programın etkilerinin araştırıldığı “The study of

social interactions effect on the hidden curriculum of elementary schools, with emphasis on classes of fifth grade elementary schools” adlı çalışmalarında, okuldaki örtük

programın öğrenciler üzerine ve öğrencilerin birbirleriyle etkileşimleri üzerinde çok etkisinin olduğunu ve bu programın, öğrencilerin öğretmenleri ve idarecilerle etkileşimlerini ve öğretmenlerin meslektaşları ve idarecilerle etkileşimlerini etkilediğini ortaya çıkarmışlardır.

Bektaş, Nalçacı ve Karadağ (2014)’ın ilköğretim okulu öğrencilerinin okul ikimi algılarının evrensel değerleri yordama düzeyini belirlemek amacıyla ilişkisel desende 16 ortaokuldan 1004 öğrenci üzerinde yürütmüş oldukları “İlköğretim okulu öğrencilerinin

algıladıkları evrensel değerlerin bir yordayıcısı olarak okul iklimi” adlı

araştırmalarında ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin okul iklimi (destekleyici öğretmen davranışları, başarı odaklılık ve güvenli öğrenme ortamı) algıları ile evrensel değerler arasında pozitif yönde manidar ilişki olduğu saptanmıştır.

Bayanfar (2013), ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarılarına ilişkin örtük programın etkilerini incelediği ve örtük programın negatif etkilerini azaltmak için makul bir model sunmaya yönelik yaptığı “The effect of hidden curriculum on

academic achievement of high school students” adlı araştırmasında, nicel analizler

sonucunda, genel itibariye akademik başarı ile örtük program arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını belirtmiş, öğrencilerin ancak %24,77’sinin akademik başarılarının örtük programdan etkilendiği sonucunu bulmuştur. Yapılan nitel analizler sonucunda da model de olması gereken bölümleri belirlemiştir.

Beydoğan (2012), okullarda işe koşulan sosyal-kültürel etkinliklerin öğrencilerin değer edinimine etkisini incelemeyi amaçladığı “Okullarda uygulanan sosyal ve

kültürel etkinliklerin öğrencilerin değer edinimine etkisi” adlı araştırmasında ilköğretim

yedinci sınıflarda okuyan 276 ve eğitim fakültesi üçüncü sınıfta okuyan 210 öğrenci üzerinden elde ettiği verilerin analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular, sosyal kültürel değerler ölçeğinin “demokratik değerler”, “paylaşma ve hoşgörü”, “çevreye duyarlık”, “toplumsal kurallara uyma”, “tasarruf etme”, “birlikte hareket etme”, “değerleri koruma” ve “sosyal farkındalık” gibi alt ölçeklerdeki bazı davranışlarda arkadaş çevresi ve okul etkili olmasına rağmen, ölçeğin bütününde ve alt ölçeklerinde ailenin etkili olduğu görülmüş ancak okullarda işe koşulan sosyo-kültürel etkinliklerin etkisinin çok cılız kaldığı ortaya çıkmıştır.

Çubukçu (2012), ilköğretim okullarında karakter eğitimi kapsamında değerlerin kazandırılmasında örtük programın önemini ortaya çıkarmak düşüncesiyle, ilköğretim programlarının uygulanması sürecinde okullarda yapılan örtük programı destekleyici etkinlikler ve bu etkinliklere katılan öğrencilerin görüşlerini belirlemek amacıyla yapmış olduğu “İlköğretim öğrencilerinin karakter eğitiminde örtük programın etkisi”

adlı çalışması sonucunda ilköğretim programlarının değerlere yer verdiği ve değerlerin kazanılması, içselleşmesi sürecinde örtük programı destekleyici etkinliklerin önemli bir yer tuttuğu belirlenmiştir.

Hashemi vd. (2012), örtük programın Bandar- Abbas şehrindeki liselerin sosyal bölümünde okuyan öğrenciler üzerindeki etkisini ortaya çıkarmayı amaçladığı “The

role of the hidden curriculum on social education of high school students” adlı

araştırmaları sonucunda açık atmosfere sahip okullardaki öğrencilerin daha sosyal ve eğitsel ve günlük hayattaki görevlerini yapma konusunda daha iyi olduklarını, açık atmosfere sahip okullardaki öğrencilerin sosyal ahlak ve becerilerindeki seviyelerinin daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca örtük programın öğelerinden birisi olan örgütsel yapıya bakarak öğrencilerin sosyal becerilerinin daha iyi tahmin edilebileceği sonuçlarına ulaşmıştır.

Adıay (2011), sınıf yaşantısı üzerinde ortaya çıkan örtük programın ortaya çıkarılmasını ve ilköğretim matematik programın uygulanması sırasında ortaya çıkan örtük programın öğelerini belirlemeyi amaçladığı “Başarı düzeyleri farklı ilköğretim 7.

çalışmasında öğrenci ve öğretmenlerle yapmış olduğu görüşmeler sonucu elde ettiği verilerden nitel analizler sonucunda başarıda farkı asıl oluşturan faktörün sınıf iklimi olduğu, öğretmenlerin sınıfta birer otorite ve güç kaynağı olarak bulunduğu sonuçlarına ulaşmıştır. Ayrıca öğrenciler; kurallara uymadıkları durumlarda öğretmenlerin güç ve otoritelerini kullanarak kendilerine yazılı olmayan bazı yaptırımlar uygulayabileceklerini, kendi bilgi ve düşüncelerini öğretmenlerin bilgi ve düşüncelerine göre daha değersiz olduğunu, öğretmenin düşünceleri karşısında kendi düşüncelerinden vazgeçmeyi öğrenmişlerdir.

Akbulut (2011), “İlköğretim okullarında örtük program faaliyetlerinin

saptanması” adlı çalışmasında, öğretmenlerin resmi program dışındaki etkinliklerinin,

sınıf içerisindeki, okul içerisindeki ve okul dışındaki davranışlarının örtük olarak öğrencilerin demokratik davranabilme, özerk davranabilme, sorumluluk alma, adil davranma, düzenli olabilme, dakik olabilme, okul kurallarına uygun giyinebilme, başladığı işi bitirebilme, etik davranabilme, itaat etme, okulun ve toplumun kurallarına uyabilme, milli duyguya sahip olabilme, rekabet edebilme gibi becerileri kazanmasında etkili olduğunu, öğretmenlerin örtük etkinlikleri sonucunda kazanılan becerilerin toplumsal tabakalara göre farklılık gösterdiğini bulgulamıştır.

Kuş (2009), ilköğretim programlarının, örtük programın ve okul dışı etmenlerin değerleri kazandırma etkililiğinin 8. Sınıf ilköğretim öğrencilerinin ve öğretmenlerinin görüşlerine göre incelemeyi amaçladığı “İlköğretim programlarının, örtük programın ve

okul dışı etmenlerin değerleri kazandırma etkililiğinin 8. sınıf ilköğretim öğrencilerinin ve öğretmenlerinin görüşlerine göre incelenmesi” adlı araştırmasında, öğrencilerin 1–8.

sınıf ilköğretim programlarında yer alan kişisel-evrensel ve ulusal değerleri kazanma etkililiğinin hem değerlerin kazanıldığı yola göre (resmi program, örtük program, okul dışı etmenler) hem de öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre farklılık gösterdiğini tespit etmiştir. Ayrıca, öğrencilerin değer kazanma yollarının (resmi program, örtük program, aile ortamı, akraba ortamı, medya-sosyal çevre) etkililiğinin hem öğretmen hem de öğrenci görüşlerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Araştırmayla, okul dışı etmenlerin (aile, medya-sosyal çevre) değerlerin kazanılmasında en etkili faktör olduğu hem öğretmen hem de öğrenci görüşüyle belirlenmiştir. Örtük programın özellikle kişisel- evrensel değerlerin kazanılmasında resmi programın önüne geçtiği tespit edilmiştir. Değerlerin kazanılmasında öğrencilere göre örtük programın resmi programdan daha

etkili olduğu; öğretmenlere göre ise resmi programın örtük programdan daha etkili olduğu saptanmıştır.

Murakami, Kawabata ve Maezawa (2009), mezuniyet öncesi tıp eğitimini etkileyen örtük programın, öğrenci algılarıyla ilgili olan temaların tanımlanmasını amaçladığı “The perception of the hidden curriculum on medical education: an

exploratory study” adlı çalışmasında katılım için gönüllü olan 25 tıp öğrencisi (ortalama

yaşları 25 olan 18 erkek ve 7 bayan) ile yapmış olduğu mülakatlardan elde edilen veriler doğrultusunda yapılan analizler sonucunda 7 tema ortaya çıkmıştır. Bu temalar; eğitimin düşük önceliğe sahip olması algısı, pozitif/negatif rol model yaygınlığı, hiyerarşi ve ayrıcalığın direnci, cinsiyet sorunlarının varlığı, aşırı yüklenmiş tıp bilgisi, meslektaşlar ve mesai grubu ile ilgili insani ilişkiler, uygulama odasında hastalarla olan ilk deneyimleri olarak ortaya çıkmıştır. Çalışma sonucunda İngiltere’de elde edilen sonuçlara benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkmıştır. Demografik yapıları, kültürleri ve felsefeleri farklı olmasına rağmen tıp eğitimindeki örtük programın bazı etkilerinin İngiltere ve Japonya’da benzerlikler göstermesinin muhtemel olacağı sonucu ortaya çıkmıştır.

Tuncel (2008), duyuşsal özelliklerin gelişimi açısından örtük programın boyutlarının etkisini ortaya çıkarmak amacıyla yaptığı “Duyuşsal özelliklerin gelişim

açısından örtük program” adlı araştırmasında, sınıfın fiziki ortam ve düzenlemelerinden

kaynaklanan örtük programın; öğrencilerde öğrenci görüşlerine değer verilmediği ve öğretmenlik meslek bilgisi derslerine önem verilmediği algısına neden olduğu, öğrencilerin derse katılım isteğini azalttığı ve bunun yanında öğretim elemanlarının fiziki ortamdan kaynaklanan engellerle başa çıkma çabalarının öğrencilerde model alma isteği uyandırdığı sonuçlarına ulaşmıştır. Öğretme-öğrenme etkinliklerinden kaynaklanan örtük program kapsamında ele alınan öğretim elemanı beklentilerinden; 1) sosyal etkinliklere katılım beklentisinin, öğrencilerin paylaşma ve dayanışma duygusunu ve benlik saygısını geliştirdiği ve ilgilerini açığa çıkardığı, 2) öğrenmeyi öğrenme beklentisinin, bazı öğrencilerde öğrenme sorumluluğunun farkında olma ve bazı öğrencilerde ise öğretim elemanına ve derse yönelik olumsuz tutum geliştirme biçiminde etkilerinin olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Öğrencilerin sahip olduğu hazır bilgi alma alışkanlığı, öğretme-öğrenme sürecinde öğretim elemanının beklentilerini gerçekleştirmesini olumsuz etkilemektedir.

Yüksel (2004b), “Eğitim fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik meslek bilgisi

derslerine yönelik direnç davranışları adlı araştırmasında”, eğitim fakültesi

öğrencilerinin hem ÖMB derslerine, hem de bu derslere giren öğretim elemanlarına yönelik düşüncelerinin olumsuz olduğu, bunun sonucunda da öğrencilerin bu derslerde direnç davranışları gösterdiklerini tespit etmiştir. Sonuçlar değişkenlere göre analiz edildiğinde i) rehberlik ve psikolojik danışmanlık, resim-iş, müzik, beden eğitimi ve okul öncesi anabilim dalı öğrencilerinin; ii) erkek öğrencilerin ve iii) ikinci öğretime kayıtlı öğrencilerin ÖMB derslerine ve öğretim elemanlarına ilişkin olumsuz düşüncelerinin olduğu ve bu derslere daha sık ve daha yoğun direnç gösterdikleri tespit edilmiştir.