• Sonuç bulunamadı

1.2 Örgütsel Bağlılık

1.2.1 Örgütsel Bağlılık Kavramı

Bağlılık terimi, anlamı birleĢtirmek olan Latince bir kökten türemiĢtir (ġengül Doğan, 2013: 65-66). Örgütsel bağlılık, 1956 yılında Whyte tarafından ele alındıktan sonra, günümüze kadar araĢtırmacıların ilgisini çekmeye devam eden bir konu olmuĢtur. Genel olarak bütün tanımlar bağlılığı, dengede tutma veya zorlama gücü ve davranıĢlara yön verme, örneğin, özgürlüğün sınırlandırılması, kiĢiyi bir davranıĢ biçimine yönlendirme Ģeklinde açıklamaktadır (Örücü ve Sezen KıĢlalıoğlu, 2014: 46)

Çöl ve Ardıç‟a göre (2008: 158) bağlılık, toplum duygusunun var olduğu yerlerde olan, toplumsal sezginin duygusal ifade biçimidir. Özetlemek gerekirse örgütsel bağlılık, bireylerin çalıĢtıkları örgütün kültürünü, değerlerini ve hedeflerini bilmeleri ve benimsemeleri anlamına gelmektedir ve bağlılığı yüksek iĢgörenlere sahip örgütler aynı zamanda güçlü bir örgüt kültürüne de sahip demektir (Gül, 2003: 75).

1.2.1.1. Örgütsel Bağlılığın Tanımları

Literatüre bakıldığında bağlılık kavramı ile ilgili çok fazla tanımın yapıldığı görülmektedir. Bu tanımlardan bazıları (Kervancı, 2013: 42):

 “Bireyi belirli bir amaca yönelik davranmaya iten güçtür.”

 “KiĢilerin inançları ile davranıĢları arasındaki paralelliği öngören bir his halidir.”

 “Bireylerin davranıĢ, değer ve inançlarının bir fonksiyonudur.”

Örgütsel bağlılık kavramı ise çok sayıda araĢtırmacının çalıĢma konusu olarak seçtiği ve üzerinde önemle durduğu bir konudur (Kervancı, 2013: 42).

Literatür taraması sonucunda ulaĢılan bazı tanımlar aĢağıdadır.

Karavardar‟a göre (2015: 142) örgütsel bağlılık, “çalıĢanın örgütüyle psikolojik olarak bütünleĢmesi, örgütün amaç ve hedeflerini özümsemesi ve kiĢinin örgütte kalmak için duyduğu arzu” olarak tanımlanabilir.

Akıncı‟ya göre (2006: 27) örgütsel bağlılık, en kısa anlamıyla “iĢgörenin örgütüne duyduğu bağın bir ifadesidir”.

Bilge vd.‟ne göre (2015: 87) örgütsel bağlılık “bir tutumdur ve örgüte olan sadakat gibi duyguları yansıtır”.

Çekmecelioğlu‟na (2006: 155) ve Doğan ve Kılıç‟a (2007: 38) göre ise örgütsel bağlılık, “genel olarak çalıĢanların örgüt içinde kalma isteği, örgüt amaç ve değerlerine olan bağlılık” olarak tanımlamıĢlardır.

Literatürde bağlılık kavramı üzerine çok sayıda tanımın yapıldığı görülmektedir. Buna göre; örgütüne bağlılığı yüksek olan bir çalıĢan, örgütsel amaç ve değerlere güçlü bir Ģekilde inanmakta ve örgütünden gelen emirlere gönülden uymaktadır (Doğan ve Kılıç, 2007: 39).

Yapılan bütün tanımlar göz önüne alındığında örgütsel bağlılıkta üç temel faktörünün olduğu göze çarpmaktadır (Akıncı, 2006: 27; Doğan ve Kılıç, 2007: 39; Uygur, 2007: 73; Sabuncuoğlu, 2009: 23; Yüceler, 2009: 448; GümüĢ ve Sezgin, 2012: 81; Emhan vd., 2013: 56; ġengül Doğan, 2013: 68):

1. Örgütsel amaçlara ve değerlere güçlü bir inanç duyma ve sorgusuz kabul etme, 2. Örgütsel hedeflere ulaĢma konusunda oldukça istekli bir çalıĢma gayreti gösterme, 3. Örgütsel kültürün bir parçası olarak kalma isteği Ģeklinde sıralanabilir.

Bu faktörlerden yola çıkarak örgütsel bağlılık kavramını, “bireyin, örgütün amaç ve değerlerine güçlü bir inanç duyması ve kabullenmesi, örgütün çıkarları için çaba harcamaya gönüllü olması ve örgüt üyeliğini devam ettirmek için güçlü bir istek duyması” olarak tanımlamak yanlıĢ olmayacaktır (GümüĢ ve Sezgin, 2012: 81).

Özetlemek gerekirse yapılan tanımlarda görüleceği üzere örgütsel bağlılık, örgüt çalıĢanlarının, örgütsel amaç ve hedefleri içselleĢtirmesi, bireysel amaç ve hedefler ile örgütün amaç ve hedeflerini özdeĢleĢtirmesi, örgüte kazandırdığı faydalar ile aldığı takdir ve ödüller arasında dengeyi hissetmesi, örgütünün kazanımlarının artması için tüm gücüyle çalıĢması ve kendi yararına olan durumları dâhi duygusal ve ahlaki değerleri göz önüne alabilmesi örgütünü bırakmaması olarak ifade edilmektedir (Sabuncuoğlu, 2009: 23).

1.2.1.2. Örgütsel Bağlılığın Önemi

Konaklama iĢletmelerinde en önemli sorunlardan biri mesleki deneyime sahip kalifiye iĢgücü bulmak ve mevcut yetiĢtirilmiĢ kalifiye iĢgücünü elde tutmaktır. Özellikle, iĢgörenlerini temel maliyet unsuru olarak gören ve istenildiği zaman istenilen nitelikte ve nicelikte iĢgöreni bulabileceğini öngören iĢletmeler için kalifiye iĢgücü bulmak ve elde tutmak önemli bir sorun olmaktadır (Akıncı, 2006: 32).

ĠĢletmelerin güçlenerek ilerlemesini sağlaması, hem nicelik hem de nitelik bakımından yetiĢtirilmiĢ iĢgörenlerin örgütüne güçlü bir Ģekilde duygular beslemesine bağlıdır. Bu bağı sağlamak için çalıĢanların, iĢin gerektirdiği bilgiler ve beceriler kadar, iĢine ve çalıĢma alanına olumlu tutumlar geliĢtirmesi de gerekmektedir. ĠĢgörenler örgütlerine ne kadar çok olumlu tutuma sahipse, iĢletmede o kadar çok güçlenmektedir (Örücü ve Sezen KıĢlalıoğlu, 2014: 46).

Örgütsel bağlılık, örgütlerin baĢarıya ulaĢması konusunda önemli değiĢkenlerin baĢında gelmektedir (Gül, 2003: 73). Literatürde örgütsel bağlılığı düĢük olan bireylerin, olumsuz iĢ davranıĢları gösterdikleri, örgütün bir parçası olarak kendilerini hissetmemesi ve bunların sonucu olarak da devamsızlıkların, iĢe geç kalmaların artması gibi olumsuz iĢ davranıĢları gösterdikleri ve iĢi bırakma isteklerinin yüksek olduğu belirtilmiĢtir. Örgütsel bağlılık sayılan bu olumsuz iĢ davranıĢlarının olumlu iĢ davranıĢına dönüĢtürmede önemli bir etkendir. Bu bağlamda örgütsel bağlılık davranıĢı, bireylerin kendilerini örgütün bir parçası olarak görmelerini sağlayarak insan faktörünün örgütsel çıktılar üzerindeki etkinliğini arttırmaktadır (GümüĢ ve Sezgin, 2012: 82).

1.2.1.3. Örgütsel Bağlılığın GeliĢimi

Günümüzde örgütsel bağlılık kavramı, hem akademisyenler hem de uygulayıcılar açısından son derece önemli bir konu olmasına rağmen henüz net olarak tanımının yapılamamsı ve kavramı açıklama konusunda bir kargaĢanın yaĢandığı görülmektedir (Bayram, 2005: 125).

Kavramla ilgili çalıĢmaların 1970‟li yıllardan sonra artmasına rağmen, tarihçesi 1950‟lere kadar uzanmaktadır. 1958‟de March ve Simon ile Morris ve Sherman‟ın ayrı ayrı yürüttüğü “örgütsel bağlılığın değiĢimsel modeline” yönelik araĢtırmaları, 1960‟da Gouldner‟in “örgütsel bağlılığı güçlendirmek için öneriler” sunduğu çalıĢması ve nihayetinde 1961‟de Etzioni‟nin ilk kez “bağlılığın türlerini belirlediği” araĢtırması ile örgütsel bağlılık olgusunun temelleri ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır (UlutaĢ, 2011: 83).

Bağlılık, son 30 yılda baĢta ABD olmak üzere diğer tüm ülkelerde yapılan araĢtırmalara konu olmuĢ (Gül, 2002: 37) ve konuyla ilgili yapılan çalıĢmalar günümüzde, giderek artan bir önem kazanmıĢtır. Konunun bu kadar önem kazanmasının nedenlerinden bazıları Ģu Ģekilde sıralanabilir (Bayram, 2005: 126-127):

1- Örgüte bağlılığın, arzu edilen çalıĢma davranıĢı ile iliĢkisi,

2- Örgüte bağlılığın iĢten ayrılma nedeni olarak, iĢ doyumundan daha etkili olduğunun araĢtırmalarla ortaya konulması,

3- Örgütsel bağlılığı yüksek olan kiĢilerin, düĢük olanlara göre daha iyi performans göstermeleri,

4- Örgütsel bağlılığın, örgütsel etkililiğin yararlı bir göstergesi olması,

5- Örgütsel bağlılığın, fedakârlık ve dürüstlük gibi örgüt vatandaĢlığı davranıĢlarının bir ifadesi olarak dikkat çekmesidir.

Benzer Belgeler