• Sonuç bulunamadı

5.2. Mevzuat

5.2.5. Çevre ile İlgili Yönetmelikler

5.2.5.5. Çevresel Etki Değerlendirmesi

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), çevre sorunsalındaki ekolojik, ekonomik, politik ve teknik boyutları, değişik dozlarda da olsa harmanlamayı sağlayan, kısaca söylenirse, ekonomi ile ekolojiyi uzlaştırmaya çalışan bir araç olarak ortaya çıkarılmıştır. Bu çok yönlü ve kapsayıcı yapısı nedeniyledir ki çevre politikasında daha sonraları geliştirilecek olan SK anlayışının gerçekleştirilmesinde önemli bir araç olarak

433 Türkiye Çevre Vakfı, “Türkiye’nin Çevre Sorunları”, s.462.

434 Türkiye Çevre Bakanlığı, Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği, 14 Mart 1991 tarih ve 20814 sayılı Resmî

Gazete’de yayınlanmıştır.

yerini almıştır. ÇED klasik kamu yönetimi anlayışını ve yapılanmasını büyük ölçüde değiştiren ya da değiştirme potansiyeline sahip bir araçtır.436

Kalkınmanın ekonomik ve sosyal yönüne odaklanan SK ile birlikte çevre etki değerlendirmesi ile birçok tanım ve yorumlar ortaya çıkmıştır. Buna karşın çoğu kişi etki tanımının şunları kapsaması konusunda hemfikirdir:(1) projenin genel hedef ve amaçlarının tanımlanması, (2) amaç ve hedefleri başaracak alternatif faaliyetlerin tarif edilmesi, (3) kalkınma olmaksızın ne gibi ekonomik ve sosyal değişikliklerin oluşabileceği, (4) alternatif uygulamalara ilişkin etkilerin doğası, büyüklüğü ve süresinin tarif edilmesi, (5) etkinin anlamının değerlendirmesi, (6) negatif etkileri azaltır veya engellerken, pozitif etkileri arttıracak çare bulucu faaliyetlerin tanımlanması, (7) tercih edilen uygulamanın tanımlanması, (8) gözetim için gerekli faaliyetlerin ana hatlarını ortaya koyma.437

ÇED, belirli bir proje veya gelişmenin, çevre, insan sağlığı üzerindeki etkilerinin belirlendiği ve tahmin edildiği bir süreçtir. Bu süreçte yasal teklifler, programlar, projeler ve işlevsel yöntemler görüşülür. Etki hakkındaki bilgi iletişimi sağlanır ve etkinin büyüklüğü değerlendirilir.438 CED kendi başına bir karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir. ÇED'in amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. ÇED’in temel görevi, projelerle ve gelişmelerle ilgili karar vericilerin daha bütünsel, yani karara etkiyecek birden fazla faktörü göz önüne alır bir şekilde daha sağlıklı karar vermelerini sağlamak için, onlara projelerden kaynaklanabilecek çevresel etkileri net bir şekilde göstermektir.439

Gibson etki değerlendirmesi tasarımında bir dizi prensibin tanımlanabileceğini ileri sürmüştür. Hiçbir tasarım tek başına bütün durumlar için mükemmel değildir ve sekiz prensip ile ilgili bunların tasarım geliştirmeye yardım edeceği düşüncesindedir. Prensiplerin bağımsız olduğu ve bir paket formunda olduğunu vurgulamıştır. Kendi

436 Nükhet Turgut, a.g.e.,s.465. 437 Bruce Mitchell, a.g.e., s.116.

438 R.Ted Munn,J.Glynn Henry,Gary W. Heinke,a.g.e., s.687.

439

Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Müdürlüğü, “ÇED Nedir”, http://www.cedgm.gov.tr/ced.htm(17.12.2005),s.1.

görüşüne göre hepsi birlikte kullanılmalıdır. Sekiz prensip şunlardır:440 (1) Tümleşik bir yaklaşım, (2) bütün verilen kararlar etki değerlendirmesinden sorumlu olmalıdır, (3) etki değerlendirmesi en iyi seçeneği tanımlamaya odaklanmalıdır, (4) etki değerlendirmesi kanuna dayandırılmalı ve belirli zorunlu ve zorlayıcı olmalıdır, (5) değerlendirme süreci ve ilgili karar verme açık, katılımcı ve adil olmalıdır, (6) onay şartları zorlayıcı, etkileri izleme kapasitesi ve uygulama sırasındaki uyum zorunlu olmalıdır, (7) etkin uygulamanın gerçekleştirilmesi, (8) provizyon etki değerlendirmesini daha yüksek karar düzeyleri ile bağlantılandırmak için yapılmalıdır.

ÇED gelişim yönünde sadece sağduyulu bir yaklaşımdan daha fazlasını sunar. O bir politika aracı, planlama aracı ve çevre yönetimi konusunda çok önemli bir yapının parçası ve SKya doğru sevk eden bir araç olabilir. Bazı görüşlere göre etki değerlendirmesi yalnızca bir teknik olmaktan ziyade bir filozofça bir yaklaşımdır. Graham Smith onun, çevre bilimi ile kaynak yönetimi politikalarının bütünleştirilmesinde bir köprü rolü oluşturması gerektiğini iddia etmektedir. ÇED’e karşı tutumlar; onun gerekli bir faaliyet olduğu veya ideal kalkınmayı belirlediğinden, SK’yı başaracak çevre yönetiminin geliştirilmesi ve planlanmasında önemli bir rolü olduğu görüşleri arasında değişmektedir.441

Türkiye’de ÇED süreci ÇED Başlangıç ve ÇED Çalışması olmak, üzere iki aşamadan oluşur. ÇED düzenlemelerindeki listede bulunan bir projeye başlamadan önce ilgili proje sahibi Yerel Çevre Müdürlüğüne projenin yeri sahibi ve tanıtılmasını içeren yazılı bir belge ile müracaat etmelidir. Başlangıç değerlendirmesi yazılı müracaatın ilgili kuruma iletilmesi ile başlar. Dosyaya alındıktan 30 işgünü içinde takip eden işlemler yapılır. Yazılı talep incelenir ve başlangıç kararı verilir. Düzenlemede birinci bölümde listelenen büyük projelerde evraklar Ankara’ya Çevre Bakanlığı’na gönderilir. Bundan sonra ilgili proje ile ilgili rapor hazırlanıp bakanlığa sunulur. Rapor ilgili projenin çevreye olabilecek etkilerini maddeler halinde ortaya koyar. Bunlar insan, toplum ve kültür, kültürel miras, hayvan ve bitki dünyası, toprak, su, hava, iklim ve peyzaj ve bu faktörlerin birbiriyle etkileşimi olduğu gibi çevresel etkiyi en az düzeye çıkaracak önlemleri de içerir. Format ve içerik ile ilgili bakanlıktaki ilk incelemeden sonra toplum tepkisi sırayı alır. Yerel medyada proje ile ilgili çıkan haber ve yayınlar yerel çevre birimleri tarafından son kararı verecek bakanlığa iletilir. Eğer son karar şartlı veya şartsız izin olarak çıkarsa veya ortaya konan dokümanlar çevre etkisini

440 Bruce Mitchell, a.g.e., s.116-119. 441 Cristopher J. Barrow, a.g.e., s.95.

azaltacak yeterlilikte uygun olarak değerlendirilirse veya olumsuz etkiler projenin getireceği faydadan dolayı kabul edilebilir derecede ise proje sahibi 4 yıl içinde başlayabilir. Diğer bir taraftan eğer projenin çevreye vereceği olumsuz etkiler oldukça belirgin ve önlemlerle azaltılamıyorsa veya projenin faydaları bu etkilerden daha önemsiz ise ilgili proje reddedilmek zorundadır.442

ÇED’in temel safhaları şu şekilde sıralanır:443

 Hava, toprak yüzey ve yeraltı sularının olduğu gibi hava kirliliğini de içeren mevcut çevresel şartların durumunun belirlenmesi.

 İnşa ve projenin normal yürütülmesi sırasında, açığa çıkması muhtemel kirleticilerin yoğunluklarının ve miktarlarının ve çevreye etkilerinin tahmin edilmesi.  Üretim ve kirliliği azaltıcı teknolojilerin ve alternatiflerinin yer seçimi seçeneğini de dahil edecek şekilde öngörülmesi ve değerlendirilmesi.

Bazı çevrelerce çevresel etki değerlendirme çalışmalarının, projelerin uygulanmasını geciktirerek gelişmeyi köstekleyen bir süreç oldukları ileri sürülmekteyse de, birçok ülke deneyimi, projelerin uzun dönemli ayakta kalabilmelerinin planlama süreci öncesinde yapılan çevresel etki çalışmalarıyla çok yakından ilişkili olduklarını göstermiştir. Yapıldığı yıllarda benzerleri içinde en büyük olmasıyla gurur duyulan Aswan Barajı bugün oluşturduğu sağlıksal, sosyal, fiziksel, biyolojik sorunlarla artık umulduğu gibi bir zenginlik kaynağı değil, sorun kaynağı haline gelmiştir. Mısır’daki bugünkü ve gelecek birkaç kuşaktaki insanlar da, hem bu barajın inşasının finansmanını, hem de onun varlığının yarattığı maddi ve manevi maliyetleri ödemek durumundadırlar.444

ÇED dünya’da ilk kez l970 yılında Amerika’da kabul edilmiş, l973 yılında Kanada, l985 yılında ise AB’de uygulamaya geçilmiştir. Ülkemizde ise 11 Ağustos l983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunun l0. Maddesinde bu konuya yer verilmiştir. ÇED Yönetmeliği Türkiye’de 23 Haziran 1997 tarihinde 23028 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz, taraf olduğu Bern ve Barselona sözleşmeleri ve Cenevre Deklarasyonu ile doğal çevreyi korumayı taahhüt etmiştir. ÇED uygulanacak faaliyetlerin bazıları fikir vermesi açısından aşağıda sıralanmıştır:445

442 Rafet Üstün, Bülent Topkaya, “Environmental Impact Assessment Applications in Turkey”, The Kriton Curi International Symposium an Environmental Management in the Mediterranean Region,ed.,Günay Kocasoy,Volume 1, İstanbul: Bogaziçi Üniversitesi Yayını,1998,s.80.

443 Ahmet Baban ve diğerleri,”Assessment of the Environmental Impacts of a Pharmaceuıtıcal Plant-Case Study”, The Kriton Curi International Symposium an Environmental Management in the Mediterranean Region,ed.,Günay Kocasoy,Volume 1,İstanbul:Bogaziçi Üniversitesi Yayını,1998,s87.

444 Ferzan Bayramoğlu Yıldırım,a.g.e,s.30-31. 445 Mustafa H.Çolakoğlu, a.g.e.,s.113-115.

 Rafineriler, gazlaştırma ve sıvılaştırma tesisler,

 Ham petrol rafinerileri (ham petrolden yağlama maddesi üreten tesisler hariçtir),  500 ton/gün veya daha fazla kömür veya bitümlü şistin sıvılaştırıldığı ve

gazlaştırıldığı tesisler,  Termik ve nükleer santraller,

 Nükleer güç santralleri ile diğer nükleer reaktörler,

 Radyoaktif atık tesisleri, (Radyoaktif atıkların depolanması, bertaraf ve işlenmesi amacıyla projelendirilen tesisleri),

 Dökme demir ve çeliğin ergitildiği ve demir dışı metallerin üretildiği tesisler,  Uçak yapım ve onarım tesisleri,

 Demiryolu teçhizatının, vagon ve her türlü demiryolu aracının imali ve montajı,  Motorlu araçların imali ve montajı,

 Denizlerden petrol çıkarma faaliyetleri,

ÇED Yönetmeliğine göre belirlenmiş faaliyet alanlarında kurumlar ÇED raporu hazırlanıp Çevre Bakanlığı’nda olumluluk raporu almadan bu faaliyet alanlarında izin, teşvik ve ruhsat alınması mümkün olmayacaktır. ÇED ekolojik sorunların arttığı günümüzde Türkiye için son derece yararlı sonuçlar getirecek bir uygulamadır. Ancak her ülkede olduğu gibi uygulama açısından çeşitli sorunlar çıkabilir. Ülkemizde ÇED uygulaması genelde işletme giderlerini arttırıcı bir faktör olarak algılandığı için uygulamasının işlerlik kazanması son derece güç olabilir. ÇED raporu hazırlamada ve ÇED’in uygulanmasında son derece önemli rol oynayacak kamuoyu katılımı Türkiye’de henüz etkin ve gerçekçi bir biçimde gerçekleşememiştir. Mahalli Çevre Kurulları’nın ve Çevre Teşkilatı’nın taşra birimlerinin yeterince örgütlenmemesi de bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇED’in yeni benimsenmesi, yürürlükteki mevzuata uyumunu zorlaştırmaktadır.446

Benzer Belgeler