• Sonuç bulunamadı

1.3. ÇATIŞMA VE ÇATIŞMA ÇÖZME İLE İLGİLİ

1.3.2. Çatışmanın Kaynakları

Çatışma ile ilgili kaynaklar değişik şekillerde ele alınmıştır, tanımlar incelendiğinde; ait olma, güç, özgürlük ve eğlence gibi bazı temel gereksinimleri karşılayabilmek ve bunlarla ilgili yaşanan müdahale, yarış durumlarından ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Çatışmanın doğru olarak tanımlanması ve yıkıcı etkilerinin ortadan

33

kaldırılabilmesinin ilk aşaması, çatışmanın kaynağının doğru tanımlanmasıdır. Çatışmanın kaynaklarını ortadan kaldırmak güçtür, burada çatışmanın kaynağının farkında olmak, şiddete kadar varabilecek olası bir çatışmayı ve bu çatışmanın her iki taraf içinde doğurabileceği yıkıcı sonuçları önleyebilir. Literatürde konuyla ilgili çeşitli araştırmalar aşağıda sunulmaktadır.

Schrumpf, Crawford ve Bodine (1997), çatışma nedenlerini üç temel durumla açıklamıştır. 1. Temel ihtiyaçların Karşılanmaması, 2. Kaynakların Kıtlığı, 3. Farklı Değerlerden.

1. Temel İhtiyaçların Karşılanmaması; İnsanların yaşamını sürdürme, ait olma, güç elde etme, özgürlük ve eğlence gereksinimlerini kapsamaktadır. Ait olma; sevme – sevilme, paylaşma ve başkalarıyla işbirliği yapılmasıyla karşılanabilmektedir. Bu gereksinim sevgi ve arkadaşlık gereksimi olarak da iade edilmektedir. Güç elde etme; başarma, yerine getirme, takdir görme, saygı görme ile gerçekleşir. Özgürlük; kendi yaşamımızla ilgili seçim yapabilme gereksinimdir. Eğlence gereksinimi; ise gülme, eğlenme, ve oynamayı kapsamaktadır.

2. Kaynakların Sınırlı Olması; Çoğunlukla çatışmalar sahip olunan kayakların sınırlı olmasından ortaya çıkar. Bu tür çatışmaların nedenleri genellikle, para, mal ve zaman kaybıdır. Bu çatışmalarda yarışmacı bir tutum içine girmektense işbirliği yapmak her iki tarafın da sorunu çözme sürecini başlatmasını ve birbirlerini çıkarlarının arkına vararak çözümler üretmesi sağlar.

3. Değerlerin Farklı Olması; İnançlar, öncelikler, ilkelerin farklılığından kaynaklanan çatışmalardır. Her bireyin yaşadığı ilişkilerde, benimsediği değerleri diğerlerine karşı koruma, değerleri ve inançlarını değiştirmemek konusunda direnç gösterme eğilimi vardır. Değerleri, içinde yaşanılan çevre belirler. Cinsiyet, ırk, sosyal statü, etnik gruplar, kültürel faktörler ve yetenekler farklıdır. Bu farklılıklar değerlerimiz, kültürel ve sosyal çeşitliliğimizdir. Değer çatışmalarında insanlar saldırır veya geri çekilirler ve verilen tepkiler çatışmayı kızıştırır. Bu nedenle çıkan çatışmalarda çatışmaları çözmek için, tarafların birbirlerinin değerlerini benimsemesi, kendi derlerinden vazgeçmesi söz konusu değildir. Olumlu çatışma çözme yöntemleri kullanılarak, her iki tarafında duruma farklı açılardan bakabileceklerini anlamaları, karşı tarafın değerleri değiştirmeye çalışması yerine farklılığı kabul etmesi çözüm için önemli bir adımdır. Eğer taraflar inanç ve değerlerindeki farklılıklarından dolayı birbirlerini reddetmemeyi öğrenirlerse, çatışmaya daha olumlu biçimde yaklaşabilirler.

34

Deutsch (1973), ise çatışma nedenlerini beş gruba ayırmıştır (Akt; Öner-Koruklu, 2003) ;

1. Kaynakları Kontrol Etme: Bazı kaynaklar; yer,para,güç,prestij,yiyecekleri başkaları ile paylaşılmaz olarak görmüştür. Eğer iki ya da fazla birey, grup, ülke aynı kaynağı isterse aralarında çatışma kaçınılmazdır. Bu tip çatışmaların yapıcı çözümlemesi genelde zordur.

2. Tercihler ve Sıkıntılar: Bazı çatışmalar, bir tarafın karşı tarafların tercihlerine, hassa tarafına ya da duyarlılığına etki ettiği zaman ortaya çıkmaktadır. Genellikle çözümünde tarafların birbirinden uzaklaşması söz konusu olmaktadır.

3. Değerler: Bazı çatışmaların konusu ‘olması gerekenlerdir’ Bir kişinin değerleri diğeri ile uyuşmadığı zaman ortaya çıkmaktadır. Bir tarafın olması gerekenleri karşı tarafların değerlerine ters düşüyorsa çözüm zorlaşır. Çünkü bireyler sahip oldukları değerler için yaşadığına inanır bu nedenle bunlara yapılan bir saldırı kendine yapılmış olarak algılanır ve savunucu davranış benimsenir.

4. İnançlar: Bazı çatışmalar, gerçeğin, bilginin, bilmeni ne olduğu üzerinde ya da gerçek hakkında ki inançların arklılığından ortaya çıkmaktadır. İki farklı kişinin aynı şey üzerinde arklı algılamalarından doğmaktadır. Bireyler birbirleri üzerinde baskı uygulamazlar ise çatışma ortaya çıkmaz. Fakat, bir taraf kendi inançlarını karşı tara zorla kabul ettirmeye çalıştığında ortaya çıkmaktadır.

5. Taraflar Arasındaki Doğal İlişki: Tarafların birbirleriyle olan ilişkilerinden bekledikleri ve ilişkilerine bakış açıları farklı olduğunda yaşanan çatışmalardır. Her iki taraf da baskın olmak isteyebilir ilişkide, ya da her iki taraf yönetilmek isteyebilir ya da bir taraf daha fazla birlikte zaman geçirmek isterken diğer taraf bunu istemeyebilir. Bazı durumlarda ilişkilerdeki çatışmak zor olduğu için yaşanan çatışma gizli kalır, yer değiştirir, ya da yanlış anlaşılır.

Deutsch (1973)’un bir diğer çatışma sınıflaması da çatışmanın sonucuna göre belirlenmektedir. Bunlar; yapıcı çatışmalar ya da yıkıcı çatışmalar olarak ikiye ayrılır. Eğer taraflar çatışmanın sonucunda kazandığını düşünüyor ve çözümün kedilerini tatmin ettiğine inanıyorlarsa bu tip çatışmalar yapıcı çatışmalar olarak adlandırılmaktadır.

35

Toplumsal yapısal kuram ve psiko-kültürel çatışma kuramı ise, çatışmanın kaynaklarını birbirinden oldukça farklı biçimde açıklar. Yapısal çatışma kuramına göre çatışmalar grupların birbiri ile rekabet halinde olan amaçlarından kaynaklanır.Gruplar çıkarlarını korurlar ve çıkarları korumaya yönelik eylemleri ödüllendirirken,grup çıkarlarına ters düşen eylemleri cezalandırırlar. Psiko kültürel kuram ise çatışmaya bireyin kendisi, diğerleri ve davranışlara ilişkin inançlarını biçimlendiren psikolojik ve kültürel güçlerle açıklamaya çalışır. Psiko-kültürel kurama göre çatışmaların kaynağı psikolojik ve kültürel farklılıklardır.grubun ve grubu oluşturan bireylerin içsel dünyasından hareketle çatışmayı anlamak gerekir. (Ross,1993) İki kuramın çatışmanın kaynaklarına ilişkin farklı açıklamaları çatışmaların yaşandığı düzeye ilişkin yaklaşımlarından kaynaklanmaktadır. Toplumsal yapısal kuram çatışmayı daha çok gruplar arası çatışma düzeyinde ele alırken, psiko-kültürel kuram bireyin içsel dünyasından hareketle grup düzeyinde çatışmayı çözümlemeye çalışmaktadır. Aslında bu iki kuram çatışmanın kaynaklarına ilişkin açıklamaları farklı olmakla birlikte, aynı zamanda bu açıklamalar birbirini tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır (Karip, 1999).

Görüldüğü gibi çatışmalar birçok farklı kaynaktan, çok çeşitli türlerde ortaya çıkabilmektedir.